TEKNOLOJİ - 28 Eylül 2020 Pazartesi 09:28

Teknofest 2020’ye Bahçeşehir Üniversitesi damgası

A
A
A
Teknofest 2020’ye Bahçeşehir Üniversitesi damgası

Gaziantep’te yapılan Teknofest 2020 yarışlarına insansız sualtı sistemleri kategorisinde katılan Bahçeşehir Üniversitesi ’Baurov’ takımı birinci olarak 40 bin liralık ödülün sahibi oldu. Baurov takımı ödülünü, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun elinden aldı.

Bu yıl üçüncü kez gerçekleştirilen ve ilk kez Gaziantep’te yapılan Teknofest 2020, ödül töreni ve kapanış seremonisi ile son buldu. Teknofest 2020’de ASELSAN tarafından düzenlenen insansız su altı sistemleri kategorisinde yarışan Bahçeşehir Üniversitesi "Baurov" takımı birinci oldu. Baurov takımı, aynı zamanda "en özgün yazılım" ödülünün de sahibi oldu. Bahçeşehir Üniversitesi Baurov takımı, ödülünü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun elinden aldı.

Yapılan ödül töreni ile birincilik kupasını, 40 bin liralık ödülü ve en iyi yazılım ödülünü alan Baurov takımı kaptanı Kağan Kapıcıoğlu, "Teknofest kapsamında ASELSAN’ın düzenlediği insansız sualtı sistemleri yarışmasında yarıştık. Bu kapsamda ikişer adet manuel ve otonom olmak üzere toplam 4 görev yapmamız istendi. Öncelikle manuel görevlerde sualtı temizlik ve montaj olmak üzere iki tane görevi tamamladık. Daha sonra çemberden geçme ve çembere konumlanma isimli iki tane farklı otonom görevi yaptık. Bu otonom görevler tamamen robotun içinde bulunan kodlarla çalışıyor. Kendi algılamasını yapıyor, kendi hedeflemesini yapıyor, kendi navigasyonunu yaparak hedefe yönleniyor ve görevi tamamlıyor. Bu projemizle birinci olduk. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu da buraya geldi ve bizlerin projelerini dinledi. Çok onure etti bu durum bizi. Projemize değer verdiğini söyledi. Selçuk Bayraktar ile birlikte geldiklerinde Dumlupınar’a belki bir dalış gerçekleştirilebileceğimizden bahsetti. Biz bunun için gerçekten çok çok heyecanlıyız. Bizim için çok büyük bir manevi değeri var" dedi.

