POLİTİKA - 22 Eylül 2014 Pazartesi 10:47

Suriye'den kaç mülteci geldi?

A
A
A
Suriye'den kaç mülteci geldi?

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriye’den gelen mülteci sayısının 130 bini aştığını açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Hilton Hotel’de gerçekleşen Japonya-Türkiye ortak sempozyumuna katıldı. Sempozyum sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Kurtulmuş, bir gazetecinin Suriye’den gelen mültecilerle ilgili sorusu üzerine, "Perşembe gecesinden itibaren Kobani bölgesi Kürtçe adıyla, o bölgeden kaçan Kürt kökenli kardeşlerimizin Türkiye'ye doğru yoğun akışları oldu. Perşembe gecesi Cuma sabahına kadar 4 bin 500 civarında kişi geldi ama IŞİD birliklerinin çok yakın bir noktaya gelmiş olması oradan çok hızlı bir kaçışın başlamasına vesile oldu. Bizler de oradan kaçan insanlara ilk planımız sınır dışında onları ağırlamak, orada insani yardımlar sunmaktı ama taşıdıkları insani risk, hayat tehlikesi göz önünde bulundurularak kapımız açıldı” diye konuştu.

“YAKLAŞIK 70 BİN İNSAN KOBANİ BÖLGESİNDEN URFA’NIN SURUÇ İLÇESİNE VE ÇEVRESİNDEKİ YERLERE GELMİŞ OLDU”
Açılan kapının bilinen sınır kapısı anlamında olmadığını kaydeden Kurtulmuş, “Yaklaşık 30 kilometrelik bir alanda 8 ayrı noktada tel örgüler kesilerek bu insanların Türkiye’ye girmesine müsaade edildi. Cuma günü yaklaşık saat 13’te kapı açılmıştı. Cumartesi sabahına kadar yaklaşık 70 bin insan Suriyeli Kobani bölgesinden Urfa’nın Suruç ilçesine ve çevresindeki yerlere gelmiş oldu. İlk andan itibaren gelen Suriyelilerin kendi akrabalarının yanına yerleştirilmesi kontrollü olarak sağlandı. Biz Cumartesi günü İçişleri Bakanı Efkan Ala Bey, Tarım Bakanımız Mehdi Eker Bey ile birlikte oradaki göçmenlerin sorunlarını yerinde incelemek için sınır bölgesine, Suruç’a ve sınır bölgesine Mürşitpınar kapısına ve diğer yerlere ziyaretlerde bulunduk. Orada memnuniyetle ifade etmekle isterim ki, akrabaları olmayanlar yatılı bölge okuluna, yatılı bölge okulunun bahçesindeki çadır kente yerleştirildi. Ayrıca sınır bölgesinden gelenlerde kontrollü bir şekilde kayıt altına alınarak içeriye sokulmaya çalışıldı” ifadelerini kullandı.

“PERŞEMBE GECESİ YAPTIĞIMIZ TOPLANTIDA EN KÖTÜ SENARYOYA DA HAZIRLIKLIYDIK”
“Perşembe gecesi yaptığımız toplantıda en kötü senaryoya da hazırlıklıydık” diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“En kötü senaryoda şu; yüz binleri bulan bir göçmen dalgası olursa ne yapacağız? Bununla ilgili her türlü hazırlığımızı yaptık. Lojistik desteklerimiz, AFAD’ın yardımları, bu gelenlerin güvenliklerinin sağlanması konusunda en ufak bir ayrıntıyı dahi ihmal etmeden hazırlıklar yapıldı. Çok şükür beklediğimiz oranda bir göç dalgası olmadı. Ümit ederiz şimdiye kadar göç etmiş olanlar da en kısa zamanda barış ortamı sağlanarak kendi memleketlerine dönmeyi başarırlar. Dün itibariyle sınırın hemen yanındaki bölge insansız bölge haline getirildi. Yani sadece Suriye’den gelenler oraya girebildiler. Oranın çıkışında da Suriye’den gelenlerimiz tamamıyla kayıt altına alınarak ilgili yerlere aktarılmış oldular. Son derece ciddi bir şekilde en ufak bir detay ihmal edilmeksizin gelenler kontrollü bir şekilde Türkiye’ye kabul edildi. IŞİD’in saldırıları devam ederse Kobani bölgesinde tam karşısında, Mürşitpınar Sınır Kapımızın karşısında şehir var. Hem o şehirde hem o bölgeden şehre gelmiş insanların Türkiye’ye daha yoğun bir şekilde gelişleri söz konusu olabilir. Bunlarla ilgili de hazırlıklarımız devam ediyor. Ümit ederim ki çok kalabalık bir göçmen dalgasıyla karşı karşıya kalmayız. Kalırsak da her türlü tedbirimizi almış bulunmaktayız.”

