SPOR - 12 Mart 2018 Pazartesi 09:34

Son taraftar ve kulüp araştırmasından ilginç sonuçlar çıktı

A
A
A
Son taraftar ve kulüp araştırmasından ilginç sonuçlar çıktı

İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Yıldırım’ın futbol kulüplerinin ve taraftarların krizlere bakış açısını ortaya koymak üzere yapmış olduğu doktora tezinde birbirinden sürpriz sonuçlar çıktı.

Türkiye’de farklı takımı destekleyen 686 taraftarın katıldığı ankete göre, taraftarların yüzde 53’ü kulüplerinde kurumsal bir yönetim olduğuna inanmıyor. Taraftarın yüzde 64’ü ise kulüplerinin iyi yönetilmediğini düşünüyor. Kendisini “fanatik” olarak tanımlayan taraftarlar takımlarını her durumda desteklerken, kendilerini “sporsever” olarak tanımlayanlar ise kulüpten ve taraftardan kaynaklanan kriz durumlarında kulüplerine karşı aidiyet sorunu yaşıyor. Özellikle kulüp yönetimlerine karşı taraftarın ‘güvensiz olduğu’ bulgusu elde edildi.

Futbol tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en çok ilgi gören spor dallarından birisi ve büyük bir endüstri. Futbol ile birlikte anılması gereken en önemli olgu, elbette taraftar olgusu ancak futbolun bu paydaşının kulübüne karşı güveni pek de yok gibi. “Sporda Halkla İlişkiler Kapsamında Futbol Kulüplerinde Kriz Yönetimi” isimli doktora tezine göre, ‘Kulüp itibarı mı yoksa sportif başarı mı?’ diye sorulan soruya taraftarlar, önce “kulüp itibarı” dedi. Araştırmaya katılan taraftarların yüzde 75.3’ü takımının galibiyetinin günlük yaşamını “olumlu” etkilediğini belirtti.

Son taraftar ve kulüp araştırmasından ilginç sonuçlar çıktı

Şikenin siyasi olduğu düşünülüyor

Şike konusunda sorulan sorudan da şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıktı. “Kulüp yönetiminin şikeye karıştığı ispatlansa da kulübüme desteğimi asla bırakmam” sorusuna verilen yanıta göre taraftarların yüzde 67’si kulüplerine desteğini bırakmazken, yüzde 19’u ise kulübüne desteğini çekeceğini belirtti. Bunun yanında taraftarlar, doping gibi herhangi bir olumsuzluk durumunda elde edilen başarıların da iade edilmesini istiyor. Taraftarın bu tutumunda, geçmişte “3 Temmuz” diye anılan olayların da etkisi olduğu görülüyor.

Taraftar Diyalog İstiyor

“Kulüp yönetiminin taraftarla sürekli diyalog kurması önemlidir” diyenlerin oranı ise yüzde 90. Taraftarlar kulübün kendileriyle sürekli iletişimde kalmasını arzuluyor. Taraftarların yüzde 71’i futbolcuların ‘aşırı gece hayatından’ şikayet ediyor. Aynı zamanda futbolcuların karıştığı ‘skandallar’ da taraftarın futbola karşı sevgisini etkiliyor.
“Taraftarların maçlarda neden olduğu küfür, yabancı madde, sahaya inme gibi olaylar kulübüme karşı bağlılığımı etkiler” sorusuna verilen yanıta göre katılımcılar, kulübe karşı bir ‘aidiyet’ sorunu yaşamıyor.

Katılımcıların yüzde 20’ye yakını ise sahaya yabancı madde atılmasından ve küfürden ‘şikayet’ ediyor. Bir başka ilginç sonuçta ise, katılımcıların yüzde 11’i taraftarların neden olduğu kaotik olaylarda futbola karşı sevgisinin azaldığını belirtiyor. Statların son yıllarda boş kalmasının altında ise güçlü bir taraftar iletişiminin ve diyaloğunun olmaması yatıyor.

Kulüpler Alarm Veriyor

Derinlemesine görüşme tekniğiyle Futbol kulüplerine yönelik yapılan niteliksel araştırmanın bulguları da Türk futbolunun ve kulüplerinin geleceği açısından önem taşıyor.

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Kasımpaşa kulüplerinin ‘iletişim departmanlarını’ kapsayan araştırmada kulüplerin, yaşanabilecek ‘krizlere karşı’ ‘hazırlıksız olduğu’ ortaya çıktı. Sosyal sorumluluk, etkinlik yönetimi, taraftar iletişimi, topluluk iletişimi, lider iletişimi, medya ilişkileri gibi temel halkla ilişkiler fonksiyonlarının planlanmadığı ve uzun süreli iletişim faaliyetlerinin olmadığı ortaya çıktı. Kulüp iletişim direktörleriyle yapılan mülakata göre, kulüplerin bir ‘kriz planının da olmadığı’ ortaya çıktı. Doğrudan itibarı etkileyen krizlerde kulüplerin, günlük ve reaktif bir stratejiyle hareket ettiği bulgusu elde edildi. “Taraftarlarla yaşanan herhangi bir krizde almış olduğunuz özel bir aksiyon planı var mı?” sorusundan elde edilen yanıtlar da yine plansız bir iletişime işaret ediyor. Kulüpler; itibar yönetimi, imaj yönetimi ve kurumsal iletişim konusunda da sınıfta kaldı.

