EĞİTİM - 25 Eylül 2018 Salı 10:14

“Spor yapan çocuklar derslerinde daha başarılı”

A
A
A
“Spor yapan çocuklar derslerinde daha başarılı”

Uluslararası araştırmaların sonuçlarına göre, spor yapan çocukların derslerinin daha iyi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ailelere önerilerde bulundu. Doç. Dr. Kerem Alptekin, fiziksel olarak aktif olan çocukların motor gelişimlerinin daha hızlı olduğunu söyledi.

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kerem Alptekin ve BAU Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Can Ergün, çocukların spor ve beslenmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunup, ebeveynlere önerilerde bulundu.

“Spor yapan çocukların not ortalamaları daha yüksek”

Doç. Dr. Alptekin, spor yapmanın büyüme çağında olan çocukların gelişiminde büyük bir rol oynadığına dikkat çekerek, çocukta fiziksel aktivitenin kemik hücre gelişimini arttırdığını ifade etti. Uluslararası çalışmalarda spor yapan çocukların, yaşıtlarına göre genel not ortalamalarında yüzde 19 daha iyi olduklarının ve yüzde 22 oranında da akranlarıyla daha iyi geçindiklerinin tespit edildiğine vurgu yapan Alptekin, “63 bin okul çocuğu üzerinde yapılan bir araştırmada bel ağrısı olan çocukların daha geç ergenlik çağına geçtikleri ve boy oranlarının yaşıtlarına göre daha kısa olduğu saptanmıştır. Dünya çapında yaşları 14-17 arasında değişen çocukların bel ağrıları yüzde 11-71 oranında. Spor yapan veya fiziksel olarak aktif olan çocuklarda, aktivite düzeyi düşük olan çocuklara göre daha kontrollü bir postür izlenmektedir. Spor yapılmasının doğrudan boy uzunluğunu arttırdığına dair kanıtlar bulunmamakla birlikte, bu dönemde yapılan fiziksel aktiviteler kemik hücre gelişimini arttırmakta ve ileride kemik erimesine karşı önleyici rol oynamaktadır. Ayrıca fiziksel olarak aktif çocukların motor gelişimleri daha hızlı olmaktadır. Erken yaşta başlanılan spor, çocukların sağlığını, eğitimini ve davranışını şekillendirmeye yardımcı olur. Kas kütlesi ve yağ kütlesi oranlarını da olumlu etkiler” dedi.

Yaşa göre spor önerisi 

Çocukların 2 yaş civarında sportif aktivitelere başlamalarının uygun olacağına işaret eden Doç. Dr. Alptekin, “Mayo klinik verilerine göre 2-5 yaş aralığında yüzme, koşu, yuvarlanma ve fırlatma aktiviteleri oyun temalı olarak daha etkilidir. Bu dönemde henüz motor gelişim tamamlanmadığı için tenis, futbol gibi kompleks sporlara yönelme çok önerilmemektedir. 6-9 yaş aralığında ise futbol, tenis, beyzbol, kayak ve yaralanmaları minimumda tutacak şekilde kontakt sporlar yapılabilir. Basketbol, voleybol ve hentbol gibi daha ileri düzeyde takım organizasyonu, ani karar verme, kompleks görsel ve motor yetenek gerektiren sporlara ise bu yaşlarda başlanması uygun görülmektedir. 10-12 yaş grubunda bahsettiğimiz tüm bu sporlara başlanılabilir. Bazı erkek çocuklarında ergenlik döneminin geç başlaması nedeniyle boy uzamaları daha ileri yaşlara kalabilir. Bu çocukları ise raketle yapılan sporlar, yüzme, güreş gibi boy kısalığının ileri düzeyde dezavantaj getirmediği sporlara yönlendirmek daha doğru olacaktır” diye konuştu.

