EKONOMİ - 01 Kasım 2018 Perşembe 11:37

Sanayide yerli üretim hamlesi

A
A
A
Sanayide yerli üretim hamlesi

Türkiye'de Hükümet çağrısıyla birçok şirket hangi ürünlerin yerli ve milli olarak üretilebileceği konusunda çalışmalarına devam ediyor. Bazı üreticiler ise yerli üretime çoktan geçti. Trimbox Ceo’su Evren Yurttaş, bir yıldır tüm elektrik tesisatlarında kullanılan ve zorunlu olan parafudr cihazını tamamen yerli ve milli olarak ürettiklerini belirtti.

İthalata bağımlılığı azaltacak tedbirlerin başında ithal ürünlerin millileştirilmesi bulunuyor. Hükümet tarafından birçok kez sanayicilere ithal edilen ürünler için 'Millileşme' çağrısı yapılmıştı. Birçok sektör hangi ürünlerin yerli ve milli olarak üretilebileceği konusunda çalışmalarına devam ediyor. Bazı üreticiler ise yerli üretime çoktan geçti. Türkiye’de 10 yıldır elektrik şalt malzemeleri üreten Yurttaş Holding, bu güne kadar yurt dışından ithal edilen ürünleri, piyasa da ortaya çıkan talep üzerine yerli ve milli olarak üretmeye başladı. Trimbox markası ile aşırı gerilim sönümleyici üretimi yapan firma, tüm elektrik tesisatlarında kullanılan ve zorunlu olan parafudr cihazını tamamen yerli ve milli olarak üretiyor. 

Kullanıcıların yerli ürünler hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları için ithal ürünlere yöneldiğini kaydeden Trimbox Ceo’su Evren Yurttaş, "Ülkemizde tüm yapılarda kullanılan elektrik şalt malzemeleri maalesef çok yüksek bedeller ile yurt dışından ithal ediliyor. Kullanıcılar yerli ürün hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları içinde ithal ürüne karşı eğilim gösteriyorlar. Cari açıkta şalt malzeme kalemi yaklaşık olarak 2 milyar dolar seviyelerinde seyrediyor. Biz firma olarak 10 yıldır ülkemizde elektrik tesisatlarında kullanılan ürünler üretiyoruz. 2016 yılında Sanayi Bakanlığı üreticilere, ithal edilen ürünlerin millileştirilmesi konusunda çağrıda bulunmuştu. O dönem Bursa’daki fabrikamızda çalışmalarımızı yaptık, geçen yıl itibari ile de parafudr adı verilen cihazları yerli ve milli olarak üretmeye başladık. Parafudr, bir elektrik tesisatında fazlar üzerinde özellikle yıldırım hadisesinde yaşanması kaçınılmaz olan ani aşırı akımların toprakla kısa devre olmasını sağlayan ürünlerin genel adıdır ve yönetmelik gereği kullanılması da zorunludur" dedi.

İthal ürün 2 bin 500 TL yerlisi 500 TL 

İthal ürünler ile yerli ürünler arasında ki fiyat farkına dikkat çeken Yurttaş: "Parafudlar yüksek gerilim, orta gerilim ve alçak gerilim sistemleri için ayrı ayrı mevcuttur. Alçak gerilim parafudrlar da kendi arasında B, C ve D sınıfı olmak üzere üçe ayrılır. Fiyatlandırmalarına baktığımızda parafudrların marklarına göre bir tanesinin ortalama 2 bin 500 TL fiyatı bulunuyor. Ancak bazı yapılarda birden fazla sayıda kullanmak gerekiyor ve bu da fiyatın katlanmasına sebep oluyor. İthal parafudrlar da diğer bir konuda bakım maliyetlerinin bulunuyor olması. İthal parafudrlar kartuşlu olduğu için yıllık 500 TL kartuş masrafı bulunuyor. Trimbox markası ile ürettiğimiz yerli parafudru kullanıcılara 500 fiyat ile satışa sunduk ve bakım, kartuş değişim maliyeti de bulunmuyor" şeklinde konuştu.

