GÜNDEM - 28 Ağustos 2022 Pazar 13:58

Prof. Dr. Keleş: 'Konut sıkıntısı için devlet ve kooperatifler devreye girmeli'

A
A
A
Prof. Dr. Keleş: 'Konut sıkıntısı için devlet ve kooperatifler devreye girmeli'

Disiplinlerarası Kent Çalışmaları Dünya Kongresine konuşmacı olarak katılım sağlayan Prof. Dr. Ruşen Keleş özellikle son zamanlarda artan konut sorunu için, “Devlet ve kooperatifler devreye girmeli” dedi.

İstanbul Topkapı Üniversitesi tarafından düzenlenen Disiplinlerarası Kent Çalışmaları Dünya Kongresinde bir araya gelen akademisyenler “Kentsel Yoksulluk ve Evsizlik” konusunu ele aldı. Üniversitenin Balat Yerleşkesinde düzenlenen kongreye ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İBB gibi birçok kurumun temsilcileri de katılım sağladı.

Ana konu olarak belirlenen “kentsel yoksulluk ve evsizlik” üzerine araştırmalarını paylaşan Kent Bilimci Araştırmacı- Yazar Prof. Dr. Ruşen Keleş son zamanlarda artan nüfus ile birlikte büyükşehirlerde yaşanan konut sıkıntısını, dar gelirli insanların konut ihtiyacına dair sorunları hakkında detaylı değerlendirmelerde bulundu.

Büyükşehirlerde yaşanan dengesiz nüfus artışı karşısında her zaman kentsel problemlerin yaşandığını aktaran Prof. Dr. Ruşen Keleş, “Az gelişmiş ülkelerde iç göç çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise nüfusun büyükşehirlerde toplanması ve ortaya çıkan kentleşmeyle birlikte kent hizmetlerine talepler artmaktadır. Bu nedenlerle başta konut olmak üzere ulaşım, çevre, su, kanalizasyon ve benzeri şehir hizmetlerine yönelik talepler her geçen gün artmaktadır. Dolayısı ile başta konut olmak üzere tüm taleplerin karşılanabilmesi ancak devlet müdahalesi ile mümkün olmaktadır.” dedi.

“Kar amacı gütmeyen kooperatifler devreye girmeli”

‘Konut sorunu karşısında devlet mi yoksa özel sektör mü çözüm üretmeli’ sorusuna da cevap veren Ruşen Keleş, “Uzun yıllar bu talebin karşılanmasında kim öncülük etsin diye sorular soruldu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra devlete bu konularda öncülük vermek bir tarafa bırakıldı. Özel sektörün arz ve talep kanunlarına göre barınma başta olmak üzere diğer kent sorunlarını da çözmesine öncelik verildi. Ancak bu uygulama başarıya ulaşmadı ve yeniden taleplerin devlet tarafından karşılanması gündeme geldi. Elbette sorun yalnızca taleplerin devlet ya da özel sektör tarafından karşılanıp karşılanmamasından ibaret değil. Önemli olan taleplerin yanıtlanması sırasında hangi yöntemlerin uygulanacağıdır. Devletin herkese ev yapmak gibi bir sorumluluğu yok ve bu yaklaşım maalesef gerçekçi de değil. Bu nedenle devletin yanında özel sektör de görev almalıdır. Ancak özel sektörde bulunan firmalar kazanç gayesi ile adımlar atan örgüt türleridir. O nedenle kar amacı gütmeyen kuruluşların mutlak suretle evsizlere konut sağlamakta devreye girmesi gerekir. Burada adım atması gereken kuruluşlar ise kooperatiflerdir.” şeklinde konuştu.

“Artan kiralar karşısında da devlet müdahalesi gerekiyor”

Kooperatiflerin geçmiş zamanda konut sorununa çözüm odaklı adımlar attığını fakat zamanla özel sektörün artık bu konuya dahil olduğunun altını çizen Keleş, “1980’li yılların başlarında kooperatiflerin toplam konut üretimi içerisindeki oranı yüzde 6-7’den 30’a kadar yükselmiştir. Ancak sebebini bilmemekle birlikte daha sonra bu uygulamadan vazgeçildi. 80’lerin ortasından itibaren konut ihtiyacını karşılaması yine özel sektörden beklenmeye başlandı. Sorulması gereken bir diğer soru da şu; herkes ev sahibi olmak zorunda mı, neden kirada oturmasınlar? İnsan onuruna yaraşır, maddi olanaklarına uygun bir ortamda kiralık ev sağlanabilirse bu da bir çözüm olabilir. Fakat ne yazık ki özellikle Türkiye’de herkes mülk sahibi olmak istiyor. Çünkü son dönemde kiracılar ödeyemeyeceği kira ücretleriyle karşı karşıya kalmaya başladı. Burada da devletin devreye girerek dar gelirlilerin konut ihtiyaçlarını karşılamada vatandaşlarına yardımcı olacak adımlar atması gerekiyor.” diye konuştu.

