TEKNOLOJİ - 03 Şubat 2018 Cumartesi 04:17

Siber güvenlik uzmanlarına özel eğitimler verildi

A
A
A
Siber güvenlik uzmanlarına özel eğitimler verildi

Siber güvenlik için yetişmiş uzman eksikliğini kapatmayı amaçlayan Cyber Camp 2018, 22 Ocak-1 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Turkcell’in sponsorluğunda, Bilişim İnovasyon Derneği ve Mental HR tarafından düzenlenen eğitim kampında, geleceğin siber güvenlik uzmanlarına özel eğitimler verildi.

Siber saldırı tehdidi dünyanın her tarafında konvansiyonel silahların ve savaşların önüne geçmiş durumda. Ülkeler bu tehdide karşı koymak için siber güvenlik çalışmalarını yoğunlaştırıyor. Dünyada ve Türkiye’de önemi her geçen gün artan siber güvenlik için uzman yetiştirmeyi amaçlayan Cyber Camp 2018, 22 Ocak - 1 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Turkcell’in sponsorluğunda, Bilişim İnovasyon Derneği ve Mental HR’ın katkılarıyla düzenlenen eğitim kampında, geleceğin siber güvenlik uzmanlarına özel eğitimler verildi.

Etkinliğin kapanış töreni Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Hilmi Güler ve Bilişim İnovasyon Derneği Başkanı Mehmet Fatih Zeyveli’nin katılımıyla gerçekleşti.

Bilim ve teknolojinin 2023 hedefleri ışığında Türkiye’nin dünyanın önde gelen ekonomileri arasında yer almasında çok önemli rolü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof.Dr. Davut Kavranoğlu, törende yaptığı konuşmada şunları aktardı: “Siber güvenlik internet erişiminin ve kişisel bilgisayarların günlük hayata dahil olduğu 90’lı yıllarda gündemimize girdi. Bu konu her geçen gün daha önemli hale geliyor. Çünkü tehditler artıyor. Siber güvenlikte en önemli şey uzmanların yetişmesi ve kamuoyunun bilinç seviyesinin artırılmasıdır. Türkiye’nin de bu alandaki gelişmelere uyum sağlayabilmesi için bilim ve teknoloji ekosistemini ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacak şekilde bir vizyon ve eylem birliği içerisinde çalışması büyük önem taşıyor. Dünyanın önde gelen ekonomileri arasında yer almak için bilim ve teknolojiye dayalı bütünsel bakış açısıyla çalışmamız gerekiyor.”

“2017’de Türkiye’de her 3 dakikada 1 siber saldırı yapıldı”

Siber güvenlik konusunun ülkemiz için hassasiyetine dikkat çeken Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, şöyle konuştu: “Ülke olarak, yaşadığımız coğrafyanın çetin şartlarından kaynaklanan güvenlik tehditleri, siber dünyada da aynen geçerlidir. Bugün dünyanın en çok siber saldırı yapılan ülkeleri arasında Türkiye 5'inci sırada yer alıyor. Türkiye’nin önünde sadece Amerika, Rusya, Çin ve Hindistan var. Türkiye’de 2017 senesi boyunca günlük ortalama her 3 dakikada 1 siber saldırı yapıldı. Bir önceki yıl ile kıyaslandığında siber saldırıya uğrayan şirket sayısındaki artış yüzde 30 olarak gerçekleşti. Bu açıdan bakıldığında ülkemizin bu alandaki yetişmiş insan gücüne ne kadar çok ihtiyacı olduğu daha kolay anlaşılabilir. Burada gençlere çok mühim görevler düşüyor. Siber saldırıların sınırı ya da ne zaman yapılacağı belli değil. Siz siber güvenlik konusunda uzmanlaşan gençler, güvenlik çemberinin nasıl oluşturulacağını belirleyeceksiniz.”

