GÜNDEM - 04 Ekim 2016 Salı 15:01

Rüzgar Çetin’in tahliyesine Mahkeme Başkanından muhalefet şerhi

A
A
A
Rüzgar Çetin’in tahliyesine Mahkeme Başkanından muhalefet şerhi

Ünlü yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılması ve tahliye edilmesine yönelik karara mahkeme başkanı muhalefet şerhi koydu. Mahkeme başkanı, Rüzgar Çetin’in kazada kusurunun yoğunluğu ve mağdurların kemer takma zorunluluklarının bulunmamasını göz önünde bulundurarak cezanın 15 yıl hapis olarak belirlenmesi ve tutukluluğun devamı kararı verilmesi gerektiğini belirtti.

Yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in, Beşiktaş’ta 1 polis memuru şehit olmasına, 1 polis memurunun ise ağır yaralanmasına yol açtığı kazaya ilişkin yargılandığı davada karar açıklandı.

İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Rüzgar Çetin cezaevinden getirilirken avukatları da salonda hazır bulundu. Celse arası mahkemeye Rüzgar Çetin hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtiklerine dair dilekçe gönderen şehit İsmet Fatih Alagöz’ün ailesi ve avukatları ile yönetmen Sinan Çetin duruşmaya katılmadı.

Davaya ilişkin görüşünü açıklayan duruşma savcısı Ekrem Şakar, Rüzgar Çetin'in bir polisin ölümü ve bir polisin de yaralanması ile sonuçlanan kazaya sebebiyet verdiğini belirtti. Alkollü olması, Trafik İhtisas Kurulu raporu ve dosyadaki diğer raporlar, Karayolları Trafik Kanunu'nun birden fazla maddesini ihlal etmesi gerekçesi ile bilinçli taksir ile bir kişinin ölümü bir kişinin de yaralanması suçundan 3 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. İşlemiş olduğu suçun niteliği, bilinçli taksirle hareket etmesi, iddia olunan suçun cezasının üst sınırı dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Duruşmada son savunması sorulan sanık Rüzgar Çetin, “Ben kazaya sebebiyet verecek bir harekette değildim. Trafik kurallarını ihlal etmedim. Önümdeki aracı geçmek için sollama yapıyordum. Aldığım alkol oranına dikkat ederek araca bindim. Zaten hızlı değilim. Hızlı olmadığım kameralardan görülüyor. Çok üzgünüm. Bir insanın sevdiklerinden ayrılmasına neden olduğum için üzgünüm. Keşke böyle bir şey yaşanmasaydı" dedi.

Çetin'in avukatlarından Mehmet Uysal ise kazada hayatını kaybeden Fatih Alagöz'ün ailesi ile kazada yaralanan Emre Tetik'in şikayetlerinden vazgeçtiğini hatırlatarak, "Onların da helalliği alınmıştır. En acı duyan onlar olmasına karşın müvekkilin ve ailesinin acısını görmüştür. Tahliye talep ediyoruz "diye konuştu.
Davayı karara bağlayan mahkeme, sanık Rüzgar Çetin’im “Taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan 5 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Kazanın bilinçli taksirle gerçekleştiğine karar veren mahkeme, artırım yaparak cezayı 7 yıl 6 aya çıkardı. Sanığın duruşmalardaki iyi halini ve pişmanlığını dikkate alan mahkeme, hapis cezasını sonuç olarak 6 yıl 3 aya indirdi.

Mahkeme başkanından muhalefet şerhi

Mahkeme başkanı Erdoğan Şimşek, karara muhalefet ederek şerh koydu. Mahkeme başkanı, Rüzgar Çetin’in kazada kusurunun yoğunluğu, meydana gelen tehlike ve zarar, mağdurların kemer takma zorunluluklarının bulunmamasını göz önünde bulundurarak cezanın 15 yıl hapis olarak belirlenmesi gerektiğini belirtti. Mahkeme Başkanı bu nedenle karar muhalefet şerhi koyarak tahliye edilmemesi gerektiğini kaydetti.

