SAĞLIK - 28 Eylül 2016 Çarşamba 11:16

Prof. Dr. Dursun Aras: “Kalp ritm bozukluğu ölüme, kalp yetersizliğine ve inmeye neden oluyor”

A
A
A
Prof. Dr. Dursun Aras: “Kalp ritm bozukluğu ölüme, kalp yetersizliğine ve inmeye neden oluyor”

Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı ve Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu Başkanı olan Prof. Dr. Dursun Aras, kalp ritm bozukluklarının kalp yetersizliğine, inmeye ve ölüme neden olduğunu belirterek, obezite, sigara ve aşırı alkol kullanımının kalp ritim bozukluğunun en sık nedenlerinden olduğunu söyledi.

Atriyal fibrilasyon, kalbin atriyum dediğimiz kulakçıklarının ritm bozukluğudur. Kalp hızı normalde dakikada 50-100 arasında ve düzenlidir, yani atımların aralıkları eşittir. Kalbin kulakçıkları ve karıncıkları aynı hızda ve birbirini takip eden bir düzen içinde çalışırlar. Atriyum fibrilasyonunda ise bu düzen bozuluyor. Kulakçıkların hızı dakikada 400 ve üzerine çıkarak titreşir hale geliyor. Karıncıklar ise dakikada 100 ile 200 arasında, hızlı ve aralıkları çok düzensiz olacak şekilde çalışıyor. Hastalar karıncıkların bu düzensiz çalışmasını çarpıntı olarak hisseder.

“Atriyal fibrilasyon kalp ritim bozukluğu ileri yaşta daha sık görülüyor”
Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı ve Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu Başkanı olan Prof. Dr. Dursun Aras, atriyal fibrilasyonun özellikle ileri yaşlarda en sık görülen kalp ritim bozukluğu olduğunu vurgulayarak, “Yaş ilerledikçe sıklığı belirgin olarak artar. Toplumun genelinde sıklığı yüzde 3 civarındadır. Bu rakam 65 yaşından sonra yüzde 9 iken, 80 yaşından sonra yüzde 10-20’ye kadar yükselir. Gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda ortalama yaşın artması ile her geçen yıl atriyal fibrilasyonun sıklığı artmaktadır ve en önemli toplum sağlığı sorunlarından biri haline gelmiştir” dedi.
Prof. Dr. Aras, atriyal fibrilasyon bulunan hastaların ölüm riskinin 2 kat, kalp yetersizliği riskinin 3 kat, ve en önemlisi felç riskinin ise 5 kat fazla olduğunu belirterek, “Kalbin kulakçıkları normal kasılma ve kanı ileriye atma fonksiyonunu kaybettiği için, kulakçıklar içinde kan pıhtıları oluşur. Bu pıhtılardan kopan parçalar dolaşıma katılarak beyin damarlarının tıkanmasına ve inmeye neden olabilirler. Bu durumda oluşan inmeler diğer inmelere göre daha fazla ölümcül ve daha fazla sakat bırakıcı seyrederler. İleri yaşlardaki inmelerin yaklaşık üçte birinden bu ritim bozukluğu sorumludur. Yine bütün araştırmalara rağmen sebebi bulunamayan inmelerin beşte birinin altından bu hastalık çıkmaktadır. Ayrıca hastaların önemli bir kısmında bu hastalık nedeni ile tekrarlayan hastaneye yatışlar olur, yaşam kalitesi kötüleşir ve zihinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenir” şeklinde konuştu.

“Obezite, sigara ve aşırı alkol kullanmak kalp ritm bozukluğunun en sık nedenlerinden”
Prof. Dr. Dursun Aras, yaşın artması ile birlikte ritm bozukluğuna zemin hazırlayan hastalıkların da arttığını kaydederek, “Hipertansiyon, kalp yetersizliği, şeker hastalığı, koroner arter hastalığı, kalp kapak hastalıkları, akciğer hastalıkları, obezite, sigara ve aşırı alkol kullanmak en sık nedenlerdir. Ayrıca tiroid bezi hastalıkları, uyku apnesi ve böbrek yetmezliği olan hastalarda da sık görülür. Nadiren hiçbir hastalık olmadan da tek başına bu ritm bozukluğu olabilir” diye konuştu.

