SAĞLIK - 03 Şubat 2013 Pazar 11:41

Sıkıntıların asıl kaynağı stres ve depresyon

A
A
A
Sıkıntıların asıl kaynağı stres ve depresyon

Bitlis Devlet Hastanesi’nde görevli Psikolog Veysel Atay, kendilerine başvuran insanların sıkıntılarının çoğunluğunun stres ve depresyondan kaynaklandığını ifade etti.

VAHİT OLCAY/BİTLİS

İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Psikolog Veysel Atay, stres ve depresyonun yanı sıra büyük şehirlerdeki trafik sorununun da insanlara olumsuz yansıdığını söyledi. Ekonomik sıkıntıların evli çiftlerde boşanmaya kadar gidebildiğini ifade eden Psikolog Atay, kendilerine gelen çiftlere bu anlamda neler yapılması konusunda terapiler uyguladıklarını kaydetti.

Atay, "Psikologa geliş dönemlerine bakmış olursak en önemli sıkıntılar stres ve depresyon gibi sıkıntılardır. Model çağımızın genel sıkıntılarını söylemiş olursak; bunların başında stresle başa çıkma ve geçim sıkıntısıdır. Özellikle stresi oluşturan olaylardan birisi de trafiktir. Ülkemizin daha çok gelişmişlik düzeyi arttıkça buna bağlı olarak modern dünyanın stres ve stresle başa çıkma problemleri artmaktadır. Genel olarak geçim sıkıntısı, iş stresi ve trafik stresi artarak devam etmektedir. Bu nedenle de insanlar kendi başına problemleriyle baş edemedikleri zaman gerek psikologa gerekse diğer uzmanlara başvurarak yardım almaya çalışıyorlar.

Bu yardım düzeylerinde de ilk başlarda psikologa gitmek biraz sıkıntılı bir durumken, ilerleyen zamanlarda artık hem Türkiye genelinde olsun hem de kapalı toplum genelinde olsun hasta artık tabularını yıkıyor. Artık bizler stresle yaşayıp, nasıl ki bir insanın vücudunda çeşitli yerlerinin ağrıması gibi ve insanların ruhsal problemleri yaşayacağı gibi bu hastalıkla hayatımızın bir köşesinde olacağı gibi, insanlar artık bir noktada kabul etmektedirler. Bundan dolayı uzmanlardan yardım alma sayısı artmaktadır. Ayrıca psikiyatriye gidip ilaç tedavisi bile almaktadırlar" diye konuştu.

"KÜÇÜK YERLERDE OLAN İNSANLAR BİRBİRLERİNİ TANIDIKLARINDAN DOLAYI PSİKOLOGA GİTMEKTEN ÇEKİNEBİLİYOR"
Psikolog Veysel Atay, kapalı toplumlarda insanların psikologa gitmelerinin yıkılmaz bir tabu olarak kaldığını anlatarak, "Türkiye geneline bakarsak ve özele indiğimiz zaman Bitlis'te ve doğu kesimlerinde bazı şeyler tabu olarak kalmaktadır. Kapalı toplumlarda sosyal baskı biraz daha kendini göstermektedir. Küçük yerlerde olan insanlar birbirlerini tanıdıklarından dolayı çekinebiliyorlar. Tabi eskiye oranla bu sayı azalmıştır. Artık insanlar dertlerini birileriyle paylaşma gereği duyuyorlar. Kapalı toplumların en çok sıkıntı çektikleri bir diğer konu ise geçim sıkıntısıdır. Türk insanının stresle baş etme yöntemleri dini inançlara dayanıyor. Böyle olunca stresle baş etmekte farklılık oluşturabiliyorlar. Hayatın çeşitliliği arttıkça stres de buna bağlı olarak artıyor" dedi.

"GEÇİM SIKINTISI ÇİFTLERİ BOŞANMAYA KADAR GÖTÜRÜYOR"
Geçim sıkıntısının özellikle çiftler arasında belirgin bir şekilde baş gösterebildiğini dile getiren Atay, "Bu durumu boşanmanın sebepleri olarak da görebiliriz. Geçinmenin en önemli nedenlerinden bir tanesi ekonomik sıkıntıdır. Bundan dolayı bazı problemler yaşamaları ve bu problemlere bağlı olarak da artık birbirleriyle geçinemez duruma gelmeleri demektir. Psikologa başvuranlara bazı şeyler önerilebiliyor. Psikologa başvurmayanlar ise genellikle boşanmaya kadar gidebiliyorlar" şeklinde konuştu.
Veysel Atay, stresin insan hayatındaki etkisine vurgu yaparak, "Sokakta bile beni tanıyanlar stresli olduklarını, ne yapmaları gerektiğini soruyorlar. Bırakın insanların kliniğe gelmesini, gittiğimiz bazı ortamlarda bile bana sorular yöneltebiliyorlar. Bu da demek oluyor ki özellikle stres, insan hayatında önemli bir yeri kaplıyor. İlk başlarda günlük bir iki danışan gelirken, daha çok bizim burada devlet hastanesi olması sebebiyle rapor almaya gelenler çok oluyor. Ama şimdiki oranlarda ise randevularda yığılma aşamasına geliyor. İnsanlar bizlere gelmeyi bir utanç olarak görmüyorlar, aksi takdirde dertlerini bizimle paylaşıp çözüm aramaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

