GÜNDEM - 16 Eylül 2021 Perşembe 18:18

Selçuk Bayraktar: 'Sadece İHA ve SİHA'larda değil onlarca alanda Türkiye'nin, İsviçre saati gibi markaları olur'

A
A
A
Selçuk Bayraktar: 'Sadece İHA ve SİHA'larda değil onlarca alanda Türkiye'nin, İsviçre saati gibi markaları olur'

TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Kocaeli'nin Gebze ilçesinde düzenlenen 'Robotaksi Binek Otonom Araç Yarışması'na katıldı. Teknoloji yarışmalarının önemine değinen Bayraktar, “Bu ivme ile devam edecek olursak sadece İHA ve SİHA'larda değil bunun gibi onlarca alanda Türkiye'nin, İsviçre saati gibi markaları olur” dedi.

TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Gebze’de düzenlenen 'Robotaksi Binek Otonom Araç Yarışması'na katılarak, takımların projelerini inceledi. Türkiye genelinde 146 takımın başvurarak 19 takımın finale kaldığı yarışlarda, takımlar ürettikleri araçlar ile pistte hazırlanan parkurda en kısa sürede görevleri tamamlamak için yarıştı. Bilişim Vadisi'de yarışmacı takımları ziyaret eden TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, dünya çapında bir yarışma haline gelen yarışlarda mücadele eden takımların Türkiye’nin geleceğinde önemli bir yere sahip olacaklarını söyledi.

“Otomotivdeki en büyük devrim şu anda akıllı ve elektrikli araçlar”

Akıllı otonom araçların giderek değer kazandığı Dünya’da yarışmadaki gençlerin Türkiye’yi önemli bir noktaya taşıyacaklarını ifade eden TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, “Otomotivdeki en büyük devrim şu anda akıllı ve elektrikli araçlar üzerinden dönüyor hatta en büyük katma değer, akıllı araç teknolojisi üzerinden dönüyor. Bir anlamda platformların daha önemsizleştiği yani aracın şasisinin, karoserinin daha önemsizleştiği ve ne kadar akıllıysa o kadar önemli olduğu bir döneme doğru gidiyor Dünya. Burada da inşallah ülkemizin hem yerli araç projelerinde çalışacak hem de insansız hava araçlarımızda da benzer bir şekilde biz bütün geliştirmeleri en büyük katma değeri akıllı otonom uçuş, araçlar için sürüş teknolojileri üzerinden geliştiriyoruz. Burada da en önemli kaynak açıkçası insan kaynağı. Bütün dünyanın aradığı asıl şey. Bu anlamda bu genç kardeşlerimizin ülkemizi bu noktada dünya çapında çok önemli bir noktaya getireceğini değerlendiriyoruz” dedi.

Selçuk Bayraktar: 'Sadece İHA ve SİHA'larda değil onlarca alanda Türkiye'nin, İsviçre saati gibi markaları olur'

“Onlarca alanda Türkiye'nin, İsviçre saati gibi markaları olur”

Yarışmanın katılımcılara kazandıracağı tecrübenin önemine değinen Bayraktar, "TEKNOFEST geometrik artışla büyüyor. İlk yıl bu yarışlara 20 bin öğrenci başvurmuştu. O bile çok büyük bir rakamdı, İkinci yıl bu 50 bin oldu daha sonra 100 bin oldu. Bu yıl artık dünyada açık ara tüm teknoloji yarışma platformlarını geride bırakacak bir şekilde 200 bin öğrenci başvurdu bu yarışmalara. 45 binden fazla takım başvurdu. Bu bir taraftan gelecek adına çok umut verici bir tablo. Ülkemizde teknolojiyi geliştirme alanlarında çok ileride olmasak da ya da bir kısmında geride olsak da geleceğe artık çok daha umutla bakabiliyoruz demek. Bir anlamda bunu bir tarla gibi düşünün, burası bir teknoloji geliştirme tarlası, Türkiye bunu iyice çapalıyor, sürekli tohum atıyor. Çok iyi bir noktaya doğru gidiyoruz. Bu ivme ile devam edecek olursak sadece İHA ve SİHA'larda değil bunun gibi onlarca alanda Türkiye'nin, İsviçre saati gibi markaları olur. Bizim de tüm gayretimiz bu yönde" diye konuştu.

Güven Gök

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.