GÜNDEM - 22 Kasım 2014 Cumartesi 15:22

Seyit Rıza’nın torunlarından Alevi açılımına destek

A
A
A
Seyit Rıza’nın torunlarından Alevi açılımına destek

Dersim olaylarının idam edilen sembol ismi Seyit Rıza'nın torunlarından hükümetin Alevi açılımına destek geldi.

Dersim olayları sonrasında dedesi Seyit Rıza ile birlikte babası Hüseyin Kandil'in de idam edildiğini anlatan İbrahim Kandil ile oğlu Hüseyin Kandil, “Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza minnettarım. Eğer Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu söylediklerini yaparsa bize yeni bir güneş doğar” dedi.

AK Parti'nin Alevi açılımı ile ilgili olarak yaptığı girişimlere Seyit Rıza’nın İzmir’de yaşayan torunlarından destek geldi. Türkiye'nin ilk dönemlerinde rejime karşı çıkarılan isyanlardan biri olan Dersim İsyanı'nın liderlerinden olduğu söylenen Seyit Rıza’nın torunu Seyit İbrahim Kandil, oğlu Hüseyin Kandil, dördüncü kuşak torunu Canan Kandil hükümetinin ‘Alevi Açılımı’nın kendileri için büyük önem taşıdığını söyledi.

“DEDEMİN VE BABAMI DEĞİL, DERSİM’İ İSTİYORUM”

Dedesi Seyit Rıza ile birlikte babası Hüseyin Kandil’in de idam edildiğini ve babasını hiç göremediğini anlatan Seyit İbrahim Kandil, “Ben 6 aylıkken dedem Şeyh Rıza ile birlikte babam Hüseyin Rıza'yı idam ettiler. Bu açılım söylediklerini yaparlarsa bize yeni bir güneş doğar. Başbakansa söylediklerinden geri kalmasınlar ama kalırlarsa biz deriz ki, ‘Utanmadınız mı?’ Yapsınlar ve görelim. Bana göre çok önemli bir adım bu. Başbakanımız oraya girdiğinde Tunceli demesin, ‘Merhaba Dersim’ desin. Arabalara, nüfus kağıtlarına hep Dersim yazılsın. Ben sizden dedemin ve babamın yerini istemiyorum, kemiklerinin tespitini istemiyorum. Dersim istiyorum.”
Dersim olaylarının sembolü Seyit Rıza’nın giydiği yeleği de yadigar olarak saklayan İbrahim Kandil, onlardan geriye kalan tek hatıraya gözü gibi baktığını söyledi.

“CUMHURBAŞKANIMIZA VE BAŞBAKANIMIZA MİNNETARIM”

AK Parti hükümetinin ‘Alevi açılımını’ desteklediklerini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun girişimlerinden dolayı minnettar olduklarını ifade eden Seyit Rıza’nın torunu Seyit İbrahim’in oğlu Hüseyin Kandil ise, “Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu yarın memleketimize gidiyor. Alevilik, cemevleri ve Dersim ismi konusunda güzel bir adım atılırsa şu anki memnuniyetimizi peyderpey artırmış olur. Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza minnettarım. Umarım söylemde kalmaz, hepsi eyleme dönüşür. Cumhurbaşkanımız Erdoğan dedemle ilgili Hz. Peygamber soyuna dayandığımıza dair söylemlerde bulunmuştu. Umarım ve dilerim ki bunu söylemde bırakmayalım, eyleme çevirelim. Sayın Cumhurbaşkanım ve Başbakanım ne olur bize bir bayram yaşatın. Hiç olmazsa 90 yaşındaki annem ve 87 yaşındaki annem ölmeden önce bunları görsünler. Bir tarih olur, gerçekten tarihi bir an olur” diye konuştu.