“NET SAYIMIZ YAKLAŞIK 130 BİN CİVARINDA”
Gelen mülteci sayısının ve bundan sonra kaç kişiye karşı hazır olunduğunun sorulması üzerine Kurtulmuş, “Net sayımız yaklaşık 130 bin civarında. Hatta 130 bini aşmış bir sayıdan bahsedebiliriz. Söz konusu bölgenin toplam nüfusu 400 küsur bin. Yoğun yüz binlerle ifade edilebilecek göç dalgası muhtemeldir. Bu muhtemel dalgaya karşı hazırlıklı olduğumuzu ifade etmek isterim” dedi.
Türkiye’nin fedakârlıklarla 24 saat dolmadan 70 bin kişiden bir kişinin bile burnunun kanamadan içeriye alınıp ilgili yerlere nakledilmesinin kolay olmadığını belirten Kurtulmuş, “Çok zor bir iş başarılıyor. Bu doğal afet değil. Karşı karşıya kaldığımız şey maalesef insan eliyle yaratılan bir felakettir. Dolayısıyla daha kaç köyün basılacağı, daha kaç kişinin göçmen haline getirileceğini bilmiyoruz. Karşı tarafta kontrol edilemez bir güç sivil insanlara karşı bir saldırı içerisinde. Dolayısıyla afetin boyutu, doğal bir afetin boyutundan daha tehlikeli, daha riskli, daha bilinmezleri içeren bir durumdur. Tüm bunların hepsine hazırlıklıyız. Bu da Türkiye’nin gücünü gösteriyor” şeklinde konuştu.

