GÜNDEM - 15 Temmuz 2016 Cuma 17:22

Prof. Dr. Aydın; “İŞİD, Suriye ve Irak’ta sıkıştıkça terör saldırılarındaki yöntemini de değiştiriyor”

A
A
A
Prof. Dr. Aydın; “İŞİD, Suriye ve Irak’ta sıkıştıkça terör saldırılarındaki yöntemini de değiştiriyor”

Fransa’daki 14 Temmuz Ulusal Gün kutlamalarında meydana gelen terör saldırısından sonra gözler tekrar terör örgütü İŞİD’e çevrilirken,terör saldırısında kullandığı yöntemde yeni bir tartışma konusu oldu.

İstanbul Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Fransa’daki terör saldırısıyla ve İŞİD’in saldırıda kullandığı yöntem ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

İŞİD’in son zamanlarda Suriye ve Irak’ta ciddi bir şekilde baskı altında olduğunu belirten Prof. Dr. Aydın, “Son dönemde Türkiye’den geçişlerde de sıkıntı yaşıyorlar; oda kesildi. Kamyon ile yapılan saldırının, sıkışıp zor durumda kaldıkça bütün dünyada operasyon yapıp, herkese zarar verebileceğini göstermek üzere planlanmış bir yöntem olduğunu düşünüyorum” dedi.

Uluslararası alanda tüm devletlerin büyük bir işbirliği yaparak İŞİD’in, Irak ve Suriye’deki kökünün tamamen kazınması ve merkezinin yok edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Aydın,aksi halde bu tür saldırıların sürüp gidecekmiş gibi gözüktüğünü söyledi.

Nice'te kalabalığın içerisine giren bir kamyon 10'u çocuk 84 kişiyi ezerek öldürdü. Saldırgan polis tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. Üç gün yas ilan edilen ülkede güvenliği asker sağlayacak.

“Terör, yaşam tarzımızı tehdit eden yapıya dönüştü”

“Şuana kadar hiç olmamış, son birkaç saldırıda gördüğümüz normalde bir adli suçlarda araç olan unsurları teröre hizmet edecek şekilde kullanmaya başladılar” diyen Prof. Dr. Aydın, “Örneğin herhangi bir şehirde bir otobüsün freni boşalabilir ya da şoför uyuya kalabilir veya çıldırmış olabilir;kalabalığın arasına dalarak insanları öldürebilir. Ama bu trafik kazasıdır ya da cinayettir. Fakat orada aracı kullanan kişi bunu terör amaçlı belli bir hedefe yönelik yapınca çok farklı sansasyonel sonuçlar ortaya çıkıyor. Brüksel ve İstanbul’daki saldırılar bunun örnekleriydi; dün Nice’de yapılan saldırı da benzer bir örneği. Bu yöntem, terörü günlük hayatımızın içine sokmakta, ortalama vatandaşın yaşam tarzınıher an ve her yerde tehdit eden bir yapıya dönüştürmektedir”.

“İŞİD,Hibrit tehditler oluşturdu”

Bu son dönemdeki saldırıların farklı bir tür teröre işaret ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Aydın sözlerine şöyle devam etti;

 “Bunun arkasında İŞİD bağlantısı olduğu anlaşıyor, geleneksel bildiğimiz terörden çok farklı bir yapı ortaya çıkmış gibi gözüküyor. Geldiğimiz noktaya bakınca sadece terör ya da terörist diyerek geçip bırakamayacağımız farklı bir durum var. Eskiden beri terör ve terörist kavramları tartışılırdı,günümüzde kullanılan araçlarla bu daha da karmaşık bir hal aldı. Zaten El-Kaide’yle birlikte ortaya çıkan ‘yeni terör’diye bir kavram vardı. Şimdi İŞİD bu yapıları da tamamen değiştiriyor. İŞİD’e baktığımızda bildiğimiz klasik terör araçlarını kullanıyor,örneğin bombalı araç veya canlı bomba eylemleri gibi. İkincisi El-Kaide benzeri bir ağ yapılanmasına sahipler ve dünya çapında sempatizanları ile birbiriyle ilişkisi olmayan hücre yapılanmaları var. Üçüncüsü bir devlet gibi davranabiliyorlar; özellikle Suriye ve Irak’tabelirli bir toprak parçası üstünde kendi orduları, güvenlik güçleri var ve bunlarla diğer ordularla savaşa giriyorlar. Ayrıca son iki yıldır özellikle NATO çerçevesinde çok tartışılan “Hibrit tehditler” kavramına uygun olacak şekilde örtülü savaş araçlarını kullanabiliyor, örneğin internet yayıncılığı ve gazete-dergi çıkartarak tüm dünyada propaganda mücadelesi yürütüyorlar ve bunlarla kendilerine yakın insanların duygularını etkilemeye çalışıyorlar. Şimdi son olaylarda gördüğümüz üzere, tüm bunlara günlük hayatın içinden unsurları alıp ölümcül tehdide dönüştürmek yoluyla  ve fazla karmaşık bir yapıya ihtiyaç duymayan yeni ve farklı bir saldırı yöntemi geliştirmiş durumdalar.”

