SPOR - 07 Ekim 2021 Perşembe 18:11

Stefan Kuntz: "Takımın sahada yüksek kalitede oynamasını hedefliyorum"

A
A
A
Stefan Kuntz: "Takımın sahada yüksek kalitede oynamasını hedefliyorum"

A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, takımının Norveç karşılaşmasında sahada yüksek kalitede bir futbol oynamasını hedeflediğini ifade ederken, müsabakada 90 dakikaya ve daha fazlasına odaklanmaya çalışılacak bir gerginlik olduğunu söyledi.

2022 FIFA Dünya Kupası G grubu 7. maçında yarın Norveç ile karşılaşacak olan A Milli Futbol Takımı’nda Teknik Direktör Stefan Kuntz, müsabaka öncesi basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Gelmeden önce Türk Milli Takımı’nın bir çok maçlarını izlediğini ifade ederek, ”Oyuncuların yer aldığı takımları izledim. Burada belli bir bilgi zemini var ama bunları gündelik antrenmanlarla yerine getirilemeyecek şeyler değil. Oyuncularımı hem sahada hem saha dışında güçlü yönlerini, zayıf yönlerini keşfetmem gerekiyor. Futbol felsefesi açısından Türkiye’ye uygun olan bir felsefe bulduk. Norveç maçıyla ilgili düşüncelerimi anlattım. Bu strateji ve taktikle oynayabilir misiniz dedik ve birkaç günü böyle geçirdik. Yarın keyif ve heyecanla maça çıkacağız” şeklinde konuştu.

"Bütün takıma birlikte ihtiyacımız var"

Milli takımın geçmiş performansına ve kadroya değinen Kuntz, "Burak Yılmaz’ında söylediği gibi geçmişle alakalı sayfayı kapattık. Yeni bir sayfa açmak insanların ne yapacaklarını göstermek için bir fırsat. Kısa bir süremiz var ama bu süre içerisinde takımı, oyuncuları güçlendirebilmek, özgüvenle sahaya çıkabilmeleri için küçük değişiklikler yaptık. İlk stres testimiz gelmiş durumda. Kim kalede, kim sahada, kim yedek kulübesinde göreceğiz. Bu ilk streste takım olmayı başarıyor muyuz diye bakacağız. Letonya maçında bu maçta oynamayacak 6 oyuncuya ihtiyacım olacak. Yedek kulübesindeki oyuncular saha içerisindeki arkadaşlarını destekleyecek. Bütün takıma birlikte ihtiyacımız var” açıklamasını yaptı.

”90 dakikaya odaklanmaya çalışılacak bir gerginlik var”

Norveç maçı için baskı altında olup olmadığı sorusuna cevap veren Alman Teknik Adam, şu ifadelere yer verdi:
"Belli bir gerilim olması gerekiyor. Yaşayacağımız bir sevincin beklentisi bu. Son saatlere yaklaştığınızda bir tünele girmiş gibi hissediyorsunuz. Bunun sonunda sizi bekleyen 90 dakikayı odaklanmaya çalışacak bir gerginlik var. Antrenör olarak alışkınsınız ama buna ilave yeni bir ülkenin milli takımı için kenarda olacaksınız. Bu olumlu bir heyecan oluşturuyor. Benim yapmam gereken işime odaklanmak. O açıdan geçmişte nasıl olduysa yarında öyle olacak. Almanya’dan aile üyelerim gelecek maç için."

"Oyuncular performansa göre kadroya çağrılacak"

Norveç maçı öncesinde açıklanan kadro ile ilgili de konuşan Stefan Kuntz, "Oyuncular hakkında kendim gözlem yaptım ve orada yaşlı ve genç kuşak oyuncular arasında denge oluşturmaya çalıştım. Bunlar arasında bir karışım yapmanın başarıyı getireceğini düşündüm. Bir tarafta deneyim var, bir tarafta da korkusuzluk var. Bu kombinasyonu bir araya getirdim. Nasıl bir futbol oynamak istediğimiz için kadro oluşturdum. Bu ilk kadro ve bu kadroda bulunmak hep milli takımda olacağının garantisi değil. Şimdi yer almıyor diye bir daha alınmayacak değil. Sürekli Türk oyuncuları izleyeceğim ve oradaki performanslara göre karar vereceğim" değerlendirmesini yaptı.

"Takımın sahada yüksek kalitede oynamasını hedefliyorum"

Geçmişe çok takılmadığını belirten Kuntz, "O zaman bir ekip vardı ve burada ne olduğunu bilmiyorum. Türkiye’nin Norveç’i ülkenizdeki maçta bütün oyuncuların oynadığı maçta yendiğini biliyorum. Bazı oyuncuların olmaması dezavantaj olmaz. Uzun vadede bir deneyim olarak söyleyemeyiz ama bir iki maç için bu kayıp oyuncuların yerine alınacak oyuncular da iyi performans gösterirdik. Norveç’in kalitesinde düşüş olmaz. Bazı pozisyonlarda yeni oyuncuları var. Bir çok şey otomatik işlemez ama aynı zamanda şunu biliyorum. Bu takımın başında yeniyim ve sadece kendi takımımın sahada yüksek kalitede oynamasını hedefliyorum” ifadelerini kullandı.

