GÜNDEM - 24 Eylül 2018 Pazartesi 23:47

TEKNOFEST’e rekor katılım

A
A
A
TEKNOFEST’e rekor katılım

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve T3 Vakfı öncülüğünde Türkiye’de ilk kez düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST, 550 bin katılımcıyla dünyadaki benzer festivaller arasında rekor kırdı. “Ayakları Yere Basmayan” festival, görsel bir şölen yaşattı ve teknoloji yarışmalarına sahne oldu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı öncülüğünde 20-23 Eylül tarihleri arasında yeni havalimanında düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST), ilk kez düzenlenmesine rağmen çok büyük ilgi gördü. Havacılık, uzay ve teknoloji konularına ülke genelinde ilgi uyandırmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla yapılan festivale 4 günde rekor katılım gerçekleşti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, TEKNOFEST’i 4 günde 550 bin kişinin ziyaret ettiğini açıkladı. Başkan Uysal, “Bu süreç içerisinde rekor bir katılım gerçekleşti, 550 bine yakın ziyaretçi geldi. Her gün ortalama 200 bine yakın insan ziyaret etti. Başlarken, ‘Bu kadar kişi gelir mi, bu kadar hareketli geçer mi’ diye tereddütlüydük. Böyle bir festivale İstanbul'un, Türkiye'nin ihtiyacı varmış. İlk sene olmasına rağmen bu kadar ilgi olması çok güzel” dedi. 

Dünyadaki en hızlı araçların yarıştığı festivale özellikle gençler ve teknoloji tutkunları büyük ilgi gösterdi. 42 ilden 10 bin genç ve binlerce İstanbullunun katıldığı festivalin ziyaretçileri arasında kundaktaki bebekten yaşlılara kadar yüz binlerce vatandaş yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile ödüller takdim edildi 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Eylül Cumartesi günü eşi Emine Erdoğan ile birlikte TEKNOFEST’i ziyaret ederek teknoloji tutkunu gençlerle buluştu ve festival alanını gezdi. Erdoğan, festival kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye girenlere ödüllerini de verdi. Festivale 4 gün boyunca Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da katıldı.

Havacılık gösterileri ve yarışmalar katılımcıları büyüledi 

Katılımın ücretsiz olduğu festivalde havacılık ve uzay sanayisine yönelik çok sayıda araç ve ürün sergilendi. Milli teknolojiler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sanal gerçeklik uygulamasıyla yakından görüldü. Askeri ve sivil katılımcı firmalarının stantları, hava kontrol kulesi önüne kurulan ana sahnede, gün boyunca performanslar ve yarışmalar, katılımcı firmaların stantlarında ziyaretçilere bilgilendirmelerin yanında birçok deneyim fırsatı sundu. Etkinlik alanında sergilenen hava araçları özellikle öğrencilerin ilgi odağı olurken, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait C130 askeri tip nakliye uçağına yoğun ilgi gösteren ziyaretçiler, uçağın içini gezerek fotoğraf çekildi. 

Türk Yıldızları, Solo Türk, paraşüt timi, 129 ATAK helikopteri, TB2 silahlı İHA ve Türkiye'nin ilk profesyonel milli akrobasi pilotu Ali İsmet Öztürk ile kızı Türkiye'nin ilk profesyonel kadın akrobasi pilotu Semin Öztürk'ün akrobasi gösterileri hayranlıkla izlendi. Gökyüzünde harmandalı yapan ATAK helikopterleri büyük alkış aldı. Coşku, heyecan ve adrenalin festival boyunca devam etti. Festivalde vatandaşlar, havada serbest uçuş deneyimi yaşatan dikey rüzgar tüneli platformuna da büyük ilgi gösterdi. AK Parti Milletvekili ve milli yarışçı Kenan Sofuoğlu’nun motosikletiyle Formula 1 aracı, spor araç, Solo Türk F-16 uçağına karşı yarışması da büyük ilgi gördü. 

Festival kapsamında Dünya Drone Şampiyonası, Hack İstanbul Siber Güvenlik Yarışması, Take-Off Uluslararası Girişim Zirvesi, dünyanın en hızlı 7 aracının yarıştığı "Yarışların Yarışı", nefes kesen jet uçak, helikopter ve akrobasi gösterileri, THY seyahat hackatonu, planetaryum, paraşüt atlayışları, hava araçları sergisi, simülasyon uygulamaları, teknoloji ve eğitim atölyeleri, konserler ve aktiviteler düzenlendi.
Türkiye'nin milli teknoloji hamlesini gerçekleştirmesi ve teknoloji üreten bir topluma dönüşmesi hedefiyle düzenlenen festivalde, İstanbul Liselerarası Model Uçak Yarışması’nda liseli öğrencilerin tasarladığı model uçaklar İstanbul yeni havalimanının semalarında süzüldü. Drone şampiyonasının finalleri de katılımcılardan büyük ilgi gördü. 

