SAĞLIK - 21 Haziran 2023 Çarşamba 12:47

Şeker hastalarında erken tanı ve doğru tedavi ile uzuv kayıplarını önlemek mümkün

A
A
A
Şeker hastalarında erken tanı ve doğru tedavi ile uzuv kayıplarını önlemek mümkün

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kronik Yara Ünitesi sorumlusu Genel Cerrah Uzmanı Dr. Serap Ulusoy, “Hastanemizde yapılan tüm işlemlerle beraber uzuv kayıpları kişiye ve hastaya göre değişmekle beraber önlenebilir” dedi.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kronik Yara Ünitesi sorumlusu Genel Cerrah Uzmanı Dr. Serap Ulusoy, şeker (diyabet) hastalarının dikkat edeceği konular ve tedavi süreçleri hakkında İhlas Haber Ajansına özel açıklamalarda bulundu. Dr. Ulusoy, erken tanı, hastanın kendine iyi bakması ve sigarayı bırakmasıyla beraber uzuv kayıplarının bir miktar azaltılabileceğini söyledi.

“İlk günden itibaren bütün bakımlarını üstleniyoruz”

Genel Cerrah Uzmanı Dr. Serap Ulusoy, Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde diyabetik ayak hastaları, basınç yaralanmaları ve kronik yara hastaları ile ilgilendiklerini belirterek, “Hasta grubumuzun büyük bir çoğunluğunu diyabetik ayak hastaları yani şeker hastalığı nedeniyle ayağında yaralar gelişmiş hastalar oluşturuyor. Buraya çok farklı merkezlerden çok hasta geliyor. Bize geldiklerin ilk günden itibaren bütün bakımlarını üstleniyoruz. Bütün tıbbi tedavilerini burada yapabiliyoruz” dedi.

“Tedavi edilemez değil, mutlaka tedavi edilebilir”

Şeker hastalığının en önemli komplikasyonlarından birinin hastaların ayaklarında yara çıkması olduğuna dikkat çeken Genel Cerrah Uzmanı Dr. Ulusoy, şunları söyledi:

“Bunun farklı sebepleri var ama en önemli sebebi şeker hastalığı ile giden nöropati. Bu hastaların bacaklarının atar damarlarında ciddi tıkanıklar görüyoruz. Buna enfeksiyonlar ve ayaklarındaki şekil bozukları ekleniyor. Çok ciddi yaralar görüyoruz. Bu yaraları önlemek en önemli faktör. Tedavi etmesi oldukça zor. Tedavi edilemez değil, mutlaka tedavi edilebilir. Uzun, oldukça meşakkatli bir süreç. Önleyebilirsek, erken teşhis edebilirsek bu hastalar oldukça fazla vakit kazanacaklar, birçok hastalıktan da kurtulmuş olacaklar. Bunun için hastaların takiplerinin düzenli yapılması gerekiyor. Kontrollerine düzenli gelmesi gerekiyor. Kan şekerlerinin takip edilmesi gerekiyor.”

“Sigarayı bırakabilmeleri bu hastalığın tedavisinde bize büyük bir yol kat ettiriyor”

Şeker hastalarında sigara içiciliğinin önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Dr. Ulusoy, “Hastaların büyük çoğunluğunda sigara içiciliği görüyoruz. Bu hastaların sigarayı bırakabilmeleri bu hastalığın tedavisinde bize büyük bir yol kat ettiriyor. Hastanın kendine iyi bakmasıyla, verilen ödevleri yerine getirmesiyle, şekerlerinin düşük olması ve sigarayı bırakmasıyla uzuv kayıplarını bir miktar azaltabileceğiz” diye konuştu.

Tedavi süreci ise şöyle

Bütün kronik yara hastalarını biz Bilkent Şehir Hastanesinde tedavi edebildiklerini ifade eden Genel Cerrah Uzmanı Dr. Ulusoy, “Burada Krinok Yara Ünitemiz ve yataklı servisimiz var. Hastalarımız ilk önce polikliniğimize başvuruyorlar. Poliklinikte ilk tetkikleri, kan tetkikleri, idrar tetkikleri, ultrasonları, röntgenleri yapılıyor ve tedavi süreçleri başlatılıyor. Eğer hastanın yatarak tedavi olması gerekiyorsa da kliniğimize yatırıyoruz. Burada bütün diyabetik ayak cerrahisi ile ilgili operasyonları gerçekleştirebiliyoruz. Damar tıkanıklığı olan hastaların, damarlarını girişimsel işlemlerle anjiografik olarak veya açık tedavi edebiliyoruz. Hastanemizde yapılan tüm bu işlemlerle beraber uzuv kayıpları kişiye ve hastaya göre değişmekle beraber önlenebilir” ifadelerini kullandı.

