EKONOMİ - 27 Eylül 2016 Salı 10:47

Rus kozmonotların uzay giysisi tiftikten yapılıyor

A
A
A
Rus kozmonotların uzay giysisi tiftikten yapılıyor

Ankara’da yetiştirilen ve tüm dünyada 'Angora' olarak bilinen Ankara Keçisi’nden elde edilen tiftikle Rus kozmonotlara uzay giysisi, çobanlara ise yelek ve çorap dikiliyor.

Uluslararası Keçicilik Örgütü (IGA) tarafından, her 4 yılda bir dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleşen Dünya Keçicilik Konferansı'nın 12'ncisi, Antalya Kervansaray Otel'de başladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, Dünya Keçiciler Birliği ve Çukurova Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler ve Jeotermal Kaynaklar Dairesi'nin altın sponsor olduğu Dünya Keçicilik Konferansı’na 42 farklı ülkeden 500’ü aşkın bilim insanı, uzman ve sektör temsilcileri katılıyor.

Konferansta Ankara Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler ve Jeotermal Kaynaklar Dairesi'de Ankara Keçisi’ni tanıtan bir stant açtı. Yabancı katılımcılara konferans boyunca Ankara Keçisi’yle ilgili sunumlar yapılırken, keçinin tiftiğiyle ilgili bilimsel çalışmalar ve araştırmalar da paylaşıldı.

Rus kozmonotların uzay giysisi tiftikten yapılıyor

"Özellikle Rus kozmonotlar bunu uzay kıyafeti olarak kullanıyor"
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler ve Jeotermal Kaynaklar Dairesi Başkanlığı Tarım ve Hayvancılık Şube Müdürü Erol Arık, uluslararası alanda Ankara Keçisi’ni daha iyi tanıtmak için konferansın bir fırsat olduğunu söyledi. Katılımcılar tarafından en çok ilgiyi Ankara Keçisi’nin çektiğini belirten Arık, “Verdiği ürünler itibariyle çok özel bir keçi. Aldığınız her ürünün ayrı bir değeri var. Uzay teknolojisini kullanan bilim adamları da çobanlar da bu ürünü kullanıyor. Ankara Keçisi’nin temel verimi tiftiktir. Dünyanın her yerinde 'Angora' olarak anılır. Tiftik kesinlikle radyasyon geçirmiyor. Isı yalıtımı konusunda da en iyi giysi türü. Özellikle Rus kozmonotlar bunu uzay kıyafeti olarak kullanıyor. Çobanlarımız da tiftikten yapılan çorap, yelek ve çarık giyerek soğuktan korunuyorlar. Teknik olarak 'Ankara Keçisi uzaya çıktı' diyebiliriz” dedi.

Türkiye’deki Ankara Keçisi’nin sırrı
Ankara Keçisi’nin Güney Afrika, Amerika ve Yeni Zelanda’da genetiğinin değiştirilerek yetiştirildiğini belirten Arık, bu keçinin Türkiye’deki keçilerden farklı olduğunu söyledi. Yurt dışından gelen katılımcıların Türkiye’deki Ankara Keçisi’nin tiftiğinin daha parlak olmasıyla ilgili araştırmalar yaptığını da belirten Arık şöyle konuştu:

“Yıllar itibariyle azalan bir Ankara Keçisi sayısı vardı. Biz yaptığımız destek ve tanıtımlarla Ankara Keçisi’nin değerinin artmasını hedefliyoruz. Ankara’dan alınıp götürülen hayvanlar Güney Afrika’da Amerika ve Yeni Zelanda’da genetik çalışmalarla geliştirildi. Ancak onlarda şöyle bir sorun var. Tiftikleri bizdeki gibi parlak ve mukavemeti yüksek değil. Onlarda bize gelip bu parlaklık ve diğer farklılıklarla ilgili bilgiler alıyorlar. Bu durum zannediyorum bizim iklimimizle alakalıdır” dedi.

Arık, belediyenin desteğiyle kırsaldan kente göçü önlemek amacıyla bazı çalışmalar yaptıklarını da belirtti. 50’şer başlık sürülerle çiftçileri desteklediklerini ifade eden Arık, “Geçen sene yapılan çalışmalarda çiftçilerimize damızlık verdik. Sürülerde kan tazelensin diye. Bundan sonra da sürü oluşturmak için 50’şer başlık sürüler ve damızlıklar veriyoruz. Bunun sosyal bir yönü de var. Nüfusu azalan yerleri özellikle seçerek genç nüfusu köylerde tutmayı hedefliyoruz. Özellikle 40 yaşın altındaki çiftçileri seçerek kırsaldan kente göçü engellemeye çalışıyoruz” diye konuştu. 

Alparslan Çınar- Adem Akalan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.