ASAYİŞ - 25 Nisan 2016 Pazartesi 12:06

Tacizci öğretmen kendini böyle savundu

A
A
A
Tacizci öğretmen kendini böyle savundu

Adana'da 10 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında 220 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan öğretmenin yargılanmasına başlandı. Sanık öğretmen savunmasında, "Sınavlarda yüksek not alamayan çocukların ailelerince kendisine kumpas kurulduğunu savunan Z.G., "Ben 35 yıllık öğretmenim. Çocuğumu nasıl seviyorsam öğrencilerime de öyle davrandım. Bugüne kadar hiç soruşturma geçirmedim" dedi.

Çukurova ilçesi Mahfesığmaz Mahallesi'ndeki bir ortaokulda 5 Mart 2016 günü meydana gelen olayda iddiaya göre birden fazla kız öğrenci okula gitmeyince aileler şüphelendi. Veliler okula giderek durumu yönetime anlatınca yönetim öğrencilerle rehberlik öğretmeninin konuşmasına karar verildi. 10 kız öğrenci, rehber öğretmenle tek tek görüştüğünde 61 yaşındaki evli matematik öğretmeni Z.G.'nin kendilerini taciz ettiğini söyledi. Bunun üzerine rehber öğretmen durumu okul yönetimine bildirdi. Yönetim ise Kayseri'de yaşanan bir olayın benzerini yaşamamak için hemen polise haber verdi. Devreye ahlak ve çocuk polisi girdi. Ahlak polisi, öğretmeni gözaltına aldı. Sorgusunun ardından "çocuklara cinsel taciz" suçlamasıyla adliyeye sevk edilen öğretmen Z.G., çıkartıldığı mahkemece tutuklandı. Cumhuriyet Savcısı, Z.G. hakkında 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'çocuğun cinsel istismarı' suçlamasıyla toplam 220 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, "Mağdur çocukların birbirlerini doğrular nitelikteki beyanları, okulda tutulan tutanaklar ve mağdurların iftira atmalarını gerektirir bir durumun bulunmaması nedeniyle şüphelinin atılı suçu işlediği anlaşıldı" denildi. 

10 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında 220 yıl hapis cezası istenen öğretmenin Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlandı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden mahkemede ilk savunmasını yapan Z.G., önceki beyanlarını yineleyerek suçsuz olduğunu öne sürdü. Sınavlarda yüksek not alamayan çocukların ailelerince kendisine kumpas kurulduğunu savunan Z.G., "Ben 35 yıllık öğretmenim. Çocuğumu nasıl seviyorsam öğrencilerime de öyle davrandım. Bugüne kadar hiç soruşturma geçirmedim. Veliler ve öğrenciler beni seviyordu. Amacım matematiği çocuklara sevdirmekti. Öğretmenini sevmeyen çocuk matematiği sevmez. Çocuklar bana gelip sarılırdı. Ben de onları, 'çiçeklerim' diye severdim. Alınlarından, saçlarından öperdim. Onlar benim evladım gibi. Kendi çocuklarım gibi sevip alınlarından öptüm. İğrenç iftiraları duyunca şok oldum. Bu çocuklar mutlaka yönlendiriliyor. Taciz edilse sınıfta bu çocuklar kimse görmez mi, tepki vermezler mi? Hepsi tek kalemden çıkmış gibi ifade veriyor. Not konusunda velilerle sorunlar yaşadım. Test sınavı yapılan ilkokulda matematikten çok yüksek not alan öğrenciler benim yazılı sınavlarımdan düşük not aldı. Bazı veliler kendilerini 'düşük not mağduru' olarak tanımladı. Benim çocukların dersine girmemem için hareket ettiler. O dönem çocuklara yönelik cinsel istismar olayı gündemdeydi. Bunu yaptılar ve amaçlarına ulaştılar. Benim cinsel sorunlarım var. Ereksiyon sorunum var. Şehvet sorunu olan biri çocukları kucağına oturtur mu? Bana kumpas kuruldu. Onlar benim evladım. İftiraya kurban gidiyorum" dedi. 