“MHP BİZİ ÇOK İNCİTTİ, DAVA AÇACAĞIZ”

Hüseyin Kandil MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dedesi ile ilgili son açıklamalarını hatırlatarak şunları söyledi:
"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli vurup duruyor bizim dedemize. ‘Seyit Rıza yok caniydi, yok Abdullah Öcalan’la aynıydı’ diyor. Önce kendisi başka şeylerle yüzleşsin. Maraş’ta ve Çorum’da olanları unutmasın. Seyit Rıza bir halk adamıydı. Hiçbir partinin, hiçbir unsurun yanında değildi. ‘İngiliz ajanıydı’ diyorlar, bunların hepsi yalan, hiçbiri doğru değil. Seyit Rıza hakkında herkes bir şey söylüyor. Şu an olan bitenlere baktığında hepimiz dünyayla iç içeyiz. Bir şekilde bağlıyız bir yerlere. Diyelim ki Seyit Rıza İngilizlere mektup yazdı, olsa bile ne var bunda? Yok ama böyle bir şey olsa bile var. Bizleri üzüyorlar. Hele Bahçeli’nin, ‘cani’ sözü bizleri çok incitti. Bu konuda kendisinden davacıyım. Gerekirse mahkemeye başvuracağız. Kendisinin tarihi bilmeden konuşması, har vurup harman savurması bizi gerçekten incitti. Önce tarihi bil, ondan sonra konuş. Seyit Rıza orada ne çileler çekmiş, ne yapmış.”

“CHP’NİN İÇİNDEKİ PARALELLER DE TEMİZLENSİN”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ‘Alevi’ler konusunda duyarlı olmasını ve oy kaybı gütmeden muhalefet yapması gerektiğini aktaran Hüseyin Kandil şöyle devam etti:
“Kılıçdaroğlu bu konuda birazcık adım atsa çok iyi olur. Biraz daha duyarlı olsa çok daha iyi olur. En azından AK Parti’nin içindeki paralel bir şekilde temizlendi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde de aynıları var. Bu konuda muhalefet adım atarsa çok daha güzel olur. Bazı adımların atılması lazım. Korkunun ecele faydası yok. Birtakım şeyleri söylemeyip de, ‘Ben oy kaybederim’ endişesi olmamalı. Eğer adım atarlarsa inanın ki muhalefet gerçekten güç kazanır. “

“DEDEMİZİN TÜRBESİ OLSUN İSTİYORUZ”

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yarın yapacağı Tunceli ziyaretinin kendilerini heyecanlandırdığını vurgulayan Kandil, ‘Alevilere’ statü kazandırılması gerektiğini ifade etti. Davutoğlu’nun attığı adımları önemsediklerini dile getiren Hüseyin Kandil, “Biz Davutoğlu’ndan yarın Dersim’de büyük bir müjde bekliyoruz. İnanın ki yarın, yani 23 Kasım Dersim’in yeniden doğuşu olur. Alevilere statü verileceğini söylerse bizim için yarın bayram olur. Ayrıca dedelerimin mezarı belli değil. Dedemizi kendi memleketimizde defnetmek, bayramlarda türbesini ziyaret etmek istiyoruz. Bu konularda adım atılırsa büyük mutluluk duyarız” diye konuştu.

Dedesinin Seyit Hüseyin’in Seyit Rıza’nın yakalanmasıyla peşinden gittiğini ve onun da yakalanarak Seyit Rıza’nın gözleri önünde idam edildiğini anlatan Hüseyin Kandil, “Seyit Rıza idam edilirken dedem de peşinden gidiyor. Babam o zaman kundaktaymış. Dedem idam edilirken, ‘Ayıptır, günahtır, zulümdür’ diyor. Cellada yalvarmadan kendi çıkıyor idam sehpasında, kendi ilmiğini atıyor boynuna. ‘Oğlumun idam edildiğini görmeyeyim‘ diyor ancak Seyit Rıza dedeme, ‘Size en büyük acıyı tattıracağız’ deyip benim dedemi onun gözleri önünde idam ediyorlar" diye konuştu.
Seyit Rıza’nın 4’üncü kuşak torunu Canan Kandil de Seyit Rıza'nın torunu olmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. 