”Son antrenmanda kaleciye karar vereceğiz”

Bir basın mensubunun kalede kime şans vereceksiniz sorusunu yanıtlayan deneyimli teknik direktör, ”Bunun büyük bir mesele olduğunu biliyorum. Sinan Bolat, Altay Bayındır ve Uğurcan Çakır’ı aldık. 2 genç ve 1 deneyimli kaleciden kadro yaptık. Kaleci için karar verirken bana yardımcı olması için Michael’i aldım. O antrenmanları izledi ve izlenimleri beni paylaştı. Bugün olacak antrenmanda kaleciye karar vereceğiz. Genel sorumluluk teknik direktörde ve bir şeylerin olumsuz olacağı konusunda kaygım yok. Yeni bir başlangıç hepimiz için fırsat. Sahip olduğumu fırsatı kullanmalıyız. Bu konuda tüm izleyiciler yardımcı olabilir. Norveç maçından sonra her şey bitmiş değil hep fırsat olacak” diye konuştu.

"4 maçın ardından Türk futbolunu değerlendireceğiz"

Maçlara gidip oyuncularını her fırsatta izlediğini söyleyen Stefan Kuntz, "Federasyonun buradaki tesisleri çok harika, bu yüzden eski oynadığımız sahaları ziyaret etme fırsatım olmadı. Gördüğüm kadarıyla etrafımdaki insanlar beni çok sıcak şekilde karşılıyor. Bu maça çok iyi hissettiriyor yeniden eve dönmek gibi. Benim için en önemlisi önümüzdeki 4 maç. 4 maçın ardından biraz biz kendimiz oturup Türk futbolu konusunda neler yapabilir diye konuşacağız. Türk futbolunu değerlendirmek konumunda görmüyorum kendimi. 4 maçın ardından tüm kulüplerdeki teknik direktörlerle görüşeceğim neler yapabiliriz diye” dedi. Alman Teknik Adam Stefan Kuntz, son olarak büyük bir baskı hissetmekten memnun olduğunu ifade ederken, Norveç maçı 11’inin netleştiğini ama planlarını kendine sakladığını söyledi.

Stefan Kuntz:

Burak Yılmaz: "Hocamıza destek olup tanımamız gerekiyor"

Norveç maçı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayıp müsabakayı değerlendiren A Milli Futbol Takımı Kaptanı Burak Yılmaz, yarınki maçın öneminin farkında olduklarını ifade ederek, "Kesinlikle kazanmamız gereken bir maç. Herhangi bir puan kaybına tahammülümüz yok. Elemelere çok iyi başladık devamında kötü gitti. Hepsini bir kenara bırakıp yarın 3 puana odaklanmış bir milli takım var. Yeni bir hava, ortam ve yeni hocamız var. Bizler de kendisine sizler gibi yardımcı olup bir bütün olmak zorundayız. Tamamen yarına konsantre olmuş, galibiyetten başka düşüncesi olmayan milli takım var. Gereken hazırlıkları yaptık ve maç saatini bekliyoruz. Hem genç hem tecrübeli bir kadro var. Onların çok fazla öğüt ve desteğe ihtiyaçları yok. Futbolda abilik statüsüne çok inanmıyorum. Sahada herkesten fazla kilometre yaptığım için konuşmalar yapıyoruz, bende onlarla konuşuyorum. Herhangi bir ismin maç öncesinde konuşmayı düşündüğünü sanmıyorum” diye konuştu.

"Hocamıza destek olup tanımamız gerekiyor"

Stefan Kuntz ile 3 gündür beraber olduklarını anlatan Yılmaz, "Saha içerisinde bu kadar kısa süre içinde radikal bir değişim olacağını hemen beklememek lazım. Takım içerisinde dokunuşları bırakacaktır. Onun uzun süreli bir anlaşma idealinde geldi. Ona destek olup ona zaman tanımamız gerekiyor. Yarın mutlaka küçük dokunuşlarıyla hem sizlere hem bizlere bir etki yapacaktır. 6 aylık süreci inanın bilmiyorum. Geçmiş ile alakalı muhakkak kötüleri konuştuk. Ama 6 aylık süreçte olan kötü şeyleri konuşmanın iyi olacağını düşünmüyorum. Geçmişi konuşmak itemiyorum. Konuşacak olsak inanın çok şey var. Hep en tepedekiler sorumluluğu alır. Ama burada sadece hoca yüklenilecek şeyler yok. Her hatadan ders çıkarmamız gerekiyor” diye konuştu.

"Norveç maçında baskı olmalı"

Norveç müsabakası özelinde oyuncularda baskı oluşmasının iyi olduğunu söyleyen Yılmaz, "Takım üzerinde herhangi bir baskı yok ama baskı olmalı. Baskı futbolcuyu ayakta diri formda tutan bir unsur. Arkadaşlarımız rahat, stresten uzak kalmaya çalışıyoruz. İnternetten uzak kalıyoruz. Hocamızda bunu bize sağlıyor. Hocamız baskıyı üzerine almaya çalışıyor. Takımın üzerinde baskı yok ama baskı olmalı ayakta durmak için. Norveç’in eksikliklerine gelince böyle seviyelerdeki maçlarda eksiklik çok fazla hissedilmiyor. Herkes ülkesi için oynuyor ve eksik oyuncuların yerini dolduracak oyuncular var” ifadelerini kullandı.

Ozan Buğra Koşar - Oğuzhan Ort - Mehmet Şirin Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.