SPOR - 06 Ekim 2018 Cumartesi 12:10

Trabzonspor, İzmir'e gitti

A
A
A
Trabzonspor, İzmir'e gitti

Spor Toto Süper Lig'in 8. haftasında deplasmanda Akhisarspor ile karşılaşacak olan Trabzonspor, İzmir'e gitti.

Trabzonspor, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde, Akhisarspor maçına yönelik yaptığı taktik çalışmasının ardından Türk Hava Yollarına (THY) ait özel bir uçak ile saat 12.05 sıralarında Trabzon'dan İzmir'e hareket etti. Bordo-mavililer daha sonra buradan kara yolu ile Manisa'ya geçerek kamp yapacağı otelde maç saatini beklemeye başlayacak. 

Trabzonspor kafilesinde 22 futbolcu yer aldı. Alacaklarından dolayı bordo-mavili kulübü FIFA'ya şikayet eden Slovak oyuncu Kucka kafilede yer almazken, sakatlıkları nedeniyle Ibanez ve Kamil Ahmet Çörekçi kadroda bulunmuyor. Bazı yöneticiler de takımla birlikte İzmir'e gitti.  

Gökmen Şahin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı: “Bu dönem Türk arkeolojisinin altın çağı olacak” Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, “Hedefimiz, son 60 yılda Türkiye’de arkeolojiyle ilgili yapılanları 4 yıl içinde yapmak. Bu dönem Türk arkeolojisinin altın çağı olacak” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü öncülüğünde Hitit ve Ankara Üniversiteleri işbirliğiyle düzenlenen Türkiye’de yerli ve yabancı bilim insanlarınca gerçekleştirilen Hitit Dönemi, kazı, araştırma ve filolojik çalışmaların sunulacağı, bilim dünyasına duyurulacağı "Hititlerin İzinde: Yeni Bilgiler ve Perspektifler" konulu sempozyum başladı. Hitit İmparatorluğu’nun kültürel zenginliğini korumak ve yaşatmak, geçmiş ve bugün arasında bağ kurarak Hititlerin politikası, ekonomisi, sanatı ve dinî inançları hakkında daha fazla bilgi edinmek ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla düzenlenen sempozyuma 100’den fazla bilim insanı, uzman ve yönetici katılırken programda Hititler ve Hititlere yönelik bilimsel çalışmalar ve sonuçlarına ilişkin 29 bildiri sunulacak. Sempozyumun açılış programına katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Anadolu tarihinin temel taşlarından biri Hitit İmparatorluğunun, yazılı belgelere dayalı bir devlet yapısına sahip olması, insanlığa tarihin erken dönemlerinden kalma önemli bir bilgi kaynağına sahip olma ve Anadolu’nun eski çağ tarihini anlama imkanı sunduğunu söyledi. Hitit İmparatorluğu’nun sadece Anadolu ve Mezopatamya coğrafyası için değil tüm dünya için örnek alınan, araştırılması gereken bir uygarlık olduğuna dikkat çeken Yazgı, bu uygarlığın bir marka değeri oluşturulması noktasında büyük bir çaba içerisinde olduklarını açıkladı. Hititler’in, Anadolu’da tarımın gelişmesine ve şehirleşmenin yayılmasına önemli katkılarda bulunduğunu anlatan Yazgı, şunları kaydetti; “Bu ekonomik ve kültürel canlılığın artırılmasına, yaşam standardının artırılmasına yönelik önemli kararlar almışlardır. Hitit imparatorluğunun bu kültürün dünya çapında tanıtılması bizim için önemli önceliklerimizden bir tanesi. Anadolu’nun tarihi ve kültürel kimliğini anlamak için kilit bir öneme sahip olan Hititlerin kültürel mirası, günümüzde Anadolu’nun ve dünya tarihinin bir parçası olarak yaşamaya devam etmektedir, bu da geçmişin günümüze olan etkisini ve önemini vurgularken bilimsel araştırmalarla bunu ortaya koydu. Günümüz dünyasında insanlığın karşısına çıkan başlıca sorunlara binlerce yıl önce duyarlılık gösteren ve çözümler bulan Hititlerin adalet anlayışı, kadın hakları konusundaki ileri görüşlü tutumları, Çok kültürlü yapısı ve hoşgörü anlayışı, çevreyi koruma ve sürdürülebilirlik konusundaki duyarlılıklarının daha adil, barışçıl ve sürdürülebilir bir dünya için bizlere ilham kaynağı olması gerektiğini düşünüyorum” Anadolu da ilk kazıların başladığı bu Çorum’da günümüzde de çok önemli