GENEL - 01 Aralık 2017 Cuma 11:54

Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, "Engellilik bireysel değil toplumsal bir problemdir"

A
A
A
Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, "Engellilik bireysel değil toplumsal bir problemdir"

Gerek sosyal yaşamda gerekse iş yaşamında kendilerine çok zor yer bulan ve yaşamın birçok alanında çeşitli “engeller” ile karşılaşan engelli insanlarımızın farkına varmak ve onlarla birlikte yaşadığımızı unutmamamız adına Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi'nde Dünya Engelliler Günü dolayısıyla bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu ise, engelliliğin toplumsal boyutuna dikkat çekerek, "Engellilik sadece bireysel bir problem değil toplumsal bir problemdir" dedi.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü, dünyadaki tüm engelli bireylerin durumlarına dikkat çekmek için 1992 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası bir gün olarak kabul edilmiştir. Her yıl bu gün adına düzenlenen çeşitli konferanslar ve etkinlikler ile engelli bireyler unutulmuyor. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi 'inde engelli vatandaşların öğrencilerle bir araya geldiği bir etkinlik düzenlendi. Çeşitli engelliliği bulunan vatandaşların kurduğu müzik grubu etkinlikte seslendirdiği şarkılarla bir hayli keyifli anlar yaşattı.

"Engelliler toplumun ayrılmaz bir parçasıdır"

Dünya Engelliler Gününün, engelli vatandaşlarımıza karşı olan sorumluluklarımızı bizlere hatırlatması, toplumda farkındalık oluşturulması ve en önemlisi de onların sorunlarını sıkıntılarını bizlere yeniden ifade etmesi açısından büyük önem taşıdığına değinen Rümeyza Kazancıoğlu, "Bugün dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u, ülkemiz nüfusunun ise yaklaşık yüzde 12,3’ünü engelli kardeşlerimiz oluşturmaktadır. Bu rakamlar, çoğu zaman bireysel bir sorun olarak algıladığımız engelliliğin aslında toplumsal bir sorun olduğunu bizlere göstermektedir. Ayrıca engellilik durumu sadece kişiyi değil ailenin pek çok ferdini de etkilediğini düşündüğümüzde karşımıza daha büyük ve ciddi bir tablo çıkmaktadır. Bu yüzden engelliliği toplumsal bir sorun olarak ele alıp engellileri ve ailelerini bir bütün olarak değerlendirerek çözümler üretmemiz gerekmektedir. Engellilerin toplumun ayrılmaz bir parçasıdır. Bunu unutmamalı ve onların umutlu ve geleceğe güvenle bakabilmelerini sağlamaya çalışmalıyız. Çünkü o bireyler tek başlarına değildirler. Onlarında bir ailesi, bir toplumu var. Biz kendimizi onlarla yaşamaya alıştırmak, onları biraz daha iyi dinlemek ve onlar için ne yapabiliriz diye gayret etmek durumundayız "ifadelerini kullandı.

“Sağlıkçılara büyük görevler düşüyor"

Engellilerin toplum tarafından dışlandığını, yok sayıldığını, ihmal edildiğini ve onlara kötü davranıldığını ifade eden Kazancıoğlu, "Hem insan hem de bir sağlıkçı olarak bu durum karşısında derin üzüntü duyuyorum. Toplumla iç içe olan biz sağlıkçılara engelli kardeşlerimizi teşvik etmek, onlara yardımcı olmak, sağlık hizmetinde öncelik vermek, motive etmek ve toplumda farkındalık oluşturulmasını sağlamakla ilgili olarak büyük görevler düşmektedir. Onların hayatlarını kolaylaştırmak, tıbbi sıkıntılarında da yanlarında olabilmek için elimizden geleni yapmalıyız. Öte yandan bu hassasiyeti gösteren öğrencilerim adına da çok memnunum. Onların gençken bu hassasiyetleri kazanmış olmaları ve yapılabileceklerini şimdi başlatmış olmaları bizler için çok önemli. Aramızda değişik kuruluşlardan sporcularımız ve kardeşlerimiz var. Bugün onların performanslarını izleyeceğiz. Bununla birlikte aslında onların ne kadar da hayatın içinde olduğunu göreceğiz" dedi.

"Birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz"

