EKONOMİ - 04 Mart 2018 Pazar 03:19

TMSF yönetimindeki Faruk Güllüoğlu Baklavaları yeni üretim tesisi açtı

A
A
A
TMSF yönetimindeki Faruk Güllüoğlu Baklavaları yeni üretim tesisi açtı

Geçtiğimiz yılı 71 mağaza ve 130 milyon TL ciro ile kapatan Faruk Güllüoğlu markası, büyüme yolunda önemli adım atarak Büyükçekmece Güzelce'de yeni tesisini açtı.

Geçtiğimiz yılın Şubat ayında TMSF yönetimine geçerek 2017 yılını baklavacılık sektörünün liderlerinden biri olarak 71 mağaza ve 130 milyon TL ciro ile kapatan Faruk Güllüoğlu markası, büyüme yolunda önemli adım atarak Büyükçekmece Güzelce'de yeni tesisini açtı. 6 bin metrekarelik alana kurulan tesisin günlük şerbetli tatlı grubunda 3 ton olan kapasitesini 6 tona çıkartılması hedefleniyor. Açılışa TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, Faruk Güllüoğlu Baklavaları Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Abdullah Ercan, Kağıthane Kaymakamı ve Kayyum Hasan Göç, yerel yöneticiler, yerel siyasetçiler ve çok sayıda davetli katıldı. Dualar eşliğinde açılışı gerçekleştiren tesisin, 151 çalışana istihdam sağlayacağı belirtildi. Açılışın ardından heyet, fabrikayı dolaşarak incelemelerde bulundu. 

''Firmalarımızın genel itibarıyla ciro seviyesin yüzde 35 artış söz konusu olmuştur''
Açılışta konuşan TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, ''Ülkemizin geçirdiği olağanüstü şartlar neticesinde TMSF kayyumunda idare edilen hemen hemen 981 tane firmamız var. Bu firmalarımızın aktif büyüklüğü 50 milyar TL'ye yakın. İstihdam ise 49 bin 600 seviyesinde. Bu firmalar yaklaşık 1,5 senedir TMSF kayyumunda yönetilmekte. Bunlarla alakalı temel politikamız; bu firmalar, herhangi bir irtifa kaybı yaşamayacağı gibi katma değer üretmeye, istihdam oluşturmaya ve büyümeye devam edecekler. Bizim temel politikamız budur. Firmalarımızın genel itibarıyla ciro seviyesin yüzde 35 artış söz konusu olmuştur. Biz devir aldığımızda hemen hemen 47 bin seviyesinde istihdam sayısı vardı, biz 50 bine yaklaştırmış olduk. Dolaysıyla bu firmalar emin ellerde. TMSF bu noktada ciddi bir tecrübeye sahip. TMSF yaklaşık 15 senedir bu işlerle uğraşıyor. Bahsettiğimiz büyümeden bu firmamız da nasibini aldı. Biz devir aldığımızda 51 şubemiz vardı, şuan 71 şubemizle devam ediyoruz. 2018'de bu rakamı 80'e çıkartmayı hedefliyoruz. Üretim tesisimiz 6 bin metrekare ve günde 6 ton üretim yapabilecek seviyede. Burada 151 tane çalışanımız var ve istihdama katkı sağlamaya devam ediyoruz'' dedi

''Ciromuzu yıllık 180 milyon TL'ye çıkartmak gibi bir hedefimiz var''
Kamuoyunda kayyum atanan şirketlerin geriye gittiği iddialarına cevap veren Abdullah Ercan, ''2017'nin Ocak ayının sonunda buraya geldiğimiz zaman şirketin piyasadaki ticari itibari malum süreçten dolayı ciddi anlamda zedelenmişti. Yönetim kurulu olarak bir takım öngörüler çıkarttık. Bunun çözümlerinin ne olacağına karar verdik ve ona göre çalışmalarımızı başlattık. Geldiğimizde 51 mağazamız ve aylık 6 milyon TL ciromuz vardı. Şuanda 71 mağaza ve aylık 12 milyon TL ciromuz var. Yıllık 180 milyon TL'ye çıkartmak gibi bir hedefimiz var. Allah nasip ederse yüzde 40 artışla 83 şube ve 180 milyon TL ciroyla 2018'i kapatmak istiyoruz. Fabrikamız 6 bin metrekare üzerine kurulu. Günde 6 ton baklava, 500 kilogram su böreği ve 500 kilogram kadayıf üretebilecek kapasitede. Şuanda fabrika ile birlikte şubelerimizle yaklaşın bin 500 çalışıyor. TMSF'ye atanan şirketlerle ilgili olumsuz algının ters ve farklı olduğunu düşünüyorum. Şuanda gördüğünüz gibi devletin atadığı arkadaşlar işlerini yapıyor. Allah nasip ederse daha iyi noktalara getireceğiz'' şeklinde konuştu.

