KÜLTÜR SANAT - 01 Mart 2022 Salı 14:26

'Sen de Yaz' öykü yarışması jüri üyeleri KidZania’da buluştu

A
A
A
'Sen de Yaz' öykü yarışması jüri üyeleri KidZania’da buluştu

Çocuklar Ülkesi KidZania’nın genç yazarları okumaya, yazmaya, üretmeye, edebiyatı sevmeye teşvik etmek amacıyla Erbulak Evi ile hayata geçirdiği “Sen de Yaz” öykü yarışması jüri üyeleri, KidZania’yı deneyimledi.

Çocukların söz sahibi olduğu “Daha iyi bir dünya” tutkusuyla kurulmuş Çocuklar Ülkesi KidZania’nın çocukların gelecek hayallerinin izini sürmek amacıyla Erbulak Evi ile hayata geçirdiği “Sen de Yaz” öykü yarışmasının jüri üyeleri Çocuklar Ülkesi’nde bir araya geldi. Başvuruları 21 Aralık’ta başlayan ve 2 Nisan tarihine kadar 10-14 yaş aralığındaki çocukların “Gelecekte ben” konu başlığında yazdıkları öyküleriyle katılabilecekleri yarışmanın jüri üyeleri KidZania Yönetim Kurulu Üyesi Meral Molinas ve KidZania Genel Müdürü Ebru Timur ev sahipliğinde gerçekleşen KidZania’yı deneyimleme fırsatı da buldu.

Hem jüri üyeleri hem de Çocuklar Ülkesi temsilcileri çocukların okuma yazma duygularını teşvik ederek edebiyatı, sanatı sevdirmek ve çocukları düşündürmek amacıyla hayata geçirdikleri “Sen de Yaz” öykü yarışmasına dair hislerinin yanı sıra edebiyatın çocukların hayatındaki yerinin önemine dair fikirlerini de paylaştı.

Jüri üyeleri arasında yer alan sanatçı Sevinç Erbulak, çocukların kitaplarla, edebiyatla daha yakın olması için ebeveynlerin neler yapabileceklerine yönelik, “Ben heyecan dinamiğinin hayatın bütün alanlarında çok işe yaradığına inanıyorum. Bir şeyi çocuklara ödev ve zorunlulukla yaptırmaktansa, merak duygusu uyandırarak çocuklara yaklaşmak gerekiyor. Merak zaten çocukların diğer adı. Onların merak duygularının üstünü örtmektense onların bizi yönlendirmelerine izin vermemiz gerektiğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

'Sen de Yaz' öykü yarışması jüri üyeleri KidZania’da buluştu

“Yazmaya teşvik etmenin yolu çocuklara bu hayatta hikayelerin olduğunu göstermekten geçiyor” diyen Yazar Aslı Perker, “Onlara ‘bak başkaları bunları düşünmüş ve yazmış’ dediğiniz zaman, çocuk da ‘ben de düşünebilir ve yazabilirim’ motivasyonuna erişebilir. Yazmak bir yanıyla da terapi gibi. Ebeveynler çocuklarına dair pek çok şeyi ve onların iç dünyalarını, hissettiklerini çocuklarının yazdıklarından görebilir, anlayabilirler” şeklinde konuştu.

Hem yazarlık hem de yarışmaya dair düşüncelerini açıklayan bir diğer jüri üyesi yazar Göktuğ Canbaba, “Eğer yazar olmak istiyorlarsa, çok klişe gibi görünse de farklı tarzlarda kitaplar okuyup o yazarların dünyalarını tanıyarak bakış açılarını geliştirmeleri gerekiyor. İkinci tavsiyem de çok pratik yapmaları olacaktır. Ne kadar çok pratik yaparlarsa kendi tarzlarını o kadar çabuk bulabilirler. ‘Sen de Yaz’ öykü yarışması jürisinde yer almam istendiğinde çok heyecanlandım. Bu yaş grubundaki arkadaşların hayal güçleri beni çok heyecanlandırıyor. Onların yazdıkları öyküleri ve onların dünyalarını keşfetmek için sabırsızlanıyorum” dedi.

