GÜNDEM - 10 Kasım 2019 Pazar 05:14

Siyanür, yeşil reçeteyle satılmalı

A
A
A
Siyanür, yeşil reçeteyle satılmalı

Terör saldırılarının ardından suni gübre satışında ve bidonla benzin alımında ciddi tedbirler alındı. Benzer kararların siyanür için alınması kaçınılmaz.

Türkiye’de siyanürle intihar 16. sıralarda yer alıyordu. Son günlerde ise listede yükselişe geçti... Sebebi ise son altı ayda 10 kişinin siyanürden ölmesi. Siyanürün 0,2 gramı, 70 kilogram ağırlındaki bir insanı üç dakikada canından etmek için yeterli. Peki böylesine tehlikeli bir maddeye ulaşmak nasıl bu kadar kolay oluyor. Sizin için araştırdık. İnternette ‘Siyanür satın al’ yazdık ve karşımıza binlerce sonuç çıktı. Sitelerin birçoğu da tıp ve kimya sektöründe faaliyet gösteren şirketlere aitti. Alışveriş sitelerinde “Siyanür içeren katı tuzlar ve solüsyonlar”, “Siyanür içeren atıklar” gibi başlıklarla ilanlar mevcut. Bizde elimize telefonu aldık ve söz konusu firmaları aramaya başladık. Çoğu bir takım prosedürler istedi ama direkt “Ne kadar istiyorsunuz” diye soranlar da oldu. Büyük ihtimal intihar ve cinayet vakalarındaki kişiler de bu soruyu bu kadar rahat soran firmalardan aldı. Daha sonra bu işin uzmanlarıyla gö-rüştük. Genel kanaat; satışların yasa dışı olduğu yönünde. Oysa siyanürü kapsayan bir yönetmelik beş sene önce yürürlüğe girdi. Fakat bu yönetmelik pek engelleyeci olmadı. Buna karşın uzmanlar “Bombalı terör saldırıları sonrası nasıl gübre, benzin satışlarında tedbirler alındıysa siyanür için de yapılmalı” dedi.

BENZİN ÖRNEĞİ
İzmir’de anne ve babasını siyanür içirerek öldüren Mahmut Can Kalkan’ı hatırlatan Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu “Bu olayın ardından siyanür işi sıkı takip edilmeliydi. O hadiseye dikkat edilmiş olsaydı belki de yenileri yaşanmayacaktı. Caydırıcı düzenlemeler elzem. Satılacaksa bile gerekli prosedürlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Benzin almak isteyen bir kişi, arabasının ruhsatını, kimliğini ve gerekçesini beyan etmek durumunda. Benzinden çok daha tehlikeli olan siyanürün piyasadan daha kolay bir şekilde temin ediliyor olması vahim bir durum. Nasıl ki bazı uyuşturucu ilaçlar yeşil reçeteyle veriliyor, bu tür tehlikeli maddelerin satışı da aynı şekilde gerçekleşmeli” ifadelerini kullandı.

“İNTİHARLARI TETİKLİYOR”
Adli Bilimler Enstitüsü Adli Toksikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sultan Mehtap Büyüker de şunları konuştu: Bir denetimsiz satışın olduğu aşikâr. İnternet üzerinden ulaşımın kolay olması vakalarda birinci etken. Siyanür katı olarak da sıvı olarak da satılıyor. İlaç alımındaki sıkı denetim burada da uygulanmalı. Bazı özel ilaçlar için ciddi izinler alınması gerekir. Yeşil, kırmızı ve mor reçetelerle ilaçlar tedarik ediliyor. Siyanürün de mutlaka bir sistem içine girmesi gerekir. Özel sertifikalı olmalı ve ehliyetli kurumlar tarafından yetkili kişilerce satışı yapılmalıdır. İnsanlar birbirinden duyarak etkileniyor. ‘Bakın bu kişi şu maddeyi buradan aldı, sonra intihar etti’ denilerek satın alabiliyor. İntiharın artmasını tetikliyor. Bu bir noktada dur denilmeli.

