SAĞLIK - 18 Nisan 2018 Çarşamba 10:59

“Tavuk eti konusundaki iddialar, asılsızdır”

A
A
A
“Tavuk eti konusundaki iddialar, asılsızdır”

Prof. Dr. Recep Akdur, tavuk tüketiminin çocuklarda erken ergenliğe sebebiyet verdiği, tüketen kişide antibiyotik direnci oluştuğu ve 42 günde kesilen tavukların insan sağlığına zararlı olduğu şeklindeki iddiaların asılsız olduğunu belirtti.

Akdur, “Devletin ve ilgili mercilerin en kısa sürede var olan kontrol sitemini daha etkili ve şeffaf hale getirerek toplumun bu konudaki güvenini kazanması gerekir” dedi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, tavuk eti tüketimi ve hakkında çıkan iddiaları değerlendirdi. Akdur, tavuk tüketiminin çocuklarda erken ergenliğe sebebiyet verdiği, tüketen kişide antibiyotik direnci oluştuğu ve 42 günde kesilen tavukların insan sağlığına zararlı olduğu şeklindeki iddiaların asılsız olduğunu belirtti.

Sağlıklı beslenme 

Akdur, sağlıklı beslenmeyi yeterli, dengeli ve hijyenik beslenme olarak üç ana başlıkta ele aldı. Akdur, “Sağlıklı beslenme kişinin büyümesi, gelişmesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli günlük ve uzun erimli besin miktarlarını karşılayan; yeterli, protein, karbonhidrat ve yağ gibi besin grupları açısından belirli bir orana sahip; dengeli son olarak kısa veya uzun erimde sağlığına zarar veren herhangi bir madde içermeyen yani hijyenik özelliklere sahip olan beslenme demektir. Kısaca, yeterli, dengeli ve hijyenik olan beslenmeye sağlıklı beslenme denir” diye konuştu.

Sağlıklı beslenmenin, kişinin büyüme gelişmesini sağladığı gibi, hastalıklara kaşı dirençli olmasını, hastalandığında ise daha kolay ve az hasarla iyileşmesini sağladığını dile getiren Akdur, “Yalnızca kilo, boy, güç, kuvvet gibi fizik kapasiteyi değil aynı zamanda kişinin zihni kapasitesini de özellikle öğrenme ve oluşturuculuk  gücünü olumlu yönde etkiler. Bu nedenle de sağlıklı beslenen toplumların hem fiziksel hem de zihinsel gücü daha yüksek olur. Ayrıca daha az hastalanarak okula /işe devamsızlıkları daha azdır.Tüm bu nedenlerle üretkenlikleri hem yüksek hem de nitelikli olur. Bundan ötürü de sağlıklı beslenen toplumlarda kalınma hızı daha yüksektir” şeklinde konuştu.

Prof.Dr. Akdur, sağlıksız beslenen toplumlarda ise durumun tam tersine döndüğünün altını çizerek, “Özellikle çocuklarda boy kilo gelişimi geri kaldığı gibi öğrenme kapasitesi de olumsuz etkilenir. Sonuçta çocuklar kısa boylu ve şişman olurlar. Hem daha sık hastalanırlar hem de hastalandıklarında hastalığı geçirmeleri daha zor olur ve sağlıklı beslenen çocuklara göre daha büyük hasarla sonuçlanır. Öğrenme yeteneklerinin daha düşük olması ve sık sık hastalanmaları nedeniyle eğitimlerinde de başarı düzeyleri daha düşük olur” ifadelerini kullandı.

Tavuk etinin obezite ve sağlıklı beslenmedeki yeri 

Türkiye’nin birçok açıdan olduğu gibi besleneme açısından da tam bir geçiş toplumu özelliğini gösterdiğini söyleyen Akdur, tavuk etinin obezite ve sağlıklı beslenmedeki yeri hakkında şunları kaydetti: “Bir yandan bazı besin öğeleri açısından yetersiz beslenme sorunları görülürken öte yandan da bazı besin öğeleri açısından aşırı beslenme sorunları yaşanıyor. Çocuklarda bir yandan hayvansal protein yetersizliklerine bağlı kısa boyluluk görülürken öte yandan da karbonhidrat ve yağdan fazla beslenmeye bağlı obezite önemli bir sorundur. Obezite hem çocuklarda hem de erişkinlerde her geçen yıl daha da sıklığı ve önemi artan bir halk sağlığı sorunu olma niteliğini taşıyor.

Son araştırmalara göre; Türkye’de her on çocukların biri obez her yedi çocuktan biri ise fazla kiloludur. Daha çocukluk yaşından başlayan obezite, bir yandan gençlik yaşlarında obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarına neden olurken öte yandan da obezite çözümlenmesi daha zor bir sorun olma niteliğini kazanmaktadır. Böylece adeta kısır bir döngü sarmalı oluşmaktadır.

