GÜNDEM - 20 Temmuz 2018 Cuma 12:25

TSK: 43 terörist etkisiz hale getirildi

A
A
A
TSK: 43 terörist etkisiz hale getirildi

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), son bir hafta içinde düzenlenen operasyonlarda 1’i sözde lider kadroda olmak üzere toplam 43 terörist etkisiz hale getirildiğini ve Zeytin Dalı Harekatı’nın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısının 4 bin 545 olduğunu açıkladı.

TSK’dan yapılan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülkenin ve milletin güvenliğini sağlamak maksadıyla yurt içerisinde ve yurt dışında PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğü vurgulanarak, 13-19 Temmuz tarihleri arasında PKK/KCK terör örgütünün barınma alanı ve yurt içine geçiş güzergahı olarak kullandığı Şırnak, Mardin, Erzurum, Bingöl, ile Irak’ın kuzeyinde yürütülen büyük ve orta çaplı operasyonlara aralıksız devam edildiği kaydedildi. İcra edilen operasyonlarda 1’i sözde lider kadroda olmak üzere toplam 43 teröristin etkisiz hale getirildiği belirtilen açıklamada, 39 adet piyade tüfeği, 1 adet makineli tüfek, 6 adet tabanca, 1 adet füze, 1 adet RPG olmak üzere toplam 41 silah ile 26.3 kilogram patlayıcı ele geçirildiği ve 3 EYP’nin imha edildiği kaydedildi.

1 askerin şehit olduğu, 2 askerin yaralandığı belirtilen açıklamada, "Hudut güvenliğini sağlamak için icra edilen denetim ve kontrollerde sınırlardan 1 Ocak 2018 tarihinden bugüne kadar yasa dışı geçiş yapmaya çalışan 189 bin 386 kişi, son bir haftada 6 bin 44 kişi yakalanmıştır. PKK/KCK terör örgütünün en önemli finans kaynaklarından olan kaçakçılık ve uyuşturucu ile mücadeleye yönelik hudut hattında alınan tedbirler ve icra edilen operasyonlar neticesinde 4 kilo 344 gram uyuşturucu, 138 bin kök keneviri, 450 litre akaryakıt ve 107 bin 900 paket kaçak sigara ele geçirilmiştir. Azim ve kararlılıkla icra edilen operasyonlarla PKK/KCK terör örgütü üzerinde oluşturulan baskı neticesinde, örgütün serbest hareket etmesi ve eylem kabiliyeti kısıtlanmıştır" denildi.

"AZEZ-CERABLUS ARASINDA BULUNAN TOPLAM 243 MESKUN MAHAL VE 2 BİN 15 KİLOMETRELİK ALAN KONTROL ALTINA ALINMIŞTIR" 

Suriye’nin kuzeyinde icra edilen Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili de bilgi verilen açıklamada, hudut güvenliğini sağlamak, DEAŞ terör örgütünün tehdit ve saldırılarını önlemek, yerinden edilmiş kimselerin yurtlarına dönüşüne katkı sağlamak, sivilleri korumak/yaşanan terör olaylarından zarar görmelerini engellemek maksadıyla icra edilmekte olan Fırat Kalkanı Harekatı’nda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından desteklenen Özgür Suriye Ordusu’nun yoğun ve kararlı mücadelesi sayesinde Azez-Cerablus arasında bulunan toplam 243 meskun mahal ve 2 bin 15 kilometrelik alanın kontrol altına alındığı kaydedildi. 

Bab bölgesinde patlayıcı ve mayın arama/temizleme çalışmaları sürdürülürken, PKK/KCK/PYD/YPG terörist unsurlarının Münbiç’ten batıya doğru olabilecek saldırılarını durdurmaya yönelik alınan tedbirlerin uygulanmasına hassasiyetle devam edildiği, bu kapsamda zaman zaman Münbiç bölgesinden yapılan taciz ve saldırılara meşru müdafaa kapsamında karşılık verildiği belirtildi. Bölgede yürütülen normalleşme çalışmalarına da katkı sağlandığı ifade edildi. İdlib bölgesindeki son durum ile ilgili ise şu bilgiler verildi: 

"İdlib bölgesinde, Astana görüşmeleri kapsamında ateşkesin etkinliğinin artırılması, çatışmaların sona erdirilmesi, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönüşü için uygun şartların sağlanması ve ihtilafın barışçıl yollarla çözülmesi için uygun koşulların oluşturulmasına destek sağlamak maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri birlikleri Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü olarak görev yapmaktadır. Bu kapsamda 13 Ekim 2017’den bugüne kadar 12 Gözlem Noktası tesis edilerek faaliyete geçirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları bölgedeki görevlerini Astana görüşmelerinde garantör ülkelerce mutabık kalınan angajman kuralları çerçevesinde sürdürmektedir."