Engelli bireylerin birçok çevresel faktörlerle de karşılaştıklarını ifade eden Kazancıoğlu bu konuyla ilgili ise şu açıklamalarda bulundu: "Engelli bireyler kendi ev düzenlerini belki kurabiliyor. Aileleri, onlara yaşayacakları bir ortam hazırlıyor. Fakat onların her şeyden önce dışarıya çıktıkları zaman çevresel faktörlerden kaynaklı engelleri yenmeleri gerekiyor. Onlara engel olacak çevresel engellerle ilgili olumlu gelişmeleri hep beraber gözlemliyoruz. Ancak bizler engelli dostu hastaneler ile onların hayatlarını kolaylaştırıcı bir takım öğeleri kazanmalarını istiyoruz. Eğitim-öğretim aşamasında öğrencilerimize, engelli dostlarımıza ulaşabilmeleri için, ihtiyaç duydukları işaret dili ve diğer bir takım dersleri ya da konuları seçmeli ders olarak vermeye çalışıyoruz. Tüm bunları birlikte yaşamayı becerebilelim ve bu konuda daha iyiye doğru gidelim diye yapıyoruz."
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Yerde yuvarlanması tepki çeken AK Partili meclis üyesi görevinden istifa etti İzmit Belediyesi ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanları arasında çıkan kargaşada bir kişinin ittirmesi sonucu yere düşen AK Parti İzmit Belediyesi Meclis Üyesi İbrahim Efe, yerde yuvarlanmasının abartılı bulunması ve tepki görmesi sonrasında görevinden ve partiden istifa ettiğini duyurdu. Şehir hastanesinin çevresinde yapılan düzenlemeler sırasında 25 Mayıs tarihinde İzmit Belediyesi ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanları karşı karşıya gelmişti. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir hastanesi yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları arasında kavga çıktı. Olay sebebiyle İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet de bölgeye gitti. İzmit Belediyesi ekibi ile gelen grupta yer alan bir kişi, İzmit Belediyesi Meclis Üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen Efe’nin yuvarlanması abartılı bulunup tepki çekti. İstifa etti AK’ Parti Kocaeli İl Başkanlığı, dün İbrahim Efe hakkında disiplin süreci başlattığını duyurmuştu. Bugün ise AK Parti İzmit Belediye Meclis Üyesi İbrahim Efe, görevinden ve partiden istifa ettiğini duyurdu. Efe sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, "Herkes sonuca baktı. Sebebi kimse sormadı olsun varsın sormasınlar. Arsızlık etmedim, yüzsüzlük etmedim, hırsızlık yapmadım. Sevgili dostlarımızın yüzünü yere düşürecek hiçbir işin içinde olmadım. Bölge parti etnik köken gözetmeksizin herkesin iyi ve kötü gününde her haline ve her şeyine rağmen zaman mefhumu gözetmeden her şartta hizmet ettim. Her zaman olduğu gibi vatandaşımıza hizmet adına gelişen bir olayda anlık öfke kontrolüne yenik düştüm, düşürüldüm. Sonrasında gelişen olaylar şahsıma özellikle ailemi hakikaten çok etkiledi. Bizimde insan olduğumuzu unutulduğu, hislerimiz duygularımızı hiçe sayıldığı, kamuoyunda bu denli linç girişiminin yapılması bizi derinden yaraladı. Yaşanan olaylar bizleri asla Yolumuzdan döndüremez kimseye kırgın ya da kızgın değilim ama süreçte duruş gösteren dost ve arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ederim. Ne kadar gariptir başka başka videoların yayınlandığı konular bile bu kadar gündem olmadı. Bu sebeple ailemin ve partimin daha fazla zarar görmemesi adına İzmit Belediyesi meclis üyeliğinden ve gönül verdiğim partimden istifa ediyorum" dedi.
İstanbul Türkiye’de konser verecek olan Kızılordu Korosu’na protesto Çoğulcu Demokrasi Partisi, Türkiye’de konserler verecek olan Kızılordu Korosu’nu protesto etti. Parti Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" dedi. Çoğulcu Demokrasi Partisi, Mayıs ayında Türkiye’de konserler verecek olan Rus Kızılordu Korosu’nu, Kırım Tatar ve Çerkez halklarının sürgün ve soykırım kurbanlarını andığı günlerde konser vereceği gerekçesiyle protesto eylemi düzenledi. Beyoğlu’nda düzenlenen eylemde ’Kanımızı içtiniz, hiç olmazsa yasımıza saygı gösterin’, ’Kafkasya ve Kırım Yas Tutarken Kızılordu Baykuşları Çatımızda Ötemez’ gibi yazıların olduğu dövizler ve pankartlar açılarak koro için tepki gösterildi. "Soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" Konuya ilişkin açıklama yapan Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Çerkes’ler ve Kırım tatarları Rus çarlığı tarafından anayurtları işgal edilmiş, Rus çarlığı ve Sovyet Rusya tarafından farklı zamanlarda soykırıma ve sürgüne uğratılmış iki halktır. Çerkes’ler Rus Çarlığı’nın anavatanlarını işgal girişimine karşı 101 yıl yurtlarını ve özgürlüklerini korumak için, bu orantısız güce karşı destansı bir özgürlük mücadelesi vermişlerdir. Bu mücadele sırasında Rus Çarlığı’nın devasa imparatorluk ordusu orantısız bir güçle, yurdunu ve özgürlüğünü savunan Çerkes halkına acımasız bir soykırım uygulamıştır. Bu yıl da, Çerkes’ler ve Kırım Tatarları, önceki yıllarda olduğu gibi Soykırım ve sürgün anmalarına hazırlanırken çok talihsiz bir gelişme gündeme gelmiştir. Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tam da bu anma tarihlerine denk gelen bir organizasyonla, 14 - 25 Mayıs tarihleri arasında, ülkemizde bir dizi konser vereceği duyurulmuştur. Çerkes ve Kırım Tatarları için çok büyük anlamı olan bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" ifadelerini kullandı.