40 uzman adayına 10 günlük eğitim

Alınan bilgilere göre bu yıl ikincisi düzenlenen Cyber Camp organizasyonuna 2 bin 530 kişi başvurdu. Bilişim teknolojileri ve siber güvenlik konularında temel düzeyde bilgisi olanlarla yapılan eleme sınavı ve mülakatlardan sonra 40 kişi eğitim için kabul edildi. Üniversite 4’üncü sınıf öğrencisi, yeni mezun, ya da en fazla 2 yıl iş deneyimi olanlardan seçilen 40 aday, 10 günlük eğitim süresince siber ataklara karşı özel olarak eğitildi.

Etkinliğe katılan siber güvenlik uzmanı adayları, organizasyon süresince; Penetrasyon Testi Yöntemleri, Gizli Ağ Keşfi, Pasif Trafik Tespiti, Uzak Kök Güvenlik Açığı, Yetki Yükseltme Saldırısı ve IPv6 Güvenlik Açıkları konusunda çok özel eğitimler aldı. Türkiye'yi gelecekteki siber tehditlere karşı savunmak için yetiştirilen siber güvenlik uzmanlarından 15'inin Turkcell'de istihdam edilmesi hedefleniyor. Turkcell geçen yıl düzenlenen organizasyon sonrası 13 kişiyi bünyesine katmıştı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BTÜ’e hain darbe girişimi konuşuldu: "unutulan darbeler tekrarlanır" Bursa Teknik Üniversitesinde (BTÜ) düzenlenen "15 Temmuz’un Sosyo-Politik Anatomisi" başlıklı panelde, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişimi, sosyolojik ve siyasal boyutlarıyla ele alındı. Konuşmacılar, "Unutulan darbeler tekrarlanır" diyerek, 15 Temmuz’da yaşananların unutulmaması ve anlatılması gerektiğine vurgu yaptı. Bursa Teknik Üniversitesinde "15 Temmuz’un Sosyo-Politik Anatomisi" başlıklı panel düzenlendi. Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleşen panele; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Genel Sekreter Selim Uzun, il protokolü, akademik ve idari personel katıldı. Gazeteci ve iletişimci Ferhat Murat’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde; İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turgay Yerlikaya ve Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi Dr. Murat Yılmaz konuşmacı olarak yer aldı. Panelin açılışında konuşan Ferhat Murat, "Unutulan darbeler tekrarlanır" diyerek tehdittin hala sürdüğünü söyledi. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve stratejik önemi nedeniyle her zaman hedefte olduğunu vurgulayan Murat, "Türkiye, her açıdan çok önemli bir ülke. Ne zaman Batı’nın çıkarlarına set çekebilecek bir adım atsa, tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi çeşitli senaryolar devreye sokuluyor" dedi. Konuşmasında önümüzdeki döneme ilişkin uyarılarda da bulunan Murat, "Önümüzdeki 8 yıl, Türkiye açısından kritik bir dönem olacak. Bu süreçte pek çok alanda önemli hamleler yapılması bekleniyor. Dolayısıyla daha dikkatli olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "FETÖ Batı tarafından desteklenen bir aparat" FETÖ’nün devlet yapısına nasıl sızdığını, bu yapılanmanın dini alanı nasıl istismar ettiğini ve Türkiye’yi bir askeri darbe ile ele geçirme hedefini nasıl kurguladığını anlatan Doç. Dr. Turgay Yerlikaya, FETÖ’nün dini bir cemaat yapısı görüntüsüyle Batı tarafından desteklenen bir aparat olduğunu kaydetti. FETÖ’nün özellikle 2000’li yıllardan sonra Batı’da "ılımlı İslam" modeli olarak pazarlandığını ve bu