"ZEYTİN DALI HAREKATI’NIN BAŞLANGICINDAN İTİBAREN ETKİSİZ HALE GETİRİLEN TERÖRİST SAYISI 4 BİN 545 OLMUŞTUR" 

Açıklamada Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili ise şu ifadelere yer verildi:

"Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hudutlarımızda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla, Suriye’nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek, dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak üzere, 20 Ocak 2018 saat 17.00’dan itibaren ’Zeytin Dalı Harekatı’ başlatılmıştır. 12 Temmuz 2018 tarihinden itibaren Yerel Kolluk Kuvvetleri de göreve başlamıştır. Harekat, ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, BMGK’nin terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624 (2005), 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararları ve BM sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edilmektedir. Şanlı tarihimiz ve kültürümüz gereği harekatın planlama ve icrasında sadece teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçler hedef alınmaktadır. Aynı zamanda harekatın başlangıcından itibaren harekat alanında bulunan dini ve kültürel yapılar, tarihi eserler ve arkeolojik kalıntılar ile kamu yararına faaliyet gösteren tesisler de kesinlikle Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının hedefleri arasında bulunmamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri birliklerince, Kızılay, AFAD ve BM tarafından sağlanan insani yardımların bölgeye erişimi konusunda gerekli destek sağlanmakta; Afrin’de hayatın normale dönmesi için çalışmalara devam edilmektedir. Harekatın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 545 olmuştur. Terör örgütü mensupları ile girilen çatışmalarda bugüne kadar 54 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 240 kahraman silah arkadaşımız yaralanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu tarafından 18 Mart 2018 tarihi itibariyle kontrol altına alınan Afrin’de mayın ve el yapımı patlayıcı arama faaliyetleri sürdürülmektedir. Harekat kapsamında bugüne kadar 251 adet mayın ve bin 325 adet EYP tespit edilerek imha edilmiştir. Zeytin Dalı Harekatı başarıyla devam etmektedir."

"EN SON TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLİNCEYE KADAR AYNI AZİM VE KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLECEKTİR" 

Açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen tüm faaliyetler, geçmişte olduğu gibi bugün de kendisine duyduğu özgüven ile şeffaf bir şekilde yürütülmektedir. Zeytin Dalı Harekatı bölgede barış ve istikrarı sağlamak üzere tüm teröristlere karşı ahlaki değerler ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar aynı azim ve kararlılıkla sürdürülecektir" denildi. 

