EKONOMİ - 14 Nisan 2021 Çarşamba 12:42

Seç Market modeli esnafa güç veriyor

A
A
A
Seç Market modeli esnafa güç veriyor

Rekabetin yoğun olduğu perakende sektöründe sunduğu iş modeliyle bakkal ve marketleri güçlendiren Seç Market, yıl sonuna kadar iş ortaklarının sayısını hızla artırarak daha fazla esnafa ulaşmayı hedefliyor. Seç Market’in sunduğu kurumsal tecrübe ve satın alma gücü sayesinde küçük ve orta ölçekli işletmeler, mahallelerinde kaliteli ve bol çeşitli ürünleri uygun fiyatlarla sunarak rekabette öne geçme avantajı elde ediyor.

Türkiye’de gıda perakendesi alanında sayıları 120 bini bulan bakkal ve market gibi küçük ve orta ölçekli işletmeler halen pazarın büyük bölümünü oluşturuyor. Seç Market, yoğun rekabetin yaşandığı bu sektörde, güç birliğine dayanan, özgün iş modeliyle bakkal ve marketlerin işlerini sürdürülebilir kılmalarına ve geliştirmelerine katkıda bulunuyor. Şu an itibariyle 80 ilde 1400’den fazla Seç Market bulunuyor. Bu işletmeler başta geniş ve yaygın tedarik ağı, zengin ürün gamı, ödeme çeşitliliği ve toplu satın alma fırsatları olmak üzere söz konusu iş modelinin sunduğu pek çok avantajdan yararlanıyor. Seç Market iş ortakları, kendi semtlerinde “mahalleden biri” olarak müşterileriyle kurdukları sıcak ve güçlü bağı korumanın avantajını da yaşıyor. Büyüklüğü 100 ila 400 metrekare arasında değişen bakkal ve marketler, Seç Market iş ortağı olmak üzere başvurabiliyor. Bu süreçte herhangi bir franchise bedeli ya da tabela ücreti ödenmesi gerekmiyor.

Seç Market iş ortaklarının sayısı hızla artıyor
Seç Market Genel Müdürü Altan Sekmen, esnafa sundukları iş modeli için “Mahallesinde, semtinde, yoğun bir rekabet içinde hizmet sunmaya gayret eden bakkal ve marketleri bir araya getiriyor, onlara tedarik ve ürün çeşitliliği anlamında değer katan bir platform oluşturuyoruz. Bu platforma, Yıldız Holding’in köklü pazarlama, perakende ve lojistik birikimini sunarak, kendi başına böyle bir güce sahip olma imkanı bulunmayan bakkal ve marketleri büyük bir yapının parçası yapıyoruz. Böylece rekabette güçlenmelerine ve öne çıkmalarına destek oluyoruz. Seç Market modelinin gördüğü ilgi sayesinde, iş ortaklarımızın sayısı hızla artıyor” dedi.

Esnafa operasyonel ve finansal danışmanlık desteği
Sekmen, devamla; “Seç Market’in geniş bir ürün gamı bulunuyor; Yıldız Holding’in perakende sektöründe faaliyet gösteren şirketlerinde satılan 5 binden fazla ürün, Seç Market iş ortaklarına hızla ve kolaylıkla tedarik ediliyor. Ayrıca iş ortakları, bölgelerine göre seçtikleri yöresel ürünleri de mağazalarında bulundurabiliyorlar. Kesintisiz ürün tedarikine ek olarak, sadakat uygulamalarıyla kişiselleştirilmiş kampanyalar, mağaza içinde kasa önü uygulamaları ve raf düzenlemesi gibi hizmetler de sunan Seç Market, iş ortaklarını satış ve pazarlamanın her noktasında destekliyor. Seç Market, iş ortaklarının dijital ticarette rekabet edebilmeleri için telefonla ve online sipariş gibi modeller üzerinde de çalışmalarına devam ediyor” diye konuştu.

İş ortağının gözünden Seç Market modeli
İstanbul Çekmeköy’de faaliyet gösteren Seç Market ortaklarından Samet Sungur, iş ortaklığı tecrübesi için “Marketimizi dört yıl önce açtık ve Seç Market iş ortağı olmanın avantajıyla işimizi hızla büyümeyi başardık. Marketçiliği bireysel çabalarımızla yapsaydık, işletmemiz çok daha küçük bir ölçekte kalacaktı. Seç Market büyümemiz için bize pek çok imkân sundu. Müşterilerimiz de ürün çeşitliliğimizden, makul fiyatlarımızdan memnun” ifadelerini kullandı.

Seç Market’in bir diğer ortağı Ali Saltık ise, “Günümüz koşullarında her bakkalın, her marketin böyle bir kurumsal yapıya sahip olması gerekiyor. Hem mahallemizin marketiyiz, bu semtin esnafıyız hem de kurumsal bir yapımız var. Seç Market bize yüksek bir ticaret hacmi sağlıyor; iş ortaklığımızın başlangıcından bu yana bize sürekli değer katıyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.