“Hedef Fransa’ydı, temsilcilikler önlem olarak kapatıldı”

Fransa’nın, Türkiye’deki Konsolosluk ve Büyükelçiliklerini kapatmasından bir gün sonra saldırının olmasının genel anlamda Fransa’ya yönelik bir saldırı olacağı ciddi bir istihbarat bilgisinin varlığına işaret ettiğini söyleyen Prof. Dr. Aydın, “Zaten açıklama yapıldı, anladığımız kadarıyla o istihbarat sadece Türkiye’ye yönelik istihbarat değil, genel olarak dünya çapında Fransa’ya ve onunla bağlantılı yapılara yönelik bir saldırı olabileceği istihbaratıydı. Bunun yeterince ciddi olduğunu düşündükleri anlaşılıyor. Bu saldırıda gerçekleşince benim anladığım bu sefer temel hedef Fransa’ydı; Türkiye’deki temsilcilikleri önlem olarak kapatıldı” diye konuştu.

“Bu tür eylemleri tam anlamıyla engellemek imkânsız”

“Araçtaki kurşun izlerine bakınca kutlamalarda belli bir güvenlik önlemi aldığı, ancak tehdidin tespiti, karşılık verilmesi ve aracın durdurulmasının, sürecin hızı ve karmaşası içinde zaman aldığı anlaşılıyor” diyen Prof. Dr. Aydın,“Güvenlik önlemi olarak bölgede bulunan polislerin araç insanların arasına daldığında muhtemelen ilk etapta ne olduğunu anlamadıklarını, bunun örneğin kazaen freni boşalmış bir araç olmayıp, durdurulması gereken bir tehdit olduğu anlaşılınca da ateş etmeye başladıklarını ve bunun da vakit aldığını düşünüyorum. Ama buradaki esas mesele bu tür hiç beklenmeyen bir eylemi tespit etmek ve engellemek neredeyse imkânsızdır” dedi.

“Ülkeler güvenlik önlemleri artırıp, istihbaratlarını güçlendirecekler”

Son dönemde yaşananların bir sonucu olarak tüm dünyada daha fazla güvenlik devletine dönüş olacağını ifade eden Prof. Dr. Aydın,“Bütün devletler çok daha fazla güvenlik önlemleri ve polisiye tedbirler alacaklar; istihbaratlarını güçlendirmeye çalışacaklar. İŞİD’in bu eylem türüne geçmesinde belki büyük miktarda patlayıcı maddelerin ülkelere sokulamıyor olması da vardır. Artık daha önce hiç dikkat çekmemiş, terör örgütüyle bağlantısı tespit edilmemiş bireyleri hiç beklenmedik eylemler için kullanmaya başladılar. Bunlar herhangi bir yerde rahatlıkla bir aracı kaçırabilir, sonra insanların arasına rahatlıkla dalıp, çok sayıda insanın ölümüne neden olabilir. Artık bu tür eylemler öngörülerek, bunlara karşı mutlaka bir takım önlemler alınacaktır; fakat karşımızda hızla evrilen ve sürekli yöntem değiştiren bir yapılanma var; o nedenle tam anlamıylasonlandırmak mümkün gözükmüyor” açıklamalarında bulundu.

