SAĞLIK - 03 Eylül 2021 Cuma 10:04

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: 'Yüz yüze eğitime mutlaka geçmeliyiz'

A
A
A
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: 'Yüz yüze eğitime mutlaka geçmeliyiz'

Türkiye’nin tüm risklerine rağmen yeni eğitim öğretim yılında gerekli tedbirleri alarak yüz yüzü eğitime geçilmesi ve bunun sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiği belirtildi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Türkiye’de 18 milyonu aşkın öğrenci nüfusu olduğunu hatırlattı.

Özlü, bu kadar kişinin hayatından pandemi nedeniyle 1,5 yıl çalındığını kaydederek “Bu ülke için 18 milyonu düşünürseniz yani aşağı yukarı 25-30 yılı çalınması demektir. Bu telafisi çok zor bir durum. Onun için bunu daha da uzatmak çok yıkıcı olabilir. O bakımdan yüz yüze eğitime mutlaka geçmeliyiz. Bizi burada motife eden şey gençlerin bu hastalığa yakalanma ve ağır seyretme olasılığın yetişkinlere göre çok daha hafif olması. Fakat endişelendiren durum; delta varyantı nedeniyle özellikle lise üniversite yakın olan genç gurubunda bulaşma ve bulaştırma oranlarının erişkinlere benzer noktaya ulaşmış olması. O bakımdan Türkiye bu riski göz önüne alarak ve iyi yöneterek okulları açmaya çalışacak bunu yapmak zorunda. Bunu bazı ülkeler yaptı bazıları yapamadı ama dünyanın her yerinde eğitim zaman zaman kesintiye uğradı. Eğer düne göre bugünkü halimize bakacak olursak bunu yapma noktasında daha yakınız çünkü geçen yıl olmayan güçlü bir silah var; aşı. O bakımdan eğer aşılamayı hızlandırır veya yaygın hale getirebilirsek ve gerekli diğer hassasiyetleri de karşılarsak ben okulların açık olmaya devam edebileceğini sürdürülebilir olacağını en azından umut ediyorum” dedi.

“Öğrencilerle teması olanların aşılanması birinci derecede önemli”

“Risk öğrencilerden çok öğrencilerle teması olan erişkinlerde daha fazla” diyen Prof. Dr Özlü “Bizim toplumumuzda geniş aile yapısı, komşuluk, akraba, arkadaşlık, dostluk ilişkileri çok fazla. Sıcakkanlı insanlarız. Dolayısıyla öğrencilerle teması olan aile bireylerinin mutlaka erişkinlerin aşılanmış olması gerekiyor en önemlisi bu. Haftada 6-7 saat okulda, kapalı ortamda 30-40 öğrenci bir arada olacak ve bu sürekli tekrarlanacak. Pozitif vaka varsa bulaşma olasılığı çok yüksek. Çünkü delta varyantı çok daha kolay bulaşıyor. Onun için öğrencinin bunu alması ve eve getirmesi topluma taşıması çok kolay. Bir şekilde öğrencilerle teması olan herkes bütün erişkinlerin aşılanması birinci derecede bu riski yönetmek açısından en etkili tedbir olacaktır. 16 yaş ve üzeri şu anda aşı yaptırabiliyor. Bu yaş grubunun özellikle delta varyantı açısından yetişkinlere benzer şekilde bulaşma ve bulaştırma özelliğine sahip olduğunu düşünürsek son derece uygun aşılanma açısından. 12 yaş üzeri veya daha erken yaşlara doğru aşının çekilmesi konusu henüz Türkiye’de uygulamaya geçmiş değil ancak bunu yapan ülkeler var. Toplumun aşılanmış olması yani yüzde 90’ı yüzde 100 aşılanmış bir topluma ulaşmak en ideali. İnsanlar aşı olmak istemiyorlar, buna saygı duyuyorum. Ancak şöyle bir durum var devlet kamu sağlığını korumakla görevli ve kapalı alanlara sosyal alanlara kalabalıklara karışmak istiyorsanız aşılı değilseniz o zaman tehdit oluşturmadığınızı belgelemeniz sizden istenebilir. Bunu bütün dünya uyguluyor pek çok ülkede bu var” şeklinde konuştu.