“Kahvaltı öğünü atlanmamalı”

BAU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Can Ergün ise, büyüme ve gelişimi devam eden çocuklarda sporla harcanan enerjinin karşılanabilmesi için doğru beslenmenin şart olduğuna dikkat çekti. Ergün, çocuk sporcuların besinlere olan ihtiyacının, yetişkinlere oranla daha fazla olduğunu vurgulayarak, çocukların egzersiz sırasında gerekli olan enerjiyi sağlamaları için yağ, karbonhidrat, protein, sıvı-elektrolit dengesini sağlaması için de yeterli sıvıya ihtiyaç duyduklarını aktardı.
Çocukların artmış olan ihtiyacı karşılayabilmesi için mutlaka ana ve ara öğünleri atlamaması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Ergün, şunları söyledi: “Beslenme, günlük 3 ana öğün, 3 ara öğün ve hatta gerekiyorsa 4 ara öğün şeklinde olmalı. Çocuklar için kahvaltı çok önemli. Güne zinde başlamak, antrenman/müsabaka performansı, okul başarısı, anlama ve hatırlama noktasında kahvaltının önemi büyüktür. Antrenman ve müsabakadan 2-4 saat önce ana öğün tüketmek gerekir. Antrenman ve müsabakadan hemen sonra ise karbonhidrat ve proteinden zengin bir öğün tercih edilmelidir. Tüm yaş grubu sporcularda, spor öncesi, sırası ve sonrasında sıvı alımı, performansı etkileyen en önemli noktalardandır. Sıvı ihtiyacının karşılanması için her 15-30 dakikada yaklaşık 100-200 ml sıvı tüketimi yeterli olacaktır.”

“Düzenli beslenmede ekstra vitamine ihtiyaçları yok”