Yazarlık eğitmeni Özden İnal da çocukların yazmaya nereden başlayabilecekleri konusunda, “Bizim için önemli olan çocukların iç dünyalarını görmek. O yüzden içlerinden geldiği gibi başlamalarına alan açmak gerektiğine inanıyorum. Başladıktan sonra yazmak kendiliğinden akıyor zaten. Teknik bir tavsiye isterlerse de kurguyu kafalarında oturtmaları önemli, giriş gelişme ve sonuç kısımlarını oluşturduktan sonra fikirlerini bu denkleme oturtmalılar” diye konuştu.

“Çocuklar her şeyin merkezi”
Erken yaşta sanat ve edebiyat ile tanışmanın çocuklar açısından önemine vurgu yapan jüri üyesi oyuncu Dağhan Külegeç, “Edebiyat dediğimiz şey kişinin kendisini tanıması, kendisini bilmesi, kendisinin olmadığı şeylerden kurtulması ise edebiyat bunun için dünyadaki en faydalı olgulardan biridir. Çocuklar da bu olgularla ne kadar erken tanışırsa kendini o kadar iyi bilir, etrafını o kadar iyi bilir. Kendisiyle ve çevresiyle daha uyumlu bir birey daha huzurlu bir insan olur” dedi.

Oyuncu Özden Özgürdal, yarışmanın jüri üyeleri arasında yer almanın kendisi için anlamını, “Mesleğim gereği uzun yıllardır çocuklarla birlikteyim, bence çocuklar her şeyin merkezi. İçinde çocuk olan her şey beni hala daha çok heyecanlandırıyor. Çocuklarla ilgili bir şey yapılacağı zaman koşa koşa gidiyorum. Ki burada bir de konumuz yazmak, yazmak da çok önemli bir eylem olduğu için böyle bir konunun çocuklarla buluşmasını da yarıca önemsiyorum” sözleriyle anlattı.

“Çocukların oluşturduğu dünyada gezinmek için sabırsızlanıyoruz”
“KidZania, eğlenerek öğrenme ‘edutainment’ kavramını 1999 yılında Meksika’da hayata geçiren ilk kurum” diyen KidZania Genel Müdürü Ebru Timur, “Çocuklar, KidZania’da rol yaparak öğrenme metoduyla yeni beceri ve değerleri kazanırken yeteneklerini geliştiriyor. Kişisel deneyim güçlü bir eğitim aracıdır. Çocuklar burada yaptıkları her iş ve faaliyetle toplumun nasıl işlediğini, finansal okuryazarlığı, yetişkinlerin mesleklerini, bağımsızlığı, özgüveni ve gerçek yaşam becerilerini öğreniyor. Elbette hayat sadece biz yetişkinler için de işe gitmek, iş hayatında bir profesyonel olmaktan ibaret değil. Bizler de nasıl ki ruhumuzu doyuran ve bize iyi gelen aktivitelerle kendi alanımızı ve zamanımızı oluşturmaya çalışıyorsak buna çocukların da ihtiyacı var. Ruhu doyuran, kaç yaşında olursa olsun insanın ufkunu genişleten hayal gücünü perçinleyen edebiyat alanında hayata geçirdiğimiz bu projeyi özellikle kıymetli görüyorum. Çocukların o hiç bilmediğimiz ruh ve zihin dünyalarından kaleme dökülecek cümleleri okumak ve onların oluşturduğu o dünyanın içerisinde gezinmeyi sabırsızlıkla bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Kidzania Yönetim Kurulu Üyesi Meral Molinas şöyle konuştu: “Yazmak çocukların hayal gücünü geliştiren ve etraflarına dair gözlemlerinin artmasına da fayda sağlayan bir eylem. Yazarak duygu düşüncelerini ifade etmenin dil kullanımına faydası olduğu kadar eğlenceli de kendi dünyaları ile dış dünya arasında bir bağ kurmalarını sağlayan bir aktivite.”