HALİL KARAHAN - MİHRAP DÜZÖZ
İZMİR 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da iş yeri hırsızlığına 5 tutuklama Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Organize Sanayi Bölgesi’nde bir iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayıyla ilgili adım adım iz takip eden Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri 7 şüpheliden 3’ünü İstanbul’da yakaladı, şüphelilerden 2’sinin farklı suçlardan cezaevinde oldukları öğrenildi. Mahkemeye çıkarılan 5 kişi tutuklanırken, 2 şüpheliyi yakalama çalışmaları devam ediyor. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, 13 Ekim 2025’i 14 Ekim 2025’e bağlayan gece saatlerinde Turgutlu ilçesi Selvilitepe Mahallesi Organize Sanayi Bölgesi’nde yaşanan iş yeri hırsızlığı olayıyla ilgili geniş çaplı çalışma başlatıldı. Asayiş Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda, iş yeri ve çevresinde bulunan çok sayıda güvenlik kamerası görüntüsü incelendi. Yapılan incelemelerde, yüzleri maskeli 4 şüphelinin iş yerine girdikleri, iş yerinde bulunan çelik kasayı keserek içerisindeki paraları aldıkları ve olayın ardından ara yolları kullanarak Manisa’dan ayrıldıkları belirlendi. Şüphelilerin yakalanmasına yönelik olarak 13-14 Ekim tarihlerinde kente giriş ve çıkış yapan yaklaşık 3 bin 500 araç incelemeye alındı. Yapılan çalışmalar sonucunda şüphelilerin İstanbul’dan Turgutlu’ya geldikleri tespit edilirken, olaya karıştığı belirlenen toplam 7 şüpheli şahıs belirlendi. Şüphelilerden H.K. (31) ve M.T. (25), İstanbul’da yakalanarak gözaltına alındı. 26 Aralık 2025 tarihinde Manisa’ya getirilen 2 şüpheli, sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. D.Ç. (27) ve M.K. (24) isimli şüphelilerin ise farklı suçlardan cezaevinde bulundukları tespit edildi. Söz konusu 2 şüpheli, 29 Aralık 2025 tarihinde dosya kapsamında SEGBİS yöntemiyle sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Z.S. (27) isimli şüpheli ise İstanbul’da yakalanarak gözaltına alındı. 30 Aralık 2025 tarihinde Manisa’ya getirilen şüpheli, çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı. Olayla bağlantılı 2 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü belirtilirken, soruşturma kapsamında şu ana kadar toplam 5 şüpheli tutuklandı.
İstanbul Somali Cumhurbaşkanı Mahmud: "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez" Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez. Aslında bu saldırgan tavır, uluslararası hukukun da ihlalidir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. Toplantı sonrasında Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Somali’nin zor zamanlarında yanında olduğu ve liderliği için teşekkür eden Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, "Özellikle Somali’nin toprak bütünlüğü ve egemenlikle ilgili tehditle karşılaştığı bu dönemde biz, Türkiye’nin, Türk milletinin desteğini hissettik. Somali olarak biz de kendi kuvvetli hükümetimizi kurmak toprak bütünlüğümüzü eğemenliğimiz korumak için çalışıyoruz. Türkiye çok uzun yıllar önce Somali arasında arabuluculuk çalışmaları yapmıştır. O zamandan beri bu sorunun barışçıl dostane bir şekilde çözülebilmesi içinde çalışmalar yürütmüştür. