SAĞLIK - 10 Ekim 2018 Çarşamba 10:14

Sivilce bulunan bölgeye yoğurt ve diş macunu sürmeyin

A
A
A
Sivilce bulunan bölgeye yoğurt ve diş macunu sürmeyin

Halk arasında sivilce olarak bilinen ve tedavi edilmediğinde kalıcı izlere neden olabilen akne, ergenlik döneminden 40’lı yaşlara kadar her insanda görülebiliyor.

Sivilce, kozmetik bir sorun oluşturmasının yanı sıra kişinin sosyal yaşamını da olumsuz yönde etkiliyor ve hastayı sosyal yaşamdan soyutlayabiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Mehmet Alataş, sivilce oluşumu ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Genetik ve çevresel faktörler akne oluşumunda etkili 

Akne, yağ bezlerinin deriye açılan kanalın tıkanmasıyla oluşmaktadır. Hormona duyarlı kıl ve kıl dibindeki yağ bezlerinin iltihabi reaksiyonudur. Bulaşıcı değildir ve ağırlıklı olarak; yüz, sırt, omuz, göğüs, saçlı deri veya ensede ortaya çıkmaktadır. Aknenin oluşumunda genetik faktörlerin yanı sıra hormonal düzensizlikler ve kozmetik açıdan kullanılan kapatıcılar da etkilidir. Özellikle akneli bir ciltte kapatıcı kullanımı uygun değildir. Bu nedenle doktor kontrolünde, akne tedavisine uygun ve ciltte siyah noktalara yol açmayacak ürünlerin tercih edilmesi gerekir. Bunun yanında, burun ve elmacık kemikleri üzerindeki ‘gözenek’ olarak ifade edilen folikül ağızları akne değildir. 

İlaç kullanımı ve tedavi uzman doktor kontrolünde olmalı 

Aknenin tedavisi uzun bir süreci kapsamaktadır. Halk arasında ‘dudak kurutan ilaç’ olarak bilinen ve akne tedavisinin en ileri düzeyi olan izotretinoin tedavisi 6-9 ay sürmektedir. Bu süre göz önüne alındığında, akne tedavisine başlayan hastalarda kremlerin 2-3 aylık bir süre sonunda sadece ilaç etkinliği değerlendirilir. Tedavi sürecinde olası yan etkilerin değerlendirilmesi ve gerektiğinde ilaç değişikliği için hastalar en az 1-2 aylık periyotlarla gözlemlenmelidir. Akne için dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir konu ise 1-6 yaş aralığı ile ileri yaşlarda akne şikayeti olan hastaların olası ciddi hormonal bozukluklar açısından, dermatoloji ve endokrin uzmanları tarafından muayene edilmesi önemlidir. 

