GÜNDEM - 23 Ekim 2017 Pazartesi 07:58

Terör örgütlerinden kanlı ittifak: Hedef AK Parti

A
A
A
Terör örgütlerinden kanlı ittifak: Hedef AK Parti

Muğla’da ağır darbe alan bölücü hainlerin intikam için eylem hazırlığında olduğu belirlendi.

Terör örgütü PKK/KCK, çözüm sürecinin bitiren saldırılarının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin art arda yaptığı başarılı operasyonlar sebebiyle sol terör gruplarına çağrı yapmıştı. Terör örgütü DHKP-C’nin dışında 9 sol terör örgütü, buna cevap vermiş ve çok sayıda teröristi “Türk Solu” adıyla bilinen Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ne (HBDH) katılmasını sağlamıştı.

Örgüt mensupları PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG’nin kontrolünde olan Kobani ve Kamışlı bölgesindeki kamplarda silahlı eğitim aldı.

Sabotaj, patlayıcı ve saldırı konusunda eğitimlerini tamamlayan teröristler, Suriye’nin Lazkiye şehri üzerinden deniz yoluyla Akdeniz bölgesine sızdı. Sızan gruplardan biri, ilk olarak “Ege Kırsal Açılımı Faaliyetleri” kapsamında İzmir’e kadar geldi. Toplam 13 kişilik grup, burada 31 Ağustos 2017 tarihinde İzmir Buca’da cezaevi aracına saldırdı. Silahlı ve bombalı saldırıda 10 personel yaralandı. Ardından grup ikiye bölünerek Muğla bölgesine geçti. Güvenlik güçlerinin yaptığı takip sonucunda Köyceğiz kırsalında kıstırılan teröristlerden 6’sı ölü, 7’si sağ olarak etkisiz hâle getirildi. Öldürülen teröristlerin intikamını almak için harekete geçen silahlı örgütün, teröristlere verdiği talimatlar güvenlik güçlerince deşifre edildi. Bu talimatlarda örgütün “Öncelikle AK Parti yöneticileri ve binaları” olmak üzere imkân bulunursa adliye/emniyet/askeri bina ve personeline silahlı ve bombalı saldırı planladığı öğrenildi.