Çocuklardaki bu iki sorun yani hayvansal protein yetersizliği ile obezite birlikte düşünüldüğünde tavuk etinin bu iki grup sorunu da çözme niteliğine sahip olan bir gıda olduğu görülmektedir. Çünkü tavuk eti iyi kalitede bir hayvansal protein kaynağı olması yanında, kırmızı etlere göre daha düşük doymamış yağ içermektedir. Ayrıca B grubu vitaminler (Niasin, B6, B12) açısından yeterli bir kaynak olması, kolay sindirilmesi ve daha ucuz daha hijyenik olması gibi nedenlerle çocuklardaki beslenme sorunlarını çözmede önemli bir yeri vardır. Böylece bir yandan çocuk beslenmesinde çok önemli olan hayvansal protein ile birlikte B grubu vitaminleri karşılarken öte yandan da obeziteye neden olan doymuş yağların fazla alımından da korumuş olmaktadır. Sindirimi kolay bu nedenle de her yaş grubunun özellikle de çocukların tüketebileceği niteliktedir. Tavuk eti hijyen açısından da güvenilir bir gıdadır.”

“Türkiye’de kişi başına yıllık hayvansal protein tüketimi düşüktür”

Gelişmişmiş ülkeler ve dünya ortalaması ile kıyaslandığında Türkiye’de kişi başına yıllık hayvansal protein tüketimi önemli miktarda düşük olduğunun altını çizen Akdur, “Bu düşüklük kişi başına kırmızı et tüketiminde çok daha belirgindir. Çünkü Türkiye’de son yıllarda tavuk eti tüketiminin görece olarak yükselmesi nedeniyle kişi başına yıllık toplam tüketimin üçte ikisi tavuk etinden sağlanmaktadır.Bu durum toplam hayvansal protein eksikliğinde kısmi bir düzelmeye gidiş sağlamış olup daha da iyileşmeye adaydır. Buna karşılık tavuk eti konusundaki yanlış bilgilendirmeler nedeniyle bu gelişme zaman zaman duraklamaya uğramaktadır” dedi.

“Tavuk eti hakkındaki iddialar asılsızdır”

Akdur, tavuk tüketiminin çocuklarda erken ergenliğe sebebiyet verdiği, tüketen kişide antibiyotik direnci oluştuğu ve 42 günde kesilen tavukların insan sağlığına zararlı olduğu şeklindeki iddialar hakkında da açıklamalarda bulundu. Bu iddiaların asılsız olduğunu vurgulayan Akdur, şöyle konuştu: “Tavuk eti konusundaki söylem ve iddiaların hemen çoğu asılsızdır. Ancak bu söylentiler toplumda etkili olmaktadır. Bu etkililiğin nedeni toplumda var olan devlet ve devlet kontrolüne olan güvensizliktir. Devletin ve ilgili mercilerin en kısa sürede var olan kontrol sitemini daha etkili ve şeffaf hale getirerek toplumun bu konudaki güvenini kazanması gerekir. Tavuk eti üretiminde ve dağıtımında etkili bir denetim sitemi varlığına olan inanç ve güvenç toplumum kafasındaki tereddütleri gidereceği gibi çıkan asılsız söylentilerin de etkisini çok azaltacaktır.

Günümüzde tavuklara hormon uygulaması yasaktır ve tavuklara hormon verilmesi dolayısı ile de bunlarla beslenenlere hormon geçerek onları olumsuz etkilemesi söz konusu değildir.Bu nedenle tavuk tüketiminin çocuklarda erken ergenliğe yol açtığı söylentisi kanıttan tamamen yoksun bir iddiadır. Çağımızda çocukların 50-100 yüz yıl öncesine göre daha erken yaşlarda ergenliğe girdiği gözlenmektedir. Ancak bunun doğrudan tavuk eti tüketimi ile ilişkisinin olduğuna dair herhangi bir bulgu ve kanıt yoktur.

Aynı şekilde dünyada antibiyotik direnci hızla yayılmaktadır. Ancak bu sorun da tavuk etinden ya da veteriner amaçlı antibiyotik kullanmakla ilişkisi konusunda bir bilgi yoktur. İnsanlarda bilinçsiz kullanım ve antibiyotik kullanımı savrukluğu aşikar iken olayı piliç etine bağlamanın hiçbir mantığı yoktur.

Cicivlerin verimli ve ekonomik kiloya 42 günde ulaşarak kesilmesi konusu ise tamamen doğal seleksiyon ile ırk arıtma meselesi olup, sağlığa aykırılığına ilişkin herhangi bir bulgu ve bilgi yoktur. Özetle bu tür söylentilerin tamamının haklı bir tarafı yoktur.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.