Sağlıklı beslenme kurallarının spor yapan çocuklar için de geçerli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlıklı beslenmede günlük alınan enerjinin yüzde 25-30’unun yağlardan gelmesi beklenmektedir. Yağ kaynağı seçiminde de yoğunluğunun doymamış yağ asitlerine verilmesi gerekmektedir. Çocuk sporcular için de sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir. Sporcuların gün içinde kolaylıkla yiyebilecekleri ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar sağlıklı yağ kaynaklarıdır. Sporcu performansında demirin de önemi fazladır. Demirin minimal yetersizlikleri bile performansı etkiler. Demirin en zengin kaynaklarında baş sıralarında et, yumurta, kuru baklagiller gibi proteinli kaynaklar yer almaktadır. Düzenli beslenen, artan enerji ve besin öğelerini karşılayan sporcuların ekstra vitamine ihtiyaçları yoktur.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUÜ Veteriner Fakültesi’nde 46. yıl coşkusu Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Veteriner Fakültesi, kuruluşunun 46. yılını akademik ve idari personel ile öğrencilerin katıldığı büyük bir organizasyonla kutladı. Çok sayıda yarışmanın yapıldığı ve ödüllerin dağıtıldığı etkinlik, özellikle öğrenciler için unutulmaz anlara dönüştü. Görükle Kampüsü içerisinde başlatılan kutlama törenlerinde ilk olarak “Geleneksel Süt Koşusu” düzenlendi. Veteriner Fakültesi çiftliğinden start alan ve Hayvan Hastanesi önünde son bulan koşunun ardından Programın sonunda emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin Ceylan’ın yazdığı ve okuduğu Veteriner Fakültesi Marşı izleyenleri duygulandırdı. Gün boyu devam eden etkenliklerde daha önce elemeleri yapılan satranç turnuvası, futbol turnuvası, oryantiring ve bilgi yarışmasının finalleri gerçekleştirilerek dereceye girenlere madalyaları takdim edildi. Öğrenciler, öğle yemeğinin ardından düzenledikleri halat çekme, okçuluk ve Veteriner Fakültesine özgü ‘’yoğurt yeme yarışması’’ gibi çeşitli oyunlarla eğlenceli vakit geçirdi. Organizasyon, akşamüzeri gerçekleştirilen açık hava sinemasında film gösterimiyle son buldu. Etkinlikler hakkında açıklamada bulunan Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Şenlik, 1978-1979 Eğitim-Öğretim yılında 46 öğrenci ile eğitim-öğretime başlayan Fakültenin bugün Türkiye genelinde en ileri seviyede mesleki eğitim veren yükseköğretim kurumuna dönüştüğünü vurguladı. Düzenledikleri kutlama töreniyle birlikte öğrencilere BUÜ Veteriner Fakültesi mensubu olmalarının ayrıcalığını hissettirdiklerini aktaran Dekan Şenlik, “Gün boyunca düzenlediğimiz organizasyonlara yoğun bir katılım oldu. Akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve emekli hocalarımız ile çok sayıda öğrencimizi ağırladık. Hepsi de mutlu oldu ve gururlandı. Bu vesileyle kuruluşundan günümüze kadar fakültemizde görev yapmış olan tüm Dekanlarımıza, Öğretim Üyelerimize, Araştırma Görevlilerimize, Doktora Öğrencilerimize ve İdari Personelimize hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah bundan sonra hep birlikte daha çok çalışarak fakültemizi daha ileriye taşıyacağız” dedi.
Kocaeli Evsizlerin sokakta kalmasına müsaade edilmiyor Gebze ilçesinde gidecek yeri bulunmayan evsiz vatandaş, barınma ve konaklama merkezine yerleştirilerek sıcak yuvaya kavuştu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Barınma ve Konaklama Merkezi, sokakta kalan evsizlere sahip çıkıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın, “Kocaeli’de kimse aç ve açıkta kalmayacak” talimatını büyük bir hassasiyetle yerine getiren Zabıta Dairesi Başkanlığı ekipleri, devriye sırasında rastlanılan veya gelen ihbarlar üzerine yerleri tespit edilen evsiz vatandaşları Barınma ve Konaklama Merkezi’ne götürüyor. Sıcak bir yuvaya hasret kalan vatandaşların ihtiyacını Barınma ve Konaklama Merkezleri ile sağlayan büyükşehir belediyesi, bu bağlamda Gebze’de evsiz bir vatandaşa sahip çıktı. Gebze Bölgesi Zabıta Amirliği ekipleri, gidecek yeri bulunmadığını tespit ettiği vatandaşı ekip aracıyla Gebze Mevlana Mahallesi’nde bulunan Barınma ve Konaklama Merkezi’ne götürdü. Sıcak yuvaya kavuşturulan evsiz vatandaş, kendisine sahip çıkan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. İzmit ve Gebze’de faaliyet gösteren Barınma ve Konaklama Merkezleri yılın 12 ayında kapılarını evsiz vatandaşlara açıyor. Yatak, masa, dolap, battaniye gibi temel ihtiyaç malzemelerinin bulunduğu odalarda, banyo için 24 saat sıcak su imkânı sağlanıyor. Evsiz vatandaşlara 3 öğün sıcak yemeğin yanında temizlik ve sağlık hizmetleriyle ihtiyaç halinde psikolojik destek de sağlanıyor.
