EĞİTİM - 19 Haziran 2023 Pazartesi 10:27

'Tatil de okul kadar elzemdir, yüklenilen stresin azaltılması gerekiyor'

A
A
A
'Tatil de okul kadar elzemdir, yüklenilen stresin azaltılması gerekiyor'

Verimli bir tatil dönemi için ebeveynlere önerilerde bulunan Psikolog Dr. Ayşegül Güner Algan, “Spor ve doğa etkinlikleri, modern hayatın getirdiği stresi düşürmek için en güzel reçete. Tatil de okul kadar elzemdir, yüklenilen stresin azaltılması gerekiyor” dedi.

Okulların kapanması ve yaz tatiline girilmesi çocuklar ve gençler için büyük bir mutluluk kaynağı olurken ebeveynler üzerinde kaygı ve stres oluşturuyor. Uzmanlara göre bu kaygı ve stresin en büyük nedeni çocukların okul bitince ortaya çıkan boş zamanını nasıl değerlendireceği. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi, Psikolog Dr. Ayşegül Güner Algan, “En basit mantıkla ebeveynler şöyle düşünmelidir, ülkemizde hatta bizim dışımızdaki birçok farklı ülkede de çocuk ve gençler bu tatil zamanını dört gözle bekler, geldiğinde de yüksek bir coşku yaşarlar. Bu bilgiden şunu çıkarabiliriz ki bu yaş grubundaki bireylerin bu tarz bir dinlenme ve eğlenme dönemine ihtiyacı bulunmaktadır. Okul her ne kadar önemli ve vazgeçilmez bir kurum olsa da tatil de onun kadar elzemdir, eğitim dönemi boyunca çocuklarımıza yüklenilen stresin bu tatil döneminde rahatlatılması gerekmektedir. Gelişim döneminde yaşanılan yüksek stresin yetişkinlikteki psikolojik bozukluklarla doğrudan ilişkili olduğunu gösteren birçok bilimsel çalışma bulunmaktadır. Spor ve doğa etkinlikleri, modern hayatın getirdiği stresi düşürmek için en güzel reçete” dedi.

Tatili olumlu bir şekilde çocuklar için nasıl değerlendirmeli

Farklı yaş gruplarında çocukların farklı ihtiyaçları olduğunu hatırlatan Algan, “Çocuğun yaz programını düzenlerken onun yaş grubu ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalı. Bununla beraber çocuğumuzun kendine özgü ve bağımsız bir birey olduğunu anlamamız gerekiyor. Sizin bakış açınızda çok faydalı ve eğlenceli bir etkinlik çocuğunuz için aynı anlama gelmeyebilir. Yaz için program yaparken çocuğu da bu işin içine dahil etmeli ve kararları beraber vermelisiniz” önerisinde bulundu. Özellikle ergen gruplarda ebeveynlerin çocuğun fiziksel ve psikolojik sağlığını her zaman kontrol etmesi gerektiğini anlatan Algan, bunun yanı sıra çocuğun kendi kişiliğini gerçekleştirmesine izin vermesini ve bağımsızlığına da alan tanınması gerektiğini vurguladı. Algan ayrıca bu dönemde arkadaş ilişkilerinin büyük önem kazandığının altını çizerek, “Arkadaşları ile istediği kadar vakit geçirebileceği, aradığı duygusal ve bireysel yakınlığı kurabileceği ortamları oluşturmalıyız. Erken ve orta çocuklukta, ebeveynler kişinin duygusal yakınlık ve destek ihtiyacını karşılama noktasında birinci kaynak olurken ergenlik döneminde artık bu kaynak arkadaşlara kayar. Özetle çocuklarımızın ihtiyaç ve taleplerine saygı duyarken onlara güvenli ve sağlıklı bir ortam sunabilecek sınırlar koymayı öğrenmeliyiz” diye konuştu.

“Spor ve sanat, sosyal becerileri artırır”

Algan, aileleri özellikle çocuklarını ihmal etmemeleri konusunda uyardı. Algan’a göre, çocuğun sabahtan akşama sokakta nerede olduğunu bilmemek, ilgilenmemek ve bütün günü odasında ekran başında geçirmesine izin vermek aynı derecede ihmale girer. Günümüzde teknoloji bağımlılığının da gittikçe arttığının altını çizen ve çocukların saldırganlık ve aileden duygusal kopma davranışları sergilediklerini söyleyen Algan, bu durumda yapılabilecekleri şöyle sıraladı: “Çocuğunuzla beraber açık havada fiziksel aktiviteler içeren etkinlikler mutlaka hayatınızın bir parçası olsun. Çocukların yaz okulu ya da spor takımlarına gitmesi onların hem yaşıtları ile sosyal bir ortamda bulunmasını sağlar hem de ekrana harcadıkları süreyi düşürmelerine yardımcı olur. Sanat da sporun güzel bir alternatifi olabilir, resim müzik ya da dans kendini geliştirmesine ve sosyal becerilerini arttırmasına yardımcı olur. Özellikle ergenlikte bir spor takımında ya da sanat grubunda olmak madde kullanımı riskini ciddi oranda düşürüyor. Bu seçimleri muhakkak çocuğunuzla beraber yapın.”