1 yıl 6 ay ehliyetine el konulacak

Mahkeme, sanığın kusur durumunu göz önünde bulundurarak ehliyetine 1 yıl 6 ay el konulmasını kararlaştırdı. Mahkeme kararında, sanığa verilen ceza miktarını, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreyi, Ceza İnfaz Kanunu’nda yapılan değişiklikleri, ve mağdurların şikayetlerinden vazgeçmiş olmalarını dikkate alarak sanık Çetin’in tahliyesine karar verdi.

Şehidin eşi “Davamın peşini bırakmayacağım” demişti

Davanın ilk duruşmasında ifade veren şehit polis İsmet Fatih Alagöz’ün eşi Özlem Alagöz, Rüzgar Çetin’in gözlerinin içine bakarak konuşmuştu. Alagöz ifadesinde, "Davamın adaletli şekilde sonuçlanması ve örnek dava olması için peşini bırakmayacağım. Önce yüce Türk adaletine sonra da Allah'ın adaletine inanıyorum. Sanık sevdiklerinden ayrı kalmanın ne demek olduğunu öğrendiğini söyledi. Hayır öğrenemedi. Benim eşim toprağın altına girdi. 3 aydır büyük acılar yaşıyoruz. Çocuklarım her gün babalarını soruyor. Biz hergün ağlıyoruz. Aynı acıyı tekrar tekrar yaşıyoruz. Bizi ömür boyu sevdiklerimizden ayrı koydular" şeklinde konuşmuştu. İsmet Alagöz’ün ailesi geçtiğimiz günlerde mahkemeye dilekçe göndererek şikayetlerinden vazgeçmişlerdi.

Rüzgar Çetin sesi titreyerek ifade vermişti

İlk duruşmada sesi titreyerek savunma yapan sanık Rüzgar Çetin ise "Herşeyden önce böylesine şanssız, acı ve üzüntülü bir kazanın içinde yer aldığım için üzgünüm" diyerek başladığı ifadesinde "Ben hergün aynı rüyayı görüyorum. Rüyamda İsmet bey ailesine kavuşuyor. Ama her sabah aynı acıyla uyanıyorum. Geçmişe geri dönmem mümkün değil. Şu an tek isteğim ailesinin beni affetmesi. Başka birşey elimden gelmiyor" ifadelerini kullanmıştı. Olay günü ailesiyle yemeğe çıktığını hatırlatan Çetin, "Yemek sonrası arkadaşlarımın yanına geçtim. Onlara eşlik etmek için 1 kadeh içtim, ikinciye başladım bitiremedim. Erken saatte arkadaşların yanından ayrıldım. Ortaköy'e gelince sollamanın müsait olduğunu gördüm. Trafik normal seyrindeydi. Hızlı değildim. Ben en sağ şeritteydim. Ben orta şeride geçer geçmez bir kaza yaşandı. Kazadan sonra arabamın sol kapısı açılmadı. Yolcu tarafına geçip kapıyı açtım ve birinin yardımıyla çıktım. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ambulansın gelmesini bekledim. Yerler ıslaktı ama hava yağışlı değildi. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şeyin sevdiklerinden ayrı kalmak olduğunu anladım. Bunu da cezaevinde öğrendim. Bu olay nedeniyle insanların sevdiklerinden ayrı kalmasına sebebiyet verdiğim için üzgünüm" diye konuşmuştu.

Olayın geçmişi

Ünlü yönetmen Sinan Çetin'in işletmeci oğlu Rüzgar Çetin, Beşiktaş’ta lüks marka aracıyla, karşı yönden gelen polis aracıyla çarpışmış, araçtan fırlayan polis memuru İsmet Fatih Alagöz kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Olayda bir polis memuru da yaralanmıştı. Kaza esnasında alkollü olduğu öğrenilen Çetin, olayın ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Rüzgar Çetin’in İddianamede Çetin’in “Bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçlarından 3 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep ediliyordu. 