kazı çalışmaları sürdürüldüğünü ve bu çalışmaların bilim camiası tarafından merakla takip edildiğini kaydeden Bakan Yardımcısı Yazgı, “2023 yılında yaklaşık 25 tane yüzey araştırması, kazı çalışması ve arkeolojik çalışmaları Çorum’da gerçekleştirdik. Bu sayının artırılması için ciddi bir çaba içerisindeyiz. Başta, Hitit merkezinde yer alan Boğazköy, Alacahöyük, Ortaköy-Şapinuva ve diğer Hitit kentlerinde sürdürülen uzun soluklu ve geleneksel arkeolojik kazı çalışmaları ile ortaya çıkarılan kültürel miras, toplumun bütün fertlerine ortak geçmişlerini anlatan, aralarındaki bağı güçlendiren önemli bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bakanlık olarak, geçmişten devraldığımız mirasa sahip çıkmak ve emanet bilinciyle gelecek nesillere aktarmak için kararlılıkla çalışırken, bu değerleri oluşturan çok kültürlü zengin geçmişin ve tarihsel kimliğin anlaşılmasında ve tanıtılmasında bütün dinamiklerin birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda, Türk arkeoloji çalışmalarında yeni bir dönemin temsilcisi olarak ortaya çıkan, Arkeoloji ve ilgili bilim alanlarında dünyanın çeşitli bölgelerinde arkeolojik araştırmalar yapmayı, kültürel mirası korumayı ve bu alanda bilimsel çalışmaları teşvik etmeyi amaçlayan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfını kurduk. Bu Vakfa bağlı olarak hizmet verecek olan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsünün, önümüzdeki yıllarda gerek ülkemizde gerekse dünya çapında önemli bilimsel çalışmalara imza atacağına ve kültürel mirasın araştırılması, korunması ve tanıtılması noktasında değerli katkılar sağlayacağına gönülden inanıyorum. Artık arkeoloji Türkiye’de farklı bir bakış açısıyla ele alındığını anlatan Yazgın, “Hitit Medeniyetinin günümüze kadar süre gelen kültürel zenginliği ülkemiz için bir marka değeri taşımaktadır. Bu zenginliği korumak ve yaşatmak, geçmiş ve bugün arasında bağ kurarak gelecek kuşaklara aktarmak, hepimizin görevidir. Bu çerçevede, “Geleceğe Miras” projesi ile arkeolojik kazı çalışmalarımızın hem bütçelerini hem de lojistiklerini tarihinde görülmemiş bir oranda artırarak ekiplerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız. Artık arkeoloji Türkiye’de farklı bir bakış açısıyla ele alınıyor. Bütçelerimizi, imkanlarımızı, arkeolojik çalışmaları artırma noktasında çok ciddi motivasyon sağlamış durumdayız. Bu dönemi Türk arkeolojisinin altın çağı olarak tanımlıyoruz. Hedefimiz, son 60 yılda Türkiye’de arkeolojiyle ilgili yapılanları 4 yılda içinde yapmak. Bu dönem Türk arkeolojisinin altın çağı olacaktır. Bu konuda hocalarımıza, kazı başkanlarımıza güveniyoruz. Onlarla birlikte bu amacı gerçekleştireceğiz. Gelece miras projesi çerçevesinde arkeolojik kazılarla birlikte çıkan bulguların, yapıların restorasyonuyla turizme katılmasıyla birlikte büyük bir sinerji oluşturuyor. Kültür turizminin başkenti olacağına inandığımız Çorum içinde bu çok önemli” ifadelerini kullandı. Yazgın, Anadolu’nun Kaya Anıtları ve Yazıtları Projesi çerçevesinde ülkemizde bulunan Hitit anıtlarının da olduğu kaya anıtları ve kitâbelerinin kataloglaması, 3D taraması ve kayıt altına alınarak belgelenmesine yönelik olarak çalışmaların tamamlanmasının planlandığını belirtti. Cumhuriyet tarihinde Atatürk’ün talimatlarıyla ve Türk Tarih Kurumu desteğiyle başlayan ilk kazılardan olan Alacahöyük kazılarının önemine dikkat çeken Yazgı, Alacahöyük’ün gerçek anlamda da Anadolu ve Hitit uygarlığının tanınmasında bir marka değeri olduğunu, marka değerinin tanıtılması noktasında yoğun bir çaba içerisinde olduklarını sözlerine ekledi. Açılış programına Vali Zülkif Dağlı, Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, İl Jandarma Komutanı Kd. Alb. Naim Çetinkaya, Emniyet Müdürü Arif Pehlivan katıldı.