Tüm alanlar için tek sınıf parafudr 

İthal edilen tüm parafudrların sınıflandırıldığını ve fiyatının belirlendiğini belirten Evren Yurttaş: "İthal parafudrlarda yapıların durumuna göre keşif yapılıyor ve hangisini kullanmanız gerektiği belirleniyor. B, C ve D sınıflarına göre maliyetiniz 2 bin 500 TL’den neredeyse 15 bin TL seviyelerine kadar çıkabiliyor. Biz üretimimizde B, C ve D sınıfı parafurdları tek bir cihazda topladık. Bu sayede sadece Trimbox’ı kullanarak elektrik tesisatınızı sadece 500 TL bedel ile koruma altına alabiliyorsunuz. Geliştirdiğimiz cihaz parafudr görevini yerine getirdiği gibi aşırı gerilimi sönümler, nötr kopması gibi durumlarda da tam koruma sağlar. Trimbox ani voltaj dalgalanması, aşırı gerilim, trafo patlaması ve yıldırım düşmesi gibi durumlarda tesisatları ve bağlı bulunan cihazları, fabrikalarda kullanılan makinalara da koruma sağlar. Bir de parafudrların en büyük sorunu topraklama ihtiyaçlarının bulunması. Trimbox yerli parafudrlar tesisatla topraklama olmadan da koruma görevini yerine getirir. İthal parafudrların bu özellikleri bulunmuyor" şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un köyünden 50 ülkeye meyveli soda ihraç ediyorlar Giresun’un 200 nüfuslu İnişdibi köyü meyve aromalı maden suyu üretimi ile dikkat çekerken, yöredeki fabrikada işlenen meyveli sodalar dünyanın 50 ülkesine ihraç ediliyor. Giresun’un İnişdibi köyünde şifalı olarak bilinen kaynak suyun ekonomiye kazandırılmasıyla başlayan hikayeyi anlatan Giresun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Freşa Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, bugün 200 nüfuslu bir köyden 50 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Gıda toptancılığı yaparken, markalarının doğuşunun bir sohbet ortamında başladığını anlatan Hasan Çakırmelikoğlu, “Bizim asıl işimiz gıda toptancılığı yapmaktı. 1997 yılında bir sohbet ortamında konuşurken yöremizde bir şifalı su olarak bilinen İnişdibi maden suyunu satın alma fikri ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde mineral bakımında İnişdibi maden suyu dünyanın en kaliteli maden suları arasında olduğu tespit edildi. Biz de bu işe ilk olarak maden suyu olarak başladık. Daha sonra meyve aromalı maden suyuna geçiş yaptık. Tabi bunu pazarda kabul ettirmek hiç de kolay olmadı. Bir sektör çıkıyor ortaya ve kimse bilmiyor, gazoz desen gazoz değil, kola desen kola değil, herhangi bir konsepte ürünü yerleştiremiyorlar. Ancak, bugün meyve aromalı maden suyu olarak içecek sektöründe bir konsept oluştu. Hangi iş yapılırsa yapılsın gelişim olmadığı sürece yenilik sağlanamıyor. Ar-Ge çalışmalarımızla çeşitlerimizi artırmaya devam ediyoruz” dedi. Bugün 200 haneli bir köyden yurt içinin yanı sıra 50 ülkeye ihracat yaptıklarını da anlatan Çakırmelikoğlu, “Firmamız yöre insanına istihdam imkanı sağlamasının yanı sıra hem yöre hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bugün 200 haneli bir köyde üretim yapan firmamızın Bursa’da da bir kolu vardır. Grup olarak bünyemizde 300 kişiye istihdam sağlamaktadır. Önceliğimiz yöre insanımızı istihdam etmektir. Giresun’da 200 haneli bir köyde doğan ürünlerimiz yurt içinde pazar lideri olmamızın yanı sıra içerisinde Avrupa Birliği, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerin yer aldığı 50’ye yakın ülkeye ihracat yapılmaktadır” diye konuştu. Başarılı olmanın sırrını da açıklayan Çakırmelikoğlu, ”Her şeyden önce bu işin sırrı sadece kaliteli ürün üretmekten geçmiyor. Ürettiğin bu ürünleri talepler doğrultusunda iyi bir pazarlama ağıyla müşteriye ulaştırmak da gerekiyor. İstediğin kadar kaliteli ürün üret eğer bunun dağıtımında sorun yaşıyorsa başarılı olamazsın. Tabi bizim kaliteli ürün üretmemizin başında ise maden suyumuzun dünyanın en kaliteli maden suları arasında yer aldığını da belirtmek gerekiyor” dedi.
İstanbul Tuzla’da 8. Yakma Resim Sergisi sanatseverlere kapısını açtı Tuzla Belediyesi Rumeli Kültür Merkezi’nde 23 ustanın hazırladığı 70 eserden oluşan ‘8. Yakma Resim Sergisi’ sanatseverlere kapılarını açtı. 11 Mayıs tarihine kadar açık kalacak serginin küratörlüğünü Yusuf Ziya Güreken üstlendi. Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. İstanbul’un farklı ilçelerinden yakma resim sanatçıları, Tuzla Belediyesi ev sahipliğinde bir araya geldi. Ahşap, deri, süs kabağının üzerine yapılan toplam 70 yakma eserin yer aldığı sergiye ilgi oldukça yoğundu. Rumeli Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış törenine, Tuzla Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, sanatseverler ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış” Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Tuzla’nın kültür ve sanatla buluştuğu alan sayısını artırmamız lazım. Bugün Rumeli Kültür Merkezi’ndeyiz; yakma sanatı üzerine mükemmel eserler inceliyoruz. Hakikaten keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış. Kültür sanatı Tuzla’da daha güçlü hale getirmeliyiz, getireceğiz de. Yazın, kapalı alanlardan açık alana taşıyacağız, sahildeki alanı güçlendireceğiz. Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. “Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim” Emekli olduktan sonra yakma resim sanatına odaklandığını belirten serginin küratörü Yusuf Ziya Güreken, “Karma Sergi yapmaya karar verdikten sonra sosyal medya sayfalarından bu sanatı yapan sanatçıları buldum, bir araya topladım. Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim. Bu 8’inci sergimiz; çok rağbet görüyor ve ziyaret edenler çok memnun kalıyor. Sergimizin ilkini Tuzla’da yapmıştım, şimdi sonuncusunu da burada yapıyorum. Tuzla’da başladım, Tuzla’da bitirdim. İnşallah başkaları devralır ve ben onlara destek olurum” ifadelerini kullandı. “Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu” Yakma resim sanatını çok sevdiğini söyleyen ve sergiye bir eserini getiren ev hanımı Yeliz Erdem ise, “Yusuf Bey’in daveti sonucunda sergiye katıldım. Yakma resim sanatını İSMEK’te öğrendim ve evde çalışarak kendimi geliştirdim. Elimin yatkın olduğunu fark ettikten sonra büyük bir zevk aldım, çok mutlu oldum. Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu. Buraya bir resimle katıldım ama devamı gelecek. Ahşap yakma çok bilinen bir sanat olmadığı için bu tür sergilerin açılması çok büyük önem arz ediyor. Özellikle ev hanımlarının bu tür sanat dallarıyla ilgilenmesi ayrı bir mutluluk veriyor” şeklinde konuştu. “Kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler” Makine Yüksek Mühendisi Meltem Göktaş’ın eserleri de sergide öne çıkan eserler arasındaydı. Sergi ile ilgili düşüncülerini paylaşan Göktaş, “Ahşap Yakma sanatıyla yaklaşık 2,5 yıldır uğraşıyorum, kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler. İşin içinde sabır söz konusu ama ben sevgiyle daha fazla ilerletebileceğime inandım ve başardığımı düşünüyorum. Yakma sanatı bilindik bir sanat olmadığı için bu tarz sergilerin düzenlenmesi, ziyaretçilerin sergiyi daha yakından tanımasına ve bu sanata yönelmesini sağlıyor” dedi.
Hatay Evlilik kredisine başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşı başladı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’da evlilik kredisi başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşları başladı. Devlet desteğiyle yeni bir yuva kuran Yılmaz çifti, gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını gerektiğini belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, evlenecek çiftleri desteklemek adına Aile ve Gençlik Fonunu kurmuştu. Fon tarafından desteklenen Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi’nin ilk olarak deprem bölgesinde hayata geçirilmesi planlanmıştı. Proje çerçevesinde Hatay’da, 15 Şubat’ta başlayan evlilik kredisine 2 bin 321’den fazla çift projeye başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen 141 çiftin evlilik öncesi eğitimleri Hatay’ın ilçelerinde başlamıştı. Eğitimlerini tamamlayan ve evlilik kredisi başvuru yapan çiftlerin ilk nikahları 15 Nisan tarihinden itibaren başladı. Başvurusu onaylanan ve eğitimleri tamamlanan 141 çiftin nikah süreçleri başladı. Deprem bölgesinde evlenecek gençlere umut olacak olan projeyle; evliliklerinin daha sağlam temeller üzerine kurulması ve gençlerin evliliğe teşvik edilmesi hedefleniyor. Evlenecek çiftin her ikisinin de aylık toplam brüt gelirinin 2 asgari geçmiyor olması, 18 - 29 yaş aralığında olunması ve başvuru tarihi itibariyle resmi nikah gününe en az 2 en fazla 6 ay kalmış olması başvuru şartlarının temel şartları arasında yer alıyor. “Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum” Gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını tavsiye eden Vecih Yılmaz, “Evlilik kredisi bize yardımcı oldu. Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum. Yine de bir nebzede olsa yardımcı oldu. Evlilik kredisi başvuru sürecinde herhangi bir zorluğu yok. Başvuru yapıyorsunuz. 1,5 ay bekliyorsunuz. Sizi aradıktan sonra eğitimlere katılıyorsunuz. 3 eğitim aşamasından geçiyorsunuz. Nikah kıyıldıktan sonraki ay para hesabınıza yatıyor. Nikahtan sonra 2 eğitime katılıp süreci tamamlıyoruz” dedi. “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu” Evlilik kredisinin evlilik sürecinde büyük desteği olduğunu ifade eden Burcu Yılmaz, “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu. Evlilik aşamasında 150 bin TL’yi çok az bir miktar olarak görüyoruz ama çok yardımcı olduğu noktalarda oldu” şeklinde konuştu. “Evlilik kredisinin miktarının iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu” Evlilik kredisi için başvuru yapan çiftlerin sayısının çok yükseldiğini belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Yaz aylarına doğru giderken 2 hafta öncesine kadar evlilik kredisi öncelik olarak çok başvuru aldık. Evlilik kredisinde yüksek bir başvuru var. Pilot bölge olarak Hatay’dan başlamaları çok güzel oldu. Çiftlerimize özellikle evlilik kredisini soruyoruz. Çiftlerimiz için baya faydalı, bütçelerinin yarısından fazlasını karşıladığını ve bu miktarında iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu. Bizde evlilik kredisini çiftlerimize anlatıyoruz. Devletimiz evlenen genç çiftlerimize böyle bir fon hazırladığını ve pilot bölge olarak Hatay’ı seçtiklerini söyleyerek tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.