GENEL - 13 Mart 2020 Cuma 08:47

Prof. Dr. Bekir Karlığa: “İslamiyet Batı’yı 900 senelik cehalet uykusundan uyandırdı”

A
A
A
Prof. Dr. Bekir Karlığa: “İslamiyet Batı’yı 900 senelik cehalet uykusundan uyandırdı”

Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, Batı Platformu’nun Mart ayı toplantısının konuğu oldu. Toplantıda “Avrupa Merkezli Medeniyet Anlayışı ve İslam” konusu ele alınırken, Karlığa, İslamiyet’in Batı’yı 900 senelik cehalet uykusundan uyandırdığını ifade etti.

İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesindeki düşünce kuruluşlarından Batı Platformu’nun Mart ayı toplantısının teması “Avrupa Merkezli Medeniyet Anlayışı ve İslam” olarak belirlendi. Toplantının ana konuğu Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, İslam medeniyetinin Batı medeniyetinin oluşmasındaki katkılarını tarihsel boyutuyla ortaya koydu. 18. yüzyıldan itibaren tüm dünyada egemen olan Batı Merkezli Medeniyet algısının oluşmasındaki dayanaklara değinen Prof. Dr. Bekir Karlığa, Batı’nın üstünlük iddiasının sadece Batı emperyalizminin ve sömürgeciliğinin kazandırdığı gücün ötesinde bir anlam taşımadığını söyledi.

“Ortaçağ karanlığı içerisinde derin uykudaydılar”
Batı kültürünün oluşmasında en önemli motor güçlerden birinin İslam düşüncesi, bilimi, kültürü ve sanatı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bekir Karlığa, “Özellikle 12. yüzyılda İslam dünyasının bütün bilgi mirası, düşünce ve kültür birikimi Batı’ya aktarıldı. O günlerde Ortaçağ karanlığı içerisinde derin bir uykuya dalmış olan Batı, İslam dünyasından gelen etkilerle yavaş yavaş uyanmaya başladı. 13. yüzyılda başlayan Rönesans hareketi 16. yüzyılda zirveye taşındı. Batı yeniden kendini keşfederek, yeni bir yorumla yeniden dünya gücü haline gelmeye başladı. Aynı zamanda skolastik ve dogmatik uykusundan da böylece uyandı. Bu uyku Batı’yı aşağı yukarı 900 sene korkunç bir cehalet karanlığı içeresine sürüklemişti. Batı’da bilim, düşünce ve uygarlık alanında büyük bir boşluk vardı” dedi.

“Ne Batılı olduk ne de Batı bizi kabul etti”
Batı medeniyetinin Türkiye’ye yansımalarını anlatan Prof. Dr. Bekir Karlığa, “Biz Batı medeniyeti ile 18. yüzyılda yakın temasa geçtik. 19. yüzyılda ise Tanzimat Dönemi ile beraber modernleşme hareketimiz başladı. Cumhuriyet Dönemi ise Batılılaşmanın zirveye taşındığı bir dönemdi. Bu dönemler boyunca Türkiye önemli tecrübelerden geçti. Türk aydınında Batı karşısında zaman zaman bir kompleks hasıl oldu. Kimi zamanlarda bu kültür tepki gördü. Türkiye’nin seyri Batı karşıtlığıyla Batı hayranlığı arasında devam ediyor. Kültür çatışmaları ise Türkiye’de farklı anlayışların doğmasına sebep oldu. Güçlü tarihi, köklü medeniyetimize karşı bir soğukluk meydana geldi. Güvensizlik durumu ortaya çıktı. Bunun neticesinde Türk aydını Batılılaşmayı kendisi için hedef haline getirdi. Ancak tam manasıyla ne kendi kültür kimliğimizi devam ettirebildik ne Batılı olduk ne de Batı bizi kabul etti. Dolayısıyla bu çatışma hala daha devam ediyor ve bunu toplumun her kesiminde görebiliyoruz” diye konuştu.