Geçmiş yıllarda dar gelirlilerin barınma ihtiyacının karşılanmasının Anayasa’da belirtildiğini ancak bunun yeterli olamadığını da hatırlatan Keleş, “1982 tarihli Anayasa’da, ‘devlet herkesin konut ihtiyacını karşılayıcı önlemler alır’ denilmektedir. Aslında başlık ‘konut hakkıdır’ ama hak diye bir şey geçmez. Cümlenin içerisinde sadece ‘önemler alır’ ifadesi vardır. Aynı zamanda ‘toplu konut teşebbüslerini de destekler’ diyor. Az önce bahsettiğimiz kooperatif ve özel sektör eliyle yapılacak olan toplu konut projelerinde devlet kendi üzerine düşeni yapmış değildir. 1961 Anayasası’nda devletin herkesin konut ihtiyacını karşılayacağına dair bir bilgi olmamakla birlikte “devlet dar gelirli ve yoksulların konut ihtiyacını karşılayıcı tedbirler alır” ifadesi vardı. Dolayısıyla 1961’den 1982’ye yani son anayasa çıkıncaya kadar dar gelirlinin konut ihtiyacını gereği gibi karşılayamayan devletin, bütün toplumun konut ihtiyacını karşılamasınasıl mümkün olabilir? Bu haklı olarak sorulabilecek bir sorudur” dedi.

“Artan göç karşısında istihdam problemine çözüm bulunmalı”

