SAĞLIK - 02 Nisan 2023 Pazar 09:11

Ramazanda kilo almak istemeyenlere “sahura kalkın” önerisi

A
A
A
Ramazanda kilo almak istemeyenlere “sahura kalkın” önerisi

Ramazan ayında oruç tutarken kilo almak istemeyenler için Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, “Sahura kalkmamak sağlıksız bir durum ayrıca kilo almayı önlemenin yolu da yine sahura kalkmaktan geçer” dedi.

Oruç tutmak, günün bazı bölümlerinde besinlerden uzak durmak anlamına geldiği için pek çok insan, Ramazan ayının sonunda kilo vermiş olmayı bekler. Ancak Ramazan ayında kilo almak aslında sanıldığından çok daha sık karşılaşılan bir durum. Nedenini ise, “Beslenme düzeninin bozulması, sahurun atlanarak tek öğün beslenilmesi ve hamur işi ile yağlı yemeklerin tüketiminde görülen artış” olarak aktaran Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Diyetisyeni Gültaç Dayı Çamır, Ramazan ayı boyunca kilo almayı önlemenin yolunun sahura kalkmak ve iftardan sonra yürüyüş yapmaktan geçtiğini söyledi.

Sahura kalkmamak sağlıksız bir durum

Ramazan ayında öğün düzeninin bozulması ile vücutta yağ depolanması yaşandığını söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, hamur tatlıları ve yağlı yemeklerin tüketiminin de bu dönemde oldukça arttığına vurgu yaptı. Sahuru atlayan kişilerin tüm gün yaşanılan açlık durumunu sadece bir öğüne sığdırmaya çalıştığını da ekleyen Gültaç Dayı Çamır, sahura kalkmadan oruç tutan kişilerde gün içerisinde hazım sorunu, metabolizmada yavaşlama ve bütün yenilen besinlerin vücutta yağ olarak depolanması gibi sağlık sorunlarının görüldüğünü belirtti.

Sahurda sindirimi kolaylaştıran proteinli besinler tercih edilmeli

Ramazan ayının sağlıklı geçirilmesi için önerilerde bulunan Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, oruç tutan kişiler kilo almak istemiyorsa mutlaka sahura kalkması gerektiğini belirterek “Ramazanda sahur kahvaltının yerine geçecektir. Unutmayın kahvaltı günün en önemli öğünüdür ve sahur da ramazanın en önemli öğünüdür. Sahurda hazmı ve sindirimi kolay, yüksek enerji içeren, proteinli besinler tercih edilmelidir. Çorba, kahvaltılık gibi besinlerin tercih edilmesi daha doğrudur” ifadesini kullandı.

İftar ve sonrasında en az bir buçuk litre su tüketin

Sahurda en az bir litre, iftar ve sonrasında ise bir buçuk veya iki litre su içilmesi gerektiğini söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı Çamır, şu aralar artan sıcakları da göz önünde bulundurarak su tüketiminin daha da fazla artırılabileceğini belirtti. Gültaç Dayı Çamır, “İftarda uzun süreli açlıktan sonra hızlı ve çok yemek yenilmemelidir. Başlangıç için kahvaltılıklar ve hurma yerinde bir karar olacaktır. Daha sonrasında 1 kase çorba ile devam edebilirsiniz. Çorbadan sonra 30 dakikalık bir ara hem midenizi dinlendirecek hem de kan şekerinizin çok hızlı yükselmesini engelleyip kilo almanıza engel olacaktır. Sonrasında ise hafif yemek tercihleriyle devam etmelisiniz. Izgara et veya tavuk, kıymalı veya etli sebze yemekleri, hatta fırında veya buğulama balık alternatifleri tercihleriniz arasında olmalı” dedi.

Ramazan pidesine dikkat

Ramazan ayı boyunca oruç tutan kişilerin ramazan pidesine dikkat etmesi gerektiğini de söyleyen Gültaç Dayı Çamır, iştah açıcı ramazan pidesinin çok fazla tüketilmesi durumunda kilo aldırabildiğini belirtti. Tam buğday ekmeklerinin belli bir süre sonra içerisindeki posa nedeniyle daha çabuk tokluk hissedilmesine neden olduğunu vurgulayan Çamır, pide için bu durumun geçerli olmadığını belirtti. Çamır “Ramazanda kilo almak istemiyorsanız yediğiniz pide miktarını azaltabilir ya da pideyle vedalaşıp tam buğday ekmeğiyle devam edebilirsiniz. Şerbetli ve hamurlu tatlılar da bir anda fazla kalori aldırarak kilo almanıza neden olur. Bu tarz tatlıların yerine küçük bir parça güllaç veya bir porsiyon sütlü tatlı yiyebilirsiniz. Ancak düşük kalorili tatlılarda olsa tatlı tüketimini de sınırlandırın. Özellikle her gün tatlı yemekten kaçının” dedi.