"Şuanda kaybettiğimiz yurttaşlarımız 30-35 yaş grubu"

Prof. Dr. Tevfik Özlü, delta varyantının diğer Wuhan virüsüne göre neredeyse iki kat yüzde yüz daha fazla ölümlere neden olduğuna da dikkat çekerek “Maalesef ölüm sayıları çok fazla. Şu anda vefat eden hastalarımız kaybettiğimiz yurttaşlarımız genelde 30-35 yaş grubu ve önceden sağlıklı olan, kronik hastalığı olmayan kişiler. Bu olayı daha da üzücü hale getiriyor. Çünkü bu kişiler genel itibariyle yaşlarına ve sağlıklarına güvenip aşı olmayı raddenler veya aşısızlar. O bakımdan bunlarda ağır seyrediyor. Ben ölüm sayılarının önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Günde 300’e yakın ölümüz var” diye konuştu.

Dördüncü doz aşı yaptırılmalı mı?

Prof. Dr. Tevfik Özlü, 4. doz aşı yaptırma tartışmaları ile ilgili olarak ise “Ben kendime yaptırmadım. Üçüncü dozu Biontech yaptırdım. İki Sinovac, artı bir Biontech. Çünkü genel itibariyle her iki doz aşılı olanlara üçüncü doz hatırlatma dozudur ve üçüncü doz ister Sinovac olsun ister Biontech olsun çok güçlü bir antikor cevabı oluşturuyor. Dördüncü dozun ekstra sağlayacağı bir koruyuculuğu yok. Çünkü çok güçlü bir antikor cevabı zaten oluyor. Ekstradan bir dördüncü dozun size sağlayacağı bir yarar yok. Onun için bence tıbben gerekli değil. Yaptırmak isteyen yaptıranlar var” ifadelerini kullandı.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Hekim adayları Akdeniz Tıp Öğrenci Günleri’nde eğlendi Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 12. Akdeniz Tıp Öğrenci Günleri gerçekleştirildi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçesinde gerçekleşen 12. Akdeniz Tıp Öğrenci Günleri kapsamında Tıp Fakültesi öğrencileri tarafından gerçekleştirilen Toplumsal Duyarlılık ve Özel Çalışma Modülleri projelerinin sunumları yapıldı. Öğrencilere pilav dağıtımının ardından dans gösterileri ve konserler düzenlendi. Proje Sonuçlarının Değerlendirilmesi ve Ödül Töreni’nde konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olarak burada olmaktan inanın çok büyük bir heyecan duyuyorum. Çok güzel, bu kadar güzel bir günde bu kadar güzel öğrencileri görmek çok büyük bir mutluluk verdi. İyi ki varsınız. Doktor olmak sadece hasta muayene etmek değil aslında. Siz bir mesleği sabah 8 akşam 5 icra etmeyeceksiniz. Siz bir hayat tarzına doğru yol alıyorsunuz ve yaptığınız şey aslında toplumla her an iç içe olmak ve toplumun bütün sorunlarını özellikle sağlıkla ilgili elbette kulak kabartmak ve bir şekilde onlara rehberlik etmek ve çözüm bulmak" şeklinde konuştu. "Toplum için duyarlılık ve empati gerektiren bir meslek" Çok güzel projeler gördüğünü söyleyen Rektör Özkan, "Tıp bilimi sadece bilgi ve beceri değil. Aynı zaman toplum için duyarlılık ve empati gerektiren bir meslek. Bu etkinlik tıp eğitiminin bu değerde ne kadar önemli olduğunu tekrar bize hatırlatıyor. Başarılarınızın devamını diliyorum. Hakikaten çok keyifli bir ortam ben devamını diliyorum. Sadece toplumsal duyarlılık değil, birçok sanatta, festivallerde bir arada olmak üzere bir festival planlıyoruz inşallah hepiniz için. Sizi çok seviyoruz, başarılar diliyorum, hepinizi öpüyorum, sağ olun" ifadelerini kullandı. "Hedefimiz Türkiye’nin en iyi hekimlerini yetiştirmek" Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Gürpınar, "Bizim fakültenin