SPOR - 14 Mayıs 2021 Cuma 12:59

Şenol Güneş: '30 kişilik kadroya en iyileri çağırdık'

A
A
A
Şenol Güneş: '30 kişilik kadroya en iyileri çağırdık'

A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, EURO 2020 kamp kadrosunu online toplantıda açıkladı. En iyi isimleri kadroya çağırdıklarını söyleyen Güneş, “Hedefimiz gruplardan çıkarak sonuna kadar gitmek” dedi.

A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, EURO 2020 öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, 17 Mayıs-1 Haziran arasında Antalya’da yapılacak olan kamp kadrosunu da açıkladı.

 

Olağanüstü koşulların devam ettiğini ifade ederek sözlerine başlayan Güneş, “Türkiye’nin ve İslam aleminin bayramını kutluyorum. Milli takım benim için herkes ve her şeyden daha önemlidir. Onu korumak ve sahiplenmek asli görevimizdir. Beklentileri büyüttüğümüzü biliyoruz ve ona göre davranmak zorundayız. Umutları mutluluğa çevirmek hedefimizdi, ona göre ilerliyoruz. Hedefimiz ve planımız belli. Biz büyük bir aileyiz ve futbolcular bizim çocuklarımız. Bunun içinde herkes var. Biz ötekiler değiliz. Farklılıklarımız olacak, bütünlüklerimiz bozulmayacak. Futbol ortak değerimiz. Tabii ki tartışacağız ama birlikte yarışacağız. Gençlerimize güveniyoruz. Doğru olacağız. Türkiye kazanırsa biz de kazanacağız. Geçmişi de biliyoruz, geleceği kurmak için bugünü iyi yaşamalıyız. Kötülükleri şutlayacak, iyilikleri kucaklayacağız. Zaman ve sabır en büyük yardımcımız olacak. Gurur duyulan inançlı bir takım olmak istiyoruz. Futbolun skorlardan daha fazla değer kazandığını biliyoruz. Oyuncularım, Dünya Kupası Elemeleri’nde bunu gösterdiler. Avrupa ve Dünya Şampiyonaları insanları birbirine kenetliyor. 3,5 milyar izleyicisi var. Din, dil, ırk, sosyo ekonomik ve sınıf farkı olmaksınız milyarlarca kişiyle aynı duyguları yaşamanın tadına varacağız. Ligde yaşananları geride bırakmak doğru olur. Bu maçların sonunda şampiyon olan, başarılı olan, başarısız olan ve küme düşenler olacaktır. Gelecek sene bu yarış yine devam edecektir. 1. Lig’de, 2. Lig’de ve 3. Lig’de şampiyon olanları kutluyorum, Play-Off’taki takımlara başarılar diliyorum. Bir kadro açıklayacağız. Kadronun dışında kalanların şansı yok diye bir şey yok. Bu kadroya yeni çağrılması düşünülen birçok oyuncu çalışmaya devam etsinler. Yeni oyuncular da olacak. Kadromuz 30 kişi olacak. 18 Mayıs’ta Antalya’da kampa giriyoruz. 27 Mayıs ve 31 Mayıs’ta 2 hazırlık maçı yapacağız. 3 Haziran’da Almanya’da hazırlık maçı oynayacağız. 10 Haziran’da Roma’ya gidip 11 Haziran’da maça çıkacağız. Ardından da Azerbaycan’a gidip Galler ve İsviçre ile karşılaşacağız” diyerek sözlerine başladı ve daha sonra soruları yanıtladı.

“Rakiplerimize gücümüzü göstereceğiz”