Elazığ Keban Baraj Gölünde bir ilk: Su üzerinde 9 saatte 200 kilometre yol yaptılar Elazığ’da iki gezgin Fırat Nehri üzerinde yer alan Türkiye’nin en büyük baraj gölü olan aynı zamanda sulama, elektrik üretimi ve turizm gibi alanlarda önemli bir role sahip olan Keban Baraj Gölü üzerinde 9 saatte yaklaşık 200 kilometre seyahat ederek hem tarihi yapıları ve su üzerinde ve çevresindeki yaban hayatını görüntüledi hem de Elazığ ve çevresi için ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan önemli olan göl üzerindeki dikkat çekti. Elazığ’da araştırmacı yazar Aygün Çam ve su sporları ile ilgilenen gezgin Vahit Dartay, Keban Baraj Gölünün potansiyelini göstermek amacıyla Elazığ’ın Palu ilçesinden Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde tekne ile su üzerinde yolculuk yaptı. Palu’nun Baltaşı köyünden başlayan yolculuk yaklaşık 200 kilometre ile 9 saat sürdü. Baraj Gölünün başta Elazığ olmak üzere çevre iller için özellikle ekonomik ve turizm açıdan önemine dikkat çekmek isteyen gezginler, sırasıyla Baltaşı, İçme köyü, Yurtbaşı ve oradan da Tunceli’nin Pertek ve Çemişgezek ilçe sınırlarından su üzerinde yolculuk etti. Seyahat süresi boyunca dağ keçileri, keklik ve yılkı atları gibi birçok yaban hayatını görüntüleyen gezginler, Elazığ’ın Palu ilçesinde sabah saat 09.00’da başlattıkları yolculuklarını Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde sonlandırdı. Bu seyahat ile daha önce hiç gidilmemiş tarihi yapılar olan başta Rabat Kilisesi ve batık köyler olmak üzere birçok alan da görüntülendi. ’’9 saat süren yolculuğumuz boyunca su üzerinde 180 kilometre yol kat ettik’’ Hayatının en özel yolculuklarından birini gerçekleştirdiğini dile getiren Çam, ’’Farkındalık oluşturmak için Palu ilçe merkezinden başlayan Keban Baraj Gölü, gezimiz, Palu Baltaşı köyünden başladık ve Kemaliye ilçe sınırlarına kadar geldik. Yaklaşık 9 saat süren yolculuğumuz boyunca su üzerinde 180 kilometre yol kat ettik. Bizler, Keban Baraj Gölü üzerinde yolculuk yapan en uzun yolculuğu gerçekleştirdik. Bu yolculuk esnasında birçok zorluklarla karşılaştık. Çok meşakkatli bir yol olmasına rağmen inanılmaz bir coğrafya ile karşılaştık. Dağ keçileri, yılkı atları, ayılar, türlü kuşlar, balık türleri ve tarihi yapılar gibi birçok yapıyı da gördük. Bunu gerçekleştirmemizdeki amaç ise özellikle Elazığ’ın sahip olduğu Keban Baraj Gölü ve üzerindeki potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu bundan mütevellit potansiyeli olan baraj gölünün üzerinde su sporlarının da bir o kadar eksik olduğuna dikkat çekmek istedik” dedi. Su sporları ile uğraşan aynı zamanda gezgin olan tekne kaptanı Vahit Dartay ise ’’9 saattir suyun üzerindeyiz. Çok yandık ve hava da kararmak üzere. Bu kadar büyük bir su havzasının olduğu alanda su sporlarının yapılmaması ve bu suyun değerlendirilmemesi bizleri üzüyor. Bunu da gündeme getirmek için bir yolculuk gerçekleştirdik. Daha güzel yerleri gezip görmek ümidiyle görüşmek üzere” diye konuştu.
Erzurum Bu müzede 250 bin böcek ve 20 bin kurutulmuş bitki örneği sergileniyor Atatürk Üniversitesi’nde kurulan Biyoçeşitlilik Bilim Müzesi’nde, yaklaşık 60 yılda toplanan 250 bin böcek örneği, 20 bin kurutulmuş bitki çeşidi bulunuyor. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, üniversitede yapılması planlanan çalışmaları değerlendirmek ve gündem maddelerini görüşmek üzere rutin olarak gerçekleştirdikleri Senato ve Yönetim Kurulu Toplantısının bu haftaki oturumunu, Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezimizde gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Toplantı öncesinde ise Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezimiz bünyesinde kurulan ve yaklaşık bir yıldır misafir kabul eden Biyoçeşitlilik Bilim Müzemizin resmi açılışını yönetim ekibimiz, senato ile yönetim kurulu üyelerimiz ile birlikte yaptık. Doğu Anadolu başta olmak üzere Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından 60 yılda toplanan 250 bin birey, 10 bin türden oluşan ve özenle muhafaza edilen koleksiyonumuzu ziyaret etmeye tüm vatandaşlarımızı yanlarına minik yavrularımızı da alarak bekliyoruz.” şeklinde konuştu. “Aynı zamanda araştırma merkezi” Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, "Uluslararası iş birliğiyle ülkemize ait bilimsel materyalleri, Atatürk Üniversitesinin sahip olduğu koleksiyonlarla bir araya getirerek merkezimizi hayata geçirdik. Göreve geldiğim ilk günden itibaren kurulması yönünde yoğun bir gayret gösterdiğimiz bu merkezin bugün geldiği nokta bizler için gurur vesilesine dönüştü. Türkiye’de alanında bir ilk olan müzede aynı zamanda araştırma merkezi de bulunuyor. Müzede binlerce numune var. Burada bölgemiz ve ülkemiz için hayırlı çalışmalar olacaktır" dedi.