''Ciromuz ve şube sayımız arttı''
Kağıthane Kaymakamı ve Kayyum Hasan Göç ise şöyle konuştu: ''Firmamızı biz devir aldığımızdan itibaren hem çalışanlarımızın firmanın geleceği ile alakalı ümitleri hem de birlikte çalıştığımız franchise firmaların sahiplerinin ve şubelerin bizimle alakalı düşünleri olumluya gitti. Ciromuz ve şube sayımız arttı. Özellik kamuya olan borçlarımızı firma olarak ödüyoruz. Herhangi bir şekilde firmada geriye gidiş yok. Geldiğimizden beri ekip arkadaşlarımızla fedakarca çalışıyoruz. Bu firmayı bulunduğu yerden daha ileriye götüreceğiz. Biz gelemeden önce 6-7 aydır çalışanlar ücretlerini alamıyordu. Mal sevkiyatları çok fazla düşmüştü. Tedarikçilerin ödeme ile alakalı sorunları vardı. Bunları birkaç içinde düzene oturttuk ve hepsi yoluna girdi. Şuanda sıhhatli bir firma olarak yoluna devam ediyor''.  

Adem Gürer

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dostları ‘Ahmet Arvasi’yi andı Gazeteci Mehmet Nuri Yardım’ın düzenleyip sunduğu Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri programında Türk fikir adamlarından S. Ahmet Arvasi anıldı. Gazeteci yazar Hüdâvendigâr Onur, Ahmet Arvasi’nin kitaplarında anlattığı insan tahlilleri hakkında bilgi verdi Büyük Türk milliyetçisi ve Türk-İslâm Ülküsü’nün âbide şahsiyetlerinden Ahmet Arvasi, vefatının 37. yıldönümünde Eyüpsultan’daki Yeni Dünya Vakfı’nın salonunda yâd edildi. Yurtsever bir neslin yetişmesinde emeği olan Arvasi’yi, sinema oyuncusu Ahmet Yenilmez, öğrencilerinden Dr. Semih Uşaklıoğlu, merhumun oğlu Murat Arvasi ile gazeteci yazar Hüdâvendigâr Onur anlattı. Ahmet Yenilmez, Ahmet Arvasi’nin büyük bir düşünür olduğunu, bazılarının görmezden geldiğini belirterek, "Hocayla ilgili bir belgesel yapacağız. Doğu Anadolu Gerçeği adlı kitabı Doğu’da dağıtıldı ama kendisi Mamak zindanlarında yattı" dedi. "İslâm, ırkları ve töreyi inkâr etmez" Dr. Semih Uşaklıoğlu ise konuşmasında, son birkaç yıldır tüm dünyada milliyetçiliğin yükseldiğini, bunun iyi bir gelişme olduğunu ama bazı tehlikeleri beraber getirdiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Bu defa birileri bizim karşımıza ‘light’ ya da radikal milliyetçilik çıkarabilir. Unutmayın Müslüman olan kavim ve cemiyetler bazılarının sandığı gibi asla yok olmamış asla çökmemişlerdir. Aksine Müslüman olduktan sonra büyük medeniyetler kurmuşlardır. İslâmiyet, töreyi inkâr etmez. Allah istese idi tüm insanları aynı ırktan yaratır aynı dili konuşurduk. Tüm bunların çözümü Arvasi hocadır. ‘Yüzde yüz Türk, yüzde yüz Müslüman yüzde yüz çağdaş olun’ derdi." "Arvasi’ye göre üç tip insan var" Hüdâvendigâr Onur da Ahmet Arvasi’nin eğitimci, pedagog olduğunu belirterek kitaplarından ikisinin "Kendini Arayan İnsan" ve "İnsan ve İnsan Ötesi" adlı eserleri olduğunu söyledi. Arvasi’nin insanı üçe ayırdığını, bunları hayvan insan, dramatik insan ve ideal insan olarak sınıflara ayırdığını belirten Onur, şöyle konuştu: "Hayvan insan, dünyaya yaşamak için geldiğini, ne yaparsa kâr olduğunu, sonra da yok olacağını düşünür. Bunlar günümüzde de var. Hayvan insanlar bu yüzden sorumluluktan kaçarlar. Yalnız kalmak istemez kalabalıklardan hoşlanırlar. Çünkü yalnız kalırsa bu iç muhasebeyi gerektirir. Bu da hayvan insanı rahatsız eder." Arvasi hocaya göre bir de ‘dramatik insan’ olduğunu belirten Onur, "Dramatik insan bazen zalim bazen merhametli olur. İyi işler yapınca sevinir, zararlı bir faaliyet içine girerse üzülür. İkili bir periyot içindedir, bir alçalır bir de yükselir. Ne hayvan ne de ideal insandır. Arvasi burada Mevlana’nın bir sözünü hatırlatır. Mevlana’ya göre, ‘insan insanlığıyla melek melekliğiyle kurtuldu. İnsan ise ikisi arasında yalpalayıp duruyor.’ Buna rağmen insan ideal insan olmayı özlemektedir." Onur, Ahmet Arvasi’ye göre ‘ideal insanı’ ise şöyle anlattı: "İdeal insanlar ahlak kahramanıdır. Peygamberimiz başta olmak üzere tüm peygamberler en ön sıradadır. Bunları yakınlığıyla Ashab-ı Kiram ve İslâm büyükleri takip eder." Oğlu Mehmet Murat Arvasi de babasıyla ilgili anılarını anlattı, babasının her zaman ‘Türk ve Müslüman olmakla iftihar ettiğini, ömrünü Türk milletine hizmete adadığını’ söyledi.