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Türkiye’nin Somali’nin yanında olduğunu bir kere daha tekrarlamıştır. Türkiye, Somali’yi desteklemek üzere Somali’nin yanında olacaktır. Türkiye’nin desteği, Somali’nin ilerlemesinde son derece önemli. Barış, istikrar ve iyileşme için Türkiye’nin işbirliği bizimle çok önemli" dedi. "Son 2 yılda Somali ve Türkiye farklı alanlarda yaptıkları çalışmalarla dikkat çekiyor" Türkiye ve Somali’nin yaptığı çalışmalarla dikkat çektiğini belirten Mahmud, "Netanyahu’nun bu saldırgan tavrı, Somali’yi de içeren bu tavrı kabul edilemez. Aslında bu saldırgan tavır, uluslararası hukukun da ihlalidir. Birleşmiş Milletler kurucu anlaşmasını ihlal eder niteliktedir. Yine Afrika Birliği’ni bir araya getirmiş olan anlaşmaların da diplomasinin de her türlü ilkesini ihlal eder niteliktedir. Toprak bütünlüğü, egemenlik ve bunlara müdahale etmemek bütün uluslararası sistemlerin altındaki temel değerlerdir. Somalili gruplar içerisinde de bazı gerginlikler var. Bu ayrımcılığı aşırı uç gurupları destekleyerek daha da derinleştirmek uluslararası ve dışarıdan müdahalelerle bunu derinleştirmek kimseye faydalı olmaz. Son 2 yılda Somali ve Türkiye farklı alanlarda yaptıkları çalışmalarla dikkat çekiyorlar. Güvenlik alanındaki çalışmalar buna bir örnek. Yine insani yardım çalışmaları da Somali’nin geçmiş olduğu en zor dönemde Türkiye’nin uzatmış olduğu yardım eli de çok önemli" şeklinde konuştu. Mahmud, "Bugün ortak olarak dedik ki Somali’nin petrol ve gaz kaynaklarının tetkik edilmesinde beraber çalışmalar yapıldığını ve anlamlı başarılar elde edildiğini duyurduk. Bu alanda uzun zamandır çalışma yapıyoruz. Türkiye’ye çok müteşekkiriz bu alanda öncülük ettiği için ve Somali’nin yanında durduğu için. Teknik ve bilimsel değerlendirmeler yapıldı ve bunun sonucunda olumlu sonuçlar elde edildi. Bu uzun süreli bir iş birliği ve yatırım. Bundan sonraki fazda yine sondaj çalışmaları devam edecek bu da çok büyük bir çalışma. Ağır bir görev. Fakat çok kısa süre içerisinde sondaj çalışmaları da başlayacak. 2026’ya çok iyi bir başlangıç yapacağız" diye konuştu. "Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının Somali’nin ulusal anlamda tekrar güçlenmesinde etkili olacaktır" Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının önemli olduğunu vurgulayan Somali Cumhurbaşkanı Mahmud, "Petrol ve gazın keşfedilmiş olmasının Somali’nin ulusal anlamda tekrar güçlenmesinde etkili olacaktır. Somalili insanın hayatını da iyileştirecektir. Somali insanı bu sayede daha yüksek bir refah seviyesine ulaşacaktır. Bunların yönetimi de hesap verebilirlik, eşitlik ve nesiller arası sorumluluk ile sürdürülmelidir. Biz bugün bu ilkelerin, bu sürecin temellerini atıyoruz. Biz, Somali-Türkiye işbirliğinin daha da kuvvetlenmesi yönünde kararlılığımızı bir kere daha tekrarlamak istiyoruz. Allah’ın izniyle bu çabaların somut sonuçlarını artık görmeye ve ülkemize bahşedilen bu zenginlikten fayda sağlamaya biz de başlıyoruz. Bu son derece önemli ve tarihi bir başarı bizim için. Ülkemizin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zayıflatmaya çalışanlara karşı kararlılıkla mücadelemizi sürdürürken bu zorlukların bizi doğal kaynaklarımızın sorumlu ve sürdürülebilir biçimde geliştirilmesi yönündeki hedefimizden alıkoymasına asla izin vermedik. Ve bu süreçte de Sayın Erdoğan’dan ve Türkiye’den her zaman destek gördük. Amacımız, halkımız için daha iyi ve daha müreffeh bir geleceği güvence altına almaktır" dedi.