Büyükşehirlerde yaşanan göçün sonucu olarak yoksulluğun ortaya çıktığını ve bunun için de istihdam problemine çözüm bulunması gerektiğine dair değerlendirmelerde bulunan Keleş, “Nüfus her zaman büyük kentlerde toplanıyor. Bu da bölgeler arasında dengesizlikler oluşturarak çarpık kentleşmeye neden oluyor. Burada önemli olan husus çarpıklığın yoksullukla bağlantısıdır. Çünkü şehirlere göç eden bireyler ancak sağlıklı kentleşen bir ülkede iş sahibi olabilmektedir. Türkiye’de sanayileşmenin yeteri kadar hızlı gelişmemesi ve istihdam alanı oluşturamaması nedeniyle şehirlere göç edenler ya işsiz kalmakta ya da vasıfsız pozisyonlarda görev almaktadır. İktisatta ‘gizli işsiz’ denilen gruba dahil oluyorlar. Yoksulluğun en açık belirtilerinden biri de ne yazık ki budur. Burada devlete düşen görev istihdam hacmini genişletmesidir. Elbette bunun yolu da sanayileşmeyi hızlandırmak olacaktır diye düşünüyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Anamur Ceza İnfaz Kurumlarında üretim, rehabilitasyon ve sosyal yaşam yerinde incelendi Mersin’in Anamur Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Anamur T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumları gerçekleştirilen ziyarette kapsamlı olarak incelendi. İncelemeye İlçe Kaymakamı Kemal Duru, Anamur Cumhuriyet Başsavcısı Tanju Çatlı, İlçe Garnizon Komutanı Albay Serhan Güngör, İlçe Jandarma Komutanı Hüseyin Özdoğan, İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Diyaaddin Özer, Hâkim İbrahim Alperen ve Ceza İnfaz Kurumundan sorumlu Cumhuriyet Savcısı Emre Pala katıldı. Heyet, ziyaret kapsamında Anamur Açık Ceza İnfaz Kurumu’na bağlı olarak faaliyet gösteren muz ve sebze serası, kapalı ve açık spor salonları, yemekhane, kantin ve koğuş alanlarında incelemelerde bulundu. Kurum bünyesinde yürütülen üretim faaliyetleri ile hükümlülerin sosyal, sportif ve mesleki gelişimine yönelik çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi alındı. İnceleme çerçevesinde ceza infaz kurumlarında rehabilitasyon, üretim ve topluma kazandırma odaklı uygulamaların önemi vurgulanırken, kurumların fiziki yapısı ve işleyişi de yerinde değerlendirildi. Yetkililer, yapılan çalışmaların hem kamu düzenine hem de hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmasına katkı sunduğunu aktardı. Gerçekleştirilen ziyaretin, ceza infaz kurumlarında sürdürülen faaliyetlerin daha da geliştirilmesine yönelik önemli bir değerlendirme niteliği taşıdığı belirtildi. Ziyarette, ceza infaz kurumlarında yalnızca güvenliğin değil, aynı zamanda rehabilitasyon, üretim ve topluma kazandırma anlayışının esas alındığı vurgulandı. Açık ceza infaz kurumlarında yürütülen tarımsal üretim faaliyetlerinin, hükümlülere mesleki beceri kazandırmanın yanı sıra çalışma disiplini ve sorumluluk bilinci oluşturduğu ifade edildi. Ayrıca spor alanları ve sosyal donatıların, hükümlülerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine katkı sunduğu, bu tür uygulamaların, ceza infaz sürecinin daha sağlıklı ve verimli yürütülmesini desteklediği belirtildi. Kurumların fiziki şartları, işleyişi ve güvenlik uygulamaları da değerlendirilirken, kamu düzeni ve insan odaklı infaz anlayışı arasındaki dengenin önemine dikkat çekildi. Yetkililer, ceza infaz kurumlarında yürütülen bu tür çalışmaların, hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmasına önemli katkılar sunduğunu ve benzer uygulamaların geliştirilerek sürdürüleceğini ifade etti.
Şanlıurfa Ceylanpınar Belediyesi koruma memurlarından kadrolu mühendise darp iddiası Şanlıurfa Ceylanpınar Belediyesi’nde görevli bir mühendisin, koruma memurları tarafından darp edildiği iddia edildi. Yaşanan darp anları cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Edinilen bilgiye göre olay, Ceylanpınar Belediyesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, belediyede kadrolu mühendis olarak görev yapan Halil Y., bir süre önce belediye yönetimi tarafından fen işleri müdürlüğündeki görevinden alınarak zabıta müdürlüğüne görevlendirildi. Halil Y.’nin bu görevlendirmeye itiraz ederek idare mahkemesinde açtığı davanın lehine sonuçlandığı, mahkemenin Halil Y.’nin asli kadrosunun bulunduğu fen işleri müdürlüğüne iadesine karar verdiği öğrenildi. Mahkeme kararının ardından belediyenin ana hizmet binasına giderek görevine başlamak isteyen Halil Y.’nin, Belediye Başkanı Uğur Kahraman’ın korumaları ile bazı yakınları tarafından binaya alınmadığı öne sürüldü. Yaşanan tartışmanın büyümesi üzerine Halil Y.’nin darp edildiği ve başından yaralandığı bildirildi. Olayı duyan Halil Y.’nin bazı akrabalarının belediyeye gelmesi üzerine arbede yaşandığı, bu kişilerin de darp edildiği ileri sürüldü. Darp sonucu yaralanan Halil Y. ile yakınlarından oluşan toplam 5 kişi, ambulanslarla Ceylanpınar Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Çıkan olayda Halil Y. ile 4 yakını yaralandı. Yaralılar, hastaneden aldıkları darp raporları ile birlikte polis merkezine giderek koruma memurlarından şikayetçi oldu. Öte yandan, darp olayının yaşandığı sırada belediyenin ana hizmet binasındaki güvenlik kameralarının kayıt dışı olduğu iddia edildi. Olayla ilgili inceleme çalışması başlatıldı.