Mahkemede psikolog eşliğinde yaşadıklarını anlatan kız öğrencilerden biri öğretmeni Z.G.'nin kendisini dizlerine oturttuğunu söylerken, diğer öğrenci ise sadece her öğretmen gibi sevdiğini söyledi. Toplam 10 mağdur öğrencinin bulunduğu davada 9 veli öğretmenden şikayetçi olurken, yalnızca 1'i şikayetçi olmadı.
Öğrencilerin ve tanıkların dinlenmesine karar veren mahkeme heyeti, sanığın tahliye istemini reddetti. 

FATİH KEÇE
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kadın sağlığında kritik mesaj: Tek belirtiyle kanser kararı verilmez Kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı, tek bir belirtiyle kanser tanısı konulmasının doğru olmadığı, her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özel Adatıp Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Camuzcuoğlu, kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değindi. Camuzcuoğlu, bu hastalıkların her zaman belirgin bir şikayetle başlamayabileceğini belirterek, "Bazı kadınlarda hiçbir belirti olmazken, diğerlerinde çok hafif ve belirsiz şikayetler görülebilir. Bu sebeple kişinin kendi döngüsünü ve vücudunu takip etmesi önemlidir" dedi. "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir" Adet dışı kanama, cinsel ilişki sonrası kanama veya ağrı, pelvik bölgede uzun süreli rahatsızlık, karında şişlik veya baskı hissi, açıklanamayan kilo kaybı, gibi keşifler her zaman kanserle ilişkili olmadığını belirten Prof. Dr. Camuzcuoğlu, "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir. Her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmelidir. Her kadının risk faktörü ve sağlık geçmişi farklıdır. Bu sebeple değerlendirme süreci kişiye özel yapılmalıdır" diye konuştu.
Konya Karısını 22 bıçak darbesiyle öldüren zanlı, "Kolumda Ebru yazıyor" diye kendini savundu Konya’da özel ders vermeye gittiği sitenin önünde boşanma aşamasındaki öğretmen karısını öldüren zanlı, indirimsiz ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Yargılandığı davada son sözü sorulan katil zanlısı, "Bana iftira atıyorlar hatta kolumda ’Ebru’ yazıyor. Başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Kayınvalidem yüzünden yuvamız bozuldu" diye kendini savundu. Olay, 25 Ekim saat 18.30 sıralarında merkez Meram ilçesi Havzan Mahallesi Ebussuud Efendi Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Abdullah Küçüktaşdemir (47), boşanma aşamasındaki eşi özel bir eğitim kurumunda öğretmen olan Ebru Küçüktaşdemir’i (45) özel ders vereceği site önüne kadar takip etti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada Abdullah Küçüktaşdemir, yanında bulunan bıçakla Ebru Küçüktaşdemir’i vücudunun çeşitli yerlerinden 22 bıçak darbesiyle yaraladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri şüpheliyi etkisiz hale getirirken, olayda ağır yaralanan kadın ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Meram Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Gözaltına alınan zanlı koca, ifadesinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konya’yı terk et mesajı atmış Konya Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturmasını tamamlarken, tutuklu olan zanlı hakkında ’kadına karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Hazırlanan iddianamede katil zanlısı kocanın eğitim fakültesindeki eğitimini yarıda bırakmasına rağmen, yıllardır özel dershanede Türkçe öğretmenliği yaptığı belirtildi. Zanlının telefonunda yapılan inceleme sonrası olay günü Ebru Küçüktaşdemir’e, "Cezaevinden başka yer mi var, bugün bu iş bitecek. Bende her şey bitti. Aklın varsa Konya’yı terk et" şeklinde tehdit mesajları attığı ortaya çıkarken, olaydan yaklaşık 6 saat önce "Av bıçağı Konya" gibi aramalar yaptığı da iddianamede yer aldı. "Bana iftira atıyorlar, kolumda ’Ebru’ yazıyor" Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’eşe karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla dava açılan Abdullah Küçüktaşdemir’in yargılanmasında karar duruşması görüldü. Zanlı koca duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme heyetince son olarak söylemek istedikleri sorulan katil zanlısı, "Ben para pul düşkünü değilim, bana iftira atıyorlar. Kolumda ’Ebru’ yazıyor başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Ben eşimi sonsuzluğa göndermedim. Eşimin annesi yüzünden, yuvamız yıkıldı" diye konuştu. Mahkeme heyeti, Abdullah Küçüktaşdemir’e ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi.