SAĞLIK - 16 Nisan 2020 Perşembe 12:39

Prof. Dr. Diler: 'Tıp alanında yeni döneme geçiliyor'

A
A
A
Prof. Dr. Diler: 'Tıp alanında yeni döneme geçiliyor'

Klasik tıp alanında bir devrin kapandığını ve yeni bir döneme geçildiğini söyleyen Prof. Dr. Sarper Diler, koronavirüs ile gelen değişime dikkat çekti.

Prof. Dr. Sarper Diler, yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisinin, çok kısa bir zamanda toplumsal yapının radikal bir şekilde dönüşmesine sebep olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Diler, “Antibiyotiklerin keşfedilmesi ve aşıların çok yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmasıyla beraber dünya, salgın hastalıklarla ve enfeksiyon sorunları ile mücadeleyi önemli ölçüde kazandı. Bu iki keşif ile beraber klasik tıp alanında bir devir kapanmış oldu ve yeni bir süreç başladı. Ancak bu buluşlar da yeterli olmadı ve dünya, yeni bir çözüm aramaya başladı. Yeni dönemde hayatta kalma süresi uzatılmaya, dünya nüfusunun azalmasının durdurulmasına ve erken yaşlanmanın önlenmesine ağırlık verildi. Sağlık problemlerinde kronik hastalıklar ve ileri yaş sorunları daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Geçtiğimiz yüzyıldaki verem, veba ve tifüs gibi ölüme neden olan hastalıkların yerini, kanser, felç, koroner kalp rahatsızlıkları, KOAH, diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklar almıştı. Dünyayı tam manasıyla etkileyen günümüzdeki önemli gelişme ise Covid-19 oldu” dedi.

Koronavirüs ile gelen değişime dikkat çeken Prof. Dr. Diler, “Covid-19 pandemisi, çok kısa bir zamanda toplumsal yapının (kültürel, sağlık, ekonomik ve sosyal yaşamın) radikal bir şekilde dönüşmesine sebep oldu. Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve hızlı bir şekilde yayılmaya başlayan bu yeni tip virüs bütün dünyanın aynı anda teyakkuza geçmesine neden oldu. Covid-19 olarak isimlendirilen bu yeni tip virüs, yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısının yanı sıra eklem ile kas ağrıları, baş ağrıları, bitkinlik, halsizlik ve solunum sorunları ile kendisini gösterdi. Bu virüs türü yarasa, deve, yılan, domuz ve kedi gibi birçok hayvan türlerinde de görülen bir virüstür. Hayvanlardan da insanlara rahatlıkla bulaşabilir ve insanlar arasında da bulaşma son sürat devam eder. Bunun en büyük örnekleri MERS ve SARS virüslerinde de görülmüştü. Yeni karşılaşılan bu virüs için modern ve klasik tıp bir nevi zayıf kaldı” şeklinde konuştu.

Peki, şimdi ne olacak?
Dr. Sarper Diler, klasik tıbbın çözüm üretmeye çalıştığını söyleyerek, “Bununla beraber birçok uzman farklı alternatiflere de yöneldiler. Özellikle de deneysel çalışmalarda oldukça başarı sağlayan kök hücre ve plazma tedavisi umutları yeniden yeşertti. Plazma tedavisi bu yüzyılın başlarında yeterince etkili ilaç geliştirilemeyen bir dönemin tedavisidir. Plazma tedavisine dönülmesi aslında modern tıbbın çaresiz kaldığının bir göstergesidir. Normal koşullarda yeni bir ilacın geliştirilmesi en az bir seneyi bulacaktır. Hızlandırılmış ilaç çalışmalarına çok dikkat edilmelidir. Yeterli toksisite ve güvenlik çalışmaları yapılmadan ilacın insanlar üzerinde kullanıldığı 1969’daki Talidomid faciasını hatırlatmak yerinde olur. Tarihi hatalar yaparak verilen ilacın toksik etkileri nedeniyle doğan kolsuz bacaksız bebeklerin hatıraları tarih olsa da kaş yapacağım derken göz çıkarmamak esas olmalıdır. Aşı bulunduğu haberleri hepimize umut oluyor ancak virüs kırılgan genetik yapılı bir virüs olup halen 2003 de SARS salgın yapan v benzer bir virüse karşı aşı geçen 17 senede bulunamaıştır. Bekleyin aşı geliyor haberlerinin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkarsa insanların kapılacağı endişe, korku ve umutsuzluk dolaylı olarak bağışıklığın düşmesine ve bu da olası 2. dalga Covid19 pandemisinde işimizi daha da zorlaştıracaktır.

200 yıl geçmişi olan ve 1918 deki İspanyol gribinde çok başarılı olup ilaç tedavisinde yüzde 3 ila 10 arasında olan ölüm oarnlarını yüzde 0.7 gibi düşük oranlara çekmiştir. Bu konuda duayen homeopat Dr Andre Saine nin çalışmaları hem virüsün yayılmasını önleme hem de tedavi alanlarında umut vermektedir” ifadelerini kullandı.

Şu an için hastalığa olası bir antiviral ilaç uygulaması bulunmadığından dolayı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini öneren Prof. Dr. Diler, “Bu konuda asıl önemli olan husus, hijyen ve bağışıklığın kuvvetlendirilmesidir. Yatak istirahati, bol sıvı alımı ve dengeli bir beslenme çok önem taşımaktadır. Vücudun bağışıklığını yüksek oranda arttıracak bir takım durumlar da vardır. Örneğin selenyum, B12, B6, D vitaminleri ve mineraller vücut üzerinde eksikse mutlaka alınmalıdır. C vitaminin ise sonbahar mevsiminden itibaren gıdalardan alınabilmesi bu tarz virüslerin görüldüğünde belirtilerin sürecini kısaltmada oldukça etkisi vardır. Çünkü virüs bulaştığı zaman hiçbir vitamini tüketmenin ne belirtiler ne de hastalığın şiddeti üzerinde fazla bir etkisi olmayacaktır. Vücuttaki eksik mineral ve vitaminleri öğrenmek için ise saç analizi testi gibi başarılı uygulamalara başvurulabilir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.