“HİÇ KİMSE SURİYE’DEN GELEN, KOBANİ’DEN GELEN KÜRT KARDEŞLERİMİZ ÜZERİNDEN SİYASİ BİR ŞOV YAPMAYA KALKMASIN”
“Hiç kimse Suriye’den gelen, Kobani’den gelen Kürt kardeşlerimiz üzerinden siyasi bir şov yapmaya kalkmasın” diyen Kurtulmuş, “Hiç kimse oradaki yardım faaliyetlerini zorlaştıracak eylemlilik içerisinde olmasın. Özellikle bunu istirham ediyorum. Biz gelenin kimliğinin ne olduğuna bakmıyoruz” ifadelerini kullandı.
İnsanların geri dönmesinin oradaki siyasal şartların iyileşmesiyle orantılı olduğunu bildiren Kurtulmuş, “Oradan gelen mülteciler, hele cumartesi gününden sonra çok daha düzenli bir şekilde herkes tek tek kaydediliyor. İki ana giriş noktasından itibaren kaydediliyor. Bunların hepsi kontrol altındadır. Kimse endişe duymasın” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Feride 3. yılında da geldi Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde ’Feride’ isimli tilki Taşlı Yaylasında esnaflık yapan Faik Hancı’yı 3 yıldır yalnız bırakmıyor. Esnaf ve Tilki’nin dostluk görüntüleri cep telefonu kamerasına yansırken, esnafın tilkiyle olan dostluğu görenleri gülümsetiyor.Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde 2 bin 300 rakımlı Taşlı Yaylası’nda esnaf Faik Hancı ile tilki ’Feride’nin 3 yıldır süren dostluğu dikkat çekiyor. Kış aylarında hayvancılık yapan yaz aylarında ise Taşlı Yaylası’da işletmecilik yapan Faik Hancı 3 yıl önce dükkanının önüne gelen tilki ile tanıştı. Her yıl yaz aylarında Hancı’nın yanına beslenmek için gelen ’Feride’ isimli tilki bu yıl da geleneği bozmadı. Yaylacılık sezonunun açılmasından kısa bir süre sonra Hancıoğlu Konağı işletmecisi Faik Hancı’nın yanına gelen Feride isimli tilki, dostluğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Yaylanın maskotu haline gelen Feride isimli tilki ile Faik Hancı’nın 3. yılındaki ilk buluşması cep telefonu kamerasına yansırken, tilkinin zayıfladığı gören Hancı’nın diyalogu izleyenleri gülümsetti. Tilkiye yemek veren Faik Hancı, “Nihayet sonunda Feride geldi. Feride sen neredeydin gel bakalım. Ben 15 gün oldu burayı açalı sen neredeydin. Sen ne kadar zayıflamışsın böyle. Sen burada hiç kendine bakmamışsın ki. Feride sonunda meydana çıktı. Anca anladı benim geldiğimi. Feride gelmiş hoş gelmiş” ifadelerini kullandı.Yavrularının olduğu öğrenilen tilki her gün gelerek et ve köftesini alırken, kimi zaman ise bakkaldan bisküvisini almaya ihmal etmiyor. Faik Hancı’nın sosyal medya hesabından paylaştığı görüntüleri gören vatandaşlar da Feride isimli tilkiyi görmek için Taşlı Yaylası’na gelirken, insanlara yakınlığı ile tanınan tilkiyi çocuklar da besliyor.“Feride artık buranın maskotu oldu”30 yıldır Taşlı Yaylası’nda bulunduğu belirten Hancıoğlu Konağı işletmecisi Faik Hancı, 3 yıl önce Feride ile tanıştığını dile getirdi. Feride’nin artık kendisi ile hayat sürdüğünü kaydeden Hancı, “30 yıldır bu yayladayım. 3 yıl önce güz mevsiminde bir tilki geldi. Bize yaklaşmıyordu. Artık sezonun bitmesini bekliyorduk. O bize yaklaşmıyordu ama biz ona sevgi göstermeye çalıştık. 2-3 gün boyunca yanımıza gelmesi için uğraştık. Tesisin önüne geldi. Kimse olmayınca yanımıza geldi. Uzaktan köfte ve et attık. Sonrasında daha da yaklaştı. Elimizden yemek yemeye başladı. Böylece bize daha da yaklaşmaya başladı. Bakkaldan bizden habersiz yemek almaya başladı. O anları sosyal medyadan paylaşınca herkes merak etmeye başladı. Tilkiyi görmeye gelenler bile oldu. Tilkinin çocuklarla arası da çok güzel. Artık bizimle beraber bir hayat sürüyor. 