BAU Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Berke Gür ise "Burada gördüğünüz robotlar aslında Bahçeşehir Üniversitemize sualtı robotik alanında yapılan çalışmaların bir kısmı sadece. Su üstü ve sualtı teknolojileri ülkemiz için çok önemli. Mavi vatan kavramı kapsamında da gerçekten gittikçe önemi artıyor. Buradaki çalışmaları birinci sınıftan itibaren öğrenciler kendileri yapıyor, kendileri üretiyor. Bu robotlarla müthiş bir tecrübe kazanıyorlar. Bugün de birinci olduk. Çok mutluyuz. Zaten bu bir ekip çalışmasıydı. Zorlu bir çalışma süreci atlattık. Ayrıca süreklilik çok önemli. Çünkü biz 2018’deki ilk yarışmaya da katıldık. Bir yerden sonra zaten ekip çok iyi bir şekilde çalışıyor. Çok uyumlu bir şekilde çalışıyorlar. Bu çok önemli ama süreklilik de çok önemli" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Konteynerinin bulunduğu arazi satılan kadın sokakta kaldı, gözyaşlarına boğuldu Antalya’nın Serik ilçesinde belediye tarafından yaptırılan konteyner evde yaşayan ve kardeşi ile yaşadığı sorunlar nedeniyle evden kovulduğunu söyleyen kadın, 5 gündür parklarda yaşıyor. Annesine bakması karşılığında, arsasının içine belediyenin desteğiyle konteyner yaptırılmasına izin verilen Durdu Bodur, tam hayatını düzene soktuğunu düşünürken, kardeşi tarafından kaldığı evin arsasını satışa çıkartıldı. İddiaya göre kardeşi tarafından sokağa atılan kadın, üniversitede okuyan kızını mezun etmek için halde günde 12 saat çalıştığını anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Durdu Bodur, "Kızım üniversiteden ziyarete geldi, arkadaşının yanında kalıyor. Ben kızımı evime götürüp bir poğaça yediremiyorum, ağırlayamıyorum ve ben burada parkta kalıyorum" dedi. Mahalle muhtarının bilgisi var Annesinin arsasında yaşamaya izin verdiğini ve tek şartının kendisine bakması olduğunu söylediğini belirten Durdu Bodur (53), bir süre sonra kız kardeşinin alanı satacaklarını söyleyerek yaşam alanından çıkmasını istediklerini ifade etti. Bodur, "30 yıldır Antalya’da yaşıyordum. Anneme buraya gelip yerleşeceğimi söyledim. O da tamam dedi ve ‘tek şartım bana bakman’ dedi. Ben de tamam dedim. Tüm kardeşlerimle konuştuk. Belediye sayesinde subasman döktürdük ve konteyner koydurduk. Orada yaşıyordum ve hayatımı düzene sokmuştum. Bu kez kardeşim evden çık, tarlayı satacağız demeye başladı. Annemi formaliteden oraya getirdiler, ikametgahı belli. Muhtarımız her şeyi biliyor" diye konuştu. "Herkes sesimi duysun" Kardeşinin kendisini geçtiğimiz Ramazan aynın Kadir Gecesi günü zor kullanarak sokağa attığını iddia eden Durdu Bodur, şöyle konuştu: "Kardeşim, beni ’anlaşmaya uymadı, anneme bakmadı’ diye Kadir Gecesi sokağa attı. Bütün mercilere şikayetimi yaptım. Ölüm tehdidi aldığımı, beni bıçakla kovaladığını söyledim. En son Cuma günü bıçakla beni kovaladı ve ‘buraya giremezsin’ dedi. ‘Sen annene bakmadın, nereye gidersen git’ dediler. Ne yapacağımı bilmiyorum. İş kıyafetimle kaldım ortada. Halde çalışıyorum, tek amacım üniversitede okuyan kızımın tahsilini bitirtmek, 1 yılı kaldı. Dedim ki, ‘1 yıl müsaade edin, çocuğumu mezun edeyim’. Günde 12 saat çalışıyorum. Kardeşim, beni çalışıyorum diye sokağa atıyor. ‘Çalışmayacaksın, annenin yanında oturacaksın’ diyor. Annem çok şükür yatalak değil, mağdur durumda değil. Her şeyini yapabiliyor. Çocuğum şu an üniversiteden ziyarete geldi, arkadaşının yanında kalıyor. Ben kızımı evime götürüp bir poğaça yediremiyorum, ağırlayamıyorum ve ben burada parkta kalıyorum. Herkes sesimi duysun istiyorum, bana yardım etsinler, ne yapacağımı bilmiyorum."
Eskişehir İş insanlarının vize sıkıntısı Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, iş insanlarının uzun zamandır mücadele ettiği enflasyonist ortam, artan üretim maliyetleri ve nitelikli iş gücü gibi sorunlara vize sıkıntısının da eklendiğini belirterek konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Eskişehir sanayicisinin 150’den fazla ülkeye 4,3 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğini ve 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağladığını ifade eden Kesikbaş, son dönemlerde özellikle Avrupa ülkeleri için yaşanan vize temini sorunun ihracat yapan firmalar için ciddi bir engel teşkil ettiğini söyledi. Vize konusu tarife dışı engel haline dönmekte ESO Başkanı Kesikbaş yaptığı açıklamada, “Artan üretim maliyetlerinden nitelikli işgücüne, rekabetçi fiyat oluşturmaktan mevzuatlara, öngörülebilirlikten enflasyona kadar Türk sanayicisi olarak birçok konuyla mücadele ediyoruz. Özellikle son bir yıldır bu sorunlara maalesef artarak devam eden vize alma zorluğu da eklendi. Bizler tüm zorlu şartlar altında yüksek kalitede üretim yapıyoruz ve bunlar için yurt dışında pazar buluyoruz. Ancak iş insanları olarak ironik bir şekilde ürünlerimizi gönderdiğimiz ülkelere bizler gidemiyoruz. Vize konusunun ülkemiz iş insanları için tarife dışı bir engel olarak kullanılmasını düşünmek bile bizleri rahatsız etmekte. İş insanlarımızı maddi ve manevi olarak zarara uğratan bu haksız uygulamanın en kısa sürede son bulmasını istiyoruz” dedi. Vize sorununun en hızlı şekilde çözülmesini bekliyoruz İş dünyası olarak farklı ülkelerle ticari ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek, yeni pazarlara açılmak için mutlaka iletişim içinde olunması gerektiğinin altını çizen Kesikbaş, “Özellikle ticari amaçlı yapılan vize başvurularında yaşanan sıkıntıları anlamakta zorlanıyoruz. Başvuru sistemlerinin sürekli kapalı olması, randevu alınamaması, tesadüfen randevu bulunsa bile çok uzak tarihlere verilmesi, yapılan vize başvurularının bazen aylarca bekletilmesi, planlanan toplantı ve iş seyahatlerine bu sebeple gidilememesi, iş insanları tarafından yapılan vize başvurularının beklenmedik şekilde reddedilmesi, vize verilse bile bunların geçerlilik sürelerinin çok kısa tutulması bizleri oldukça zor durumda bırakmaktadır. Bu durum Türk iş insanları için son derece antipatik ve prestij zedeleyici bir durum oluşturmaktadır. Her iki tarafı da yoran ve işletmelerimiz için ciddi kayıplara sebep olan bu tutumun en hızlı şekilde çözüme kavuşturulmasını beklemekteyiz” açıklamasında bulundu.