Festivalde 14 farklı kategoride düzenlenen teknoloji yarışmalarına özellikle gençler büyük ilgi gösterdi. 750'den fazla takım, 2 binden fazla yarışmacının katıldığı teknoloji yarışmalarında gençler büyük başarı sergiledi. Yarışmalarda dereceye girenlerin ödüllerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve T3 Vakfı Başkanı Selçuk Bayraktar birlikte verdi.

Avrupa Hareketlilik Haftası’nda bisikletle TEKNOFEST’e gidildi 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, dünyanın çeşitli kentlerinde her sene 16-22 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Avrupa Hareketlilik Haftası’nı TEKNOFEST ile buluşturan özel bir organizasyona imza attı. 500 bisikletli sporcu ve vatandaş, Saraçhane’deki İBB binasından İstanbul yeni havalimanına kadar 42 kilometre pedal çevirerek, festivale bisikletle katıldı. 

Festivalde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İETT ve İBB iştiraklerinin stantlarındaki akıllı şehircilik çözümleri vatandaşlardan büyük ilgi gördü. Ziyaretçiler, yerli ve milli akıllı geri dönüşüm konteyneri ile uzaktan kumandalı EDS maketini deneyimleme imkanı buldu. İBB, festival kapsamında Robotaksi ile otonom araçlara temel teşkil edecek robotik araçların yer aldığı bir yarışma da düzenledi. Yarışmada dereceye giren genç mucitler ödüllendirildi.

