GÜNDEM - 15 Şubat 2020 Cumartesi 03:35

Süpürme harekâtı

A
A
A
Süpürme harekâtı

Rejim güçlerinin şehir merkezine girmesi engellenecek, ardından da Esad güçleri TSK gözlem noktalarının gerisine çekilmeye zorlanacak

Esad rejim güçlerine, İdlib’deki Türk gözlem noktalarının gerisine çekilmesi için verilen süre ay sonunda doluyor. Her ihtimali göz önünde bulunduran TSK, bölgeye Cumhuriyet tarihinin en büyük askeri sevkiyatlarından birini gerçekleştirirken bir yandan muharip gücü bulunan yeni gözlem noktaları inşa ediliyor, mevcut gözlem noktalarına da tahkimat yapıyor. Türk ordusu, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtlarında yapmadığı kadar uzun askerî konvoylar ile birlikte İdlib’e askerî yığınak yapıyor. İdlib merkezine ulaşmak isteyen rejim güçleriyle kentin en stratejik noktaları M4 ve M5 kara yolunun kesiştiği bölgede yoğun bir mücadele veren Suriye Millî Ordusu’na (SMO) tam destek sağlanıyor. İlk aşamada rejim güçlerinin şehir merkezine girmesini engelleyecek adımlar atılıyor. Rejimin ilerleyişin durdurulmasının ardından ise ikinci aşamada ‘geri itme harekâtı’ ile Esad güçlerinin TSK gözlem noktalarının gerisine çekilmesi sağlanacak. Böylece Suriye rejiminin, Türkiye ve Rusya arasındaki Soçi mutabakatında uzlaşılan sınırlara çekilmesi sağlanacak ve rejimin kontrol ettiği bölgeler içinde kalan TSK gözlem noktaları güvenli hâle getirilecek.
Soçi mutabakatı uyarınca İdlib çevresinde konuşlu TSK gözlem noktalarından Morek, Maar Hitat, Surman, Tall Tuqan, Serakip, el-Eis ve er-Raşadin’in Esad rejim güçlerinin kontrol ettiği bölgeler içinde kalmasının ardından harekete geçen Ankara, İdlib’deki bütün gözlem noktalarını güçlendirmek için düğmeye bastı. Daha önce, sadece bölgede ateşkesi gözetleme ve raporlama görevi bulunan gözlem noktaları, yapılan son takviye ve tahkimatlarla muharip güce dönüştürüldü. Bölgede rejim ve radikal örgütlerin tehditlerine karşı alarma geçilirken, gözlem noktalarının muhtemel saldırılara misliyle karşılık vermesi için kapasite artırıldı. Ayrıca TSK, İdlib’de stratejik bölgelerde muharip güce sahip yeni gözlem kuleleri de konuşlandırdı.

63 REJİM UNSURU ÖLDÜRÜLDÜ
Serakib ilçesinin batısının ardından doğusunu da kontrol altına alan rejim güçlerinin İdlib’de ilerleyişi sürüyor. 19 Aralık’tan bu yana bin 160 kilometrekarelik alanı kontrol altına alan rejim, Rusya’dan hava desteği, İranlı milislerden kara desteği ile bölgedeki birçok köyü de ele geçirdi. Muhaliflerin ise TSK’nın desteğiyle İdlib’in doğusunda yer alan Serakib ve çevresine yönelik başlattığı operasyon devam ediyor. Sahadan gelen son haberlere göre, bu bölgede şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Rus savaş uçakları M4 kara yolu çevresinin güney ve kuzeyini bombalarken, Türk topçu birlikleri de rejim güçlerinin taciz ateşlerine karşılık veriyor. TSK’ya bağlı topçu birliklerinin Şeyh Ali ve Miznazi bölgesinde bulunan rejim noktalarını vurduğu belirtiliyor. Millî Savunma Bakanlığının (MSB), İdlib bölgesinde çeşitli kaynaklardan aldığı son bilgilere göre, 63 rejim unsuru daha etkisiz hâle getirildi.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.