İnatçı ve kenetlenmiş durumda olduklarını söyleyen Güneş, “Umudumuzu kaybetmeden yarışacağız. Hiçbir zaman yalnız olmayacağız. Taraftarımız az olabilir, hiç olmayabilir ama onların duygularını hissedeceğiz. Hayallerimizi gerçekleştirerek buraya geldik. İnsanlarımız her alanda en iyisine layık. Gurur duyulacak davranışlar ve oyun peşinde olacağımızı herkes bilsin. Gruptan çıkmak için olağanüstü çabamız devam edecektir. Önceliğimin her zaman Dünya Kupası olduğunu söylemiştim ama Avrupa Şampiyonası önemli değil demek değil bu. Grupta denk takımlar olduğunu düşünüyorum. Bir seviye üstte olan takım olarak İtalya’yı söyleyebiliriz. Burada alacağımız galibiyet ya da beraberlik gruptaki dengeleri oynatır. Galler ve İsviçre ile de 2 maç oynayacağız. 1 ve 2. takımın gruptan çıkma hakkı dışında en iyi 3.’nün de çıkma şansı var. Bu takımlarla kendi gücümüzü de göreceğiz. Bu takımlar FIFA sıralamasında önemli yerlerde. İtalya 7., İsviçre 13 ve Galler de 17. sırada. Kazanmak için iyi ve güçlü oyun oynamak istiyoruz. Cenk Tosun bizimle olamayacak. Taktiklere maç maç bakacağız. İtalya maçını kazanırsak, sonraki 2 maça daha farklı taktikle çıkarız. Kaybedersek farklı taktikle çıkarız. 2 galibiyet, gruptan çıkmak için yeterli olur diye düşünüyorum” dedi. Turnuvanın her basamağı için tedbirli olduklarını söyleyen Şenol Güneş, “Biz tedbirli davranıyoruz. İngiltere vizesini de alacağız, Rusya vizesini de. Basamakların hepsini çıkmayı hedefliyoruz. İlk maçımız İtalya maçı. Her oyuncumuzla ‘Kaybedip, kazanabilirsiniz’ diyerek konuşuyorum. Güçlü ve ayakta kalmaları için söylüyorum bunu. Bunlarla yaşamayı bilecekler. Lig yarışı oldu, her şey bitti diye bir durum yok. Bu kampı, ligin hemen bitimine almamızın sebebi, aileleriyle dinlenme ve yeniden hazırlanma amaçlı oluyor. Pandemi düşünmeden kutlamalar yapılabiliyor. Biz her günü önemsiyoruz. Oyuncular geldiğinde ligin mutluluğunu, üzüntüsünü geride bırakarak motive olmalı. Sezon boyunca ailesinden ayrı kalan oyuncular, yaz tatiline hazırlanmak isterken ülke için milli takıma gelecek. Herkes gelmek isteyecek milli takıma. Gelmeyenler tatile gidecek, gelenler minimum 34 gün kampta olacak. Bunun hazırlığını yaptık. Kampta testlerimiz devam edecek. Aşı konusunda öncelik tanındı. Bize bir ayrıcalık yapılsın istemiyorum. Ben bütün milletimizin aşı olmasını isterim. Ama bu oyuncular, evlerinde oturan insanların zihnindeki travmayı giderebilecek bir pozisyonda ve bu nedenle bir ekstra durum olabilir” diyerek devam etti.

“Bu kamp organizasyonu sezon başında yapıldı”

Kadro için birçok isim düşündüklerini ifade eden Şenol Güneş, “Hepsini açıklamadık. Salih Uçan’ın sakatlığı var bunu unutmayalım. İnandığımız bildiğimiz yolda gidiyoruz. Trabzonspor’da Berat var, 4 maçtır oynamıyor. Gençlerbirliği’nde Berat ve Mert Çetin’i beğenmiştim. Mert, Roma’ya gitti, Berat da Trabzonspor’a gitti. Genç oyunculara tolerans tanıyabiliriz. Ama mesela Allah korusun, Burak Yılmaz olmazsa Muhammed Demir olur, Adem Büyük olabilir. Burada durum farklı oluyor. Ben gol kralı olan Okan Yılmaz’ı 2 sene kadroya almamıştım. 3. senesinde Konfederasyon Kupası’nda kadroya almıştım, çok da iyi oynamıştı o dönemde de. Kadroda tabii ki eleştiriler olacak. Kağıt üzerinde baktığınız zaman grupta İtalya lider olur, diğerleri çekişir diyebiliriz. Ama ben liderlik istiyorum. İsviçre hücum yanı iyi olan, Galler ise savunması iyi olan bir takım. İtalya her ikisini de yapabilen takım. Tabii ki hepsinin zaafları da var. Koşullarda zorluklar olsa da, Dünya Kupası Elemeleri’nde oynadığımız 3 maçta iyi puan topladığımızı düşünüyorum. Ama bugün sorsanız hangi maçtan 3 puanla ayrılırsınız diye, herkes Letonya der. Ama o maçta 3 puan alamadık. Bu kamp organizasyonu, sezon başında yapıldı. Bunu yaptıktan sonra ‘Bunu değiştir’ diyorlar. İnsanlar bir şey talep edip işler kötü gidince suçlu aramamalı. Manchester United 2 gün önce maç yaptı, dün de maç yaptı. Bizde olsa yer yerinden oynar. Sezon başında bazı takımların oyuncuları koronaya yakalandı, sonra başkalarına oldu. Bunların hepsi olabilir. Başarısızlığa mazeret bulmak yerine başarı için çözüm bulmak gerekiyor. Bütün kulüplere aynı mesafedeyim. Ligin dizayn edilmesiyle ilgili sezon başında plan yapılır. Takımların başarı ya da başarısızlıkları planlamadan sebep değil. Hakem tepkisini de doğru bulmuyorum. Şampiyonluk herkesin başarabileceği bir durum. Ekonomik durum her sene büyüyorsa, bunun da sebebini federasyonda bulmayın. Maç kaybettiğinizde hakem hatası olabilir. Ama suçlamaların başarı ya da başarısızlık sebebi olarak gösterilmesinin, futbolun özüne aykırı olduğunu düşünüyorum. 30 kişiyi 26’ya düşürürken mevki ve takım ihtiyacına göre belirleyeceğiz. Bunun dışında sakatlık ya da olağanüstü durumlara göre hareket edeceğiz. Ayrıca takımlar tatilde olacak ve yalnızca Ümit Milli Takım’dan oyuncu alabiliriz. Ama ben Dünya Kupası’na gittiğimizde 2 kişi fazladan götürdüm yanımda. Kadroya girmeseler bile orada olmak başka bir duygu. Orada olmak bir oyuncunun hayatını olumlu etkiler. Kadroya alınmayanlarla ilgili konuşulabilir ama gerek yok. Çünkü oyuncular da biliyor bunların keyfi olmadığını. Arayıp konuştuğum bazı arkadaşlarımızı kadroya alamadığım için üzgünüm. Dün düşünmediğim oyuncu, yarın kadroda olur. Futbolda bunlar var. Kadroya almayalım düşüncemiz olmadı. Burada olması gereken oyuncular var. Kim alınmadı diye konuşursak daha farklı yere gider. Salih ve Musa çok beğendiğim oyuncular. Ama şu anda kadroda yoklar. Belki seneye direkt oynayacaklar. Hakan Arslan yaşı ve mevki itibariyle direkt düşünsem kadroya alacaktım. Uğur Çiftçi’yi düşünebilirdim sol bekte. Benim de içime sinmesi gerekiyor ama kadronun” diyerek sözlerine devam etti.