Münbiç bölgesinde son durum konusunda ise, “Daha önce mutabık kalınmış Münbiç yol haritası ve Münbiç güvenlik prensipleri doğrultusunda Fırat Kalkanı Harekat alanı ile Münbiç bölgesi arasında kalan hat üzerinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve ABD Silahlı Kuvvetleri unsurları tarafından 18 Haziran 2018 tarihinden itibaren bağımsız devriye faaliyetlerine başlanmıştır. 19 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla iki ülke tarafından 16 adet bağımsız devriye faaliyeti icra edilmiş olup, müteakip devriye faaliyetlerinin planlama çalışmalarına devam edilmektedir. Müteakip dönemde Türkiye ve ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından sürdürülen işbirliği ve ortak çalışmalar neticesinde Münbiç’teki tüm terör örgütü mensuplarının bölgeyi terk etmesi ve bölgede Türkiye-ABD denetiminde huzur, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik faaliyetlere devam edilecektir" denildi. 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hak ve menfaatlerini korumak ve vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak maksadıyla milli birlik ve bölünmez bütünlüğü hedef alan başta FETÖ/PDY, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütü olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelesini yurt içi ve yurt dışında kesintisiz olarak en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar sürdürme azim ve kararlılığında olduğu vurgulandı.
(Seyid Fatih Poyraz/İHA) 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun OMÜ ile Kilis 7 Aralık Üniversitesi arasında iş birliği anlaşması Ondokuz Mayıs Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (OMÜ-TTO) ile yeni bir teknoloji transfer ofisi kurulan Kilis 7 Aralık Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. OMÜ Rektörlük binasında düzenlenen törenle protokol metnine OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ile Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun imza attı. Törene OMÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren ve Prof. Dr. Murat Terzi de katıldı. İmzalanan anlaşmayla karşılıklı olarak üniversite-sanayi iş birliklerinin kurulması, girişimcilik, AR-GE, inovasyon ve sosyal kalkınma gibi alanlarda ortak faaliyetler ve projelerle ilgili etkinliklerin düzenlenmesi hedefleniyor. Bir yıl geçerli olacak protokole göre, herhangi bir üniversite bünyesinde hazırlanacak araştırma projelerinin tarafların faaliyet ve ilgi alanına girmesi durumunda, söz konusu projenin taraflarca müşterek olarak yürütülmesini sağlamak amaçlanıyor. Bilgi alışverişi amacıyla uzmanların karşılıklı olarak ilgili birimlerde seminerler vermesi ve uygulamaya yönelik konuları aktarmak üzere derslere katılması da hedefleniyor. Her iki üniversitenin öğrencilerine staj imkânı tanınmasını da amaçlayan protokolle lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin de istihdam edilmesi planlanıyor. Anlaşmayla ayrıca OMÜ’nün geliştirdiği Jobsocial Mobil Uygulaması ile uzmanlık ve staj konularında bilgi aktarımında bulunmak da hedefler arasında yer alıyor. Rektör Ünal: Üniversiteler arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek kalıcı etkiler oluşturmak istiyoruz. İmza törende değerlendirmelerde bulunan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Önceki yıllarda iki üniversite arasındaki iş birliği, eğitimden ar-geye pek çok alanda fayda sağladı. Bugün ise Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) üzerinde bu iş birliğini daha da güçlendirerek kalıcı etkiler oluşturmak istiyoruz. Bu nedenle güçlü bir yapıya kavuşmuş olan OMÜ-TTO ile yeni kurulan KİYÜ-TTO arasında bir iş birliği başlatacağız. Bu iş birliği, tecrübe paylaşımı ve süreç yönetimi üzerine olacak. Amacımız, üniversitelerimizdeki uzmanların sektörün ihtiyaçlarını karşılaması için ortak bir cevap bulmalarını sağlamak. Bu, sektörde tanınan uzmanlarımızın yetiştirilmesine ve öğrencilerimizin staj, iş bulma ve tecrübe kazanma olanaklarının artmasına katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı. “İki üniversitenin farklı bölgelerde olmasını bir dezavantaj olarak görmüyoruz” Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “İki üniversitenin farklı bölgelerde olmasını bir dezavantaj olarak görmüyoruz; aksine bölgeden gelen öğrencilerimizin ciddi bir potansiyeli var. Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa gibi şehirlerden gelen öğrencilerimiz bulunmakta. Dolayısıyla bu anlaşma sadece resmî kurumlara değil aynı zamanda bölgeye ve bölge halkına da katkı sağlayacak. Bizim ürettiğimiz ve geliştirdiğimiz % 100 yerli ve millî bir uygulama olan Jobsocial da uygulama marketlerinde yerini aldı. Üretilen bu platform, üniversitelerimizdeki imkânları sektörle birlikte paylaşmamızı sağlayacak. Gelecekte daha verimli ve etkili projelere de imza atmayı umuyoruz” dedi. Rektör Karacoşkun: "Üniversitemizin TTO’sunu kurarken OMÜ’nün bilgi birikiminden ve tecrübesinden faydalanmak bizi memnun ediyor" TTO kurulumunda OMÜ’deki bilgi birikiminden ve deneyimlerinden yararlandıklarını belirten Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun ise “Kilis 7 Aralık Üniversitesi olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar ve Yükseköğretim Kurulu üyelerinin destekleriyle teknoloji transfer ofisimizi kurduk. Ancak teknoloji transfer ofislerini geliştirmek, belli bir süreç gerektirir. Bu süreçte ekibimizle birlikte büyük bir gayretle çalışıyoruz. OMÜ’nün bu alandaki deneyimlerinden faydalanarak, teknoloji transfer