Başkan merkezli yönetim anlayışı hakim

Süper lig kulüpleri genel olarak başkan merkezli kapalı bir sistemde yönetiliyor. İletişim departmanlarının durumu ise daha vahim. Medya ilişkileri ve sosyal medya yönetimi merkezli reaktif bir strateji yürütülüyor. Planlı ve programlı hiçbir faaliyet bulunmuyor. Görüşme yapılan kulüplerden birinde iletişim departmanının olmadığı ortaya çıktı. İletişim faaliyetleri, pazarlama departmanı üzerinden yönetiliyor. Elde edilen bulguya göre, “medya ile ne kadar az iletişim kurulursa o kadar iyi” görüşü hakim.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Türkiye şampiyonu güreşçi Kaan Buğra Yüksel ve arkadaşları şehir turu attı Okullar Arası Küçükler Serbest Güreş Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye şampiyonu olan güreşçi 13 yaşındaki Kaan Buğra Yüksel ve madalyalar kazanan arkadaşları Berat Öztürk ile Emirhan Kadir Şehri, döndükleri memleketleri Amasya’nın Taşova ilçesinde araçlarla şehir turu attı. Taşova Belediyesi Spor Kulübü ve Atatürk Ortaokulu güreşçileri Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, Türkiye üçüncüsü Berat Öztürk ve Türkiye beşincisi Emirhan Kadir Şehri, Edirne’deki şampiyona sonrası döndükleri memleketlerinde okul arkadaşlarının alkışları eşliğinde belediye başkanının makam aracına binerek konvoyla şehit turu atıp başarılarını kutladılar. Pikapla halkı selamlayarak belediye binasına geçen güreşçilere altın hediye eden Taşova Belediye Başkanı Ömer Özalp, “Sporcularımızı bu başarılarından dolayı kendileri başta olmak üzere hocalarımı, ailelerini kutluyorum. Evlatlarımızdan inşallah dünya birinciliği bekliyoruz. Sonuna kadar yanlarında olacağız” dedi. 6. sınıf öğrencisi Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, “Birinci olmak çok güzel bir duygu. İnşallah daha da çalışıp, daha büyük dereceler yapmayı düşünüyorum” diye konuştu. Berat Öztürk ve Emirhan Kadir Şehri de daha çok çalışacaklarının sözünü verdiler. Antrenör Abdulkadir Duyum, “Sporcularımın böyle bir başarı elde etmesi bizleri çok mutlu etti. İnşallah daha iyi başarılarla, daha iyi yerlerde bu çocuklarımızı göreceğiz. Bundan sonraki hedefimiz büyük yaş gruplarında sporcularımızı şampiyon olup milli takıma katmak. Sonrasında Avrupa, dünya şampiyonalarına kadar başarı elde etmek ve madalya kazanmak” şeklinde konuştu. Beden Eğitimi Öğretmeni Okan Aydın ile Taşova Gençlik Merkezi Müdürü Sercan Şenel ise sporcularıyla gurur duyduklarını söyledi.
Denizli Denizli Büyükşehirli judokalar milli mesaide Denizli Büyükşehir Belediyesi Judo Takımı sporcuları, davet edildikleri Milli Takım kamplarında Büyükler Dünya Judo Şampiyonası ve Gençler Avrupa Judo Kupası’na hazırlanıyor. Denizli’yi ulusal ve uluslararası arenada başarıyla temsil eden Denizli Büyükşehir Belediyespor Judo Takımı sporcuları, davet edildikleri Milli Takım kamplarında Büyükler Dünya Judo Şampiyonası ve Gençler Avrupa Judo Kupası’na hazırlanıyor. Bu kapsamda, Denizli Büyükşehir Belediyespor Judo Takımı sporcusu Sıla Şahbal ve Dilan Çam, 25 Nisan- 18 Mayıs tarihleri arasında Kastamonu’da düzenlenen Paralimpik Judo Milli Takım Kampı’nda partner sporcu olarak çalışmalarını sürdürüyor. Denizli Büyükşehir Belediyespor Judo Takımı sporcusu Reyhan Oğuz ve Ayşenaz Özdemir ise A Milli Takım Kampı’nda, 12-19 Mayıs 2024 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan Büyükler Dünya Judo Şampiyonası’na hazırlanıyor. Büyükşehirli Judoka Mehmet Ali Akıncı da 29 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında Kocaeli’nde davet edildiği Milli Takım Kampı’nın ardından 1-2 Haziran 2024’te Avusturya’nın Graz kentinde düzenlenecek Gençler Avrupa Judo Kupası’na katılacak. Başkan Çavuşoğlu’ndan sporculara başarı dileği Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu Denizli’yi ve Türkiye’yi ulusal ve uluslar arası müsabakalarda temsil edecek Denizli Büyükşehir Belediyesi Judo Takımı sporcularına başarılar dileyerek, karşılaşmalardan güzel sonuçlarla şehre dönmelerini temenni etti.