 

Başak Akbulut 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Burdur’da üretici kadınlara 60 bin çilek fidesi dağıtıldı Burdur’da “Kadınlar Üretiyor Özel İdare Destekliyor” projesi çerçevesinde 10 kadın çiftçiye 60 bin çilek fidesi dağıtıldı. Burdur Valiliği koordinesinde İl Özel İdaresi ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ortaklığında hazırlanan, yüzde yüz İl Özel İdaresi hibe destekli “Kadınlar Üretiyor Özel İdare Destekliyor” projesi çerçevesinde Kemer Asarcık Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’ne üye 10 kadın çiftçiye 1‘er dekar alanda yetiştirilmek üzere 6 biner adet olmak üzere toplam 60 bin çilek fidesi dağıtıldı. Kemer ilçe merkezinde düzenlenen programda Vali Türker Öksüz, Milletvekilleri Prof. Dr. Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Asım Ertilav tarafından konuşma yapıldı. Yapılan konuşmalar sonrası Vali Öksüz ve protokol üyeleri tarafından kadın girişimcilere temsili çilek fidesi takdim edildi. Programda konuşan Vali Öksüz, “Bugün bu güzel ilçede, güzel günde hep birlikte bir üretim sürecinin küçükte olsa bir adımını atacağız. Öncelikle Kadınlar Üretiyor, Özel İdare Destekliyor çilek üretimi projemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Biz burada tarımı, hayvancılığı desteklemek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Burdur hakikaten tarımı ile hayvancılığı ile öne çıkmış bir şehir. Bu konuda da belli bir noktaya gelmiş. Ama biz tarımda, bitkisel üretimde üretim çeşitliliğini de sağlamak adına ve toplum kalkınmasının başlangıcı olan üretimi destekleme adına bu projeyi ortaya koyduk. Geçen hafta zeytincilik projesi ile başlamıştık. Çeşitli ilçelerimizde zeytincilik projesi ile birlikte zeytin üretimi ve daha sonra da zeytine dayalı bir sanayinin kurulması için bir adım attık. 7 bin civarında zeytini toprakla buluşturmuş olduk. Burada da 60 bin çilek üretimi ile inşallah bir başlangıcı yapacağız. Kadınlarımızdan oluşturulan Asarcık kooperatifinin zaten bir üretimi var. Ben de bunu çok memnuniyetle öğrendiğimi ifade etmek istiyorum. El emeği göz nuru ürünlerini zaten satıyorlar, üretiyorlar. Onların bu üretiminden dolayı onları tebrik ediyor ve kutluyoruz. Bir araya gelmeleri kooperatif adı altında o dayanışmayı göstermelerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Biz de kooperatifimizin bu güzel emeğine bir katkı göstermek istiyoruz. Onları inşallah çilek üretimi ile destekleyeceğiz” dedi. Program sonrası Vali Öksüz, beraberindeki heyetle birlikte ilk çilek fidelerinin toprağa dikimini gerçekleştirdi.
İstanbul TSSF Paletli Yüzme Kulüplerarası Büyükler Türkiye Şampiyonası’nda 3 Türkiye rekoru Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’nun (TSSF) İstanbul’da gerçekleştirdiği Paletli Yüzme Kulüplerarası Büyükler Türkiye Şampiyonası’nda 3 yeni Türkiye rekoru kırıldı. İstanbul’daki GSİM Tozkoparan Olimpik Yüzme Havuzu’nda 26-28 Nisan tarihleri arasında TSSF tarafından gerçekleştirilen Paletli Yüzme Kulüplerarası Büyükler Türkiye Şampiyonası’nda yeni Türkiye rekorları geldi. Türkiye2nin farklı şehirlerinden 21 spor kulübünün katılımıyla gerçekleşen şampiyonada kadınlarda İstanbul Su ve Doğa Sporları Kulübü’nden Masal Özgü Koyuncu, 100 metre çift palette yaptığı 50.77 saniyelik derecesiyle gençler 14-15 ve 16-17 yaş gruplarında iki ayrı yeni Türkiye rekorunun sahibi oldu. Erkeklerde Bakırköy Ata Spor Kulübü’nden Arda Karacabay 50 m. çift palet yarışmasını 20.13 saniyede tamamlayarak gençler 16-17 yaş grubunda Türkiye rekoru kırdı. 