TOPLU İNTİHARA 'PSİKOLOJİK OTOPSİ'
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Fatih’teki vaka özelinde konunun psikolojik boyutu ele alınmalı. Toplu intiharlarda ‘psikolojik otopsi’ yapılmalı. Toplum olarak bu olaydan çıkarılması gereken dersler de var. Komşuluk ilişkileri, toplumsal değerler ve iletişim güçlendirilmeli. Günümüzde bu bağlar çok zayıfladı. Bu da modernleşmenin bizde oluşturduğu bir hasarın sonucu. Hepimiz durup düşünmeliyiz.

NERELERDE KULLANILIR?
Günümüzde muhtelif siyanür çeşitleri farklı endüstri kollarında kullanılmakta. Bunlardan en önemlisi kimyasal üretim endüstrisi. Bunu plastik üretim sanayileri, naylon, polyamid ve akrilik takip ediyor. Öte yandan Türkiye’de madenî faaliyetlerde altın için her yıl 4 bin 500 ton siyanür kullanılıyor.

ZEHİRLENME NASIL OLUR?
Yüksek miktarda siyanür, kana geri dönüşümsüz bir şekilde bağlanarak kanın dokulara oksijen sağlayamamasına neden olduğundan, kişinin zehirlenmesine yol açar. Kanda oksijen sağlanamadığı için kişi hipoksik şoka uğrar.Oksijen kana taşınamaz ve kişi oksijen havuzunda boğulur.

ÖLÜM DAİRESİ
Antalya’nın Konyaaltı ilçesi Siteler Mahallesi’nde ikamet eden Şimşek ailesinden haber alamayan bir yakını, durumdan şüphelendi. Şahıs, dün 02.00 sularında ailenin oturduğu eve gidip kapılarını çaldı ancak kimse açmadı. Bunun üzerine bu kişi, polis ekiplerini arayıp haber verdi. Bölgeye gelen ekipler, çilingir yardımıyla içeri girdi. Dairenin salonunda baba Selim (36) ile kızı Ceren (9) ve oğlu Ali Çınar’ın (5), banyoda ise anne Sultan Şimşek’in (38) cansız bedenleri bulundu. İçerideki kokudan etkilenen beş polis ve çilingir hastaneye götürüldü. Ardından apartmandaki 35 daire boşaltıldı, sokak trafiğe kapatıldı, Afyonkarahisar’dan kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer (KBRN) ekibi çağrıldı. Bina içinde yapılan ölçümlerde sağlığa zararlı bir bulguya rastlanmayınca tedbirler kaldırıldı. Cenazeler ise otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Öte yandan evde Selim Şimşek’in, yaşadığı sıkıntıları anlattığı bir not bulundu. Konuya dair açıklama yapan Antalya Valiliği “Ekiplerimiz ilk incelemede, olayın intihar olabileceğini değerlendirmiş. İkamette menşei belli olmayan kimyasal madde kokusu tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı. Bina yöneticisi Duygu Kozan “Polislerle ben de içeri girdim. Genzi yakan ağır bir koku vardı. Binadakilerle pek samimi değillerdi ama aile olarak mutluydular” dedi.