İstanbul İGA gövdesi üzerine iniş yapan kargo uçağını kurtarma çalışmalarıyla ilgili açıklama yaptı İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA, iniş takımları açılmadığı için gövdesi üzerine inen FEDEX kargo uçağının devam eden kurtarma çalışmalarıyla ilgili açıklama yaptı. Ölen ya da yaralananın olmadığı olayda, İGA Hava Tarafı Operasyon Direktörü Ozan Karakış, " Havalimanı yangın söndürme ve kaza kırım kurtarma ekipleri 12-13’ncü saniyede sürtünmeden dolayı ortaya çıkan kıvılcımları ve olayın daha vahim hale gelmemesi için yangın söndürme işlemlerini uyguladılar. Uçak içerisindeki her iki pilot, bir kaç dakika içerisinde sakin bir şekilde uçak içerisinden kokpit camından tahliye edildi. Her iki pilotta ayaklarının üzerinde herhangi bir yaralanma ile karşılaşmadık” dedi. İGA, iniş takımları açılmadığı için gövdesi üzerine inen FEDEX kargo uçağının devam eden kurtarma çalışmalarıyla ilgili açıklama yaptı. Konuya ilişkin açıklama yapan İGA Hava Tarafı Operasyon Direktörü Ozan Karakış, “Hidrolik arızası sebebiyle burun iniş dikmesini açamayan bir kargo uçağı, 1-6 sağ pistimize acil iniş gerçekleştirdi. Acil iniş yapacağı daha önce ATC’ye ilan edilmişti. ATC tarafından bize gelen bilgiyle havalimanı yangın söndürme kaza kırım ekipleri pist girişlerinde yerlerini almış durumdaydı. Uçak pistimize iniş yaptıktan sonra iniş takımları üzerinde belli bir noktaya kadar gövde üzerine bırakıp çok başarılı bir şeklide yaklaşık 371 metre ilerleyerek pistte tam merkez noktada kalarak acil iniş gerçekleştirdi. Havalimanı yangın söndürme ve kaza kırım kurtarma ekipleri 12-13’ncü saniyede sürtünmeden dolayı ortaya çıkan kıvılcımları ve olayın daha vahim hale gelmemesi için yangın söndürme işlemlerini uyguladılar. Uçak içerisindeki her iki pilot, bir kaç dakika içerisinde sakin bir şeklide uçak içerisinden kokpit camından tahliye edildi. Her iki pilotta ayaklarının üzerinde herhangi bir yaralanma ile karşılaşmadık. Bu dakikadan sonra kaza mahallinin emniyete alınması sağlanıp, ulaşım emniyeti inceleme merkezine, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne gerekli bilgiler verildi" diye konuştu. “Olmayan bir uygulamayı yapmamızdan dolayı pist köpüklenmeden iniş gerçekleşti” Uçağın pistte emniyetli bir şekilde beklediğini söyleyen Ozan Karakış, " Uçak pist üzerinde emniyetli bir şekilde hareketsiz bekliyor. Uçak inişi esnasında pist, köpükleme ile ilgili bugünün modern havacılığında, uluslararası veya bizim milli mevzuatımızda yer almayan bir uygulama. Özellikle gövde üzerine iniş takımı olmadan gerçekleştirilen bu tür inişlerde, uçağın yansal hareketlerinin ıslaklık ve köpükle kaygan bir yüzeyde olması yerine kuru pist üzerine gerçekleşmesi şuan dünyamızda uygulanan en basit, en temel acil iniş yöntemi. Burada pilotun talep etmemesi, bizimde olmayan bir uygulamayı yapmamızdan dolayı pist köpüklenmeden iniş gerçekleşti. Bu sayede uçak pistin merkez ekseninde duruyor. Yetkili mercilerin kaza ile ilgili yasal soruşturmasının arkasından uçak havayoluna serbest bırakılacak. Havayolu uçak içerisindeki yakıtı, kargoyu nasıl tahliye edeceği ve uçağın nasıl kaldırılacağına karar verecek. İGA İstanbul Havalimanı’nda bizim elimizde A380 uçağını kaldıracak kadar uçak kaldırma takımı mevcut” ifadelerini kullandı. “Havalimanında bir pistin kapalı kalmasını istemiyoruz” Gövde üzerine iniş yapan kargo uçağının kaldırması için ekiplerin şuan beklediğini ifade eden İGA Hava Tarafı Operasyon Direktörü Ozan Karakış, "Uçağın etrafında şuan uçak kaldırma ekipmanları bulunuyor. Süreç işlemesini bekliyoruz. Uçak ne zaman kaldırılacak şimdi