“Küme düşmenin kaldırılması yanlış”

Şampiyonlar Ligi Finali’nin Portekiz’de oynanacak olmasının problem olmadığını ifade eden Şenol Güneş, “2023, Cumhuriyetimizin 100. yılı ve seneye de Süper Kupa finali olunca, benim için mantıklı bir durum oldu. Elimizden alındı diye düşünmeyin. Ben bunu kayıp olarak görmüyorum. Bu sene alsaydık maçı izleyemeyecektik. İzleyemediğimiz maç olacağına, seneye yapalım bu organizasyonu daha iyi” dedi. Geçtiğimiz sezon küme düşmenin kaldırılması ve bu sezon için de konuşulmaya başlanmasıyla ilgili de konuşan Güneş, “Herkesin görüşleri olacak. Bu görüşleri ilgili yerlere söyleriz. Geçen sene de söyledim. Küme düşmenin kaldırılmasının doğru olmadığını söylemiştim, yine aynı fikirdeyim. Bu yanlış bir durum zaten. 18 takım vardı, 21’e çıkacak, 20’ye inecek. Şimdi pandemi koşulları daha da arttı. Ama bunu hep kendi menfaatlerine söylüyorlar. Ortak değerle gelmiyor kimse. Bu şartlardan kendimi kurtarırsam, işi sıyırdım mantığıyla gidiliyor. Sorun yarın başka birinin başına geliyor ve kulüplerin de zararı oluyor. Kulüpler de kendi çıkarlarına göre hareket ediyor. Türk futbolunun kurumsal yapısına dönüştürülmesi için hepimizin katıldığı bir şura olmalı. Gündemimizde Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası var. Ben küme düşmenin kaldırılmasını doğru bulmuyorum. Ondan sonra 5 gün daha ligi devam ettirelim deniyor” diye konuştu. Kadrodaki oyuncularla ilgili konuşarak sözlerine devam eden Güneş, “Yurt dışındaki oyuncuların da problemleri oluyor, yurt içindeki oyuncuların da. Cengiz bizim için çok önemli bir oyuncu ama uzun zaman faydalanamadık. Merih de bizim için çok önemli. Ama Dünya Kupası Elemeleri’nde kullanamadık. Eldeki oyuncular çok önemli. Bir 11 yapıp, herkesin sahiplenebileceği bir kadroyla yarışmak önemli. Transfere bağlı olarak da sorunlar çıkıyor. 2. Lig’den 2 oyuncumuz var takımda. Kenan Karaman ve Umut Meraş, 2. Lig’de oynuyor. Bizim rakiplerimizin de oyuncuları farklı ülkelerde oynuyor. Ben artık buna bakmıyorum. İtalya, İsviçre, Fransa, Galler ne ise biz de oyuz. Büyük takımların kaybetmesi sürpriz olarak gösterilir. Letonya maçında alınan sonuç, sürpriz olarak nitelendi ve büyüklüğümüzü gösterir. Biz herkesi yenmek için yarışıyoruz. Kadroya aldığımız oyuncuları da süs olarak almıyoruz. Yurt dışında oynayan oyuncuların mental avantajları var. Buradaki oyuncunun abartılı ilgi görmesi, otokontrolü de değiştiriyor. Oyuncularımızı hak etmediği övgülere boğmayacağız” açıklamasını yaptı.