“Hiçbir kültür diğerlerinden üstün değil”
Batı kültürünün üstün olduğu algısının yanlış bir düşünce olduğunu da belirten Karlığa, ”Hiçbir kültür diğerinden üstün değildir. Batı kültürünün üstün görülmesi aslında Batı Merkezli Medeniyet algısından geliyor. Batı kendini hep dünyanın merkezinde görmektedir. 16. yüzyılda yapılan haritalarda görüldüğü gibi dünyanın merkezi Batı’dan başlar. Hâlbuki Batı kültürü diğer kültürlerden üstün değildir. Her medeniyet ve her kültür birbirlerinden beslenir. Batı’nın üstünlük iddiası Batı emperyalizminin ve sömürgeciliğinin kazandırdığı gücün ötesinde bir anlam taşımaz. Nitekim şu anda Yunanistan sınırındaki göçmenlerin durumu da gösteriyor ki Batı’nın emperyalist tavrı hala etkin bir şekilde devam ediyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir CHP Genel Başkanı Özel, Zübeyde Hanım’ın anıt mezarını ziyaret etti Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de Anneler Günü sebebiyle Zübeyde Hanım Anıt Mezarı’nı ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Anneler Günü dolayısıyla İzmir’in Karşıyaka ilçesinde bulunan Zübeyde Hanım Anıt Mezarı’nı ziyaret etti. Anıt mezara sırasıyla Özgür Özel, CHP heyeti ve ilçe belediye başkanları karanfil bırakıp dua etti. CHP Lideri Özel’e İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, ilçe belediye başkanları ve kadın kolları başkanları da eşlik etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, “Arkamızdaki toprak, bu dünyanın görmüş olduğu, bu ülkenin yetiştirmiş olduğu en büyük devrimciyi dünyaya getirmiş, onu yetiştirmiş ve bize kazandırmıştır. Eğer Zübeyde anne olmasaydı, bugün burada makam mevki sahiplerinin hiçbirisi bu görevlerde olmazdı. Zübeyde anne olmasaydı bu topraklar Türkiye Cumhuriyeti toprağı olmazdı. Burada bağımsız, çağdaş bir Cumhuriyet hüküm sürüyor olmazdı. Mustafa Kemal Atatürk 101 yıl önce şu konuşmayı yaptı; ‘Burada yatan annem eziyetin, zorlamanın bütün milleti felaket uçurumuna götüren bir keyfi idarenin kurbanı olmuştur. Annemin kaybından şüphesiz çok üzüntülüyüm. Fakat bu üzüntümü gideren ve beni avutan bir konu vardır ki; o da anamız vatanı yok olmaya götüren idarenin artık bir daha geri gelmemek üzere yokluk mezarına gömülmüş olduğunu görmektir. Annem bu toprağın altında fakat milli hakimiyet sonsuza dek devam edecektir. Beni teselli eden en büyük kuvvet budur.’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk annesinin kaybından ülkenin keyfi idaresini sorumlu tutmakta haklıdır. Annesi o keyfi idarenin iyi yönetememesi sebebiyle sağlığından olmuş, tedavi olamamış ve hastalığa yenik düşmüştür” dedi. “Bugün ayırmadan tüm anneleri aradım” Alın terinin ve mezhebin renginin, ırkının, cinsiyetinin olmadığını vurgulayan Özel, şu ifadeleri aktardı: “Annelerin gözyaşının rengi olmaz. Annenin gözyaşının Türk’ü, Kürt’ü olmaz. O yaşın durması icap eder. Bugün şehit annelerimizi, Diyarbakır annelerini, Cumartesi annelerini aradım. Ayırmadan hepsini aradım ve hepsine dedim ki ‘Bugün sizin için zor bir gün. Ama ben hem kendi ailem adına hem de Cumhuriyet Halk Partisi ailesi adına evlatlarınızdan uzak, içinizde yara, özlem hissettiğiniz bugün de buruk hissetmeyin.’ Diyarbakır annelerinin de, Cumartesi annelerinin de, şehit annelerinin de ailesi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Hepimiz sizinle birlikteyiz.” Özel, “Bugün Mısra Öz’ü aradım ve dedim ki ‘Bütün annelere selamımızı söyleyin. Çorlu tren kazası annelerinin ve annesiz kalmış evlatlarının Anneler Günü’nde Türkiye’nin en büyük ailesi yanınızdadır.’ Bugün Abdullah Tayyip Olçok’un annesi Nihal Olçok’u aradım. 