söylemek çok zor. Uçak sahibinin soruşturma tamamlanmasının ardından vereceği karara bağlı. Ama önümüzdeki saatler içerisinde ülkemizin HAB’ı, Türk Hava Yolları’nın HAB’ı İstanbul Havalimanı’nda bir pistin kapalı kalmasını istemiyoruz. Bu uçak, şuan bizim ana pistimizde kaldı, Burada mevcut 3 ana pistimiz, 2 yardımcı pistimiz var. Uçak ana pist üzerinde kaldı ama uçaklar bu pistin yanında bulunan yardımcı pistlerden kalkışlarına devam ediyor. Operasyon 4 pist üzerinde aktif şekilde sürmeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
Çorum Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı: “Bu dönem Türk arkeolojisinin altın çağı olacak” Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, “Hedefimiz, son 60 yılda Türkiye’de arkeolojiyle ilgili yapılanları 4 yıl içinde yapmak. Bu dönem Türk arkeolojisinin altın çağı olacak” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü öncülüğünde Hitit ve Ankara Üniversiteleri işbirliğiyle düzenlenen Türkiye’de yerli ve yabancı bilim insanlarınca gerçekleştirilen Hitit Dönemi, kazı, araştırma ve filolojik çalışmaların sunulacağı, bilim dünyasına duyurulacağı "Hititlerin İzinde: Yeni Bilgiler ve Perspektifler" konulu sempozyum başladı. Hitit İmparatorluğu’nun kültürel zenginliğini korumak ve yaşatmak, geçmiş ve bugün arasında bağ kurarak Hititlerin politikası, ekonomisi, sanatı ve dinî inançları hakkında daha fazla bilgi edinmek ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla düzenlenen sempozyuma 100’den fazla bilim insanı, uzman ve yönetici katılırken programda Hititler ve Hititlere yönelik bilimsel çalışmalar ve sonuçlarına ilişkin 29 bildiri sunulacak. Sempozyumun açılış programına katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Anadolu tarihinin temel taşlarından biri Hitit İmparatorluğunun, yazılı belgelere dayalı bir devlet yapısına sahip olması, insanlığa tarihin erken dönemlerinden kalma önemli bir bilgi kaynağına sahip olma ve Anadolu’nun eski çağ tarihini anlama imkanı sunduğunu söyledi. Hitit İmparatorluğu’nun sadece Anadolu ve Mezopatamya coğrafyası için değil tüm dünya için örnek alınan, araştırılması gereken bir uygarlık olduğuna dikkat çeken Yazgı, bu uygarlığın bir marka değeri oluşturulması noktasında büyük bir çaba içerisinde olduklarını açıkladı. Hititler’in, Anadolu’da tarımın gelişmesine ve şehirleşmenin yayılmasına önemli katkılarda bulunduğunu anlatan Yazgı, şunları kaydetti; “Bu ekonomik ve kültürel canlılığın artırılmasına, yaşam standardının artırılmasına yönelik önemli kararlar almışlardır. Hitit imparatorluğunun bu kültürün dünya çapında tanıtılması bizim için önemli önceliklerimizden bir tanesi. Anadolu’nun tarihi ve kültürel kimliğini anlamak için kilit bir öneme sahip olan Hititlerin kültürel mirası, günümüzde Anadolu’nun ve dünya tarihinin bir parçası olarak yaşamaya devam etmektedir, bu da geçmişin günümüze olan etkisini ve önemini vurgularken bilimsel araştırmalarla bunu ortaya koydu. Günümüz dünyasında insanlığın karşısına çıkan başlıca sorunlara binlerce yıl önce duyarlılık gösteren ve çözümler bulan Hititlerin adalet anlayışı, kadın hakları konusundaki ileri görüşlü tutumları, Çok kültürlü yapısı ve hoşgörü anlayışı, çevreyi koruma ve sürdürülebilirlik konusundaki duyarlılıklarının daha adil, barışçıl ve sürdürülebilir bir dünya için bizlere ilham kaynağı olması gerektiğini düşünüyorum” Anadolu da ilk kazıların başladığı bu Çorum’da günümüzde de çok önemli kazı çalışmaları sürdürüldüğünü ve bu çalışmaların bilim camiası tarafından merakla takip edildiğini kaydeden Bakan Yardımcısı Yazgı, “2023 yılında yaklaşık 