3 sporcu 12 şampiyonluğa imza attı Dört gün süren şampiyonluk mücadelelerinde 89’u kadın, 130’u erkek olmak üzere toplam 219 sporcu su üstü, çift palet, dip ve tüp disiplinlerinde palet vurdu. Kadınlarda en çok şampiyonluğa Bakırköy Ata Spor Kulübü’nden Adasu Ramazanoğlu imza attı. Ramazanoğlu, 200, 400 ve 800 m. su üstü, 400 m. çift palette şampiyonluk kürsüsüne çıktı. Bakırköy Ata Spor Kulübü’nden Derin Toparlak ve Bakırköy Su Sporları Kulübü’nden Ömer Faruk Saydam ise 4 kez altın madalya ile şampiyonluk kürsüsüne en çok çıkan sporcular oldu. Derin Toparlak, 200, 400, 800 ve 1500 m. su üstü yarışlarında şampiyon olurken, Ömer Faruk Saydam 50 m. dip, 50 m. su üstü, 100 m. ve ilk kez yapılan 200 m. tüp yarışlarında altın madalya aldı. Bayrak yarışlarında Bakırköy Ata Spor Kulübü kadınlar ve erkek takımları, 4x100 ve 4x200 m. su üstü, 4x100 m. çift palet yarışlarında tüm şampiyonlukları kazanma başarısı gösterdi. En başarılı spor kulüpleri Şampiyonluk yarışlarına katılan kulüp sporcularının başarı puanlarına göre yapılan takım sıralamasında kadınlarda Bakırköy Ata Spor Kulübü en başarılı takım olurken, Smaç Spor Kulübü ikinci, İstanbul Su ve Doğa Sporları Kulübü üçüncü oldu. Erkeklerde ise Bakırköy Ata Spor Kulübü birinci oldu. İkinci sırada Tenis Yüzme Kayak Spor Kulübü yer alırken, Anadolu Yakası Spor Kulübü üçüncü sırada yer aldı. Dün yapılan kapanış ve ödül töreninde şampiyon sporcu ve takımlara madalyaları takdim edildi. TSSF Başkanı Fatih Uysal yaptığı açıklamada, son derece başarılı bir şampiyonluk organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirterek, “Paletli yüzme, uluslararası başarılara imza attığımız branşlarımız arasında yer alıyor. Altyapıdan yetişen başarılı sporcularımızın yeni Türkiye rekorlarına imza atması hepimizi gururlandırdı. Organizasyonlarımızı sürdüreceğiz. Madalya alan tüm sporcularımızı ve kulüplerimizi kutluyor, rekor kıran sporcularımızı alkışlıyoruz. Şampiyonaya katılan tüm sporcularımıza ve spor kulüplerine teşekkür ederiz” dedi. TSSF Başkan Vekili Kadir Sağlam, madalya alan ve rekor kıran sporcuları yürekten kutladığını ifade ederek, “Gerçekten çok heyecanlı ve mutluyuz. Çok başarılı sporcularımız var. Spor kulüplerimizi kutluyorum böyle başarılı genç sporcuları yetiştirdikleri için. Federasyon olarak sporcularımıza ve kulüplerimize her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” dedi. Sağlam, desteklerini esirgemeyen Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak başta olmak üzere, Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya’ya, Spor Genel Müdür Vekili Ömer Altunsoy’a, İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Muhittin Özbay’a, Güngören Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Remzi İlhan’a, tesis yöneticileri ve çalışanlarına, hakemlere ve organizasyon ekibine teşekkür etti.