“Üretim yapmamız gerekiyor”

Kendisi adına Dünya Kupası’nın daha önemli olduğunun atını çizen Şenol Güneş, “Bana tercih et deseler Dünya Kupası’nı seçerim. Zaten Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkını elde etmişiz. 2 turnuvaya katılmamız durumunda, mevcut grup daha da iyi yerlere gelecektir. Ayrıca alttan gelen grup için de önemli bu durum. Üretime geçmemiz gerekiyor. Avrupa’da 15 futbolcumuz var. Brezilya’nın 6-7 bin futbolcusu var, Sırbistan’ın 700 oyuncusu var. Üretim yapmamız lazım. Azerbaycan bizim için çok önemli. Orayı kendi sahamız ve oradakileri de kendi vatandaşımız olarak görüyoruz. Kamp yerine bakmak için gittiğimde bu havayı hissettim. Neftchi Bakü’nün antrenman sahasına gittim. Orada da sıcak havayı hissettim. Güzel bir ilişkimiz var. Karabağ konusunda ilişkiler daha da üst seviyeye çıktı. Sahada bizi destekleyenlere iyi oyun ve güzel sonuçlar vermek istiyoruz” dedi. Türkiye’de sol ayaklı çok oyuncu olmasına karşın sol bek özellikle çok oyuncu olmadığını sözlerine ekleyen Güneş, “Türkiye’de sol ayaklı çok oyuncu var. Sol bek de oynayabilirler. Mesela Caner sol bekte çok başarılı oldu ama son dönemde bekte başarılı olamadı. Stoperden sol bek iyi bir oyuncu bulursam olabilir. Ravil mesela stoper oynuyor. Sol tarafta oynasa olabilir. 4-5 stoperimiz iyi olursa belki bu oyuncuya 10 sene sıra gelmeyecek. Umut Meraş şu anda bunu yapıyor. Verim olarak daha üstünü isteyebilirsiniz ama o mevkide boşluk var. Hakan, Merih, Mert gibi İtalya’da oynayan oyuncularımız da var. Birbirimize yabancı değiliz, tanıyoruz biliyoruz. İtalya ile daha önce çok iyi bir hazırlık maçı yapmıştık. Hatta farklı bitecekken benim yüzümden 1-1 bitmişti. İtalya’yı kısmen favori görmeme karşın her sonuç çıkabilir. Biz Brezilya ile aynı gruptaydık. Şimdi de İtalya ile birlikte çıkabiliriz belki. A Milli Takım’da jenerasyon değişikliği yapayım diyerek adım atılmaz. En iyiler çağırılır. Dünya Kupası Elemeleri’nde pazartesi günü toplanıp çarşamba günü maç yaptık. 1 haftada 3 maç yaptık ama iyi geçti. Bazen sıkışınca 1 haftada 3 maç olur mu deniliyor. Bunu da bu oyuncular yaptı. Bu güzel bir şey ve bozmak istemiyorum. Yeni katılanların da buna katılmasını bekliyorum” ifadelerini kullandı. Güneş son olarak Süper Lig yarışının çok heyecanlı geçtiğini ifade etti ve yarın oynanacak maçlarda takımlara başarılar diledi.

A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’in açıkladığı kamp kadrosu şu şekilde:

Kaleciler: Mert Günok, Uğurcan Çakır, Altay Bayındır, Gökhan Akkan
Defans: Zeki Çelik, Mert Müldür, Merih Demiral, Ozan Kabak, Çağlar Söyüncü, Kaan Ayhan, Umut Meraş, Rıdvan Yılmaz
Orta saha: Mahmut Tekdemir, Taylan Antalyalı, Dorukhan Toköz, Okay Yokuşlu, Ozan Tufan, Orkun Kökçü, Yusuf Yazıcı, İrfan Can Kahveci, Hakan Çalhanoğlu
Forvet: Cengiz Ünder, Efecan Karaca, Halil Akbunar, Abdülkadir Ömür, Kerem Aktürk, Burak Yılmaz, Enes Ünal, Kenan Karaman, Halil İbrahim Dervişoğlu

Bozhan Memiş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.