25 tane yüzey araştırması, kazı çalışması ve arkeolojik çalışmaları Çorum’da gerçekleştirdik. Bu sayının artırılması için ciddi bir çaba içerisindeyiz. Başta, Hitit merkezinde yer alan Boğazköy, Alacahöyük, Ortaköy-Şapinuva ve diğer Hitit kentlerinde sürdürülen uzun soluklu ve geleneksel arkeolojik kazı çalışmaları ile ortaya çıkarılan kültürel miras, toplumun bütün fertlerine ortak geçmişlerini anlatan, aralarındaki bağı güçlendiren önemli bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bakanlık olarak, geçmişten devraldığımız mirasa sahip çıkmak ve emanet bilinciyle gelecek nesillere aktarmak için kararlılıkla çalışırken, bu değerleri oluşturan çok kültürlü zengin geçmişin ve tarihsel kimliğin anlaşılmasında ve tanıtılmasında bütün dinamiklerin birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda, Türk arkeoloji çalışmalarında yeni bir dönemin temsilcisi olarak ortaya çıkan, Arkeoloji ve ilgili bilim alanlarında dünyanın çeşitli bölgelerinde arkeolojik araştırmalar yapmayı, kültürel mirası korumayı ve bu alanda bilimsel çalışmaları teşvik etmeyi amaçlayan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfını kurduk. Bu Vakfa bağlı olarak hizmet verecek olan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsünün, önümüzdeki yıllarda gerek ülkemizde gerekse dünya çapında önemli bilimsel çalışmalara imza atacağına ve kültürel mirasın araştırılması, korunması ve tanıtılması noktasında değerli katkılar sağlayacağına gönülden inanıyorum. Artık arkeoloji Türkiye’de farklı bir bakış açısıyla ele alındığını anlatan Yazgın, “Hitit Medeniyetinin günümüze kadar süre gelen kültürel zenginliği ülkemiz için bir marka değeri taşımaktadır. Bu zenginliği korumak ve yaşatmak, geçmiş ve bugün arasında bağ kurarak gelecek kuşaklara aktarmak, hepimizin görevidir. Bu çerçevede, “Geleceğe Miras” projesi ile arkeolojik kazı çalışmalarımızın hem bütçelerini hem de lojistiklerini tarihinde görülmemiş bir oranda artırarak ekiplerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız. Artık arkeoloji Türkiye’de farklı bir bakış açısıyla ele alınıyor. Bütçelerimizi, imkanlarımızı, arkeolojik çalışmaları artırma noktasında çok ciddi motivasyon sağlamış durumdayız. Bu dönemi Türk arkeolojisinin altın çağı olarak tanımlıyoruz. Hedefimiz, son 60 yılda Türkiye’de arkeolojiyle ilgili yapılanları 4 yılda içinde yapmak. Bu dönem Türk arkeolojisinin altın çağı olacaktır. Bu konuda hocalarımıza, kazı başkanlarımıza güveniyoruz. Onlarla birlikte bu amacı gerçekleştireceğiz. Gelece miras projesi çerçevesinde arkeolojik kazılarla birlikte çıkan bulguların, yapıların restorasyonuyla turizme katılmasıyla birlikte büyük bir sinerji oluşturuyor. Kültür turizminin başkenti olacağına inandığımız Çorum içinde bu çok önemli” ifadelerini kullandı. Yazgın, Anadolu’nun Kaya Anıtları ve Yazıtları Projesi çerçevesinde ülkemizde bulunan Hitit anıtlarının da olduğu kaya anıtları ve yazıtlarının kataloglaması, 3D taraması ve kayıt altına alınarak belgelenmesine yönelik olarak çalışmaların tamamlanmasının planlandığını belirtti. Cumhuriyet tarihinde Atatürk’ün talimatlarıyla ve Türk Tarih Kurumu desteğiyle başlayan ilk kazılardan olan Alacahöyük kazılarının önemine dikkat çeken Yazgı, Alacahöyük’ün gerçek anlamda da Anadolu ve Hitit uygarlığının tanınmasında bir marka değeri olduğunu, marka değerinin tanıtılması noktasında yoğun bir çaba içerisinde olduklarını sözlerine ekledi. Açılış programına Vali Zülkif Dağlı, Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, İl Jandarma Komutanı Kd. Alb. Naim Çetinkaya, Emniyet Müdürü Arif Pehlivan katıldı. (MMY-BÖ)