Bazı insanların ise, hiçbir şeyleri olmadığı halde hemen hemen bütün doktorlara gittiklerine dikkat çeken Atay, şunları söyledi:
"Hastalık hastalığı diye tabir ettiğimiz panik atak hastalarımız da var. Bazen insanlar kalp çarpıntısı olduğu için kardiyolojiye gidiyor veya buna benzer hastalıklarla da karşılaşabiliyoruz. Bize gelen hastalarda özellikle anksiyete diye tabir ettiğimiz hastalar da oluyor. Kliniğimize geldikleri zaman bir poşet dolusu film ve tahlil sonuçlarıyla geliyorlar. Hastalar bize her doktora gittiklerini ama bir şeylerinin olmadıklarını söylüyorlar. Hasta vücudunda ağrı hissediyor ama tahlillerinde bir şey çıkmıyor. Demek oluyor ki o insanın ruhsal olarak sıkıntıları vardır. Yani psikoloji fizikselliği etkilediğinden dolayı bu tür sıkıntılar çıkıyor. Ama ilk başlarda duygu durum bozukluğundan sonra fiziksel rahatsızlıklar olduğu için birçok doktora gidiyor en son da bize yöneltiliyor. Belli bir dönem bizde tedavi gördükten sonra iyileşebiliyor. Hastalık hastası ne kadar doktora giderse gitsin psikoloji sorununa çare bulamazsa sıkıntıları geçmez. Ancak çoğu kişi de bunu kabul etmiyor."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Bilim Merkezi’nden sağlık alanına akademik destek Kayseri Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde faaliyetlerini sürdüren Kayseri Bilim Merkezi; sağlık alanında eğitim gören ve çalışan bireylere yönelik önemli bir akademik programa ev sahipliği yaptı. ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ başlığıyla düzenlenen program, katılımcılara bilimsel araştırma süreçleri ve akademik yazım konusunda kapsamlı yetkinlikler kazandırmayı amaçladı. 20-21 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenen eğitim, sağlık alanında lisans ve lisansüstü eğitim alan öğrencilerin yanı sıra, sahada görev yapan profesyonellere yönelik olarak planlandı. İki gün süren program kapsamında, bilimsel düşünme sistematiği, araştırma etiği, literatür tarama yöntemleri, hipotez oluşturma ve proje tasarımı gibi temel başlıklar ele alındı. Bunun yanı sıra akademik metin yazımı, etkili sunum teknikleri ve bilimsel makale değerlendirme konularında uygulamalı atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Katılımcıların hem teorik bilgi hem de pratik beceri kazanmasını hedefleyen eğitim, sağlık alanındaki bilimsel çalışmaların niteliğini arttırmayı ve araştırmacıların akademik süreçlerde daha yetkin hale gelmesini amaçladı. Program sonunda katılımcıların, bilimsel araştırma planlama ve akademik yazım konularında güçlü bir altyapıya sahip olmaları hedeflendi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın bilim ve eğitime verdiği önem doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Kayseri Bilim Merkezi, ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ ile akademik gelişimi desteklemeye ve bilimsel üretime katkı sunmaya devam etti.
İzmir Göztepe, ilk devrenin en az gol yiyen takımı oldu Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk devresinde oynadığı 17 maçta kalesinde yalnızca 9 gol görerek ligin en az gol yiyen takımı oldu. Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında sergilediği savunma performansıyla dikkat çekti. İzmir temsilcisi, 17 haftalık periyotta elde ettiği 9 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyetle 32 puan topladı ve ilk devreyi 4. sırada tamamladı. Avrupa potasında yer alarak hedeflerine ulaşan sarı-kırmızılı ekip, güçlü savunmasıyla ligin zirvesinde yer alıyor. Stanimir Stoilov yönetimindeki Göztepe, ligin ilk devresinde kalesinde yalnızca 9 gol görerek Süper Lig’in ilk 17 haftalık bölümünde en az gol yiyen takımı oldu. Bu alanda Göztepe’yi, 12 golle lider Galatasaray takip etti. Kalesini en fazla maçta gole kapatan