Verilen bilgiye göre, başvuruları 2 Nisan tarihine kadar devam eden ve 10-14 yaş aralığındaki çocukların kendilerini gelecekte nasıl bir yaşam içinde hayal ettiklerini, kurmayı düşledikleri dünya, seçmek istedikleri meslek, kazanmak istedikleri başarılar, olmak istedikleri insan hakkındaki öyküleriyle başvurabilecekleri “Sen de Yaz” öykü yarışmasının katılım koşulları ve detaylar hakkında bilgi için istanbul.kidzania.com adresi ziyaret edilebiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Nazilli Etnografya Müzesi’ne ziyaretçi akını Nazilli’nin tarihi ve kültürü açısından önemli bir potansiyele sahip Etnografya Müzesi, 18-24 Mayıs Müzeler Haftası’nda 10 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Kuva-yi Milliye kahramanlarından Demirci Mehmet Efe tarafından 1930 yılında otel olarak inşa ettirilen, 1952 yılında Ankara Palas Oteli olarak kullanılan ve 2010 senesinde restore edilerek müze halini alan Nazilli Etnografya Müzesi ziyaretçi akınına uğradı. Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden Ünlü Yazar Yusuf Atılgan’ın romanından uyarlanan Anayurt Oteli’nin çekildiği ve inşasının ardından bir dönem vergi dairesi, karakol ve konut olarak kullanılan müze yıl içerisinde binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. 18-24 Mayıs Müzeler Haftası dolayısıyla vatandaşların özellikle yoğun ilgi gösterdiği müzede Milli Mücadele Dönemi’ne ve Sümerbank Basma Fabrikası’na ait eserler yer alıyor. Şehirlerinin kimliğinin korunması ve tarihin yaşatılması için müzelerin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik; "Öncelikle bu önemli haftada özellikle öğrencilerimizin tarihe tanıklık etmesi için müzemize gezi düzenleyen öğretmenlerimize teşekkür etmek istiyorum. Çünkü tarihin anlatılması kadar yerinde görülmesi de çok önemli. Nazillimizin en önemli noktalarından biri olan dönemin Ankara Palas Oteli, Etnografya Müzemiz birbirinden kıymetli eserlere ev sahipliği yapıyor. Milli Mücadele Dönemi’nin eserleri ile Sümerbank Basma Fabrikası’na ait basmaların yer aldığı müzemizin daha da zenginleşmesi için yüzlerce eser bağışlandı. Bu noktada büyük bir duyarlılık örneği gösteren halkımıza da ayrıca teşekkür ediyorum. Bizler tarihimizin korunması, zenginleştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde aktarılması için çalışacağız" dedi.
Antalya Antalya Şehir Hastanesi’nde ilk obezite cerrahisi Antalya Şehir Hastanesinde ilk obezite cerrahisi gerçekleştirildi. Diyabet ve hipertansiyonu olan 29 yaşındaki hastaya Sleeve Gastrektomi (tüp mide) ameliyatı yapıldı. Ameliyatın 3. gününde olan hasta şifa ile taburcu edildi. Operasyonu başarıyla gerçekleştiren Opr. Dr. Aydın Dinçer ve Opr. Dr. Hasan Özkan hastayı şifa ile taburcu ettikleri için çok mutlu olduklarını belirttiler. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada Obezitenin birçok hastalığa neden olabilecek vücutta aşırı yağ birikimi olduğuna dikkat çekilerek obezite aşırı dengesiz ve yanlış beslenme alışkanlıklarının yanı sıra hareket azlığı, hormonal bozukluklar, genetik hastalıklar gibi etkenler de bulunduğu kaydedildi. Obezitenin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunun altı çizilen açıklamada tedavi edilmemesi durumunda şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp hastalıkları, kanser, inme gibi birçok hastalığa neden olabileceği bilgisi paylaşıldı. Obezitenin tedavisinde hormon tedavisi, endoskopik yöntemler (mide balonu) ve cerrahi tedavilerinin mevcut olduğunu belirtilen açıklamada, Obezitenin cerrahi tedavisinin uygulanması için hastanın durumunun belirlenmiş kriterler çerçevesinde Endokrinoloji ve Genel Cerrahi branş hekimleri tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.Obezitenin medikal ve cerrahi tedavisi hastanemizde başarı ile gerçekleştirilebilmektedir" denildi.