15 Temmuz gecesi öldürülen evladının arayamadığı Nihal Olçuk’u hepiniz adına ben aradım. Şunu söyledim; ‘Bu ülke Berkin Elvan’la Abdullah Tayyip Olçuk’a birlikte yas tutmadan bir olamaz, birlikte olamaz. Biz ikisinin yasını birlikte tutanlarız” diye konuştu. “Sinan Ateş’in annesi ve eşini aradım” Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş’i ve eşi Ayşe Ateş’i de aradığını aktaran Özel, şunları kaydetti: “Dedim ki; ‘Türkiye’nin en büyük ailesi hiçbir zaman siyaseten ortak düşünmediğimiz evladınızın artık ailesidir. Sinan Ateş’in adalet arayışı onun için bizim mücadelemizdir’. Ayrıca Voleybol Milli Takımımızın kaptanı, kendisi de anne olan Eda kaptanı aradım ve Anneler Günü’nü kutladım. Biz filenin sultanları kazanınca hep birlikte sevinenleriz. Biz milli takım gol atınca hep birlikte ayağa fırlayanlarız. Biz bu ülkede yaşayan 86 milyonu hiçbir fark ayırmadan kucaklayan Cumhuriyet Halk Partilileriz ve biz hep birlikte onlarla birlikte Türkiye ittifakıyız.” “Her Anneler Günü’nde Zübeyde annemizin huzurunda toplandık” Anma etkinliğinde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da, “Her Anneler Günü’nde Zübeyde annemizi bize hatırlatan her günde, onun manevi huzurunda bugüne kadar defalarca toplandık. Her defasında ona ve onun bize armağan ettiği o büyük kahramana, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygımızı ve minnetimizi defalarca dile getirdik. Bugün yine Anneler Günü. Onlara duyduğumuz saygı, sevgi, minnet daimdir ve sonsuzdur. Zübeyde annemiz ömrünün son bir ayını Karşıyaka’da sağlık problemleri nedeniyle geçirmiş ve hayata gözlerini burada yummuştur. Hemen ardından Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle buraya defnedilmiş ve İzmir’in bağrına emanet edilmiştir. Bizim için bu kutsal emaneti bugüne kadar korumak ve gereğini yerine getirmek bir görev olmuştur” şeklinde konuştu. “Tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum” Kadınların ve annelerin birer kahraman olduğunu ifade eden Tugay, “Biliyoruz ki bu ülke annelerimizin vicdanları huzur bulduğu zaman, onlar evlatları için geleceğe güvenle baktığı zaman gerçekten aydınlığa erişmiş olacaktır. Bugün tüm annelerimizin ve kaybettiğimiz annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum” dedi.
Çorum Mahalli seçimler bitti, tartışması hala sürüyor Çorum’un Osmancık ilçesine bağlı Yeni Danişment köyünde 31 Mart’taki yerel seçimlerde çıkan muhtarlık kavgasında darp edilen yaşlı adam, suçluların cezalandırılmasını istiyor. 31 Mart yerel seçimlerinde Yeni Danişment köyünde sandıkların açılmasından sonra çıkan kavgada 4 kişi yaralanmış, taraflar birbirlerinden davacı olmuşlardı. Kavgada aldığı darbelerle yaralanan Nazım Sağlam, şikayetçi olduğunu ve davanın bir an önce görülüp sonuçlanmasını istediğini söyledi. Her iki bacağında platin takılı olan 72 yaşındaki Nazım Sağlam, muhtarlık seçimi ile kendisinin ilgisi olmadığı halde çıkan arbedede dövüldüğünü söyledi. Sağlam, “Yeni Danişment köyünde 31 Mart seçimleri sandık işlemleri bitip, sandık açıldıktan sonra sayım bitmek üzereyken ben dışarı çıktım. Ben arabama doğru yöneldim. Yöneldikten sonra seçimi kaybeden muhtar adayı tarafı köye karşı küfrederek dışarı çıktılar. Ben arabaya doğru giderken arkamdan uçan tekme atarak beni yere serdiler. Karnım ve kafam şişti. Uzun süre kendime gelemedim. Ambulansla beni hastaneye götürdüler, iki gün hastanede kaldım. Jandarma hastaneye gelerek ifademi aldı. Sağlık raporum, iki günlük darp raporum da dosyamın içindedir. Kavga anının kamera görüntüleri de dosyanın içindedir. Hiçbir adayı desteklemediğim halde beni bu hale getirdileri için önce Allah’a, sonra adli makamlara havale ediyorum. Görüntülerde kimin nasıl darp ettiği yer alıyor. Ben iki bastonlu bir adamım. On yıldır ben iki bastonla geziyorum. Beni köpekte döver, kedi de döver. Bunlar bu kadar zayıf insanlar" şeklinde konuştu.