“Kalp ritm bozukluğunun en sık belirtisi çarpıntı”
Prof. Dr. Dursun Aras, kalp ritim bozukluğunda hastaların genellikle hızlı ve düzensiz kalp atışlarından şikayet ettiklerini vurgulayarak, “Nefes darlığı, çabuk yorulma, göğüs ağrısı eşlik edebilir. Bu ritim bozukluğu hastaların bir kısmında birkaç saat veya birkaç gün devam edip normale döner ve zaman zaman tekrarlar. Bu nedenle şikayetler de bazen olur ve bazen düzelir. Hastaların bir kısmı özellikle yaşlılar hiç rahatsızlık hissetmeyebilirler. Ama ritim bozukluğunun oluşturduğu riskler şikayetsiz olan bu hastalarda da aynen söz konusudur. Bazen ilk bulgu beyin damarlarındaki tıkanıklığa bağlı olarak inme, kalıcı bir felç, geçici görme, konuşma bozukluğu veya kuvvet kaybı olabilir” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Dursun Aras, şikayeti olan veya risk grubundaki hastaların doktor muayeneleri gerektiğini ifade ederek, Hastanın hikayesi ve fizik muayenesi önemli ipuçları verir. Tanıda en önemli yöntem elektrokardiyografi yani EKG’dir. Ritm bozukluğu varken EKG ile tanı koymak çok kolaydır. Ancak hastaların bir kısmında ritm bozukluğu dönem dönem olduğu için aradaki normal dönemlerde EKG de normal görünecektir. Bu durumlarda hastaların göğsüne yapıştırılan elektrodlar ile 24 saat veya daha uzun süre EKG kaydı yapabilen Holter gibi uzun süreli ritm takip yöntemleri kullanılabilir. Bu ritim bozukluğuna neden olacak hastalıkların tanısı ve ritim bozukluğunun kalbe etkisinin değerlendirilmesi için ekokardiyografi yani kalp ultrasonografisi gerekir. Ayrıca kan şekeri, böbrek, karaciğer, tiroid fonksiyonları için kan tetkikleri yapılmalıdır” diye konuştu.

Tedavinin birbirini tamamlayan iki kısımdan oluştuğunu vurgulayan Prof. Dr. Dursun Aras, “Birincisi kalp hızının ve ritminin kontrol edilmesidir. Kalp hızı genellikle çok hızlıdır ve yavaşlatmak için ilaçlar verilir. Bununla birlikte ritim bozukluğu devam eden ve normal ritme döndürülmek istenen hastalarda ritim düzenleyici ilaçlar (antiaritmikler) verilebilir. Bazen göğüse elektrik şoku uygulanarak ritim düzeltilir. Bazen de ilaçlara rağmen ritim bozukluğu ve şikayetleri devam eden hastalarda ablasyon ile ritim normale çevrilir ve tekrarlaması önlenebilir. Ablasyon işlemi koroner anjiografide olduğu gibi kasıktaki damarlardan kalbe ulaşılarak özel elektrod kateterler ile ritim bozukluğundan sorumlu odakların yakılması veya dondurulması işlemidir. Ablasyon işlemi aritmi konusunda uzmanlaşmış elektrofizyoloji uzmanı kardiyologlar tarafından yapılmaktadır. Ülkemizde bu konuda oldukça tecrübeli ve başarılı doktorlar ve merkezler bulunmaktadır” dedi.

“En sık yapılan hata, inme önleyici olarak aspirinin kullanılması”
Prof. Dursun Aras, tedavinin ikinci ve belki de daha önemli kısmının ise beyin damarlarının pıhtı ile tıkanmasının, dolayısıyla inmelerin önlenmesi olduğunu ifade ederek, “65 yaşın üstünde olmak, daha önce geçirilmiş bir inme olması, hipertansiyon, şeker hastalığı ve kalp yetersizliği inme için en önemli risk faktörleridir. Bunlardan birinin veya birkaçının olması durumunda, ciddi bir sakıncası olmadığı sürece pıhtı önleyici ya da kan sulandırıcı olarak bilinen ilaçlar (antikoagülanlar) kullanılmalıdır. Bu ilaçların hepsi ülkemizde mevcuttur. Hastalar ve belki kısmen doktorlar tarafından da en sık yapılan hata inme önleyici tedavi olarak aspirin kullanılmasıdır. Aspirinin atriyal fibrilasyonda inme önlemedeki etkisi yetersizdir ve pıhtı önleyici tedavinin yerine geçmez. Maalesef halen Ülkemizde de pek çok ülkede olduğu gibi atriyal fibrilasyonda inme önlenmesi için pıhtı önleyici tedavilerin kullanımı gereken oranların çok altındadır ve halen korumadığı halde aspirinin yanlış kullanımı fazladır. Bu nedenle Ülkemizde ve bütün dünyada ölümlerin ve sakat kalmaların en önemli nedenlerinden biri olan inme ile mücadele yetersiz kalmaktadır. Gerekli hastalarda etkili ve doğru bir pıhtı önleyici tedavi ile inmelerin \%70-80’i önlenebilmektedir. Bu alanda hasta, doktor ve sağlık çalışanlarının daha fazla bilgi ve ilgisine ihtiyacımız vardır. Şu noktayı tekrar tekrar vurgulamak gerekir; inme en önemli ölüm nedenlerinden biridir ve atriyal fibrilasyona bağlı inmelerin büyük kısmı doğru tedavi ile önlenebilir. Bu tedavi kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, iç hastalıkları, geriatri ve nöroloji uzmanları tarafından her yerde kolaylıkla uygulanılabilen bir tedavidir” şeklinde konuştu.

