GÜNDEM - 16 Eylül 2014 Salı 17:02

Tekirdağ Limanı'ndaki kazaya rekor tazminat!

A
A
A
Tekirdağ Limanı'ndaki kazaya rekor tazminat!

Tekirdağ Limanı'ndan denize uçan otomobilde hayatlarını kaybeden Aysel ve Vecdet Eriş ile Zeynep ve Ahmet Gülhan'ın çocuklarına ödenecek tazminat belli oldu. Tekirdağ İdare Mahkemesi, 1 milyon 400 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.

Davacı müvekkillerin avukatı Necip Bağırsakçı, "Bugüne kadar karşılaşılan bir miktar olmadığı yönünde duyumlar alıyoruz. O yüzden verilen kararı biz de olumlu görüyoruz" dedi.
29 Mayıs 2012'de Tekirdağ Limanı'ndan denize uçan otomobilde hayatlarını kaybeden Aysel ve Vecdet Eriş ile Zeynep ve Ahmet Gülhan’ın çocuklarına ödenecek tazminat belli oldu. Tekirdağ İdare Mahkemesi, Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye Denizcilik İşletmeleri ve Akport Tekirdağ Liman İşletmeciliği tarafından 1 milyon 400 bin lira tazminat ödenmesine hükmetti.

Davacı müvekkillerin avukatı Necip Bağırsakçı, karara ilişkin olarak, "Alınan karar tabii ki manevi tazminat davası sonucu verilmiş bir karardır. Olayın tabii ki özüne indiğimiz zaman Bandırma'dan kalkan feribotta müvekkillerimin anne, babaları öndeki araçta bulunuyordu. Müvekkillerim de öndeki kamyonette çeyiz eşyalarını götüren araçta yer alıyorlardı. Kazadan iki ay önce bozuk raporu alınmış bir iskele bu, tabii ki yanaşıyor, burada hizmet kusuru söz konusu. Güvenlik yok, ışıklandırma yok, yön gösterici levha yok, yön gösteren personel yok. Feribottan çıkan araç 17 metrelik rıhtımı 3 saniyede geçip denize düşüyor. Bunlar benim müvekkillerimin, damatla gelinin gözü önünde cereyan ediyor. Olay hakikaten çok üzücü bir olaydı. Hizmet kusuruna dayalı olarak gerek soruşturma safhasını Cumhuriyet Savcılığı'nın yaptırdığı, gerek kovuşturma aşamasında Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi'nin aldırdığı deliller, bilirkişi raporları tamamen bizi haklı gösterdi" dedi.

Sabit ve net olan hizmet kusurundan dolayı açılan manevi tazminat davasının 3 milyon TL tutarında olduğunu belirten Bağırsakçı, "Tekirdağ İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar istediğimizin yarısından az, 1 milyon 400 bin TL. Ancak bugüne kadar karşılaşılan bir miktar olmadığı yönünde duyumlar alıyoruz. O yüzden verilen kararı biz de olumlu görüyoruz. Müvekkillerimin daha fazla beklememesi adına, üzüntülerinin giderilmesi adına, bir de Danıştay safhasını beklememeleri adına biz temyiz etmedik. Tabii ki Ulaştırma Bakanlığı ve Deniz İşletmeleri elbette ki temyiz haklarını kullanacaklardır. Neticede yargının verdiği karara hepimizin saygı duyması gerekir, bu yönüyle olumlu bir karar. Biz, emsal oluştursun diye dava açmadık ama zaten olayın özü emsal niteliğini kendiliğinden sergiliyor" ifadelerini kullandı.

"KARAR CAYDIRICI OLMASI BAKIMINDAN ÇOK ÖNEMLİ"
Verilen kararın caydırıcı olması bakımından çok önemli olduğuna dikkati çeken Bağırsakçı, "Bizim müvekkillerimizin ölen anne ve babalarını geri getirecek bir karar tabii ki mümkün değil. Hakikaten manevi üzüntümüzü ifade ederken sığındıkları en güvenli limanlarını bozuk ve korumasız bir iskelede kaybetmişlerdir" diye konuştu.