Ücretsiz ulaşım ve kumanya desteği de verildi 

İETT, katılımcıların festivale rahat ve hızlı gidebilmesi için Avrupa ve Anadolu yakasındaki 16 merkezden ücretsiz otobüs seferleri yaptı. Sabah 09.00 ile akşam 19.00 saatleri arasında düzenlenen 8 bin 510 seferle toplam 410 bin 150 yolcu festival alanına taşındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, festival boyunca toplam 306 bin 500 kumanya dağıttı, 40 bin kişilik yemek ve 25 bin aşure ikramında bulundu. İBB iştiraklerinden Hamidiye Kaynak Suları AŞ de katılımcılara her gün 200 bin şişeden fazla su ikram etti. Festivalin organizasyonunu sağlayan İBB Halkla İlişkiler Müdürlüğü ise, 212 personeliyle katılımcıları yönlendirdi ve festivale gelen öğrencilerin okullardan alınarak sorunsuz bir şekilde alana gelip gitmelerini koordine etti.
TEKNOFEST, aralarında BBC ve ABC News ile Çin Haber Ajansı Xinhua’nın da bulunduğu dünya basınında yer buldu. İngiltere’den Çin’e, hatta Pakistan’a kadar medya kuruluşları, yoğun ilgi gören gösterileri ve kıyasıya mücadelelerin yaşandığı teknoloji yarışlarını ekranlarına ve manşetlerine taşıdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Güllü’nün oğlu savcıya müşteki olarak ifade verdi: "Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" Yalova’daki evinin terasının penceresinden düşen Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçlamasıyla ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in (27) kardeşi Tuğberk Yağız Gülter, olay günü ses kayıtarıyla ilgili, "’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" dedi. 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi üzerindeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta ünlü şarkıcı Güllü (52), kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Güllü’nün ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçundan tutuklanırken, Sultan Nur Ulu’ya ise ev hapsi verilmişti. Olayla ilgili Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter, Yalova Adliyesi’ne müşteki sıfatıyla ifade verdi. Gülter, Yalova’daki olayın yaşandığı gün kendisinin İstanbul’da olduğunu söyledi. Annesi ve ablası arasında sık sık tartışma çıktığını söyleyen Gülter, bunun hiç bir zaman fiziki şiddete dönmediğini söyledi. Ablası ile küçüklüğünden beri anlaşamadıklarını kaydeden Gülter, sık sık tartıştıklarını kaydetti. Olayın yaşandığı evi taziye evi olarak kullanmak istediklerini belirten Gülter, "Çınarcık’taki eve girmemiz lazımdı ama evin anahtarı bende yoktu. Ablam da hiçbir şey almadan evden çıkmış. O haliyle hastaneydi. Polisler de olay yeri incelemeden sonra kapıyı çekip gitmişler. Onlarda da anahtar yoktu. Hatta bu şifreli kapıyı yapan firmayı aradım ancak ulaşamayınca instagramdan mesaj attım. Sonuç itibariyle adamlara ulaşamadığım için ben de eve girebilmek adına komşumuz Seval teyzenin terasından girebileceğimi düşündüm. Çilingire de haber veremedim çünkü bu kapı normal bir kapı değildi, şifreli bir kapıydı, kapıyı komple çıkarmaları gerekiyordu sanırım" dedi. Camı kırarak eve girdiğini daha sonra dışarda bekleyenlere kapıyı açtığını kaydeden Gülter, annesinin kasasında para veya altın gibi şeylerin saklanmadığını söyledi. Gülter, kasadan yeşil sırt çantasına ananesinin kesilmiş saçı, annesinin banka hesap cüzdanları, annesinin yazdığı şarkı sözleri ve telif haklarına ilişkin evrakların olduğunu kaydetti. Olayın yaşandığı ana ilişkin ses kayıtlarına da değinen Gülter, şöyle konuştu: "Tuğyan’ın odasına girdikten sonraki ses kayıtlarını ben internet üzerinden dinledim. Orada ’Hadi görüşürüz’ sözcüğünü söyleyen kişinin annem olduğunu düşünüyorum ama çok da emin değilim. Çünkü ben bunu uzun süre önce bir kere dinlemiştim. Olayın olduğu ilk zamanlardı. Annem deyip geçtim. Son zamanlarda tekrar dinlemedim, uzun uzun muhakeme yapmadım. Herkes tamam mı? O ne lan? Valla şahane bak. Bak, manyaklara bak. Gel, gel. Kız gelsene buraya. Kız gel. Orospu’ şeklindeki sözler anneme aittir. Bazı sesleri tam olarak duyamasam da annemin söylediği kelimeler var ama müzik ve oynama sesinden net olarak duyamıyorum. Sizin ’Bırak beni’ olarak duyduğunuz ses de anneme ait. Sultan’ın ’Ben oynamayı bilmiyorum ki.’ sesi Sultan’a ait. Videoda dinlediğim ’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini de ablam Tuğyan söylüyor. Yine dinlediğim ses kaydında ’Gerek var mı?’ ya da ’Kelebek var mı?’ şeklinde duyduğum sözleri ablam söylüyor. ’Gel bakalım’ diye anladığım sözü de ablam söylüyor. Videonun sonundaki ’Hadi görüşürüz’ kelimelerini bir annemin sesine, bir Tuğyan sesine benzetiyorum. O konuda net bir şey söyleyemiyorum. Ben annemin bu ses kaydında dinleyip kesin olarak anneme ait olduğunu düşündüğüm sesleri söyledim. Ama en sondaki ’hadi görüşürüz’ cümlesinin net olarak kime ait olduğunu belirtemiyorum." "Hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez" Gülter annesinin camlardan korktuğunu ve zorunlu olmadıkça uzak durduğunu anlattı. Annesinin o gün cam açık olmasına rağmen camın orada bulunmasının ancak 3 sebebi olabileceğini kaydeden Gülter, "Bunlardan birincisi açık olan camı kapatmak için olabilir. Çünkü dediğim gibi açık camdan korkardı, camı kapatmak istemiş olabilir. 2. sebep belki gerçekten söylediği gibi kelebek gibi bir küçük böcek tarzı bir şey vardı, onu öldürmemek için camdan alıp atmak istemiş olabilir. 