A.F Kampüs toplantısı Ankara’da
Prof.Dr. Aras, A. F. Kampüsü’nün Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu’nun, Atriyal fibrilasyon ve inme ile ilgili olarak kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, iç hastalıkları, nöroloji, geriatri, aile hekimi ve pratisyen hekimler gibi branşlardaki hekimlerin katılımı ile gerçekleştiğini ifade ederek, “Geçen yıl başlayan A.F kampüsü toplantıları sayıları artarak bu yıl da devam etmektedir. Ankara, İstanbul, İzmir, İzmit ve Gaziantep gibi Ülkemizin farklı bölgelerinde deneyimli uzmanların katılımı ile daha geniş kitlelere ulaşmak için gayret gösterilmektedir. Ankara’da yapılacak olan bu seferki toplantı 29 Eylül Dünya Kalp Gününde planlandı. Böyle önemli bir günde kalp sağlığı açısından gösterilen çabaların içinde atriyal fibrilasyonun önemini bir kere daha vurgulamak istedik” dedi.

“Hayatınızın ritmi için kalbinizin ritmini koruyun”
Prof. Dr. Dursun Aras, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin bütün dünyada ölüm nedenlerinin en başında geldiğini dile getirerek, “Bunun önüne geçmek için daha işin başında yani sağlıklı iken gayret göstermek şarttır. Sağlıklı beslenmek, yeterince hareket etmek ve egzersiz yapmak, sigara ve kötü alışkanlıkları bırakmak herkesin yapması gereken temel önlemlerdir. Hipertansiyon, şeker hastalığı ve şişmanlık ile daha etkili mücadele edilmelidir. Bunları yaparken hastaların da daha aktif, istekli ve katılımcı olmaları gereklidir” diye konuştu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Atakum Belediyesi’nden iş arayanlara istihdam fırsatı Samsun’un Atakum Belediyesi İstihdam Merkezi (ATİM), iş arayanlara yeteneklerine ve eğitimlerine göre istihdam fırsatı sunuyor. İşletme sahipleri ile iş arayanları buluşturan merkez, işverenlere iş gücü sağlarken iş arayanlara da hayallerindeki mesleğin kapılarını açıyor. Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel’in çalışmalarına hız kazandırdığı ATİM sayesinde, çok sayıda vatandaş iş sahibi oldu. Daha çok ailenin yaşamına dokunmak için çalıştıklarını belirten Başkan Türkel, "Atakum Belediyesi İstihdam Merkezi ile iş arayan vatandaşlarımızı yetenekleri, eğitimleri ve ilgilerine göre iş sahibi yapıyoruz. Ekonomik şartların gittikçe ağırlaştığı dönemde önemli bir ihtiyaca cevap veren merkezimiz, iş arayanla işvereni bir araya getirerek istihdama önemli katkı sağlıyor. Merkezimizin sunduğu hizmetlere çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Daha fazla vatandaşımızı iş sahibi yapmak ve daha çok ailenin yaşamına destek olmak için çalışmalarımıza hız kazandırdık. Atakum Belediyesi olarak çalışmaya, üretmeye ve halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz" dedi. "84 kişiye iş imkanı sağlandı" ATİM hakkında bilgi veren Başkan Yardımcısı Suat Yıldız, "Kısa adı ATİM olan Atakum Belediyesi İstihdam Merkezine şu ana kadar 794 başvuru sağlanmış. Başvuruların 84 tanesini, iş verenlerle buluşturarak iş sahibi yaptık. CV’leri ile gelip, bize başvuran vatandaşlarımızın İstihdam Merkezine