Antalya ASAT’tan Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’na 201 milyon TL yatırım Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’nda 201 milyon TL yatırımla kapsamlı yenileme ve kapasite artırımı gerçekleştiriyor. Çalışmalarla birlikte istasyonun üretim kapasitesi iki katına çıkarılarak Antalya’nın artan içmesuyu ihtiyacına önemli katkı sağlanacak. Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, saniyede 600 litre olarak tasarlanan Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’nun kapasitesi saniyede bin 200 litreye yükseltilecek. Bu sayede kentin büyüyen nüfus ve turizm yoğunluğuna daha güçlü şekilde cevap verilirken, yeni pompa ve motor sistemleri sayesinde enerji verimliliği artırılarak yılda milyonlarca liralık tasarruf elde edilecek. Yenilenen pompa ve elektrik sistemleri Mevcut pompa, elektrik motorları ve tesisatın ekonomik ömrünü doldurması nedeniyle başlatılan yenileme çalışmaları kapsamında tüm ekipmanlar modern ve verimli hale getirilecek. Bu sayede hem su üretim kapasitesi yükseltilecek hem de enerji sarfiyatında ciddi bir düşüş sağlanacak. Pompa odasında teknik iyileştirme Çalışmalar kapsamında tesisin basma kotunun depo kotunun üzerinde olması sebebiyle sık sık arızalara neden olan pompalara kalıcı çözüm üretildi. Sorunun önüne geçmek için pompa odası kotu yaklaşık 3 metre aşağıya indirilecek. Böylece hava yapma ve fan aşınmaları ortadan kalkacak. Enerji kesintilerine karşı jeneratör desteği Tesisin en önemli eksiklerinden biri olan jeneratör ihtiyacı da proje kapsamında giderilecek. 2 adet 1000 KVA jeneratörün montajı tamamlanmasıyla birlikte artık oluşabilecek enerji kesintilerinde tesis tam kapasiteyle çalışabilecek ve vatandaşların su ihtiyacı kesintisiz karşılanacak. SCADA sistemi ile akıllı yönetim İstasyonda kurulan SCADA otomasyon sistemi sayesinde pompalar depo seviyesine göre otomatik olarak devreye girip çıkacak. Böylece hem suyun kesintisiz iletimi sağlanacak hem de anlık üretim-tüketim takibi yapılarak kayıp-kaçakla mücadele daha etkin hale getirilecek. Depolama kapasitesi artırıldı Çalışmalar kapsamında istasyonun mevcut depolama hacmi bin 500 ton artırılarak 3 bin tona çıkarılacak. Ayrıca mevcut haznelerde yapılan izolasyon sayesinde su kaçaklarının önüne geçilerek, sağlıklı, hijyenik su iletimi sürdürülebilir hale getirilecek.
Sinop Sinop’ta üreticiye yüzde 100 hibeli makine desteği Sinop’ta tarımsal üretimi güçlendirmek ve kırsalda refahı artırmak amacıyla yürütülen "Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi" kapsamında üreticilere yüzde 100 hibe destekli makine ve ekipman teslimi yapıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde düzenlenen Makine ve Ekipman Teslim Programı, saygı duruşu yapılması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Fatih Önlem, projenin yalnızca bir destek programı olmadığını, üreticilerin sahadaki ihtiyaçlarını esas alan bütüncül bir kalkınma modeli olduğunu vurguladı. Önlem, Sinop’ta tarımsal üretimi artırmaya ve sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik çalışmaların valilik desteği ve bakanlığın vizyonuyla kararlılıkla sürdürüldüğünü söyledi. Proje kapsamında 2020 yılından bu yana 762 üreticiye yaklaşık 88 milyon lira hibe desteği sağlandığını belirten Önlem, hayvan pazarı, güneş enerjili sulama sistemi ve basınçlı sulama sistemi gibi altyapı yatırımları için de 25 milyon liralık harcama yapıldığını kaydetti. 2026 yılı için Sinop’a tahsis edilen bütçenin 65 milyon lira olduğunu aktaran Önlem, bu kaynakla üretim maliyetlerini düşüren, iş gücünü hafifleten ve modern tarım tekniklerini yaygınlaştıran projelerin hayata geçirileceğini ifade etti. Teslim programı kapsamında Ayancık, Dikmen, Erfelek, Gerze ve Saraydüzü ilçelerinde faaliyet gösteren üreticilere tamamı hibe olmak üzere 17 adet çapa makinesi ile 13 adet süt sağım makinesi verildi. Küçük ölçekli işletmeler için önemli katkı sağlayacak makinelerin, iş gücü tasarrufu sağlamasının yanı sıra üretimde kalite ve hijyen standartlarını da yükselteceği belirtildi. Konuşmaların ardından makineler üreticilere teslim edilirken, program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Programa Sinop Valisi Mustafa Özarslan, İl Genel Meclis Başkanı Ersin Yaman, AK Parti İl Başkanı Yakup Üçüncüoğlu ve vatandaşlar katıldı.