Mahmut Özay - Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum DOKAP tarafından desteklenecek projelerin imza töreni gerçekleştirildi Osmancık Cumhuriyet Anadolu Lisesi “Sanat (Z) Projesi”, Osmancık Şehit Mustafa Ayna Anaokulu ise “Geçmişten Geleceğe Kültür Köprüsü Projesi” ile destek almaya hak kazandı. Osmancık İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz tarafından hazırlanan Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (DOKAP) tarafından destek sağlanacak olan iki proje için imza töreni düzenlendi. Projenin protokolleri DOKAP Başkanı Hakan Gültekin, Osmancık Kaymakamı Ayhan Akpay ve Osmancık İlçe Milli Eğitim Müdürü İdris Makineci’nin katılımlarıyla imzalandı. Öğrencilerin akademik gelişiminin yanında sosyal ve kültürel yönden de gelişimlerine katkı sağlayacak olan Sanat (Z) Projesi ile öğrencilerimizi çağın en büyük sorunlarından biri olarak görülen kitle iletişim araçlarının zararlı yönlerinden kurtararak kitaplarla, tiyatro ve manevi değerlerimizle ilgilenmeleri sağlanacak. Toplam yatırım tutarı 284 bin 600 TL olan proje ile ilçedeki ilk yazarlık atölyesi kurulmuş olup, öğrencilerin yazmış olduğu eserler yapılacak olan tiyatro salonunda sahnelenecek. Böylelikle öğrencilerimiz modernleştirilmiş ve teknik olarak donatılmış yazarlık, oyunculuk ve dekor kıyafet hazırlama atölyelerinde üretime katkıda bulunarak kendilerini değerli hissedecekler ve okula aidiyet duyguları artacaktır. Geçmişten Geleceğe Kültür Köprüsü Projemiz ile anaokulu öğrencileri dijital aletlerin donuk ekranlarından kurtarıp geleneksel oyunlara yönlendirecek, birliktelik duygularının gelişmesini sağlayacak “Oyuncak Müzesi ve Masal Evi” yapılacak. Masal Evi içerisinde tiyatro gösterimi ve geleneksel oyunlar sergilenerek çocuklarımıza kültürel aktarım sağlanmış olacaktır. Masal Evi sayesinde öğretmenlerimiz sınıf dışında uygulamalı eğitim yapacak; masal anlatıcılığı, müzede öğrenme, tiyatro, oyun, drama ve müzik gibi birçok faaliyet gerçekleştirilecektir. Ayrıca Masal Evi ve Oyuncak Müzesi; sınıf rehber öğretmenleri tarafından masal ve oyun terapisi, resim analizi, çocukları tanıma ve bilgi toplama amacıyla veri kaynağı olarak kullanmaya imkan sağlayacak olup oyuncak müzesi bölgemizde ilk ve tek olacaktır. Genel hedefleri ile geleneksel oyun ve oyuncaklar kullanılarak kültürel aktarımın sağlanması, çocukların anne babaları ile oyun oynayarak aile içi iletişimin güçlendirilmesi sağlanacak olan projemizin toplam yatırım tutarı 778 bin TL olarak belirlendi.
Ankara Bosna Hersek’te Arnaudiye Camii yeniden ibadete açıldı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla, Bosna Hersek’te rekonstrüksiyon çalışmaları kapsamında aslına uygun olarak yeniden yapılan Arnaudiye Camii’nin açılışı gerçekleştirildi. Bosna Hersek’in Banja Luka şehrinde rekonstrüksiyon çalışmaları kapsamında aslına uygun olarak yeniden yapılan beş asırlık Arnaudiye Camii, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla düzenlenen törenle yeniden ibadete açıldı. Açılışta konuşan Erbaş, İslam’ın, getirdiği bütün ilkelerle insanları barışa, huzura ve kurtuluşa çağıran bir din olduğunu belirterek, “Yüce dinimiz İslam, bütün insanlığın huzur ve refahını istemektedir. Yeryüzünün esenlik yurdu olmasını hedeflemektedir. Bizlere de bu uğurda çalışmayı, gayret göstermeyi emretmektedir” dedi. “Camiler, birliğin, dirliğin, kardeşliğin, paylaşmanın, yardımlaşmanın