kayıtlarını sağlıyoruz. Atakum ve civarında iş bulmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da çalışmalarımız bu şekilde devam edecek ve daha çok vatandaşımıza istihdam olanağı sağlayacağız" ifadelerini kullandı. "Kısa sürede dönüş yapıldı" ATİM aracılığıyla iş sahibi olan vatandaşlar, merkezin sunduğu hizmetten duydukları memnuniyeti dile getirdi. Depremzede olarak Samsun’a yerleştiğini belirten Hasan Levent, yaptığı başvuru sonrası alanına uygun bir işte çalışmaya başladığını ve yaklaşık altı aydır görev yaptığını söyledi. İş güvenliği uzmanı Kader Kuymat ise belediyeye yaptığı başvurunun kısa sürede sonuçlandığını, şu anda mesleğini icra ettiğini ifade etti. Reklam firmasında çalışmaya başlayan Melek Şakar, ATİM’e yaptığı görüşmenin ardından aynı gün geri dönüş aldığını ve kısa sürede işe yerleştirildiğini belirtti. Unlu mamuller sektöründe işe başlayan Bircan Küçük de istihdam merkezindeki ilgiden memnun kaldığını, kısa sürede iş bulduğunu ve çalıştığı firmadan mutlu olduğunu söyledi. Yerel markette reyon görevlisi olarak çalışan Şeref Şaylak ve Rana Ece Yılmaz da iş arama sürecinde ATİM’e başvurduklarını, kısa sürede geri dönüş alarak işe başladıklarını ve çalışma şartlarından memnun olduklarını ifade etiler.
Kayseri Mehmet Akif Ersoy, tiyatroyla anılacak Talas Belediyesi; İstiklal Marşı’mızın şairi, milletin vicdanı Mehmed Akif Ersoy’u vefat yıl dönümünde anlamlı bir sanat etkinliğiyle anıyor. Talas Belediyesi Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenecek ’Milletin Avazı Mehmed Akif’ adlı tiyatro oyunu, büyük şairin fikir dünyasını, mücadelesini ve milletle kurduğu güçlü bağı sahneye taşıyor. ’Tek Perde Üç Tablolu Milli Dram’ olarak hazırlanan eser, Mehmed Akif’in yalnızca dizeleriyle değil, hayatıyla da bu millete yol gösteren bir dava adamı olduğunu gözler önüne serecek. Oyun boyunca inanç, vatan sevgisi, fedakârlık ve bağımsızlık ruhu, izleyicinin yüreğine dokunan sahnelerle aktarılacak. Atabey Barış, Özgecan E. Eraydın, Kutay Neşeli, Nazlıcan Kol, Süleyman Özyürek ve Hacı Murat Yiğitsoy’un rol aldığı oyunda, müzikler Kara Karayev ve Grup Şantiye imzası taşıyor. Sahne ve müziğin güçlü birlikteliği, izleyicilere hem hüzün hem de gurur dolu bir atmosfer sunuyor. 24 Aralık 2025 Çarşamba günü saat 13.30’da Talas Belediyesi Meclis Salonu’nda sahnelenecek oyun, Mehmed Akif Ersoy’un aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, onun fikirlerini ve millet için verdiği mücadeleyi bir kez daha hatırlatacak. Programla ilgili değerlendirmede bulunan Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Mehmed Akif’in millet hafızasındaki yerini şu sözlerle ifade etti; "Mehmed Akif Ersoy, bu milletin sesi, vicdanı ve istikametidir. Onu vefat yıl dönümünde anmak, sadece bir hatırlayış değil değerlerimize yeniden sarılmaktır. Akif’i anlamak, bu toprakların ruhunu anlamaktır." Talas Belediyesi, milli ve manevi değerleri yaşatan kültür-sanat etkinlikleriyle, geçmişten geleceğe uzanan güçlü bir hafıza inşa etmeye devam ediyor.