gerçekten diğer fakültelerden ayıran en güçlü noktalarından bir tanesi toplumsal duyarlılık projeleri ve özel çalışma modülleri. Temel hedefimiz Türkiye’nin en iyi hekimlerini yetiştirmek, her zaman öğrenci arkadaşları buluştuğumuzda söylüyorum. Hastalıklara doğru tanı koyan, doğru tedavi eden, koruma yollarını bilen acil müdahaleyi doğru yapan bilimsel araştırmaları yapabilen iyi hekimler yetiştirmek ama iyi hekim sadece bu kapsamda değil. Bunun dışında sosyal, sanatsal, kültürel açıdan da kendini yetiştiren, geliştiren hekimler ancak en iyi hekimlerdir işte bu projelerin temel hedefleri aslında biraz bunlar sizlere sosyal sanatsal yönden toplumsal yönden geliştirmek ve bu alanlardaki öngörülerinizi topluma bakıcısını daha da geliştirmek. Biz aynı zamanda yaklaşık 13 yıldır akredite bir fakülteyiz. Akreditasyonda da örnek gösterilen Türkiye’de bizi diğer fakültelerden ayıran en önemli özelliklerden bir tanesi” dedi. Projesini başarıyla bitiren herkesin dereceye girdiğini söyleyen Dekan Gürpınar, en iyi ilk üçe de bir ödül belgesi vereceklerini söyleyerek emek veren hocaların, öğrencilerin eline emeğine sağlık dileklerini iletti. Konuşmaların ardından dereceye girenlere ödüller takdim edildi. 12. Akdeniz Tıp Öğrenci Günleri’ne Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Gürpınar, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Levent Sarıkcıoğlu, Prof. Dr. Neval Boztuğ, Hastane Başhekim Yardımcıları Prof. Dr. Banu Nur, Doç. Dr. Muhittin Yaprak, Doç. Dr. Murat Uçar, Dr. Öğr. Üyesi Ali Ünal, Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Gökhan Ertosun, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Bitlis Ahlat’ta ‘Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi’ başladı Bitlis’in Ahlat ilçesinde ‘Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi’ kayıtları başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ve hafızlık eğitiminde işbirliğini amaçlayan protokol çerçevesinde bölgede ilk olarak Ahlat ilçesinde de Şehit Eren Öztürk Hafızlık Külliyesi ve Şehit Murat Sarıgül İmam Hatip Ortaokulu tarafından uygulamaya konulan ‘Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi’ kayıtları başladı. Ahlat Şehit Eren Öztürk Hafızlık Külliyesini ziyaret eden Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, başlatılan projeye destek verip ilk kayıt olarak oğlu Osman Akif Gülmez’in ‘Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi’ne kaydını yaptı. Kayıt sonrası gazetecilere açıklamada bulunan Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Kubbet-ül İslam Ahlat’a yakışır hafızların buradan yetişeceğini söyledi. Gülmez, “Şehidimizin mekanındayız. Şehidimizin vasiyeti olan külliyedeyiz. Allah yapanlardan ve emeği geçenlerden razı olsun. Ahlatlılar olarak bu külliyenin yapılmasından mutluyduk, gururluyduk. Sabah uyandığımda bir sosyal medya paylaşımında hafızlık proje eğitiminin Ahlat Şehit Eren Öztürk Hafızlık Külliyesi’nde yapılacağını görünce hakikaten bu mutluluğumuz kat kat arttı. Çocukluktan beri benim hayalimde hafız olmaktı ama bir takım sebeplerden dolayı olamamıştım. Biz olamadıysak en azından alimizden biri olsun diye yıllarca o hasretle tutuşuyorduk. Bu projede 4. sınıfı bitirip 5. sınıfa geçen öğrencileri kapsayınca bizimde ikinci oğlumuz Osman Akif’imiz