Akne izlerinden korunmak için 

1. Akne tedavisi kişiye özel planlanmalıdır. Tedavi; kişinin yaşı, cinsiyeti ve aknenin yerine göre belirlenmelidir. Bir başka kişinin sivilce ilacı kullanılmamalıdır.
2. Sivilceleri sıkmak son derece yanlıştır. Özellikle yüz bakımı ve siyah nokta temizliğinin bir uzman tarafından yapılması gerekir. Kendi kendine yapılan uygulamalar yüzde lekeye ve enfeksiyona neden olabilir.
3. Sivilce bulunan bölgeye yoğurt, diş macunu, sabun köpüğü sürmek yanlıştır. Bunlar cildi kurutup tahrişe yol açacaktır.
4. Günde bir iki defa uygun bir temizleyiciyle sivilceli alanları yıkayarak gözenekleri açık tutmak önemlidir. Vücudu tahriş edecek kese ve lif gibi ürünler kullanılmamadır.
5. Güneş, akne lezyonlarının iyileşmesine yardımcı olabilir. Ancak güneş sivilce lekelerinde koyulaşmaya neden olacağından önerilmemektedir.
6. Kozmetik ürünler ve makyaj malzemeleri, içeriği kontrol edilerek satın alınmalıdır. Akneli ciltlere zarar veren ürünler kullanılmamalı ve su bazlı ürünler tercih edilmelidir.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Uzmanından duruş bozukluğunu önlemek için 8 kural Günümüzde iyi bir duruşa sahip olmanın kolay olmadığını ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Doç. Dr. Ömer Bozduman, “Duruş bozukluğu geliştiği zaman sırt ağrısı, omurga rahatsızlıkları, kamburluk, eklem sorunları gibi durumlar ortaya çıkar. Bu şikayetlerin göz ardı edilmemesi, duruş bozukluğunun kifoz, skolyoz gibi daha büyük hastalıklara yol açmadan tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır” dedi. Duruş yani postür, ayakta dururken veya otururken vücudun aldığı pozisyondur. Omurga, baş, omuzlar ve kalçaların hizalanması duruşu oluşturur. Kusursuz bir vücut olmadığı gibi, mükemmel bir duruş da yoktur. Duruş bozukluğu yerçekiminin vücut üzerindeki günlük etkileriyle ortaya çıkabilir. Aynı zamanda bir yaralanma, hastalık veya genetik nedenlerden dolayı da gelişebilir. Bunlar ekseriyetle kontrol edilemeyen sorunlardır. Duruş bozukluğu geliştiği zaman sırt ağrısı, omurga rahatsızlıkları, kamburluk, eklem sorunları gibi durumlar ortaya çıkar. Bu şikayetlerin göz ardı edilmemesi, duruş bozukluğunun kifoz, skolyoz gibi daha büyük hastalıklara yol açmadan tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır. Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ömer Bozduman duruş bozukluğu hakkında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. “Doğru postür kas ve kemiklerin dengede olmasıdır” İyi duruşun kas gruplarının, eklemlerin ve bağların üzerlerindeki stresi azaltan, vücudu esnek tutan, yorgunluğun gelişmesini önleyen ve dengeyi korumaya yardımcı olacak şekilde hizalanan nötr bir omurga anlamına geldiğini ifade eden Doç. Dr. Ömer Bozduman, “En uygun veya etkili duruş türü omurganın, başın ve uzuvların aynı hizada olmasıdır. “Dik durmak” deyimiyle kastedilen budur. Fiziksel olarak doğru omurga hizalaması, kasların ve kemiklerin dengede olmasıdır. Doğru duruş vücudu kas veya eklemlerde dejenerasyona neden olabilecek yaralanmalara veya streslere karşı korur. Yer çekimi kuvvetine karşı dik durmayı sağlayarak vücudun daha verimli çalışmasına yardımcı olur” dedi. Çağın hastalığı ’postür bozukluğu’ Günümüzde iyi bir duruşa sahip olmanın kolay olmadığını ifade eden Doç. Dr. Ömer Bozduman, “Dijital dünyanın gelişmesi, masa başı işlerin ve günlük stresin artması ile duruş bozukluğu sıkça görülmektedir. Duruş/postür bozukluğu kişinin görünümünü, özgüvenini ve günlük yaşam kalitesini son derece etkileyen bir durumdur. Ayrıca omurganın yanlış hizalanmasından kaynaklanan sırt ağrısı, omurga fonksiyon bozukluğu, eklem dejenerasyonu postür bozukluğunda sıkça karşılaşılan şikayetlerdir. Ayrıca nefes almada güçlük, baş ağrısı, denge bozukluğu da duruş bozukluğundan kaynaklanabilir. Duruş yani postür bozukluğu fark edildiğinde, duruşu iyileştirmeye yönelik düzenli egzersiz ve esneme yapmak, ergonomik mobilyalar kullanmak ve vücudun verdiği sinyallere dikkat etmek önemlidir” ifadelerine yer verdi. Doç. Dr. Ömer Bozduman, duruş bozukluğundan kaynaklanan rahatsızlıkları şöyle açıkladı: “Kifoz (kamburluk), hiper lordoz (içe eğilmesi), boyun düzleşmesi, skolyoz, ileri kafa duruşu. Duruşu düzeltmenin ilk adımı; ayakta durmayı, oturmayı veya uzanmayı etkileyen günlük alışkanlıkların farkına varmaktır. Başka bir üslupla, günlük yaşamda ne yapıldığı gözden geçirilmeli ve sorunun hangi durumlardan kaynaklandığı tespit edilmelidir. Bazen şikayetlerin giderilmesi çok basit önlemlerle olabilir.” Doç. Dr. Ömer Bozduman duruş bozukluğunu önlemek için ise şu uyarılarda bulundu: “Masa başı çalışıyorsanız bilgisayarınızı göz hizanıza taşıyan aparatlar kullanın. Sandalyenizi ve oturma şeklinizi değiştirin. Cep telefonunuza bakarken, başınızı eğmek yerine telefonu gözünüzün hizasına kaldırın. Yatağınızın uygun olup olmadığını kontrol edin, gerekirse omurga sağlığınıza uygun yeni bir yatak alın. Yüksek topuklu ayakkabılar yerine düz ayakkabılar, dolgu topuklu ayakkabılar veya daha destekleyici diğer ayakkabıları tercih edin. Fizik tedavi doktorundan destek alın. Yürürken duruşunuzun doğru olduğundan emin olun, kendinizi kontrol etme mekanizmasını oluşturun. Pilates, yoga gibi postür için faydalı olan sporları yapmayı tercih edin. Gözle görülür şekildeyse bir uzmana başvurun. Duruş bozukluğu rahatsız edici veya gözle görülür derecede ise soruna neyin sebep olduğunu belirlemek için zaman geçmeden ortopedi ve travmatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Osteoporoz veya artrit gibi tedavi edilebilecek altta yatan herhangi bir durum olup olmadığı kontrol edilir. Eğer altta yatan önemli bir rahatsızlık yoksa, uzman doktor düzgün durmaya veya oturmaya yardımcı olacak kas gruplarını güçlendirmek için esneme ve postür egzersizleri önerir. Hatta gerekli durumlarda Doktor kontrolünde duruş bozukluğunun giderilmesi için korse, fizik tedavi aparatları gibi yardımcı ekipmanlardan da faydalanılır.”