sebeple hem siyasal hem finansal destek gördüğünü ifade eden Doç. Dr. Yerlikaya, "FETÖ, doğrudan Batı’nın desteklediği bir siyasal aparat olarak konumlandı. İslamofobi’nin zirve yaptığı dönemlerde bile bu örgüt Batı’da meşruiyet kazandı" diye konuştu. "Takiye ile sızan bir yapı, halkın direnişiyle durduruldu" FETÖ’nün en tehlikeli yönlerinden birinin takiye siyaseti olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yerlikaya, örgütün yıllar içinde gizli bir yapılanmayla siyasete, bürokrasiye, medyaya, eğitim kurumlarına ve uluslararası kuruluşlara sızdığını belirtti. Türkiye’nin farklı dönemlerinde karşılaştığı krizlerin arkasında benzer yapıların olduğunu dile getiren Yerlikaya, "Türkiye kendi bağımsız politikalarını inşa etmeye başladığı andan itibaren bu tür yapılar devreye sokulmuştur. FETÖ de bu aparatların en organize olanlarından biridir" şeklinde konuştu. 15 Temmuz darbe girişimini diğer askeri müdahalelerden ayıran en temel özelliğin, halkın doğrudan devreye girerek Türkiye’ye sahip çıkması olduğunu da belirten Yerlikaya, "Bu mücadelenin hikâyesini anlatmaya devam etmeliyiz" ifadelerini kullandı. "Bağımsız Türkiye yolunda her zaman dış müdahalelere maruz kaldık" Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi Dr. Murat Yılmaz, Türkiye’nin bağımsızlık yönünde attığı her stratejik adımda dış müdahalelere maruz kaldığını belirterek, Batı’nın demokrasi ve hukuk gibi değerleri yalnızca kendi çıkarlarıyla örtüştüğü sürece savunduğunu vurguladı. Yılmaz, FETÖ’nün 27 Mayıs darbesini model aldığını da belirterek, "Yurtta Sulh Konseyi adını verdikleri yapı, 38 kişilik bir kadroyla hazırlandı. O bildiride kullanılan dil ve darbe mantığı, doğrudan 27 Mayıs zihniyetini yansıtıyordu" dedi. Batı’nın seçilmiş iktidarı yaftalarken, darbe yapan FETÖ’yü ‘kültürel İslam’ın temsilcisi’ olarak yücelttiğinin altını çizen Dr. Yılmaz, bu açık çelişkiye de dikkat çekti. "Girişim başarılı olsaydı Türkiye kâbusu yaşardı" FETÖ’nün öncelikle iktidarı içeriden ele geçirmeye çalıştığını, bunda başarılı olamayınca 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunduğunu aktaran Dr. Yılmaz, "Ancak bu hain girişim, milletimizin eşsiz direnci sayesinde başarısız olmuştur. Bu girişim başarılı olsaydı, Türkiye bir kabusu yaşardı. Bugün Ukrayna’da yaşanan savaş ve Ortadoğu’daki istikrarsızlık ortamı, Türkiye’nin de görülebilirdi" dedi. "Bugün terörsüz Türkiye’ye doğru ilerliyoruz" Türkiye’nin bugün geldiği noktada, hem FETÖ ile mücadelede hem de diğer terör örgütleriyle olan mücadelesinde önemli bir aşamaya geldiğini belirten Dr. Murat Yılmaz, "Bugün terörsüz Türkiye idealine ulaşmak üzereyiz. Bu çok büyük bir başarıdır. Ancak bu tür yapılar her an yeniden ortaya çıkabilir. O yüzden dikkatli olmalıyız" dedi. Son olarak, 15 Temmuz’un gelecek nesillere anlatılmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Dr. Yılmaz, "15 Temmuz, bizim hikâyemizdir. Demokrasiye, bağımsızlığa, vatanımıza sahip çıkışın destanıdır. Bu mücadeleyi unutmamalı, unutturmamalıyız. Çünkü bu bilinç, bizi benzer tehditlerden koruyacak en güçlü kalkandır" dedi. Soru-cevap bölümüyle devam eden panel, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın konuşmacılara plaket takdiminin ardından toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Hatay Asırlardır süren geleneği devam ettiren esnaf 5 bin kişiye aşure dağıttı Hatay’ın Belen ilçesinde esnaf Yunus Emre Cömert, asırlardır süre gelen geleneği devam ettirerek 5 bin kişiye aşure dağıtımı gerçekleştirdi. Belen ilçesinde esnaflık yapan Yunus Emre Cömert, 5 bin kişilik aşureyi Cuma namazı çıkışlarında cami cemaatine, kırmızı ışıkta bekleyen araç sürücülerine, pazarda tezgah açan esnafa ve birçok kamu kurumuna ulaştırıldı. Vatandaşlar, ikramdan duydukları memnuniyeti dile getirdiler ve bu tür geleneklerin yaşatılmasından dolayı emeği geçenlere teşekkür ettiler. "Belen’imizin kültürel değerlerini yaşatmaya çalışıyoruz" Geleneği yaşatmak ve geçmişle bağı sürdürmek adına bu etkinliği düzenlediklerini belirten Yunus Emre Cömert, "Geçtiğimiz yıl yaklaşık bin beş yüz kişilik aşure hazırlamıştık. Çok güzel geri dönüşler aldık, insanlar çok mutlu oldu. Belen’imizin kültürel değerlerini yaşatmaya çalışıyoruz. Eskiden kapı kapı dağıtılırdı aşure, biz de bu geleneği sürdürmeye gayret ediyoruz. Cuma namazı çıkışlarında, kırmızı ışıkta duran araçlara, trafiği aksatmayacak şekilde ikram ettik. Kur’an kurslarına, kaymakamlığa, emniyete, jandarmaya, itfaiyeye kadar birçok yere ulaştırdık. Gönlümüzün ulaştığı herkesle aşuremizi paylaştık. İnsanların mutlu olması, ‘bizi eskilere götürdünüz’ demeleri bizi duygulandırıyor. Bu bir hayır işi, bütçesini paylaşmaya gerek yok. Paylaşmak bizi mutlu ediyor."
İstanbul Videoları büyük ilgi gören pazarcılar Demet Akalın ve Sefo’ya seslendi: "Bir araya gelmeyi çok isterdik, pazara davet ediyoruz" Pazarcılık yapan Özgür Doğru ve Nihat Aygün, Şarkıcı Demet Akalın ve Sefo’nun "Yerinde Dur" isimli şarkısına pazarda çektikleri videoyla sosyal medyada büyük ilgi gördü. İkili Akalın ve Sefo’ya seslenerek, "Şarkıyı duyduğumuzda trend olacağını tahmin ettik, pazarda böyle bir video çektik, dönüşler çok güzel oldu. İkisi de sevilen sanatçılar, Demet Akalın ve Sefo ile bir araya gelmeyi çok isterdik, pazara davet ediyoruz, gelsinler, güzel bir video çekelim, 4’lü olsa çok daha iyi olur" ifadelerini kullandı. İstanbul’da pazarcılık yapan 35 yaşındaki Özgür Doğru ve 33 yaşındaki Nihat Aygün Demet Akalın ve Sefo’nun "Yerinde Dur" isimli şarkılarına pazarda çektikleri videoyla sosyal medyada büyük ilgi gördü. İki arkadaşın videosu 10 milyondan fazla izlenirken çok sayıda yorum ve beğeni aldı. Şarkıcı Demet Akalın da videoyu sosyal medyada beğenirken ikili videonun hikayesini anlattı, Akalın ve Sefo’ya seslendi. Doğru, Okan Kurt’a benzediğine yönelik yorumlar aldığını söylerken bir müşterinin ikilinin çektiği videoyu açarak tezgahlarına gelmesi renkli görüntüler oluşturdu. "Şarkı gerçekten hoşumuza gitti, kendilerini pazara bekleriz" Şarkıcı Demet Akalın ve Sefo’nun düet yaptığı şarkıya çektikleri videonun hikayesini anlatan 35 yaşındaki Özgür Doğru, "2-3 yıldır video çekiyorum, yaptığımız işi keyifli hale getirmek, herkese göstermek amaçlı böyle bir yola başvurduk. Çok da memnunuz, kendimizi bildik bileli bu işin içerisindeyiz. Nihat ile yaklaşık 6-7 yıldır tanışıyoruz. Şarkı