3 yıl oldu. Her gün gelip etini, köftesi alır. Bazen ise bakkaldan bisküvisini alır. İsmini ’Feride’ koydum. 2 tane oldular. Diğeri de geliyor ama o biraz daha kurnaz. Kışın kayalıklarda barınıyor. Bu sene yavrulamış. 3 yıl oldu yuvasını bulamadık. Artık yavrularınla beraber gelmesini istiyoruz. Bu tilkileri bazı insanların vurmamasını istiyorum. Taşlı Yaylası’nda 2 tane tilki var bunlar insanlardan kaçmıyor. Bu hayvanların bu dağlarda olması gerekiyor. Çocuklar bile burada tilkiyi yediriyor. Feride artık buranın maskotu oldu. Bu hayvan 3 yıl oldu hiçbir zarar vermedi” dedi.
Niğde Niğde’nin doğa harikası alanı çöplüğe dönüyor Niğde’nin Ulukışla ilçe sınırları içerisindeki Bolkar Dağları bölgesinde bulunan Meydan Yaylası, Karagöl ve Çinigöl’ü ziyaret edenlerin bilinçsiz davranışları ile bölgenin doğal güzellikleri tehlike altında. Onlarca endemik bitki türüne, ’sessiz kurbağa’ olarak da bilinen Toros kurbağasına (Rana Holtzi), yılkı atlarına ev sahipliği yapan bölgede tur şirketleri aracılığı ile gelenlerin çöp konteyneri olmasına rağmen gelişigüzel attığı çöpler, göl kenarına gelen kampçıların dünyanın tek sessiz kurbağa türünün doğal yaşamını etkilemeyecek mesafeye çadırlarını kurmamalarına doğaseverler isyan etti. Doğaseverler tarafından yapılan açıklamada, "Bern Sözleşmesi ile koruma altında bulunan Toros kurbağasının doğal yaşam alanı olan Karagöl’e sıfır mesafede kampçıların çadır kurması onların hayatlarını tehlikeye atıyor. Gelen kulüp üyelerinin neredeyse gölün içerisine girecek derecede kurbağaların yaşam alanına, endemik bitki türlerinin üzerine çadır kurmaları hiç doğru değil. Gerekli uyarıları yapmamıza rağmen bunu dikkate almadılar. Kamp yapan, bölgede doğa yürüyüşü yapanların bu doğa güzellikleri koruması gerekir" ifadelerine yer verdiler. Öte yandan bölgeye tur şirketleri aracılığı ile gelen ziyaretçilerin Meydan Yaylası’nda Niğde İl Özel İdaresi tarafından konulan çöp konteynerlerine rağmen gelişigüzel atılan çöpleri toplayan doğa severler ziyaretçileri eleştirdi. Bölgede yerli ve yabancı ziyaretçilere rehberlik eden, Dağcı Hikmet İçel şunları söyledi; "6 - 7 otobüs bölgeye gelip kontrol edilemeyecek sayıda bir insan topluluğuyla yürüyüş yapmak doğa yürüyüşleri içerisinde yer alan bir tanım değil ve hiç bir zaman olmayacak. 150 kişinin bağırarak iletişim kurduğu, avazı çıktığı kadar bağırıp türkü söylediği bir yerde doğayı dinleme imkanımız maalesef olmuyor. Göle sıfır çadır kurmak, burada vakit geçirmek bölgenin endemik türüne maalesef zarar vermektedir. Bölgede bulunan çöplerin dışarıya dağıldığını gören ve bunu göre göre çöp atan bir zihniyet kendine doğa severim demesin. Ekip liderlerinin bunları uyarmıyor oluşu ayrı bir durum belirtmek isterim.” Bölgede yılın belli dönemlerinde çıkan endemik bitki türü ters lalenin birkaç gün içinde bilinçsiz ziyaretler nedeniyle yok olduğunu ifade eden İçel, "Önceki geldiğimizde her yerde olan ters laleler birkaç gün sonra geldiğimizde hem koparılmış hem de üstüne basılarak ezilmiş durumda çok çok az kalmıştı. Yakın illerden gelen ellerinde poşet ve bıçakla göl etrafında ot toplayan yürüyüş gruplarını da gördük. Uyarmamıza rağmen devam ettiler. Aynı ekipte ekip lideri gözümün içine baka baka sigara izmaritini yere attı ve devam etti. Bu kontrolsüzlük böyle devam ettiği sürece korkarız ki yakında ne kurbağa kalır ne ters lale ne de çayır çimen” şeklinde konuştu.