Karabük Dina’nın babası Guy Serge Ibouanga: "Kızım için adalet istiyorum" Karabük’te Gabon uyruklu Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın ölü bulunmasına ilişkin soruşturmada sanık Dursun A.’nın tahliye talebinin reddine ve tutukluluk halinin devamına karar verildi. Karabük-Yenice karayolu Yeşilköy mevkiindeki Filyos Çayı’nda 26 Mart 2023 tarihinde cesedi bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga (17) ile ilgili davanın üçüncü duruşması görüldü. Polis ekipleri adliye önünde ve içerisinde geniş güvenlik önlemleri alırken, duruşmaya Gabon’un Ankara Büyükelçisi Jean Bernard Avouma, İstanbul ve Ankara’dan gelen dernek temsilcileri ile Gabonlu öğrenciler de katıldı. Dina’nın bodrum katından koşarak çıktığını aktaran baba Guy Serge Ibouanga, “Kızım bir arabaya yardım çağrısı yapıyor ve biniyor. Hastaneye götürülmek için arabaya biniyor. Araba hastaneyi geçiyor ve yoluna devam ediyor. Dina da arabadan iniyor. Yolun karşısına koşarak gidiyor. Sanık ise oraya geri dönüyor. Bu durum videolarda da açıkça görülüyor. Ben kızımı okumaya gönderdim ama tabut içinde geri aldım. Gerçeği öğrenmek ve adalet bulmak istiyorum" diye konuştu. Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan sanık Dursun A. ise, Dina’yı yardım etmek için aracına aldığını ve suçsuz olduğunu tekrarlayarak, tahliyesini talep etti. Dursun A., “Ben ölen kızımıza hiçbir şey yapmadım. Arabayı durdurunca karşıya gittiğini gördüm. Arabada en ufak bir taciz içeren kelime kullanmadım. Diğer kişileri de tanımıyorum. Çayın kenarına şeker hastası olduğumdan ihtiyaç gidermek için döndüm. İhtiyaç giderip sigara içtim" dedi. Sanığın tahliye talebinin reddine ve tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 5 Ağustos tarihine erteledi.
İstanbul Muhammed Dursun, Dubai’ye bileniyor Kick boksçu Muhammed Dursun, Dubai’de yapacağı maça hazırladığını belirterek, "Bu yıl kilom ve formum 130 olacak. Çıkacağız yine şampiyon olacağız ülkemize döneceğiz" dedi. Altın kemer sahibi milli kick boksçu Muhammed Dursun, gelecek dönemdeki hazırlıklarına ve hedeflerine dair İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Eylül - Ekim ayı gibi Dubai’de bir şampiyonluk maçı yapacağını söyleyen Dursun, "Dubai için bir hazırlık sürecim var, buna hazırlanıyorum önümüzde Ramazan ayı vardı Ramazan ayını atlattık ve bu seneki formu biraz daha farklı çekeceğim 130 kilo olana kadar çıkıp ve bu kilolarda mücadele vereceğim. Şu an için antrenman süreçlerim güzel gidiyor formum iyi çünkü biliyorsunuz ki rakibim çıkmadı ve ünvan direkt bana geldi. Hiçbir şekilde yorulmadan unvanı kazandık. Dubai’de tahminen Eylül Ekim gibi dövüşeceğim. Oraya bir hazırlık sürecim olacak. Şu an için İstanbul’dayım, 2 gün sonra İran’a gideceğim. Önümde kamp süreçlerim var" diye konuştu. "İnşallah Çin’de şampiyon olacağım" Bu yılki takvimi ve hedefleri hakkında da konuşan Dursun, "Dubai için sözleşme yaptık, geldik. Eylül - Ekim için Dubai’de ringte olacağım. Ondan öncesinde Türkiye’nin en büyük organizatörlerinden Mehmet Müftüoğlu aracılığıyla Çin’den bir maç teklif aldım ve inşallah bir aksilik olmazsa Çin’de dövüşeceğim. Orada ağır sikletle mücadele edeceğim ve inşallah orada da şampiyon olacağıma inanıyorum ama benim için buradaki süreçte en önemlisi Dubai. Çünkü neden, dünyanın birçok dövüş sporlarında en iyi sporcularının olduğu yer Dubai" dedi. "Çıkacağız ve şampiyon olacağız" Milli boksör açıklamalarını şöyle tamamladı: "Biliyorsunuz ki bundan 6 ay önceki maçımda 110 kiloydum ve şu an 130 kiloyum ve kendimi şu an çok iyi hissediyorum. Bu seneki form ve kilom 130 kilo olacak ve bu şekilde dövüşeceğim. Dünyanın çok yerinde dövüşmüş bir sporcuyum ve uluslararası birçok derecem var. İnşallah da çıkacağız yine şampiyon olacağız, ülkemize döneceğiz."