gerçekten hoşumuza gitti, pazarda böyle bir video çektik. Artık Nihat ile birbirimize alıştığımız için genelde çok prova yapmamıza gerek olmuyor. Gerçekten videonun dönüşü bize çok güzel oldu. Bu kadar tutacağını tahmin ediyor muyduk; işin açıkçası tahmin ediyorduk çünkü şarkı gerçekten tutuldu, dillere düştü. Böyle bir şey yapmak istedik, en azından gülelim, eğlenelim dedik. Demet Akalın ve Sefo’ya da ‘Bakın siz orada çektiniz ama biz pazarda size meydan okuduk’ demek istedik. Demet Akalın bizi hikayesinde paylaştı, kendisine teşekkür ederiz. 3 yıldır bu videoları çektiğimiz için zaten gittiğimiz pazarlarda fazlasıyla tanınıyoruz. Ama bu videoyla bize iyi yorumlar geldi mi; çok fazla iyi yorumlar geldi. İkisi de sevilen, sayılan sanatçılar, sanatlarını çok güzel icra ediyorlar. Kendilerini pazara bekleriz, gelsinler burada da biz video çekelim" ifadelerini kullandı. "Eşine benzettiler, tatlı bir tesadüf oldu" Doğru, Okan Kurt ile benzerliğine yönelik yorumlar aldığını söyleyerek, "Bu konuda aşırı derecede mesaj aldık, Okan Kurt’a benzetmişler bizi bu da tatlı bir tesadüf. Demet Akalın’ın şarkısını çektik aşırı derecede tuttu, bir de kendisinin eşine benzettiler, kendilerinizde saygılarımızı sunuyoruz" dedi. "Bir araya gelmeyi çok isterdik, 4’lü olsa çok daha iyi olur diye düşünüyorum" Şarkıya çektikleri videonun gördüğü ilgiden memnun olduğunu ve Özgür Doğru ile çok iyi anlaştıklarını söyleyen Nihat Aygün, "Pazar dışında da her konuda birbirimize destek oluyoruz. Şarkıyı ilk duyduğumuzda gerçekten hoşumuza gitti, trend olacağını tahmin ettik, buna bir video yapalım dedik, yaptık, iyi de oldu. Videoya çok iyi izlenme geldi, çok izleneceğini tahmin ediyorduk ama bayağı iyi oldu. Çok iyi yorumlar geliyor, aslında böyle devam etmemizi istiyorlar. Yayılmasını bekliyorduk çünkü şarkı çok iyi, Demet Akalın ve Sefo sevilen sanatçılar olduğu için. İnsanların artık bizden beklentisi var, biz de ona göre iyi videolar yapacağız. Demet Akalın ve Sefo ile bir araya gelmeyi çok isterdik, onları pazara bekliyoruz. Pazara gelip video çekmek çok ayrı bir güzellik katar bence o yüzden onları pazara davet ediyoruz, gelsinler, güzel bir video çekelim. 4’lü olsa çok daha iyi olur diye düşünüyorum. Müşteriler de bize alıştı" diye konuştu. "Özellikle onlar için buraya gelenler var" Müşterilerden Sevim Günaydın, "Gerçekten mükemmeller, sabahları onların sesiyle uyanıyoruz, onlar olmazsa olmazımız oldu artık Özgür ya da arkadaşlarından biri gelmediği zaman gözümüz arıyor. İnsana enerji veriyorlar, kıpır kıpır. Video herkes tarafından çok beğeniliyor. Bayağı bir takipçileri de oldu, en kötü günümde neşelendiriyorlar. Videonun etkisi fazlasıyla oldu, özellikle onlar için buraya gelenler var" diye konuştu. "Defalarca izledim, hangi pazar diye baktım, bizim pazarmış" Esnafın çektiği videoyu açarak yanlarına gelen ve çok beğendiğini söyleyen bir başka müşteri Banu Fırat, "Videoyu açarak geldim, bir baktım gözler düzgünmüş. Defalarca izledim, yorumlarına bakayım dedim, hangi pazar diye bizim pazarmış. Bu cuma günü muhakkak uğrayacağım dedim. Uğradım, memnun da oldum, eğleniyoruz. Demet Akalın paylaşmış galiba" şeklinde konuştu.