İstanbul Pendik’te araçtaki yangın çevre binalara sıçradı: 2 araç ve kafe küle döndü Pendik’te bir araçta çıkan yangın çevredeki bina ve mekanlara sıçradı. Yangın itfaiye ekiplerince söndürülürken, 2 araç ve 1 iş yeri kullanılamaz hale geldi. Olay, 11.15 sıralarında Pendik Kaynarca Mahallesi Küçüksu Sokak üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, park halindeki bir araçta henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Yangın büyüyerek yan taraftaki bir binaya ve 3 katlı bir kafeye sıçradı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Bölgede yaşanan trafik yoğunluğu nedeniyle yangın güçlükle kontrol altına alınırken, dumandan etkilenen bir vatandaş itfaiye ekiplerince kurtarıldı. Yangın nedeniyle 2 araç ve kafe kullanılamaz hale geldi. Öte yandan çevredeki binalarda da geniş çaplı maddi hasar oluştu. Yangının çıkış nedenine ilişkin inceleme başlatıldı. "Yarın faaliyete başlayıp kafe olarak kullanacaktık, nasip olmadı" Yangında küle dönen kafenin ortağı Sahil Yıldırım, "Aracı ön tarafa çekmişler. Biz de iki üç aydır burayla uğraşıyorduk yapmak için, yarın sabah açılışımız vardı. Nasip olmadı, her şey Allah’tan. Şu an polis ve itfaiye raporunu bekliyoruz. O araç yandı, yandaki araca da sıçradı. Ondan sonra dükkanı komple yaktı. Dükkan kapalıydı ama içerisi komple doluydu, her şeyimiz vardı ve vergileme vasıtasıyla çıkartmıştık. Yarın da faaliyete başlayıp kafe olarak kullanacaktık, nasip olmadı" dedi.
Ankara ‘Türkiye Geneli Kaçak Tütün Ürünleri Tüketimi saha Araştırması Bulguları ve Vergi Politikası Zorlukları Çalıştayı’ Ankara’da düzenlendi ‘Türkiye Geneli Kaçak Tütün Ürünleri Tüketimi saha Araştırması Bulguları ve Vergi Politikası Zorlukları Çalıştayı’, Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Külliyesi’nde gerçekleştirildi. Sağlığı Geliştirme ve Sigara ile Mücadele Derneği’nin de katkılarıyla, ‘Türkiye Geneli Kaçak Tütün Ürünleri Tüketimi saha Araştırması Bulguları ve Vergi Politikası Zorlukları Çalıştayı’, Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Külliyesi’nde düzenlendi. Çalıştaya, Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayıp Birinci, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, Dernek Başkanı Yasemin Açık, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Açılış konuşmaları ile başlayan program, saha araştırmalarının yer aldığı oturumlar ile devam etti. "Dünya genelinde 13-15 yaş aralığında en az 40 milyon çocuk halihazırda en az bir tütün ürünü kullanıyor" Ne kadar önlem alınsa da tütün endüstrisinin kazanımları için yöntem değiştirdiğini söyleyen Birinci, "Günümüzde en büyük tehditlerden biri elektronik sigaralar, nikotin poşetleri, sentetik nikotin içeren yeni ürünler, yenilik ve zarar azaltması söylemleriyle her gün daha masum görüntü vererek sigarayı yaymaya devam ediyorlar. Oysa bu ürünlerin biçimi değişse de temel amacı değişmiyor. Temelde nikotin bağımlılığını sürdürmek üzere özellikle çocukları ve gençleri hedef olarak kendi pazarlarını korumak ya da genişletmeye yönelik çalışmalar yürütüyorlar. Bu kapsamda, aykos benzeri ısıtılmış tütün ürünlerinin dumansız ve zararsız olmadığını çok defa belirtmiş olmasına rağmen geleneksel sigarayla aynı bağımlılık potansiyeline sahip olduğuna dair geri bildirimler ve en kritik risk masum göstererek de sigaraya başlamayı ciddi düzeyde arttırdığına dair bilimsel araştırmalar artık karşımızda. Ortaya çıkan bu güncel verilere baktığımızda da dünya genelinde 13-15 yaş aralığında en az 40 milyon çocuk halihazırda en az bir tütün