İftardan sonra yürüyüş yapın

Ramazan ayında vücudun sürekli açlık sonucunda kendini daha yavaş çalışmaya koşullandırdığını söyleyen Çamır, metabolizma hızının yavaşlayarak ve minimum enerji harcamasıyla vücudun günü tamamlamak istediğini belirtti. Bu durumda alınan enerjinin harcanan enerjiden daha fazla olması durumunda kişilerin kilo almaya başlayacağını söyleyen Çamır, iftardan bir veya bir buçuk saat sonra otuz dakika veya bir saatlik yürüyüş ile enerji harcamasını artırarak metabolizmaya biraz daha hız kazandırılması gerektiğini belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Başkan Yalım’dan sıfır maliyetli festival UŞAK (İHA) – Uşak Belediyesi tarafından hazırlanan Gençlik Festivali, sponsorlar ve alınan destekler ile hiçbir maliyet olmadan yapıldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Uşak Belediyesi bünyesinde hazırlanan Atapark’ta Gençlik Festivali’nin açılışı yapıldı. Belediye Başkanı Özkan Yalım, 18 Mayıs itibariyle festivalde yer alan sanatçıların, sıfır maliyetle sahne alacaklarını belirtti. Başkan Yalım, sözlerine şöyle devam etti: "Uşak Belediye Başkanı seçilmeden önce nasıl sanatçılara verilen gereksiz paraları eleştirdiysem, şimdi de aynı noktadayım. Değişen hiçbir şey olmadı" Alınan destekler ve sponsorlarla gerçekleştirilen festivalin, belediyeden tek bir lira alınmadan yapıldığına dikkat çeken Başkan Yalım, eleştirenlere de cevap verdi. "Birkaç kişi bizleri eleştirmiş" diye konuşan Başkan Yalım; "Başkan değişti, fikir değişmedi diye sanatçı getirmeye, festival yapmaya devam demişler. Biz festivalleri yapmayacağız, kutlamalara katılmayacağız demedik" diyerek yapılacak olan Tarhana Festivali ile ilgili detayları da paylaştı. "Mayısın ilk haftası meclis ile yaptığımız toplantıda alınan kararla her yıl Temmuz’un üçüncü haftası Tarhana Festivali’ni kutlayarak yerel ürünleri sergileyeceğiz" diyen Yalım, "O festivalde de aynı şekilde yerel sanatçılarımızı sıfır maliyetle, sponsorlarımızla yapacağız. Hem Uşak’ın tanıtımıyla ilgili hem de Uşağın tanıtımıyla gereken çalışmaları yapıyoruz”
Denizli İş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri etkin çalışmalı Denizli İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Derneği (DİSGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “İş sağlığı ve güvenliği alanındaki yeterliliğin sağlanması için iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır” dedi. DİSGDER 5. Dönem olağan genel kurulu yapıldı. Seçimler sonucunda derneğin 5. çalışma döneminin yönetim kurulu, denetleme kurulu ve federasyon üst kurulunda temsil edecek üyeler seçildi. İSG çalışanlarının başta eğitim olmak üzere mali, yasalar ve uygulamaları, statü, işveren kaynaklı ve cinsiyet ayrımına yönelik sorunlar yaşamakta olduğuna işaret eden Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “Eğitim konusunda en önemli sıkıntı çalışanlarda İSG kültürünün oluşmamış olmasıdır. Çünkü İSG kültürü oluşmamış bir toplumda hem işverenler hem de çalışanlar eğitimlerin gerekliliği konusunda yeterli bilince sahip değiller. Ancak işyerinde yürütülecek korunma uygulamalarının ilk aşamasını eğitimler oluşturmaktadır. Bu nedenle İSG kültürünün toplumun her kademesinde ve çalışma yaşamında yer alan tüm kişilerde oluşturulabilmesi için ilköğretimden başlayarak ilerleyen kademelerde de devam eden iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bir dersin okul müfredatlarına yerleştirilmesi yerinde bir karar olacaktır. İş güvenliği uzmanlarının yaşadığı önemli bir sorun mali kaynaklı olduğudur. İş sağlığı ve güvenliği alanında mevcut uzman sayıları ve bu alanı meslek olarak seçecek yeni mezunlar düşünüldüğünde bu sayının bir hayli fazla olduğu ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğinde bir yığılma olacağı aşikârdır. Bu durum uzmanları düşük ücretlerle çalışmaya zorlamakta ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğini değersizleşmektedir. Aynı zamanda işsizlik korkusu kişileri çok düşük maaşlarda çalışmaya zorlarken yapılan işlerin de kalitesini düşürmektedir” dedi. “İşveren kaynaklı mali sıkıntıların azalması ve özellikle iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin ödenmesi, ücret dengesizliği ve aşırı çalışma saatlerinin düzenlenmesi için devlet destekli bir yapıya geçilmesi gerekmektedir” diyen Akköse, şöyle konuştu: “İş güvenliği uzmanları, yaşanan iş kazalarında savcılar açısından tek sorumlu olarak görülüp gözaltı/denetimli serbestlik gibi süreçlerle yüz yüze kalmaktadır. Uzmanların iş güvencesi konusunda sorunlarla karşılaştığını ve görevlerini eksiksiz yapabilmeleri için ekstra iş güvencesinin gerekliliği vardır. Yasalardaki ertelemeler, çalışan sayılarına bağlı dakika uygulamaları, uzmanların yetkilerinin sınırlılığı, kazalarda öncelikli uzmanın sorumlu tutulması, uzmana karşı yasal yaptırımların fazla olması, denetimlerin azlığı konularına ağırlık verilerek yaşanan sıkıntıların giderilmesi adına bir an önce yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ülkemiz açısından iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak bu gelişmeler olumlu olmakla birlikte yeterli değildir. Bu yeterliliğin sağlanması da iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır. Uzman ve hekimlerin kendilerinden beklenen bu verimliliği gerçekleştirebilmeleri yaşadıkları sorunların en aza indirilmesi ile mümkün olabilecektir”