Saldırının olumlanacak hiçbir tarafı yok, ölen sivil insanlar”

“Terör, ülke, din, ırk farkı tanımıyor; bunlar şu anda her ülkede yaşanıyor”diyen Prof. Dr. Aydın, “Burada olursa kötü, orada olursa iyi gibi kavram söz konusu değil.Sonuçta ölen insanlar hiçbir şekilde bu işlere bulaşmamış, hiç haberdar olmayan masum siviller. O yüzden bunun hiçbir şekilde olumlanabilecek bir tarafının olmadığını söylemek lazım” diye konuştu.

GÜL KABA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Çiçeklerin azaldığına anlam veremedi, güvenlik kamerasını izleyince hayrete düştü Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde her gün çiçeklerin azaldığını fark eden 28 yaşındaki esnaf, gerçeği güvenlik kamerasını izleyince öğrendi. Bir kişinin 3 gün üst üste aynı saatlerde aynı cins çiçeği çaldığını gören esnaf, hayrete düştü. Tığcılar Mahallesi’nde çiçekçi dükkanı işleten 28 yaşındaki Hamza Kaplan, 3 gündür işletmesinin önünden çiçeklerin azaldığını görünce güvenlik kamerasını izledi. Görüntülerde bir kişinin 3 gün üst üste aynı saatlerde aynı cins çiçeği çaldığını gören Kaplan, hayrete düştü. Aynı çiçek cinsinin defaten çalınmasına anlam veremeyen Kaplan, çiçeğin maliyetinin takriben 150 lira olduğunu söyledi. Şikayetçi olmadığını belirten Kaplan, hırsızlığın boyutu olmadığını aktardı. “Her gün bir tane eksildiğini fark ettim” Çiçekçi dükkanı işleten Hamza Kaplan, “Saksılar tezgahta dizili şekilde. Her gün bir tane eksildiğini fark ettim. Kamera kayıtlarını incelediğimde hırsızlığı bir şahsın gerçekleştirdiğini gördü. Tavşankulağı diyorlar; bunlar bahçelere ekiliyor, kışlık çiçekler. Belki sevdiği bir insana götürdü belki bir hastalığı vardır neden o çiçeği götürdü bilmiyorum. Maliyeti 100-150 TL arasında değişiyor. Gelip istese ben hediye ederdim bu çiçeği ona ama böyle bir üzücü olayla karşılaştık. Bu çiçekler bahçeye ekildiği için iç mekanda tutmuyoruz o sebeple dışarıda duruyor. Ben kendisinden şikayetçi değilim ama yapmasın bu şekilde. Art arda çalınınca tabi insan ne oluyor diyerekten geriliyor. Çiçeği bizden istese kırmayız ama romantizme mi bağlıyor ne yapıyor çözemedik biz. Böyle bir şahıs ile karşı karşıyayız” dedi.
Manisa Çevresi tarihle çevrili olan Çaybaşı Deresi’nde hummalı çalışma Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, tarihi dokulara sahip Çaybaşı Deresi’nde kapsamlı temizlik çalışmaları gerçekleştiriyor. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in bizzat takip ettiği çalışmalarda, tarihi ve kültürel mirasa zarar verilmemesi adına özel bir hassasiyet gösteriliyor. Her ay düzenli olarak el işçiliği ile temizlik yapılacak dere yatağı, hem doğal güzellikleriyle hem de tarihi önemiyle kentin simgelerinden biri olma özelliğini taşıyor. Kırmızı Köprü’nün olduğu noktada yer alan Çaybaşı Deresi, tarihi dokusu ve asırlık ağaçları ile Manisa merkezin simge noktaları arasında yer alıyor. Başkan Zeyrek’in mahalle ziyaretinde gündeme gelen talepler üzerine Kumludere’de çalışmalar başlatıldı. Derenin açık kesimindeki çöpler toplandı, otlar budandı ve düzenli bakım yapıldı. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Genel Sekreter Yardımcıları Pınar Mine Hacıalibeyoğlu ile Oğuz Murat Pınar, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Erk Kayabaş, Kent Estetiği Dairesi Başkanı Emine Müge Kuğu, MASKİ Çevre Koruma ve Kontrol Başkanı Necip Kurtarıcı, Kanalizasyon Dairesi Başkanı Şahika Orhan bölgede incelemelerde bulundu. Çalışmaları yakından takip eden Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste ve MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Başkan Zeyrek’in talimatıyla yıllardır temizlenmeyen kapalı kesitte de çalışmaların yapılacağını kaydetti. Deste ve Postacı, bölgedeki kötü koku şikayetlerini değerlendirmek için numune alınıp analizlere başlandığını ve sonuçlara göre gerekli adımların atılacağını belirtti. “24 saat esasıyla çalışan bir belediyeyiz” Genel Sekreter Burak Deste, tarihi dokuların olduğu Çaybaşı Deresi’nde önemli bir temizlik çalışması yaptıklarını ifade ederek, “Şehzadeler şehri Manisa’nın en güzel yerlerinden birisindeyiz. Duvarlarındaki taşlarının 550 yıl önce döşendiği muhteşem bir doğa harikası, Spil Dağı’nın eteklerinde Manisa’nın en güzel yerlerinden biri. Zaman zaman doğanın, zaman zaman da maalesef insanımızın eliyle kirletildiği bir yer. Burayı düzenli olarak temiz tutmaya çalışıyoruz. Yeri geliyor doğayla mücadele ediyoruz. Yeri geliyor insanların bıraktığı atıklarla uğraşıyoruz. Arkadaşlarımız büyük bir özveriyle çalışıyor. Yaz demeden kış demeden hem MASKİ hem de Büyükşehir Belediyesi ekipleri düzenli olarak temizlik yapıyor. Çalışmaları yaparken buranın tarihi özelliğini de dikkate alarak, özenmemiz gerekiyor. Korumamız gereken kültürel varlıklardan bir tanesi. Attığımız her adımı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’na bildirerek, onlardan görüş alarak yapıyoruz. Temizliklerimiz düzenli olarak devam edecek. Amacımız, temiz, güzel, yaşanılabilir bir şehir oluşturmak. Görüyorsunuz, derenin içerisine halı atılmış. Bu doğanın bıraktığı bir şey değil. Ama biz elimizden geleni yapacağız. Bu bitmeyen bir mücadele. Hizmetlerimiz devam edecek. Hiçbir şekilde durmayacak. Biz, 24 saat esasıyla çalışan bir belediyeyiz” dedi. Kaçak bağlantılar tespit edilecek MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, kaçak atık su bağlantılarının tespiti için numuneler alınıp detaylı analizler yapıldığını ve sonuçlara göre müdahalelerde bulunacaklarını söyledi. Postacı, “Bu numuneleri anlaşmalı olduğumuz akredite olmuş laboratuvarda analiz ettiriyoruz. Çapraz bir kontrol olsun diye iki ayrı laboratuvarda analiz yaptırıyoruz. Zararlı bir atık söz konusu ise müdahalemizi ve gerekli yasal işlemlerimizi başlatacağız” diye konuştu. Mahalle muhtarından teşekkür Tunca Mahalle Muhtarı Suna Marangoz ise Büyükşehir Belediyesi’nin hızlı ve titiz çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Geçen hafta Sayın Başkanımız Ferdi Zeyrek mahallemize geldi. Geldiğinde deremizin içindeki ağaçların bakımlarının yapılması, atılan çöplerin toplatılması, kapalı menfezlerin havalandırılması konusunda kendisine ricada bulunmuştuk. Aradan dört gün geçtikten sonra yine sabahın ilk saatlerinde Sayın Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Bey, Sayın MASKİ Genel Müdürümüz Talat Bey ve ekipleri ile birlikte buradayız. Tarihi, kültürü yansıtan, Manisa’nın akciğeri olan Kumludere’mizin bakım çalışmaları yapılıyor. Bu konuda, halkımızdan da yardım istiyoruz. Kumludere’mize lütfen gözümüz gibi bakalım. Bu anlamda, kaçak sularımızı derelerimize akıtmayalım. Sayın Ferdi Başkanımız, konuyla çok ilgileniyor, çok teşekkür ediyoruz” dedi.