3. sebep onu birinin cama bir şekilde götürmüş olmasıdır. Çünkü annem kesinlikle kendisi hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez, oynamak isterse geniş alana geçmek ister. Benim ablam odada sürekli sigara içer. O yüzden cam sürekli açıktır. Annem sigara kokusunu sevmediği için genelde de ablama ’Yine sigara kokutmuşsun odayı, camı aç’ gibi şeyler söylerdi. Tuğyan’ın odasındaki Tuğyan’ın yatağı bir hafta önce aslında cama paralelmiş. Sonra yatağı cama dikey olarak koymuşlar. O olay anında olduğu gibi. Benim tahminim ablam deli yatar diye annem düşünüp yatağın o şekilde değiştirilmesini istemiştir. Annem yatağın o şekilde olmasına izin vermez" ifadesini kullandı. Anneni öldürebilir mi sorusuna yanıt: "Kervan için her şeyi yapabilir" Gülter, annesinin ablasının sevgilsi Kervan’dan nefret ettiğini belirterek, "Bir kaç sebebi vardır. İlk sebebi Tuğyan’dır. Tuğyan hayatındaki erkek için etrafını siler. Herkesi karşısına alır. Ben daha öncesinde tarihini tam hatırlamadığım dönem ablamın Kervan’dan ikiz çocuğa hamile olduğunu annemden duymuştum. Ablam çocukları düşürdü mü yoksa hastanede aldırdı mı bilmiyorum ama hamilelik sürecini annemden bu şekilde duymuştum. Ablam Kervan’ı seviyordu. Ablamın intihar etme olayında ablam cama çıkıp anneme ’Sen beni öldürdün, sen beni rezil ettin’ dedi. Ablam hayatındaki erkek için etrafını siler" dedi. Gülter, "Kervan için Ablan Tuğyan anneni öldürebilir mi?" sorusuna ise, "Vebal almak istemiyorum ama Kervan için öldürebilir. Çünkü ablam ilişki konusunda zayıf karakterli biridir. Kervan için her şeyi yapabilir. Daha önceki ilişkilerinde de böyleydi" diye konuştu. Ablasının olay günü yaşananlarla ilgili kendisine anlattıkları hakkında bilgi veren Gülter, şunları kaydetti: "Ben Tuğyan’a bu olaydan sonra kendisine annemi düşerken görüp görmediğini sorduğumda, bana annemin camdan düşerken ayağını ya da elbisesinin bir kısmını gördüğünü söylemişti. Bunu bana olayın olmasından sonra ilk haftalarda söylemişti. Ben annemi düşerken görüp görmediğini sordum. O da bana ’Yağız hatırlamıyorum. Ya elbisesini ya ayağını gördüm’ demişti. Ben Tuğyan’a olayın detaylarını sormadım. Annem camın oraya nasıl geçti, Sultan neredeydi, ya da Tuğyan nerede duruyordu, olay günü neler oldu gibi detaylar sormadım. Sadece annemi düşerken görüp görmediğini sormuştum. Bir de en son çalan şarkı ’Annemin sahneden iniş şarkısı değil mi?’ diye sordum. O da ’Evet, malkata’ dedi. Malkata’yı nasıl çaldıklarını, kimin istediğini Tuğyan’a sormamıştım. Ancak 2-3 gün önce ben Çiğdem ablaya ’Ablam bu malkatayı başka günlerde dinler miydi, olay anında niye Malkata’yı açmışlar’" gibi kuşkumu giderecek sorular sormuştur. Çiğdem de bana ablamın da bu şarkıyı ara ara dinlediğini söyledi." "Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır" Gülter, Sultan Nur Ulu’nun ise uyuşturucu içtiği için saç örneği vermekten korktuğunu kaydetti. Gülter, ablasının uyuşturucu içip içmediği sorusuna ise, "Şunu da söyleyeyim annemden de net olarak biliyorum Tuğyan geçmişinde uyuşturucu kullanmıştır. Annemin de uyuşturucuyu bıraktırmak için çok uğraştığını biliyorum. Tuğyan kendi beyanına göre bu uyuşturucuyu 5-7 sene önce bırakmış, ondan sonra içmediğini söylüyor. Ancak ben şunu da söylemek durumundayım. Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır. Çok yalan söyleyen biridir" dedi. "İlişkisi için yapamayacağı şey yoktur" Olayın cinayet olabileceğiyle ilgili şüphelerinin oluştuğunu da anlatan Gülter, "Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu. Ablamın ya da Sultan’ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Çünkü videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi. Ancak ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur." Ablasını annesiyle ara ara Kervan sebebiyle kavga ettiğini dile getirerek şöyle konuştu: "Sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı vardır. Şimdi tüm olayları, Sultan’ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum. Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim. Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar. Gerçeğin açığa çıkmasını istiyorum." "Böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum" Tuğyan’ın daha önce kendisine annesini öldürmek istediği ile ilgili bir şey söylemediğini anlatan Gülter, olayın gerçeğiyle ilgili bir bilgisi olmadığının belirterek, "Tuğyan olaydan sonra bana annemi ittim diye bir şey söylemedi. Zaten böyle bir şey de konuşmadık. Hatta onu cezaevine perşembe günü gidersem böyle bir soruyu sorup sormayacağımı da bilmiyorum. Vereceğim cevaptan korkuyorum inşallah böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum. Benim onların kaçma planları ile ilgili bir bilgim yoktur. Hatta kaçmayla ilgili ses kaydı medyaya düşünce ben de Whatsapp’tan Tuğyan’a ’Biraz önce öğrendim, bu Gürcistan, Fransa muhabbetleri ne, hayırdır, nereye kaçmayı planlıyorsun, niye?’ diye yazdım, o da bana bir şey yazmadı, sonra ben onu aradım, kızdım, o da bana böyle bir kaçma planının olmadığını, ses kayıtlarının kesilip biçildiğini öyle servis edildiğini söyledi, ben de aslı varsa sen ver dedim. Yine bu konuşmamızda Bircan’a attığı annemle ilgili mesajların hesabını bana vereceksin demiştim. O bana herhangi bir cevap vermedim" dedi. Gülter, telefonunun kendi rızasıyla incelemesi için savcılığa verdi.