ürünü kullanıyor. Bunların 20 milyonu sigara, 10 milyonu dumansız tütün. Baktığınızda dumansız tütün çok yaygın hale geldiğini ve gençleri hedef koyduğunu gösteriyor. Daha da çarpıcı olan ise en az 15 milyon çocuğun bu yaşta elektronik sigaraya başlamış olması" şeklinde konuştu. "2025 yılının 11 ayında 522 bin 830 adet elektronik sigara ele geçirilmiştir" Aynı zamanda Aktaş, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "17 bin 391’i 2025 yılında olmak üzere son 3 yılda toplam 51 bin 55 operasyon gerçekleştirilmiş ve 64 bin 769 şüpheli hakkında adli işlemler yürütülmüştür. Son 3 yıllık operasyonlarda 27 milyon paket kaçak sigara, 5 milyar adet boş makaron, 1 buçuk milyar adet dolu makaron, 2 bin 800 ton tütün, 2.6 milyon adet puro ve çeşitleriyle 1,6 milyar adet elektronik sigara ele geçirilmiştir. 2025’in 11 ayı itibariyle ele geçirilen sigara paketi miktarları 11 milyonu, boş makaron miktarı 1.4 milyarı ve dolu makaron miktarı ise 334 milyon adeti aşmaktadır. Cumhurbaşkanlığı kararınca elektronik sigaranın yasaklanmasına rağmen bu ürünlerde yasa dışı yollarla maalesef piyasaya sürülmektedir. Yapılan operasyonlar neticesinde 2025 yılının 11 ayında 522 bin 830 adet elektronik sigara ele geçirilmiştir." "Sizleri 3-7 Haziran 2026 tarihleri arasında Elazığ’da Ulusal Tütün Kontrolü Kongresi’ne davet ediyorum" Çalıştayda alınan sonuçların hem halk sağlığına hem de kamu güvenliği ile vergi fiyat politikalarına önemli katkılar sunacağını belirten Açık, "Yaptığımız bu toplantı bundan 30’dan fazla yıl önce başlamış olan bir sigara mücadelesinin doğal bir ilerlemesidir. Aslında biz Elazığ’da bir grup öğretim üyesi Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bundan 30 yıl kadar önce sigara mücadelesine başladığımızda burada çok değerli hocalarım ve sayın bakanımın da olduğu bir ekip içerisinde yoğun emekler verildi. 1993 yılında Sağlığı Geliştirme ve Sigarayla Mücadele Derneği kuruldu. Bu dernek 1998 yılında kamu yararı çalışan dernek unvanını aldı. Elazığ’da 90’lı yıllarda birçok faks kampanyası başlatıldı. Periyodik yayın çıkarıldı. Uluslararası katılımlı sigara sağlığı Kongreleri düzenlendi. Bırak kazan kampanyaları yapıldı. Bu çalışmaları hala yürütüyoruz. Sizleri 3-7 Haziran 2026 tarihleri arasında Elazığ’da yapılacak olan uluslararası katılımlı, Ulusal Tütün Kontrolü Kongresi’nde davet etmek isterim. Bu mücadeleye gönül vermiş herkesi orada tekrar güç birliği yaparak, bir araya gelerek sigara mücadelesini yürütmeye davet etmek istiyorum" diye konuştu.
İstanbul Akbank, KOBİ’lerin yapay zekâ dönüşümünü Agentic AI Hackathon ile destekliyor Akbank’ın desteğiyle MEXT ve Novus tarafından düzenlenen ‘KOBİ’ler İçin Agentic AI Hackathonu’, üretim sektöründeki KOBİ’leri otonom yapay zekâ çözümleriyle buluşturdu. Türkiye’de KOBİ’lere yönelik kapsamlı Agentic AI maratonu olan programda, 50 KOBİ’ye dijital ve yapay zekâ olgunluk değerlendirmesi yapılırken, seçilen 10 KOBİ’nin gerçek operasyonel problemlerine yönelik uygulamalı çözümler geliştirmesi desteklendi. Program, KOBİ’lerin yapay zekâyı stratejik bir dönüşüm ve rekabet avantajı aracı olarak kullanabileceğini somut biçimde ortaya koydu. Akbank, MEXT ve Novus iş birliğiyle hayata geçirilen ‘KOBİ’ler İçin Agentic AI Hackathonu’, birbirlerinden farklı sektörlerdeki KOBİ’lerin gerçek operasyonel ihtiyaçlarına yönelik otonom yapay zekâ çözümleri geliştirmesine imkân sundu. Türkiye’de KOBİ’lere yönelik kapsamlı Agentic AI (karar alabilen ve aksiyon gerçekleştirebilen otonom yapay zekâ sistemleri) maratonu