Ünsal Ergel - Türkiye gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’dan yapılan her 100 dolarlık ihracatın 72 doları su ürünlerinden Türkiye, 2024 yılının Ocak-Nisan döneminde 82 milyar 873 milyon dolar ihracat yaparken, Ege Bölgesi, Türkiye ihracatına 14 milyar 284 milyon dolarlık katkı sağladı. Ege Bölgesi’nin 2024 yılının ilk dört aylık döneminde ihracatı 2023 yılının aynı zaman diliminde yüzde 3 artış gösterdi. Egeli ihracatçılar, Türkiye ihracatının yüzde 17,23’ünü gerçekleştirdi. Su ürünleri sektörünün ihracatından yüzde 70’ten fazla pay aldığı Muğla, 2024 yılında ihracat artışını sürdürmeyi başardı. 2023 yılının Ocak-Nisan döneminde 368 milyon dolar ihracat yapan Muğla, 2024 yılının dört aylık döneminde ihracatını yüzde 13’lük gelişimle 415 milyon dolar şeklinde kayda aldı. Muğla, 2024 yılının Ocak - Nisan döneminde Ege Bölgesi illeri arasında ihracatını en çok artıran ikinci il olmayı başardı. Rusya bir, Yunanistan iki, ABD üçüncü sırada Muğla’dan yapılan her 100 dolarlık ihracatın 72 dolarına imza atan su ürünleri sektörü, 261 milyon dolar döviz getirisine imza attı. Madencilik sektörü 40,4 milyon dolarlık ihracat yaparken, yaş meyve sebze sektörü 16 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koydu. Rusya Federasyonu 51,6 milyon dolarlık ihracatla Muğla’nın ihracat yaptığı ülkeler listesinde zirvedeki yerini korurken, Muğla’dan Yunanistan’a 42,8 milyon dolarlık ihracat yapıldı ve Yunanistan zirve ortağı oldu. ABD bu iki ülkeyi 32 milyon dolarlık ihracatla izledi.
Ankara Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Ay: “İşçi hakları ve sürdürülebilirliği gündemine almayan firmalar risk altında” Tüm Dokuma, İplik, Trikotaj, Hazır Giyim, Konfeksiyon ve Deri İşçileri Sendikası (Öz İplik-İş) Genel Başkanı Rafi Ay, işçi hakları ve sürdürülebilirliği gündemine almayan firmaların risk altında olduğunu belirterek, “Ülkemizin kalkınması, sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” dedi. Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi’nin 24 Nisan’da Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilmesiyle beraber onaylanan direktifi ve sürdürülebilirlik konusunu değerlendirdi. Ay, Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren şirketlerle beraber Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde faaliyet gösteren şirketler için direktif uygulamalarının önemli olduğunu vurguladı. Sektördeki küresel manzaranın değiştiğine vurgu yapan Ay, “Ülkemizde sektörü ayakta tutmak için dönüşmek zorundayız. Bundan başka yol yok. Kurumsal sürdürülebilirlik direktifi, işçi haklarını ve sendikaların rolünü güçlendirerek sürdürülebilir bir iş dünyasının oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Çalışan hakları kapsamında, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının tanınması ve desteklenmesi hususu önem arz etmektedir” açıklamasında bulundu. “Sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” Ay, doğrudan ve dolaylı iş ilişkileri de dahil olmak üzere şirketlerin kendi operasyonlarında, yan kuruluşlarında ve tedarik zincirlerinde geçerli olacak direktifin, Türkiye’de üretim yapan tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe faaliyet gösteren birçok firmayı yakından ilgilendireceğini vurguladı. Ay, “Buradan sektörde örgütlü olduğumuz veya olmadığımız firmalara sesleniyoruz. Süreci yakından takip ediyoruz. Konuyla alakalı yeterli kapasite ve bilgi birikimine sahibiz. Bünyemizde kurduğumuz sürdürülebilirlik birimimiz mevcut. İşçimizin refahı, ülkemizin kalkınması, sektörümüzün ayakta kalabilmesi için ihtiyaç duyan firmalara destek olmaya hazırız” şeklinde konuştu. “Sektörde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” Söz konusu direktiften çıkan sonuca da dikkati çeken Ay, “Tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe küresel görünüm değişmiştir. Bildiğiniz gibi AB, karbon ve işçi haklarına yönelik ihlalleri ticaretin asli unsuru haline getirmiştir. Şimdi de görüyoruz ki imzalanan direktifle AB, firmaların üretim ve tedarik süreçlerinde çevresel ve sosyal haklara etkilerini önemsemeleri ve özen göstermeleri konusundaki hassasiyeti sağlamayı hedeflemektedir. Bu gelişmeler, ülkemize her yıl 20 milyar dolardan fazla net ihracat geliri sağlayan, doğrudan ve dolaylı 2 milyona yakın hanenin geçimini sağlayan, bir sektörde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan, Avrupa Konseyi tarafından onaylanan bir diğer önemli direktif ise Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetle Mücadeleye ilişkin direktif olarak öne çıktı. Öz İplik İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Sekreteri Fulya Pınar Özcan ise yeni kurallar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemeyi ve başta kadınlar ve aile içi şiddet mağdurları olmak üzere mağdurları korumayı amaçlayan direktifi değerlendirdi. Direktifin sendikaların ya da sosyal ortakların güvenli iş yerlerine yönelik tedbirler alması için herhangi bir atıfta bulunmadığını söyleyen Özcan, “Direktif, işverenlere de kadın işçileri iş yerinde korumaları için gerekli bir yükümlülük getirmiyor. Uluslararası çalışma örgütünün iş yerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesi sözleşmesinden (ILO C190) direktifte açıkça bahsedilmiyor. Ancak elbette eksik ve eleştirdiğimiz kısımlar olmasına rağmen direktif; Avrupa Birliği’ne üye devletlerin kadına yönelik şiddeti sona erdirmeye yönelik yasal yükümlülüklerini ve politikalarını yerine getirmeleri için atılmış önemli bir adımdır. Üye devletler, kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını kurtarmak için bu kapsamlı kurallar dizisini uygulamaya koymalıdır” açıklamasında bulundu. Avrupa Parlamentosunun onayladığı direktiflerin iş dünyasının geleceği için önem arz ettiğinin altını çizen Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Öz İplik İş olarak Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi başta olmak üzere emek gücünü koruyan her türlü uygulamanın destekçisi ve takipçisi olacaklarını belirtti.