ASAYİŞ - 22 Ocak 2017 Pazar 11:18

Protesto davasında rekor ceza

A
A
A
Protesto davasında rekor ceza

Erzurum'da 9 Haziran 2014 günü Diyarbakır'ın Lice ilçesinde meydana gelen olayları protesto ettiklerini söyleyerek kentin Mahallebaşı semtini savaş alanına çeviren 3'ü üniversite öğrencisi 7 sanığa, 8 yıl ile 47 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi.

Erzurum 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yüzlerini kapatarak, kimlik kontrolü yapan, barikat kurup varilleri ateşe veren, PTT şubesine molotof kokteyli atan ve güvenlik güçlerine saldıran tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında karar verildi. Sanıklardan inşaat işçisi Sedat Yıldız 47.5 yıl, Atatürk Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü öğrencisi İmdat Candan 41 yıl 3 ay, İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Mehmet Emin Güneşsu 38.5 yıl, Hukuk Fakültesi öğrencisi Zelal Karabalık ise 8,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Aynı davada yargılanan inşaat işçisi ve çiftçi 3 sanık ise 8 yıl 5 ay hapis cezasına mahkum edildi. Sanıklar Sedat Yıldız, İmdat Candan ve Mehmet Emin Güneşsu hakkında hüküm ile birlikte tutuklama kararı çıkarıldı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da yaylalara göç başladı Erzincan’da havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte besiciler sürülerini yaylalara götürmeye başladı. Kentte geçimini hayvancılıkla sağlayan vatandaşlar, küçük ve büyükbaş hayvanlarını sürü halinde 2500 rakımlı yaylalara götürüyor. Kentten yaylalara ulaşmak için 100- 150 kilometre yol kat eden besiciler, günde ise yaklaşık 15-20 kilometre yol alabiliyor. Kemah ilçesindeki besiciler 2800 rakımlı Munzur ve Keşiş Dağında bulunan yaylalara göç etmeye başladı. Sürü göçünün Haziran ayına kadar süreceği belirtildi. Erzincan’ın Kemah, Tercan, Çayırlı ilçelerindeki 2 bin 800 rakımlı yaylalarda kalan göçerler, koyunlarından süt ve et açısından daha iyi verim alabilmek yoğun çaba harcıyor. Erzincan’da Munzur ve Keşiş Dağı eteklerindeki yaylalar serin havası, soğuk su kaynakları ve verimli otlaklarıyla her yıl çok sayıda göçer aileyi misafir ediyor. Yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için yaylalara çıkan göçerler, yılın yaklaşık 5 ayını 2 bin 800 rakımlı yaylalarda geçiriyor. Genellikle bitki çeşitliliğinin zengin olduğu alanları tercih eden göçerler, doğayla iç içe ancak çadırlarda zorlu bir yaşam sürerek hayvanlarının besin ihtiyaçlarını karşılıyor. Koyunlarını dağlarda otlatan göçerler, hayvanlarını günde iki kez yayla yerlerine getirerek süt sağım işlemini gerçekleştiriyor. Ürettiklerini satarak geçimlerini sağlıyorlar Koyunlarından elde ettikleri sütle tulum ve salamura peyniri üreten göçerler, sattıkları ürünlerle geçimlerini sağlıyor. Yayla yollarında da at, eşek ve katırlardan faydalanan göçerler, bozayı ve kurtların koyunlara saldırısına karşı da geceleri nöbet tutuyor. El fenerleri ve Kangal köpekleri eşliğinde hayvanlarını koruyan göçerler, havaların iyice soğumaya başladığı eylül ayında yaylalardan köylerine inmeye başlıyor. Göçerlerden Reyhan Koçan, her yıl hayvanlarıyla yaylalara çıktıklarını söyledi. Günün erken saatlerinde uyandıklarını belirten Koçan, şöyle konuştu: "İlk iş olarak önceki günden hazırladığım peyniri çocuklarım çadıra götürüyor. Burada tüccar, peynirin kilogramına bakarak satın alıyor. Sonra çocuklarım tekrar yayla yerine geliyor ve beraber kahvaltı yapıyoruz. Öğlen vakti de koyunlarımız dağlardan yayla yerine geliyor. Hayvanlarımızı sağıyoruz ve birkaç saat dinleniyoruz." Küçük yaştan itibaren hayvancılıkla uğraştıklarını kaydeden Musa Demir’de, “Göçerlik zor bir hayat. Ayılar her zaman yayla yerine geliyor ve akşamları çocuklarım nöbet tutuyor. Yayla şartları zaman zaman bizleri olumsuz etkiliyor. Bazen üzerimize kar yağıyor ve geceleri hava çok soğuk oluyor. Hayvanlarımızı gece otlatıyoruz ve bu yüzden ayı ile kurtlarla da mücadele ediyoruz. Koyunlarımızı günde iki defa sağıp sütünden peynir üretiyoruz. Peynirimiz Türkiye’nin en kaliteli ürünlerinden biri diyebilirim. Tamamen doğal yöntemlerle üretiyoruz ve satıp aile bütçemize katkı sunuyoruz." ifadelerine yer verdi.
Antalya Alanya’da yılın ilk çöp kategorize çalışması yapıldı Antalya’nın Alanya ilçesinde denizdeki çöp sorunuyla mücadele etmeyi amaçlayan Avrupa Deniz Çöpleri İzleme Programı çerçevesinde 2024 yılının ilk kategorize çalışması Alanya Galip Dere Halk Plajı’nda gerçekleştirildi. Mavi Bayrak Yerel Sorumlusu olan Alanya Belediyesi, Avrupa Çevre Ajansı’nın projesi kapsamında Deniz Çöpleri İzleme Programı’nı Galip Dere Halk Plajı’nda uygulamaya devam ediyor. Buna göre, yılda 4 kez 4 mevsimi temsilen aynı plajda, konumda ve koordinat aralıklarında izleme ile temizlik çalışması yapılıyor. Toplanan atıkların 200’ün üzerindeki çeşitte kategorizasyonu ve sayımı ile mümkün olan yerlerde ağırlık ölçümü yapıldığı belirtildi. Raporlamaların Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) tarafından Blue Flag Turkey Grup adıyla Avrupa Çevre Ajansı veri sistemine işlendiği kaydedildi. Farkındalık oluşturmak amaçlanıyor Galip Dere Halk Plajı’ndaki farkındalık çalışmasına, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Alanya’daki 34 eko-okul arasında yer alan Gönül Kemal Reisoğlu İlkokulu’nun öğrencileri katıldı. Yapılan çalışmayla deniz çöpü konusunda yerel düzeyde daha fazla farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Ayrıca Türkiye Çevre Eğitim Vakfı’nın, Mavi Bayrak kriterleri gereği gerçekleştirdiği kıyı temizlik kampanyalarının niteliği arttırılıyor ve kıyılardaki deniz çöplerinin durumu hakkında gerçek veriye dayalı bilgi oluşturuluyor.