SAĞLIK - 27 Ocak 2015 Salı 11:35

Sıcak çay kanser yapıyor

A
A
A
Sıcak çay kanser yapıyor

Prof. Dr. Atilla Eroğlu, yemek borusu kanserinin nedenlerini mercek altına aldı. Türkiye’de ilk kez yapılan uluslararası çaptaki araştırmasında sıcak içilen çay, küflü peynir ve tandır dumanının yemek borusu kanserine yol açtığını ortaya koydu.

Yemek borusu kanseri (Özofagus), dünyada ‘İpek Yolu’ güzergahındaki ülkelerde, Türkiye’de de en çok Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülüyor. Genel sindirim sistemi kanserleri içinde yemek borusu kanseri oranı yüzde 5-6 iken Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu oran yüzde 20’leri buluyor.

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Eroğlu da bu kanser türüyle ilgili olarak Türkiye’de ilk kez uluslararası çapta bir araştırmaya imza attı. Yemek borusu kanserinin bu kadar sık görülmesinin nedeni olarak beslenme alışkanlığını gösteren Prof. Dr. Eroğlu, Doğu’da son 25 yılda 42 bin 652 endoskopi yapıldığını, yüzde 3,4 oranında yani bin 462 kişinin yemek borusu kanserine yakalandığını belirledi.

508’İ AMELİYAT EDİLDİ
Çarpıcı sonuçlar elde ettiği araştırmasında bu hastalardan 508’inin ameliyat edildiğini tespit eden Prof. Dr. Eroğlu, 50 - 70 yaş arasındaki kanserli hastaların 720’sinin kadın (yüzde 49), 742’sinin erkek (yüzde 51) olduğunu kaydetti. 2000 yılından önce erkeklerin yüzde 58’inde, kadınların ise yüzde 42’sinde kanser görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Eroğlu, son 15 yılda kadın hasta sayısının arttığını vurguladı.

SICAK ÇAY İÇMEYİN
Sıcak çay tüketiminin yemek borusu kanserine yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Atilla Eroğlu, “Kadınlar çok çay içiyor, bundan dolayı oranlar yükseliyor. Demlikten boşaltır boşaltmaz hemen içiyorlar. Ayrıca taze sebze, meyvenin yetersiz tüketilmesi, tandır dumanına maruz kalmaları kadın oranlarının yükselmesine sebep oluyor” dedi.

KÜFLÜ PEYNİRDEN DE UZAK DURUN
Yemek borusu kanserine yol açan bir diğer sebebin de küflü peynir olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eroğlu, halk arasında ‘antibiyotik’ etkisi olduğuna inanılan peynirin, karsinojen mikotoksin üreten mantarları bünyesinde barındırdığı ve yemek borusuna yerleştiğini ifade etti. Kadın sayısındaki artışın kendilerini daha farklı araştırmalara yönelttiğini söyleyen Prof. Dr. Atilla Eroğlu, ”Köylerde ekmek yapımında kullanılan tandırlardan çıkan dumana maruz kalmaları, taze sebze ve meyve ile zeytinyağı tüketmemeleri ve erkeklere oranla daha çok sıcak çay içmeleri kadınların yemek borusu kanserine daha çok yakalanmasına neden oluyor. Ayrıca şunu da söylemeliyim ki; sosyo-ekonomik durumumuzun iyileşmesine rağmen 25 yıldır kanser sayısında artış devam ediyor. Dünya, sosyo - ekonomik durumu kötü insanlarda bu kanserin daha yüksek olduğunu iddia ediyor ama öyle değil.

