SPOR - 17 Şubat 2020 Pazartesi 18:29

Robert Prosinecki: 'Kayserispor savaşmaya devam edecek'

A
A
A
Robert Prosinecki: 'Kayserispor savaşmaya devam edecek'

Süper Lig’in 22. haftasında deplasmanda oynadığı Denizlispor maçından galip ayrılarak, 3 puan alan Kayserispor’un evinde oynayacağı Konyaspor maçı için hazırlıkları sürüyor. Teknik Direktör Robert Prosinecki, "Takım artık savaşmaya başladı ve savaşmaya devam edecek" dedi.

Süper Lig’in ikinci yarısındaki ilk galibiyetini geçtiğimiz hafta oynanan Denizlispor maçında alan Kayserispor, 23. haftada oynayacağı Konyaspor maçı için çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Teknik Direktör Robert Prosinecki gözetiminde antrenmanda yaptığı basın açıklamasında, diğer maçlarda da galibiyet almalarını gerektiğini söyleyerek, “Denizlispor maçı için tüm takımı tebrik ediyorum, çok iyi oynadık. Aslında onlardan daha iyiydik. İyi savaştık ve iyi bir mücadele örneği gösterdik. Bu açıdan da öz güven kazanma anlamında önemli oldu bizim için. Tabii sadece bir galibiyet bu. Önümüzdeki maçlarda da bu puanları alamazsak pek bir anlam ifade etmeyecek. O yüzden bu galibiyetle beraber bir seriye başlamak zorundayız. Önümüzde Konyaspor maçı var ve çok zorlu bir maç olacak. O yüzden çalışmalarımıza başladık. Konyaspor maçına iyi hazırlanacağız ve o maçta da Denizlispor maçında gösterdiğimiz performansın daha iyisini göstererek, o maçı alacağız” dedi.

Prosinecki, Kayserispor’un artık savaşmaya başladığını ve bunu da sahada herkesin gördüğünü söyleyerek, şöyle devam etti:

“Önümüzdeki 3 haftalık fikstür bizim için çok zor olacak. Hafta hafta bakmak lazım o maçlara ve bizim için bu 3 maç çok zorlu geçecek ama biz öncelikle içeride oynayacağımız Konyaspor maçına odaklanacağız şu an. Takım artık savaşmaya başladı ve oyun mantalitesi değişti. Daha takım olarak oynayan, iyi savaşan bir Kayserispor var. Bunu da sahada herkes görüyor zaten. Çoğu şeyi değiştirdik ve değiştirmeye devam edeceğiz. Hep diyorum havlu atmadık. Bu takım havlu atmadı ve savaşmaya devam edecek ve şu an tek odak noktamız, içerideki Konyaspor mücadelesi.”

Eren Kan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.