takım Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında savunma performansıyla öne çıkan Göztepe, 17 maçın 11’inde gol yemeyerek bu alanda da ligin zirvesinde yer aldı. Rakiplerine adeta gol şansı vermeyen İzmir temsilcisi; Çaykur Rizespor, Karagümrük, Beşiktaş, Başakşehir, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Gaziantep FK ve Samsunspor maçlarını hem kazanıp hem de gol yemeden tamamladı. Sarı-kırmızılılar, galip gelemediği Fenerbahçe, Eyüpspor ve Kocaelispor karşılaşmalarında da kalesini gole kapatmayı başardı. Göztepe’nin bu sezon vazgeçilmezleri arasında yer alan Polonyalı kaleci Mateusz Lis, ortaya koyduğu performansla ön plana çıktı. 28 yaşındaki file bekçisi, 17 maçın tamamında 90 dakika sahada kalarak sarı-kırmızılıların ligin ilk yarısındaki başarısında önemli pay sahibi oldu. Savunmada 6 farklı oyuncu oynadı Trendyol Süper Lig’de sezon boyunca üçlü stoper hattıyla mücadele eden Göztepe, karşılaşmalarının büyük bölümüne bu sistemle çıktı. Sarı-kırmızılı ekip, stoper mevkisinde 6 farklı isme görev verirken; Heliton, Bokele, Godoi, Taha, Furkan Bayır ve Miroshi forma giydi. Bu isimler arasında Heliton, Bokele ve Taha en fazla süre alan oyuncular olurken, joker olarak kullanılan Miroshi ise önemli dakikalar almasına rağmen ağırlıklı olarak orta sahada görev yaptı. Godoi, zaman zaman ilk 11’de yer almasına karşın yaşadığı sakatlıklar nedeniyle forma şansı bulmakta zorlandı. Furkan Bayır ise rotasyonun önemli parçalarından biri oldu.
Ankara Ticaret Bakanlığı duyurdu: Havayolu Gümrük Beyanı Sistemi dijitalleşiyor Ticaret Bakanlığı, havayolu taşımacılığında gümrük işlemlerinin tamamen dijital ortama taşınmasını öngören Havayolu Gümrük Beyan Sistemi’nin hukuki ve operasyonel çerçevesinin genelgeyle belirlendiğini duyurdu. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, havayolu taşımacılığına ilişkin gümrük süreçlerinde kamu ve özel sektör paydaşları arasında etkin, güvenli ve kesintisiz elektronik bilgi alışverişinin sağlanmasının hedeflendiği belirtildi. Bu kapsamda, Havayolu İşlemlerinin Dijitalleştirilmesi Projesi çerçevesinde hazırlanan ve sistemin hukuki altyapısını oluşturan 2025/13 sayılı Genelge’nin, 2 Mart 2026 tarihinde yürürlüğe gireceği duyurularak yazlı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Halihazırda Esenboğa, Sabiha Gökçen, Antalya ve Adnan Menderes Havalimanlarında pilot olarak uygulanmakta olan Havayolu Gümrük Beyan Sistemi, Genelgenin yürürlüğe girmesiyle birlikte tüm uluslararası havalimanlarında yaygınlaştırılacaktır. Böylece havayolu taşımacılığına ilişkin gümrük beyan süreçlerinde ülke genelinde uygulama birliği sağlanacaktır. Sistem sayesinde; Havayolu Beyan Formu ve eki belgelerin kağıtsız ortamda gümrük idaresine sunulması, manuel işlem yükünün azaltılması, veri güvenliğinin güçlendirilmesi, veri temelli karar alma mekanizmalarının etkinleştirilmesi sağlanmakta; idari açıdan ise risk analizi, izleme ve denetim kapasitesi önemli ölçüde artırılmaktadır. Bu çerçevede taşıyıcılar ve ilgili tüm paydaşlar için öngörülebilir, hızlı ve kolay bir gümrük süreci tesis edilmektedir. Havayolu İşlemlerinin Dijitalleştirilmesi Projesinin ilerleyen aşamalarında; havayolu taşımacılığında kargo hareketlerine yönelik gümrük süreçlerinin de dijitalleştirilmesi, kamu ve özel sektör paydaşlarının tek bir entegre platformda buluşturulması hedeflenmektedir. Bu bütüncül yapı sayesinde dış ticaret lojistiğinde etkinlik, hız ve koordinasyonun artırılması, ülkemizin ihracat odaklı büyüme hedeflerine güçlü katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Ticaret Bakanlığı olarak; gümrük süreçlerinde dijital dönüşümü esas alan, uluslararası ticaretin ihtiyaçlarına hızlı ve güvenli çözümler üreten uygulamaları hayata geçirmeye kararlılıkla devam edeceğiz."