8 KAT KANSER RİSKİ VAR
İran’da sıcak çay içilmesiyle ilgili yapılan bir çalışmadan da söz eden Prof. Dr. Eroğlu, sıcak çayın 4 dakika beklemişi ile hiç beklenmeden hemen içilmesinin kanser riskini 8 kat artırdığını söyledi. Aslında çayın rahatlatıcı ve yararlı bir içecek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eroğlu, çayın ılıtılıp içilmesini tavsiye etti. Eroğlu ayrıca yemek borusu kanserlerinin obezite ya da mide ülserine sebep olan mikropla meydana geldiğini ya da yemek borusunun kendinden kaynaklanan tipiyle oluştuğunu belirterek, obeziteyle ilgili olan kanser tipinin Avrupa ve Amerika’da müthiş derecede arttığını dile getirdi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana İşçiler bayrama tamirhanede girdi Adana’nın Kozan ilçesinde oto tamir atölyelerindeki ustalar 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde de yoğun mesailerini sürdürürken, artık geleceğin işçi ve ustalarının yetişmediğini kaydetti. Kozan’da oto tamir sanayi sitesindeki esnaf Adana sıcağında zorlu mesleklerini sürdürürken, 1 Mayıs işçi bayramında da mesai başındaydı. Ustalar memurdan daha fazla kazanmalarına rağmen artık çalıştıracak işçi bulamadıklarını ifade ederek, ileride belki de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde işçi bayramını kutlayacak işçi bulunamayacağını söyledi. "İşçi bayramı ama işçi yok" Usta Himmet Karakurt, “22 senedir sanayide çalışıyorum. Bugün bayram ama sanayide bayram yapamıyoruz. Yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Eskiden pek kazancı yoktu ama 2015 yılından bu yana kazancı güzel bir meslek. Memur olmaktansa tamirci olmanın getirisi daha iyi. Eleman bulamıyoruz. İşçi bayramı ama işçi yok. İşi öğreteceğim, dükkanı açacak eleman yok. Çıraklık okulu bizim bölgemizde pek etkili ancak bize pek yaramadı. Ama diğer mesleklere yaradı. Adana sıcağında çalışmak ateşle oynamak gibi bir şey bizim için. Sabah ve akşam üstü sıcakta yoğun çalışıyoruz. Öğlen sıcakta daha esnek çalışıyoruz” diye konuştu. Oto elektrik ustası Yasin Sarıkaya da yoğun bir mesai yaptıklarını ifade ederek, “Çok sıcak bir havada çalışıyoruz. Eleman sıkıntısı da var. Son bayramlar. İşçi yok, çıraklık okulu olmasa işçi hiç yok. Maaş olmasa o da yok. Gençler çalışmadan, oturalım para kazanalım istiyor. Zor bir sektör ama getirisi yüksek” diye konuştu.
Ankara Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates takip etti” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimleri ile aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 284,3 ile kuru incirde görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 229,9 ile limon, yüzde 227,4 ile karnabahar, yüzde 176,6 ile kuru üzüm, yüzde 169,5 ile patates takip etti. Kuru incir 3,8 kat, limon ve karnabahar 3,3 kat, kuru üzüm 2,8 kat, patates 2,7 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 441 lira 99 kuruşa, 7 lira 50 kuruş olan limon markette 24 lira 74 kuruşa, 10 lira 88 kuruş olan karnabahar 35 lira 61 kuruşa, 60 lira olan kuru üzüm 165 lira 99 kuruşa ve 10 lira olan patates 26 lira 95 kuruşa satıldı.” “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu” Nisan ayında markette 39 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 17’sinde ise fiyat azalışı görüldüğünü ifade eden Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates, yüzde 47,9 ile limon, yüzde 23,2 ile tavuk eti ve yüzde 22,9 ile karnabahar takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 51 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 50,7 ile sivri biber, yüzde 31,4 ile salatalık, yüzde 19,5 ile yumurta ve yüzde 14,5 ile kabak izledi” ifadelerini kullandı. “Üreticide en çok fiyat düşüşü patlıcanda görüldü” Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’inde fiyat artışı, 14 üründe fiyat düşüşü olduğunu söyleyen Bayraktar, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 60,4 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 58,6 ile sivri biber, yüzde 35,6 ile salatalık, yüzde 34,1 ile karnabahar, yüzde 25,8 ile yumurta ve yüzde 12,5 ile kabak izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 114,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 68,1 ile yeşil soğan, yüzde 20,1 ile maydanoz, yüzde 13,8 ile dana eti ve yüzde 7,2 ile kuzu eti izledi” açıklamasında bulundu. Üreticide yaşanan fiyat değişimlerine de değinen Bayraktar, “Limonda sezonun sonuna gelindiği için fiyatlar yükseldi. Arzdaki azalışa bağlı olarak yeşil soğan ve maydanozda fiyatlar arttı. Mevsim sonu itibarıyla havuca olan talebin azalmasıyla fiyat düştü. Yumurta sektöründeki dönemsel arz fazlası ile ihracatta yaşanan sıkıntılar birleşince yumurta fiyatları geriledi” şeklinde konuştu. Sera ürünlerinde ise fiyatların düştüğünü aktaran Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Genel Müdürlüğü verilerine göre şubat ayı son 53 yılın en sıcak ikinci şubat ayı, mart ayı ise son 53 yılın en sıcak dokuzuncu mart ayı oldu. Nisan ayında da sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olduğu, 30 dereceleri aştığı görüldü. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen aşırı sıcaklıklar serada yetiştirilen sebzelerde erken olgunlaşmayı sağladı, verimi artırdı. Olgunlaşmanın hızlanması ile birlikte hasat edilen ürün miktarındaki artış, diğer taraftan ihracata giden ürün talebinde azalma ile patlıcan, sivribiber, salatalık ve kabakta fiyatlar düştü.” Bayraktar, nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere ilişkin ise şöyle konuştu: “Ziraat odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre nisan ayında mart ayına göre 20.20.0 gübresi yüzde 1,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,7 ve DAP gübresi yüzde 1,6 oranında artış gösterdi. Buna karşın ÜRE gübresi yüzde 2,6, amonyum nitrat gübresi ise yüzde 2,2 oranında düştü. Geçen yılın nisan ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 40,2, ÜRE gübresi yüzde 38,7, DAP gübresi yüzde 31,2, amonyum nitrat gübresi yüzde 29,5 ve 20.20.0 gübresi yüzde 26,5 oranında arttı. Nisan ayında mart ayına göre süt yemi yüzde 3, besi yemi yüzde 2,7, son bir yılda süt yemi yüzde 49, besi yemi yüzde 47 oranında arttı.” Bayraktar, tarım ilacı fiyatlarında ise yüzde 56,6 oranında artış yaşandığını kaydetti.