“Ayağıma iyi tedaviler sonucunda parmağımı kesilmekten kurtardılar”

Hastanede tedavi gören hastalardan Yunus Arı, şeker hastalığından dolayı ayağında yara oluşması sonucu buraya başvurduğu belirterek, “Burada 3 ay yattım, hocam ayağıma ameliyat yaptı. Diğer özel hastanelerde ayaklarımın kesileceğini, parmaklarımı kaybedeceğimi söylediler. Buraya geldim, hocamız ayağıma ameliyat yaptı. Ameliyattan sonra çok rahatladım. Ayağıma iyi tedaviler sonucunda parmağımı kesilmekten kurtardılar. İki parmağımı kaybedebileceğimi söylemişlerdi. Şu anda da tedavime devam ediyorum” dedi.

Yunus Emre Aytekin - Tolga Başer - Muhammed Musab Gümüşer
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Sayapark’ta yılbaşı coşkusu tüm hızıyla devam ediyor Mersin’in alış veriş merkezi Sayapark’ta 6 Aralık tarihinde başlayan ’Yılbaşı Festivali’, zengin içeriği ve renkli atmosferiyle ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Şehrin yılbaşı ruhunu en canlı şekilde yansıtan festival, her yaştan misafire hitap eden etkinlikleriyle dikkat çekiyor. Festival alanında kurulan lezzet stantları, ziyaretçilere farklı damak tatlarını keşfetme imkanı sunarken, hediyelik eşya stantları yılbaşına özel ürünleriyle alışveriş keyfini artırıyor. El emeği ürünlerden yılbaşı konulu süs eşyalarına kadar pek çok alternatif, festival boyunca ziyaretçilerle buluşuyor. Çocuklar için özel olarak hazırlanan eğlence alanları ise festivalin en ilgi çekici bölümleri arasında yer alıyor. Atlı karınca, trambolin ve akülü arabalar minik ziyaretçilere keyifli anlar yaşatırken, ücretsiz şişme çocuk oyun alanları ailelerin yoğun ilgisini görüyor. Güvenli ve eğlenceli şekilde tasarlanan bu alanlar, çocukların doyasıya eğlenmesine olanak sağlıyor. Işıklandırmaları, süslemeleri ve yılbaşı konseptiyle Sayapark, hem aileler hem de arkadaş grupları için keyifli bir buluşma noktası olmayı sürdürüyor. Festival, ziyaretçilerine alışveriş, eğlence ve yılbaşı atmosferini bir arada sunarak şehrin en renkli yılbaşı festivali olma özelliğini bu yıl da koruyor. Sayapark Yılbaşı Festivali, yılbaşı dönemine özel etkinlikleri ve eğlence dolu içeriğiyle önümüzdeki günlerde de ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.
Manisa İzmirlİ fotoğrafçılar Manisa’ya hayran kaldı İzmir’den gelen fotoğraf tutkunları, Manisa’nın tarihi ve doğal mirasını objektifleriyle ölümsüzleştirdi. Türkiye Fotoğrafçılar ve Gezi Kulübü İzmir Grubu, Manisa’da düzenlenen fotoğraf gezisinde kentin tarihi ve doğal güzelliklerini fotoğrafladı. Manisalı amatör fotoğrafçı İsmail Aybey’in rehberliğinde gerçekleşen gezide, fotoğraf severler Manisa’nın simge mekanlarına yoğun ilgi gösterdi. Manisa’nın simgelerinden Ulu Park’ta bir araya gelen fotoğraf ekibi, ilk olarak Sultan Camii, Tarihi Tıp Müzesi, Muradiye Camii, Kurşunlu Han ve Hatuniye Camii’ni objektiflerine yansıttı. Ardından Ulu Camii, Darphane, Ağlayan Kaya ve Kır Kahvesi’ni ziyaret eden ekip, Manisa Mevlevihanesi’ni de gezerek tarihi dokuyu fotoğrafladı. Geziyle ilgili değerlendirmede bulunan amatör fotoğrafçı İsmail Aybey, İzmir ve Salihli’den gelen fotoğraf dostlarıyla birlikte keyifli bir gün geçirdiklerini belirterek, "Manisa’nın tarihi ve doğal güzelliklerini bol bol fotoğrafladık. İnsan yaşadığı şehirdeyken bazı değerlerin kıymetini fark edemeyebiliyor. Bu geziyle birlikte ben de Manisa’yı yeniden keşfetmiş oldum. Birçok şehzadeye ev sahipliği yapmış, Mimar Sinan’ın Ege Bölgesi’ndeki tek eseri Muradiye Camii’ni barındıran ilimiz, gerçekten gezilip görülmeye değer" dedi. Fotoğraf gezisi, katılımcıların Manisa’ya dair gözlemlerini paylaşması ve çekilen karelerin değerlendirilmesiyle sona erdi.