ofisinin yönetiminde yer alan arkadaşlarımızın ve hocalarımızın diğer süreçlerin yönetiminde iş birliği içinde hareket etmelerinin üniversitemiz için önemli sonuçlar sağlayacağına inanıyorum. Geçmişte farklı alanlarda başlayan iş birliklerinin bu alanda da devam etmesi, OMÜ’nün uzun yılların birikimiyle oluşturduğu tecrübenin, birikimin ve deneyimin genç bir üniversite olarak bizim yeni süreçlerimize katkı sağlaması bizi memnun ediyor” diye konuştu. İmza töreni hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Samsun Samsun’da “Türkçüler Günü” kutlandı SAMSUN (İHA) – Samsun’da “Türkçülük Günü” Atatürk Anıtı’nda düzenlenen program ile kutlandı. Türk Ocakları Samsun Şubesi üyeleri tarafından Türkçülük Günü dolayısıyla Atatürk Anıtı’nda program düzenlendi. Anıta çelenk sunumu ile başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Daha sonra söz alan Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çağatay Tufan, günün anlam ve önemine dair konuşma yaptı. “Türk gençleri her şartta devletinin temel ilkelerine sahip çıkacağını göstermiştir” Türklerin her şartta devletin temel ilkelerine sahip çıkacağını gösterdiğine değinen Başkan Mustafa Çağatay Tufan, “3 Mayıs bir bayram değildir, bir matem günü de değildir. 3 Mayıs Türkçülerin günüdür. Türk gençlerinin her şartta devletinin temel ilkelerine sahip çıkacağını dost düşman herkese göstermiştir. 80 yıl sonra bu meydan da bizleri buluşturan da bu ruhtur. Cumhuriyetimizi kurarken atalarımızın ödemiş olduğu bedelleri, bugün onu korumak için bizlerin de ödemeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini ve Türk vatandaşlığı tanımını tartışmaya açmak vatana ihanettir. Bu vatanın adı Türkiye; milletin adı Türk, dilimiz Türkçedir. İstiklal Marşı, Anayasa’nın ilk dört maddesi, Türk vatandaşlığı tanımı, millî devlet ve üniter yapı ile problemi olanların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hiçbir şekilde idari makam işgal etmelerine izin verilmemelidir. Sığınmacı ve düzensiz göçmenler meselesi kangren olmaktadır. Ülkenin demografisi ve millî kimliği tehdit altındadır. Bu, ileride ciddi güvenlik problemleri doğuracaktır. Türkçülük ruhunu gönüllerde ateşleyen merhum Hüseyin Nihal Atsız ve Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere 3 Mayıs 1944’ün kahramanlarını saygı ve özlemle anıyor, Allah’tan mekanlarının cennet, makamlarının yüksek olmasını diliyorum” dedi. Ocak üyeleri, konuşmanın ardından anıt önündeki programı sonlandırırken, mezarlıklardaki programlar için merhum Türkçülerin kabirlerine gittiler.
Samsun ‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’ Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi. Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu. “Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında” Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu. “Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum” Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı: “Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.” “En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir” Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul E-ticarette Anneler Günü hediye hareketliliği başladı E-ticaret platformu Hepsiburada, Anneler Günü’ne özel “randevulu teslimat” servisiyle bu özel günde annelerine hediyelerini bizzat veremeyen ve onlardan uzakta olmasına rağmen hediyesiyle annesini mutlu etmek isteyenlere yeni bir hizmet sunuyor. Hepsiburada platformu üzerinden verdikleri hediye siparişlerinde annelerinin adresini girerek 11 ya da 12 Mayıs tarihleri için randevulu teslimat oluşturulmasına imkan veren servisle binlerce hediye İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir illerinde anneler günü haftasonu tercih edilen günde annelere kapılarında teslim edecek. Böylece kullanıcıların siparişleri, diledikleri adrese, siparişin verildiği gün farketmeksizin hafta sonuna denk gelen 11 Mayıs Cumartesi ya da 12 Mayıs Pazar günü teslim edilecek. Son dakikacılar için “Yarın Kapında” Ayrıca, anneler günü hediyesini son dakikaya bırakanlar için de 8-11 Mayıs tarihleri arasında “yarın kapında” hizmetiyle de modadan kozmetiğe, elektronik ve kişisel bakımdan ev dekorasyonuna kadar binlerce ürün ertesi gün annelere teslim edilebilecek. Anneler Günü aramalarında öne çıkan kategoriler: Teknoloji, kozmetik ve altın Hepsiburada verilerine göre, Anneler Günü’nün yaklaşmasıyla beraber annelerine hediye almak isteyenler bu sene teknoloji ürünlerine yöneldi. Bu sene anneler günü alışverişleri ve hediye alternatifleriyle ilgili platform üzerinde gerçekleştirilen aramalarda alışılmış kozmetik, küçük ev aletleri ve moda ürünlerinin dışında elektronik ve teknoloji ürünlerine ilgi arttı. Akıllı cep telefonu, akıllı saat ve tabletlere olan ilgi geçen senenin aynı dönemine göre arttı. Yeni nesil annelere en çok tablet hediye alınıyor Özellikle yeni nesil anneler için en çok aratılan ve satışları en çok artan hediye tablet oldu. Tablet satışları geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 100 arttı. Bununla beraber moda, kozmetik kategorilerinde de parfüm, makyaj malzemesi, çanta ve ayakkabılara ilgi de sürüyor. Bu sene Anneler Günü hediye aramalarının diğer öne çıkanı ise ‘çeyrek altın’ oldu. Annesine, yatırım amaçlı hediye almak isteyenler Hepsiburada platformu üzerinden en çok çeyrek altın araması yaptı. ‘Çeyrek altın’ aramaları anneler günü alışverişi döneminde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 45 oranında artış gösterdi.