sembolleridir” Erbaş, İslam’ın inanç ve ahlakının hayata ve topluma açılan kapısının camiler olduğuna dikkati çekerek, “Kabe’nin birer şubesi mesabesindeki camiler, üstün insanlık nizamının öğretildiği, ilim ve ahlak, marifet ve hikmet, edep ve muaşeret derslerinin verildiği ilim merkezleridir. Sevginin, merhametin, huzurun, muhabbetin en güçlü mekanlarıdır. Birliğin, dirliğin, kardeşliğin, paylaşmanın, yardımlaşmanın sembolleridir. Bu sebeple Müslümanlar, asırlar boyu kulluk, gaye, değer ve ahlak ekseninde mimari ve sanatsal özellikleri yüksek muhteşem camilerle adeta yeryüzünü süslemişlerdir” ifadelerini kullandı. “Bu coğrafyada bulunan camiler, Müslümanlara İslami bir kimlik aşılamıştır” Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu coğrafyada bulunan camiler, geçmişten bugüne, her gün minarelerinden yükselen kurtuluş çağrısıyla Müslümanlara İslami bir kimlik, etkin bir şuur ve muhkem bir istikamet aşılamıştır. Kur’an ve sünnetten neşet eden İslami değerlerin hayatla buluşmasında büyük görevler icra etmiş, birlikte yaşama ahlakının asırlarca en önemli sembolleri olmuştur.” “Sadece bir cami değil, insanlığın vicdanı imar edilmiştir” Erbaş, Bosna Hersek’te yaşayan vatandaşların geçmişte inançları ve değerleri uğruna, çok ağır bedeller ödediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “O süreçte nice mabetlerin yerle bir edildiği görüntüler, hala hafızalarımızdadır. Arnaudiye Camii de bunlardan biridir. 7 Mayıs 1993 tarihinde temellerine kadar yıkılan bu camiyi, yıkıldığı günün yıl dönümünde, Bosna Hersek Camiler Günü’nde tekrar ayağa kaldırmak, büyük bir hamd vesilesidir. Arnaudiye Camii’nin yeniden inşa edilmesi, hem dinimizin bize yüklediği camileri imar vazifesinin hem de atalarımıza olan vefanın bir tezahürüdür. Bosna Hersek Ulusal Anıtı ilan edilmiş olan bu caminin tarihi serüveni göz önüne alındığında diyebiliriz ki yapılan bu çalışma ile sadece bir cami değil, kardeşlik, dostluk, beraber yaşama kültürü ve bir anlamda insanlığın vicdanı imar edilmiştir.” Yeniden inşa edilen caminin tarihi anlamı, mimari yapısı ve işleviyle bölgedeki dostluğun, huzurun ve bir arada yaşama kültürünün gelişmesine büyük katkılar sunacağını ifade eden Başkan Erbaş, İslam’ın barış ve rahmet ilkelerinin, Müslümanların bütün insanlığı kuşatan güzel ahlakının en güzel temsilcisi olacağını söyledi. Bakan Ersoy: “Barışın ve hoşgörünün güçlenmesine katkı sağlamasını diliyorum” Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ise 2016’da Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki anlaşmayla caminin ayağa kaldırılması için protokol imzalandığını dile getirerek arşiv taraması ve arkeolojik kazıların yapıldığını aktardı. Caminin yapımının titizlikle tamamlandığını söyleyen Bakan Ersoy, “Cumhurbaşkanımızın (Saraybosna’daki) Başçarşı Camii’nin açılışında ifade ettiği gibi ‘camiler, insanların birliğinin, Müslümanların kardeşliğinin nişanesidir.’ Farklı kültürlerin, inançların bir arada yaşadığı Bosna Hersek’te Arnaudiye Camii’nin barışın ve hoşgörünün güçlenmesine katkı sağlamasını diliyorum” diye konuştu. Açılışa, Bosna Hersek’teki iki entiteden Sırp Cumhuriyeti’nin Başkanı Milorad Dodik, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Sırp Üyesi Zeljka Cvijanovic, Bosna Hersek İslam Birliği Başkanı Hüseyin Efendi Kavazoviç, Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Sadık Babür Girgin ile Bosna Hersekli vatandaşlar katıldı.