İstanbul Su birikintisine düşerek hayatını kaybeden Edanur Gezer için cenaze töreni düzenlendi Su birikintisine düşerek hayatını kaybedeb 5 yaşındaki Edanur Gezer için Esenyurt’ta bulunan Kıraç Cemevinde cenaze töreni düzenlendi. Acılı annenin ayakta güçlükle durduğu görülürken, cezaevinde olan baba da izinli olarak katıldı.Emrah DODUKKüçükçekmece Fatih Mahallesi Menekşe Sahil Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yapılan kazı çalışmasında oluşan su birikintisine düşen 5 yaşındaki Edanur Gezer hayatını kaybetmişti. Edanur Gezer için bugün Esenyurt’ta bulunan Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene; İstanbul Valisi Davut Gül, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, ailesi, yakınları ve cezaevinde olan baba jandarma eşlinde kelepçeli olarak katıldı. Vali Davut Gül acılı anne Nurcan Gezer baş sağlığı diledi. Edanın acılı annesi ayakta durmakta güçlük çektiği görülürken feryatları yürekleri dağladı. Vali Davut Gül tabuta omuz verdi. Kılınan cenaze namazın ardından cenaze defnedilmek için Esenyurt’da mezarlığa defnedildi.İstanbul Valisi Davut Gül, “ Yavrumuz hayatını kaybetti maalesef. Bizlerde Esenyurt’ta cenaze törenine geldik. Allah ailesine sabır versin. Ölüm olayı olduğu için otomatikman savcılık tarafından başlanan işlemler oluyor. Bundan sonraki adli süreç orada devam edecek. İhmal var mı yok mu kusur var mı yok mu ya da kimlerin kusuru var bu adli süreçte belli olacak. Biz daha çok yavrularımızın bu tür bir hadise ile karşılaşmaması için tedbirleri hangi kurum neler yapması gerek onlara bakacağız. Ayrıca ailenin kendi içerisinde bir çok sıkıntısı var onlarla ilgili Aile, Sosyal Politikalar il müdürlüğümüz üzerine düşen neyse bundan sonraki süreci takip edeceğiz” dedi.Feryat eden acılı anne Nurcan Gezer, “Güvenlikler gelmiş burada ateş yakmayın mangalın içine ateşi yakın demişler. Çocuk yok diye hepsi dağılmışlar çocuğu aramaya bir tane mi iki tanemi güvenlik varmış. Güvenliğe gidip 5 yaşındaki kız çocuğu yok demişler . güvenlikte kuyunun yanına geliyor. kafasını uzatıp çocuğunuz burada içinde diyor. Orada bizimkilerden birisi müdehale etmeye çalışıyor. İçine atlama burası çok derin diyor. Derin olduğunu biliyorsunuz da niye bir şeyler yapmıyorsunuz. Dün gittim oraya çevirmişler orayı önem almışlar. Benim çocuğum olmasa başka birinin çocuk da olabilirdi. Başka bir annenin ciğeri de yana bilirdi. Kim oraya sebepliyse cezasını çeksin” dedi.Eda’yı su birikintisinden çıkaran dayı Selçuk Yaşar, “ Biz ailece piknik yapıyorduk. Baktım kuyunun üzerinde yatıyor. İçinden çıkardım baktım dudakları mosmor. Etrafında koruma yoktu bildiğimiz su birikimiydi. Kimse gelip burada kuyu var demedi. Derinlik beni çekiyordu zaten. Toprağa tutunup tek elimle çıkardım. Bulmamız 20 dakikayı buldu. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.