bu yıl 4. sınıfı bitirip 5. sınıfa geçiyor diye hemen Şerafettin Hocama telefon açıp, ilk kaydı biz yapalım dedim, hocamda çok sevindi. Elhamdulillah Kubbet-ül İslam Ahlat’ta bu tür faaliyetlerin olması, bu tür hafızlık proje okulunun hem ortaokulla birlikte hafızlığın yapılması hakikaten çok büyük bir nimet. Bizim gibi bu hasretle yanıp tutuşanlar içinde bir mihenk taşı oldu. Sebeplerden Allah razı olsun. İnşallah Ahlat’a yakışır hafızlar buradan yetişir. Ailemizden de yaşayan ilk hafızımızı da inşallah bu kurs vesilesiyle yetiştirmiş olacağız. Hafızlık sevdası taşıyan Ahlatlı hemşehrilerime de çocuklarını buraya yönlendirmelerini bekliyor ve istiyorum. Hakikaten güzel bir mekan. Ortaokulla birlikte böyle bir projenin yürütülmesi çok daha uygun olmuş. Ahlat’ta ortaokulda bu hizmetin olması biz Ahlatlıları gururlandırmıştır. Allah sebep olanlardan razı olsun” dedi. Kur’an Kursu-Okul İşbirliğine Dayalı Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Programı Nedir? “Kur’an Kursu-Okul İşbirliğine Dayalı Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Programı”, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz ile Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ve hafızlık eğitiminde işbirliğini amaçlayan protokol çerçevesinde hazırlanmıştır. Program, örgün eğitime devam etmekle birlikte, MEB’in ilgili mevzuatı çerçevesinde kayıt dondurma hakkından yararlanarak ya da kayıt dondurmaksızın hafızlık yapmak isteyen öğrencilerin, belirlenen süreyi etkin, verimli ve sistemli bir şekilde kullanmaları ve böylece programda belirlenen kazanımlar çerçevesinde hafız olmalarını hedeflemektedir.
Ankara Binali Yıldırım’dan Kazakistan Büyükelçisi Sapiyev’e "geçmiş olsun" ziyareti Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, 7 kişinin hayatını kaybetitği sel felaketinin ardından Kazakistan Büyükelçisi Yerkebulan Sapiyev’i ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kazakistan’da yoğun yağışlı geçen kış sonrası eriyen kar sularının erimesi sonucunda ülkenin birçok noktasında evler su altında kalırken, 100 bine yakın insan sel bölgesinden tahliye edilmişti. Yaşanan sel felaketinin ardından Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Heyeti Başkanı Yıldırım, Kazakistan Büyükelçisi Sapiyev’i ziyaret etti. Kazakistan Büyükelçiliği’nde gerçekleşen görüşme sonrası Yıldırım, basın mensuplarına açıklamada bulundu. Kazakistan’da yaşanan sel felaketinde Türkiye’nin ilk günden itibaren aynı acıları paylaştığını ve destek talebinde bulunduğunu aktaran Binali Yıldırım, “Nisan ayının başında Kazakistan’da büyük bir sel felaketi oldu. Kardeş ülke Kazakistan’da kuzey ve kuzeybatı bölgelerinde 100 binin üzerinde insan olumsuz etkilendi. Ne yazık ki 7 Kazak kardeşimiz hayatını kaybetti. İlk günden itibaren Türkiye olarak Cumhurbaşkanımız acılarını paylaşmak için mevkidaşını aradı ve destek talebinde bulundu. Ancak o dönemde Tokayev uluslararası yardım çağrısına ihtiyaç olmadığını ifade ederek, kendi imkanları ile çalışmalara başladılar. Buna rağmen Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye’den bazı sivil toplum kuruluşları ve Kazakistan’da yerleşik Türk firmaları da ellerindeki imkanlarla bu sıkıntılı günde felaketten etkilenen kardeşlerimize destek olmanın gayreti içinde oldular. Bu ziyaretimiz, yaşanan