Karardan sonraki usul hakkında bilgi veren Bağırsakçı, "Biz icrai bir takibata maruz bırakılmamak istiyoruz. Kendimizin kalkıp da Ulaştırma Bakanlığı ve Deniz İşletmeleri’ne icra takibine geçmeksizin kendilerinden ilk talebimiz üzerine bu geride kalan öksüz ve yetim müvekkillerimin bu üzüntülerini karşılayacaklarına inanıyoruz. Talebimizle birlikte ödemelerini umuyoruz, bekliyoruz. Hakkımızdır diyoruz. Ödenmediği takdirde de elbette ki hukuk devleti, hukuk devletinde de tabii ki icra takibiyle bir sonuç almaya çalışacağız" dedi.

"MÜVEKKİLLERİM KARARI NASIL KARŞILAYACAKLARINI BİLEMEDİLER"
"Müvekkillerim kararı nasıl karşılayacaklarını bilemediler, çünkü psikolojik bir travma içindeler" diyen Bağırsakçı, "Bu kararın verilmiş olması da onların bir nebze rahatlamasına sebebiyet verecek. Yoksa manevi tazminatın felsefi özü, hukuktaki yeri şu, 'üzüntünün gideri mi'. Evet, biz sana anneni babanı geri veremeyeceğiz ama sen bu üzüntüyü yaşarken bir de yaşam üzüntüsü, yaşam mücadelesini vereceğin zaman zorlanma, olay bu. Olumlu karşıladılar" şeklinde konuştu.

ENİSE YAPAR

ANKARA 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da kedi köpek oteline silahlı ve uçan tekmeli saldırı Antalya’nın Alanya ilçesinde kedi ve köpeklerin barındığı bir otel, bir şahıs tarafından kurşunların hedefi oldu. Otelin sahibi, çevredeki vatandaşların otelde hayvanların barınmasına karşı çıktıklarından dolayı kurşun sıktığını ve sürekli tehditler aldığını iddia etti. Olay, 28 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde Tepe Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Nurhayat Bıçakçıoğlu isimli vatandaşın sahibi olduğu kedi ve köpeklerin barındığı bir otele tabanca ile defalarca ateş edildi. Tabancadan çıkan kurşunlar otele isabet ederken, olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerinin olayla ilgili incelemeye devam ettiği öğrenildi. Silahlı saldırı güvenlik kamerasında Olay anı ise oteldeki güvenlik kamerası tarafından kayıt edildi. Görüntülerde elinde tabanca olan şahsın otele doğru birçok el ateş ettiği görülüyor. Dakikalar geçinince şahsın uçan tekmeyle kapıyı kırmaya çalıştığı anlar da kamera kaydına yansıdı. Saldırgan şahsın, “dışarı çık” şeklinde bağırdığı anlar da görüntülerde yer aldı. “Silah sıkan kişi zaten benimle biraz husumetli” Yaşadığı olayla ilgili konuşan Nurhayat Bıçakçıoğlu, çevrede yaşayan bazı vatandaşların otelde kalan hayvanların barınmasına karşı çıktıklarını öne sürerek, “3 tane baktığım hayvan bahane ediliyor. Aslında otelin kapanmasını isteyen, bir sitedeki yabancılar. Yurtdışından gelmişler hayvanları istemiyorlar. Hayvanların burada bulunmasını, sokak hayvanlarını bahane ederek hayvanların canına acıtıyorlar, taşlıyorlar, sürekli kışkırtmaya çalışıyorlar. Barınaktan geldiler hayvanları götürdüler. Onun savaşını yaşıyoruz biz burada. Hayvanları aldırttıktan sonra ben savunmasız kalınca 23 sıktılar bana burada. Silah sıkan kişi zaten benimle biraz husumetli. Yandaki arsa benim arsam. Ben kendisine birkaç kere izah ettim yapmayın diye. Gittim müdahale ettim. Müdahale ettiğim için de bu şekilde karşılık aldım. Sonrasında da sürekli tehdit yağdırıyorlar. Şu an burayı kapatıp gitmemi istiyorlar, bu olaylar bitmez, bu olayı tekrar yaşarsın diyorlar. Hayvanlar seni ilgilendirmez sen kendinle ilgilen müşteri köpekleriyle ilgilen diyorlar. Sürekli böyle tehditler yiyorum ben burada. Ben bu 3 canı bunların eline bırakmak istemiyorum” dedi.