olma özelliğini taşıyan program, MEXT’te gerçekleştirildi. KOBİ’lerin dijital ve yapay zekâ dönüşümünü hızlandırmayı hedefleyen KOBİ’ler İçin Agentic AI Hackathonu, teknoloji ile sanayiyi aynı zeminde buluşturdu. Program, KOBİ’lerin kendi operasyonlarından yola çıkarak, ölçülebilir yapay zekâ etkisi oluşturabilecek çözümler geliştirmelerine odaklandı. Program kapsamında 50 KOBİ’ye Dijital ve Yapay Zekâ Olgunluk Değerlendirmesi yapıldı. Değerlendirme sonucunda belirlenen 10 KOBİ, hackathona davet edilerek Agentic AI mimarisi, bulut altyapıları ve Novus platformunu uygulamalı biçimde deneyimleme fırsatı buldu. Katılımcılar, kendi üretim, operasyon ve hizmet süreçlerindeki gerçek problemlere yönelik otonom ve entegre yapay zekâ çözümleri geliştirirken, uzmanlardan bire bir mentörlük aldı. "KOBİ’lerin yapay zekâ teknolojilerine erişimini kolaylaştırmayı hedefliyoruz" Akbank KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Alper Bektaş, programa ilişkin değerlendirmesinde şunları ifade etti: "Akbank olarak KOBİ’lerin sürdürülebilir büyümesini, teknoloji ve dijital dönüşümle birlikte ele alıyoruz. KOBİ’ler İçin Agentic AI Hackathonu, KOBİ’lerin yapay zekâyı kendi operasyonlarına uyarlayabilecek yetkinliğe sahip olduğunu somut biçimde ortaya koyan çok kıymetli bir örnek. Bu tür programlarla, yapay zekâ dönüşümünü yalnızca büyük ölçekli şirketlerin değil, KOBİ’lerin erişebileceği ve gerçek değer üretebileceği bir alan hâline getirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda, KOBİ’lerin üretim ve iş süreçlerinde verimlilik artışı sağlamalarını, maliyetlerini optimize etmelerini ve rekabet güçlerini artırmalarını destekleyecek erişilebilir, ölçeklenebilir ve güvenilir yapay zeka çözümleri geliştirmelerine olanak tanıyoruz. İş dünyasının geleceğine yatırım yapmaya, KOBİ’lerimizin rekabet gücünü artıracak ekosistem iş birliklerini desteklemeye devam edeceğiz." MEXT Teknoloji Merkezi Genel Müdürü Efe Erdem ise "MEXT olarak, üretim sektörünün geleceğini şekillendirecek agentic yapay zekâ teknolojilerinin gerçek operasyonel senaryolarla buluşmasını özellikle önemsiyoruz. Bu doğrultuda KOBİ’ler İçin Agentic AI Hackathonu, yalnızca bir günlük bir etkinlik olarak değil, uçtan uca kurgulanmış bir uygulama süreci olarak ele alıyoruz. Hackathon’a katılan KOBİ’ler, kendi üretim ve operasyon süreçlerindeki ihtiyaçları üzerinden agentic yapay zekâ kullanım senaryolarını geliştirme, bu ihtiyaçlara karşılık veren uygulanabilir ve ölçülebilir fayda üreten çözümler ortaya koyarak, bunları test etme imkânı buldular. Amacımız, yapay zekâyı pilot seviyede kullanılan bir teknoloji olmaktan çıkararak, özellikle üretim ekosisteminde ve KOBİ’ler nezdinde erişilebilir, ölçeklenebilir ve güvenilir bir yetkinlik haline getirmek. Biz de MEXT olarak bu yaklaşımdan yola çıkarak, koordinatörlüğünü üstlendiğimiz konsorsiyum ile Avrupa Birliği tarafından Avrupa Dijital İnovasyon Merkezi (EDIH) olarak seçildik. Bu yapı sayesinde, önümüzdeki dönemde KOBİ’lerin yapay zekâ ve dijital dönüşüm yolculuklarını daha geniş ölçekte, uygulama odaklı ve sürdürülebilir biçimde desteklemeyi hedefliyoruz." KOBİ’ler için uygulamalı ve stratejik bir dönüşüm modeli KOBİ’ler İçin Agentic AI Hackathonu, üretim sektörüne özel kurgulanan yapısıyla KOBİ’lerin yapay zekâyı operasyonel verimlilik ve rekabet avantajı oluşturan stratejik bir araç olarak konumlandırmasına hizmet ediyor. Akbank’ın sponsorları arasında yer aldığı program, KOBİ’ler için özel bir teknoloji geliştirme ortamı sundu.