sel felaketi ve taşkın dolayısıyla fiziken gelerek geçmiş olsun dileklerimizi iletmek ve dayanışmamızı göstermek amaçlıdır” ifadelerini kullandı. Kazakistan’ın 6 Şubat’taki depremde çok hızlı bir şekilde reaksiyon göstererek kurtarma çalışmalarında yer aldığını hatırlatan Yıldırım, “Türk Devletleri Teşkilatı’nın amacı Balkanlar’dan Baykal’a kadar geniş bir coğrafyada 170 milyonun yaşadığı bölgenin refahını yükseltmek ve ekonomi, altyapı, eğitim gibi birçok alanda işbirliğini güçlendirmektir. Liderlerimiz başta olmak üzere dışişleri bakanlarımız, Aksakal Heyetimiz ve kıdemli memurlar üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yerine getiriyorlar. Bu anlamda ortak alfabe çalışmaları konusunda da uzmanlar, akademisyenler çalışmalarını sürdürüyorlar” dedi.
Antalya Antalya’da domates miktarı yıllık endekste yüzde 4,32 arttı Antalya hallerinde işlem gören domates miktar endeksi yıllık yüzde 4,32 artarken, fiyat endeksi yüzde 87,95 arttı. Sebze miktar endeksi yıllık yüzde 14,27 artarken, fiyat endeksi yüzde 55,85 arttı. Meyve miktar endeksi yıllık yüzde 20,44, fiyat endeksi ise 78,24 arttı. Antalya Ticaret Borsası, Nisan ayı hal endeksini açıkladı. Antalya hallerinde işlem gören domates, sebze ve meyvelerin işlem miktar ve fiyatlarıyla ilgili endeks değerleri, 2024 Nisan ayında bir önceki aya göre ve geçen yılın aynı ayına göre değişim gösterdi. Yıllıkta miktar da fiyat da arttı Nisan ayı endeksleri miktarda bir önceki aya göre (aylık) domateste yüzde 36,56 ve sebzede yüzde 14,52 ve meyvede ise yüzde 17,06 arttı. Miktar endeksleri geçen yılın aynı ayına göre (yıllık) domateste yüzde 4,32, sebzede yüzde 14,27 ve meyvede ise yüzde 20,44 arttı. Nisan ayında endekslerdeki yıllık değişimler, miktarda domates ve sebze için 9 yıllık ortalama üstü ve meyvede ise ortalama değerlerde olurken, yıllık fiyat endekslerindeki değişimler domates, sebze ve meyvede ortalama üstünde gerçekleşti. Nisan ayında domates fiyat endeksi yüzde 87,95 artarken, miktardaki yüzde 4,32’lik artış, bu yükselişi engelleyemedi. Sebze fiyat endeksi yıllık yüzde 55,85 arttı. Sebzenin yıllık miktar endeksinin yüzde 14,27 artmasına rağmen fiyat endeksinde de artış devam etti. Meyve fiyat endeksi yıllık yüzde 78,24 arttı. Meyvenin yıllık işlem miktarındaki yüzde 20,44’lük artışa rağmen fiyatlar ortalamanın üstünde arttı. Nisan ayında miktar ve fiyat endekslerindeki aylık değişimler, domates için son 6 yılın miktarda ortalama üstünde artış ve fiyatta ise rekor azalış olarak gerçekleşti. Aylıkta miktar arttı fiyat azaldı Bir önceki aya göre (aylık) domates işlem miktar endeksi, Nisan ayında yüzde 36,56 artarken, işlem fiyat endeksi ise aylık yüzde 15,29 azaldı. Bir önceki aya göre (aylık) sebze işlem miktar endeksi, Nisan ayında yüzde 14,52 artmasına rağmen, işlem fiyat endeksi aylık yüzde 29,37 azaldı. Son 6 yılın Nisan ayları dikkate alındığında sebze miktar endeksinde ortalama altı artış, fiyat endeksinde ise rekor düzeyde düşüş gerçekleşti. Bir önceki aya göre (aylık) meyve işlem miktar endeksi, Nisan ayında yüzde 17,06 artarken, işlem fiyat endeksi de yüzde 17,86 arttı. Son 6 yılın Nisan ayları dikkate alındığında aylık değişimler, meyve miktar endeksinde ortalama üstü artış ve fiyat endeksinde ise ortalama altında artış olarak gerçekleşti.