“Sorumluluk için yarım zamanlı bir işte çalışmaları faydalı”

Algan ayrıca, bütün bunların yanında çocukların yarım zamanlı bir işte çalışmasının aslında hem sorumluluk almayı öğrenmesi hem de kendine güveninin gelişmesi açısından faydalarına değindi. Algan, “Tabi ki burada dikkat edilecek önemli husus, çocuğun güvenli bir ortamda olması, gönüllülüğü ve bu çalışma saatlerinin kısıtlanması önemli bir şarttır. Son olarak mutlaka bir tatil yapın, denize girin, dağlara çıkın, köye gidin tarlada piknik yapın ya da oturduğunuz şehirde müzeleri gezin ama hem çocuğunuza hem de kendinize stressiz ve eğlenceli bir iki gün ayırın” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun 20 farklı ülkeden heyet İkiztepe Sağlık Zirvesi için Samsun’a gelecek Samsun’da düzenlenecek olan 2. İkiztepe Sağlık Zirvesi’yle 20 farklı ülkeden heyet Samsun’a gelecek. Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) tarafından 16-18 Mayıs 2024 tarihlerinde Samsun’da düzenlenecek olan 2. İkiztepe Sağlık Zirvesi’nin hazırlıklarının görüşüldüğü toplantı Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Vali Yardımcısı Vekili/Canik Kaymakamı Vehbi Bakır, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş, ASKON Başkanı Ahmet Alp Doğru, ilgili kamu kurumlarının müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve ASKON yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Samsun Valiliği tarafından konuyla ilgili yapılan paylaşımda, "İkiztepe arkeolojik kazılarında çıkarılan beyin ameliyatı yapılmış insan iskeletleri Samsun sağlık tarihinin gerçek başlangıcını yansıtmaktadır. İkiztepe Sağlık Zirvesi de adını Bafra ilçemizdeki bu tarihi mirasımızdan almaktadır. Dünyanın en önemli 3 cerrahi el aletleri üretim merkezinden biri haline gelen Samsun, tıbbi cihaz üretiminde yeni teknolojilere ve ürünlere geçerek dünyada daha fazla söz sahibi olacak adımları atıyor. Samsun, Türkiye ve küresel pazarlarda tıbbi cihazlar ve sağlık tesisleri konusundaki tecrübesiyle yıllardır etkin bir rol oynamaktadır. Samsun, sağlık alanında her zaman üst düzey yatırımları elde eden ve öncü konumunu bu katkılarla koruyan, sadece bölgenin değil ülkemizin de önemli sağlık kentlerinden biridir. II. İkiztepe Sağlık Zirvesi’yle sağlık teknolojilerinde yenilenme, sağlık hizmetlerinde kümelenme, sağlıkta kalite-akreditasyon, ilaç ve tıbbi cihaz sanayii, sağlık turizmi Samsun’da konuşulacak. 20 farklı ülkeden heyetlerin katılacağı zirvede Samsun her alanda sağlık sektörünün parlayan yıldızı olacak" denildi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak" İSTANBUL (İHA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Türkiye’nin Gücü Ödülleri" programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik verileri ile enflasyonla mücadele gibi konularda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadelenin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, "Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz" dedi. Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze saldırılarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, "Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Uluslararası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum" ifadelerini kullandı. "Dünya ortalamasının üzerinde ekonomik büyüme performansı gösterdik" Küresel anlamda ekonomik olarak zor dönemlerden geçildiğini ifade eden Yılmaz, "Küresel ortama baktığımızda ekonomik anlamda çok olumlu bir dönemden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl depremi yaşadık. Dünyada talep daralmasına rağmen tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik" dedi. Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, "Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu rakamlarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda sadece rakamlarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir grubuna yükseldik. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki dönemde bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır" diye konuştu. "Kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz" 2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, "Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken, kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, ihtiyacımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel sektörde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz" dedi. "Cari işlemler açığı geriledi" Cari işlemler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, "Cari işlemler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine göre cari işlemler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata göre yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız" dedi. Yılmaz, ihracat rakamlarına ilişkin de "Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa’daki daralmaya rağmen büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız iyi gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat rakamımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin önemli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız" ifadelerini kullandı. İstihdam oranları İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, "Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl önce 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam rakamımız 32.4 milyon kişiye ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da iyileşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi" diye konuştu. Önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu da dile getiren Yılmaz, "Reel tarafta iyiyiz, büyümemiz iyi, istihdamımız iyi, bütçe dengemiz iyi, ihracatımız iyi, turizmimiz iyi. Esas sorunumuz enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Para politikasıyla, mali politikalarla ve yapısal reformlarla enflasyon sorununu çözme irademizi ortaya koyduk" dedi. "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak" Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok denge içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam gibi alanları düşünmezsek daha hızlı enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor" dedi. "Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz" Yılmaz, "Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda etki göremedik ama aylık bazda etkileri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz" ifadelerini kullandı. "Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi" OVP programının etkisiyle enflasyonun düştüğünü ifade eden Yılmaz, "Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz etkisi diye bir şey de kalmaz. Baz etkisini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü etkisidir. Baz etkisi var ama esas etkiyi yapan programdır. Siyasi ve sosyal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun etkisini önümüzdeki dönemlerde daha hızlı göreceğiz" dedi. Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kredi risk primimiz CDS ciddi anlamda geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli şartlarda. Döviz sorunundan artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden önce halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif çabalar tam tersine döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Uluslararası finans koşullarına erişim iyileşmiş durumda." Yılmaz, "Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, reel ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı koruma gayretindeyiz. Reeskont kredilerinde uygun koşullu kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik seviyemizi yükseltecek, katma değeri artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz" dedi.