SAĞLIK - 25 Ocak 2019 Cuma 15:22

Psikolojik kaygılara neden olan ses tonu sorununa alternatif çözüm 'ses estetiği'

A
A
A
Psikolojik kaygılara neden olan ses tonu sorununa alternatif çözüm 'ses estetiği'

Yönetici adaylarından spikerlere, seslendirme sanatçılarından sık sigara kullanımı nedeniyle sesi çok fazla kalınlaşan kadınlara kadar birçok kişi ses tonundan memnun olmadığı için 'ses estetiği' uygulamalarına başvuruyor.

İstanbul Cerrahi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. A. Hakan Birkent, insanların sosyal iletişimlerinde özellikle incelik ve kalınlık algısı açısından ses tonu problemi yaşamalarına çözüm getiren ses estetiği hakkında açıklama yaptı.

"Sesin temel frekansı yükseldikçe ses incelir" 

Sesin incelik ve kalınlık algısını oluşturan temel öğe ses tellerinin ses üretimi esnasında oluşturduğu titreşim sayısı, sesimizin temel frekansı olduğunu belirten Doç. Dr. Birkent, "Sağlıklı bir erkekte sesin temel frekansının 120 Hz'in altında, sağlıklı bir kadında ise 150 Hz'in üstünde olması beklenir. Sesin temel frekansı yükseldikçe ses incelir, frekans düştükçe ses kalınlaşır. Ağız içerisinden endoskopik olarak ya da boyundan küçük bir kesi yoluyla yapılan cerrahi girişimlerde amaç ses tellerimizin uzunluk, kütle ve gerginliğini ayarlayarak aynen bir enstrümanın teli gibi frekansını değiştirmektir. Bu sayede sesi inceltmek, kalınlaştırmak ve tınısını ayarlamak mümkün olmaktadır" dedi.

"Hastalar aynı gün taburcu edilmektedir" 

Ses estetiği kapsamında yapılan ameliyatların hastalar tarafından kolay tolere edilen, kısa süreli ve ağrısız işlemler olduğunu kaydeden Doç. Dr. A. Hakan Birkent, "Ameliyat süresi genellikle 1 saatin altında olup, seste istenilen değişim hemen elde edilmektedir ve hastalar ses kullanımına hemen başlamaktadır. Hastalar aynı gün taburcu edilmektedir. Hastanın sesini kaybetmesi ya da konuşamaması gibi bir risk söz konusu değildir. Seste elde edilen değişim pozitif yönde olduğundan dolayı hasta yakınları ve sosyal çevresi tarafından genellikle kısa süre içerisinde benimsenmektedir. Ses inceltme ve kalınlaştırma ameliyatları özel bir alandır ve her kulak burun boğaz uzmanının rutinde uyguladığı bir cerrahi olmadığı unutulmamalıdır. Sesimizin cinsiyet, yaş, fiziksel görünüm ve sosyal pozisyonumuzla uyumlu olması önemli. Türkiye’de her üç kişiden biri sesinin farklı olmasını istiyor. Bu cerrahi işlem ses rengi oturmuş hemen herkese uygulanabilmektedir" ifadelerini kullandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”