ASAYİŞ - 26 Eylül 2016 Pazartesi 09:09

TSK öldürülen terörist sayısını açıkladı

A
A
A
TSK öldürülen terörist sayısını açıkladı

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), şu ana kadar Yüksekova'da 49 ve Hakkari'de toplam 323 terörist etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Yüksekova Buzul Dağları Kelyani tepe bölgesinde Bayraktar İHA ile yapılan hava taarruzunda bölücü terör örgütü mensubu üç teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi.

TSK'dan yapılan açıklamada, bu sabah 26 Eylül 2016 saat 06:00 sularında Hakkari Yüksekova Buzul Dağları Kelyani tepe bölgesinde Bayraktar İHA ile yapılan hava taarruzunda BTÖ mensubu üç terörist etkisiz hale getirildiği belirtilerek "Şu ana kadar Yüksekova’da 49 BTÖ mensubu terörist ve Hakkari genelinde toplam 323 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Operasyon devam etmektedir" denildi.

Operasyona ismini veren Şehit Jandarma Uzman Çavuş Sacit Olcay Kabaklıoğlu'nun geçen hafta Şemdinli Çatalca Soğuksu bölgesinde çatışma esnasında yaralanarak bilahare şehir olduğu hatırlatıldı. Uzman Çavuş Kabaklıoğlu adına başlatılan bu operasyonda 15 teröristin etkisiz hale getirildiği ifade edildi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bahar aylarında bu hastalıklar peşinizi bırakmayabilir Üst solunum yolu enfeksiyonlarının, doktora başvurmanın önde gelen sebepleri arasında yer aldığını belirten Kulak Burun Boğaz (KBB) ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İdil Öztürk, "Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri birçok hastalık gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına da zemin hazırlıyor. Zayıflayan bağışıklık sistemiyle birlikte vücut direncinin düşmesi, bu dönemlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşanmasına neden oluyor" diye konuştu. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının, dünyada en çok görülen ve en fazla iş gücü kaybına sebep olan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İdil Öztürk, "Üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan faktörler virüslerdir. Virüslerin zayıf düşürdüğü bireylerde diğer bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilir. En çok bilinen üst solunum yolu enfeksiyonları nezle ve grip olmakla birlikte, bu hastalıklar sinüzit, tonsillit (bademcik iltihabı), orta kulak iltihabı ve larenjite neden olabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonuna yatkınlığı artıran faktörler vardır. Alerjik bünyeye sahip olma, burun kemiği eğriliği veya konka büyüklüğü gibi anatomik sorunlar sebebiyle ağızdan nefes alıp verme, sigara içme, düzensiz beslenme gibi faktörler riski artırabilir. Bu hastalıklar daha çok mevsim geçişlerinde ve kalabalık ortamlarda sık görülür. Damlacık enfeksiyonu biçiminde ortaya çıkar, yani yakın mesafeden konuşma, öpme, öksürme sonucunda bulaşırlar. Bulunulan ortamda havalandırmanın yetersiz olması da bulaşmalarını kolaylaştırır. Virüs, bulaşı olan yüzeylere temas sonrası ellerin yıkanmaması ile de bulaşır. Gereksiz antibiyotik kullanımını önlemek amacıyla üst solunum yolu enfeksiyonlarının tanısında viral hastalık farklarının bulunması gerekir" dedi. Op. Dr. İdil Öztürk, erişkinlerde sıkça görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarını şöyle sıraladı: "Nezle birden çok virüsün yol açtığı, kişiden kişiye bulaşan, üst solunum yollarını tutan hafif seyirli bir hastalıktır. Üşütme, soğuk algınlığı olarak da bilinir. Soğuk mevsimlerde daha sıktır. Sigara içenlerde daha sık görülmez fakat ağır seyreder. Bir insan, ömrü boyunca yaklaşık olarak 300 defa nezle olur. 5 yaşın altındaki çocuklar yılda ortalama 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirir. İnfluenza virüslerinin yol açtığı üst solunum yolu enfeksiyonudur. Virüsün 3 tipi vardır. Tip A insanlar, domuzlar ve kümes hayvanlarında, Tip B sadece insanlarda hastalık yapar. Tip C ise insanlarda çok hafif belirtilere yol açar. Sıklıkla ani başlayan yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ve kas ağrıları, bitkinlik, burun akıntısı veya tıkanıklığı ile kendini gösterir. Ateş genellikle 5 gün ya da 1 hafta sürer. Tedavide dinlenme çok önemlidir. Ateş düşürücüler, bol sıvı tüketimi ve iyi beslenme önemlidir. Viral bir hastalık olduğu için antibiyotik verilmez ancak orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre gibi ikincil enfeksiyon, komplikasyon olarak eklenmiş ise antibiyotik kullanılır. Yutak ve bademciklerin ani başlayan enfeksiyonudur. Virüs veya bakteriyel kaynaklı olabileceği için etkene göre tedavi metodu değişiklik gösterir. Belirtileri yüksek ateş, boğaz ağrısı-yutkunma zorluğu, halsizlik-kırgınlık, baş-eklem-kas ağrıları, öksürük ve bazen de boyunda lenf bezlerinin şişmesidir. Çocuklarda orta kulak enfeksiyonu daha sık görülür. Sıklıkla nezle, grip gibi enfeksiyonları takiben gelişen ikincil bakteriyel enfeksiyon şeklindedir. En sık 6-18 ay asındaki çocukları etkiler. 6 yaşından sonra hastalık sıklığında bariz azalma görülür. Yüz kemiklerinin içerisinde sinüs adı verilen hava boşluklarının iltihabına sinüzit adı verilir. Yine sıklıkla viral üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben gelişir. Vira enfeksiyonlardan sonra 7-10 günde tam iyileşme beklenirken genellikle burun doluluğu ve öksürük artışı olur. Büyük çocuklar ve erişkinlerde baş ve yüz ağrıları görülebilir. Antibiyotik tedavisi gerekebilir." KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Öztürk, söz konusu bu üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için hijyene ve el yıkamaya özen gösterilmesi, kalabalık ortamlardan uzak durulması, kalabalık ortamların sık sık havalandırılması, hasta kişilere mümkünse maske taktırılması ve fazla yaklaştırılmaması, yaşa uygun ve dengeli beslenilmesi, mevsime uygun giyinilmesi gerektiğini söyledi.
Eskişehir Kalem çaldıkları bakkalın duvarına yazdıkları yazıda suçlarını itiraf edip dalga geçtiler Eskişehir’de hırsızların bir bakkaldan çaldıkları kalemle yazdıkları, "Bu kalemi buradan çaldık" ifadesi ve sonrasında çizdikleri ok görenleri güldürürken, esnafı şaşkınlığa uğrattı. İşletme sahipleri o olaydan sonra güvenlik kamerası taktırarak önlem aldı. Tepebaşı ilçesi Eskibağlar Mahallesi’nde bulunan Akmescit Sokak üzerinde bir market işletmesinin yanındaki binanın duvarına yer alan, "Bu kalemi buradan çaldık" ifadesi dikkat çekti. Kimliği bilinmeyen şahıs ya da şahıslar tarafından bir kalem ile yazılan yazı görenleri şaşırttı. Olay karşısında şaşkınlık yaşayan esnaf duruma tepki gösterdi. Bahsi geçen yazının yazılmasından bir gün sonra da dükkanı gösteren bir ok çizilmesinin ardından güvenlik kameraları taktırarak önlem alan işletme sahipleri hırsızlara seslenerek çalınan kalemin geri getirilmesini istedi. "Yazıyı boşversinler, kalemi geri getirsinler" Esnaf Batuhan Alkan, bahsi geçen yazıyı yazanların çocuk ya da üniversite öğrencisi olduğunu tahmin ettiklerini söyledi. Yazının dükkandan çalınan bir kalemle yazıldığını belirlediklerini ifade eden Alkan, "Biraz üzerinde araştırma yaptık ama kendilerini bulamadık. Karşımızdaki duvara da aynı yazıyı yazmışlardı, onu sildik. Bildiğiniz trollemişler. Yazının altında bir başka yazı daha var, onu ayrıca yazmışlar. Bu yazıları aynı gün içerisinde yazmıyorlar, ertesi gün tekrar başka bir şey yazıyorlar. Sonradan güvenlik kamerası takdırdık zaten. Ben buradan o kalemi çalanlara seslenmek istiyorum, yazıyı boşverin de kalemi getirin kardeşim. Kalem önemli" dedi.
İstanbul Türkiye hayvan varlığıyla Avrupa’nın zirvesinde Türkiye büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığında Avrupa ülkelerini gerisinde bıraktı. Son 22 yılda Türkiye’de büyükbaş sayısı yüzde 69, küçükbaş sayısı yüzde 40 artış gösterdi. Avrupa’nın hayvan üretiminde en önemli ülkeleri Fransa, Almanya, Romanya ve İspanya’da yıllar içinde gerileme gözlenirken, Türkiye’deki pozitif durum dikkat çekti. Türkiye hayvan varlığıyla Avrupa’nın zirvesinde yer alıyor. Türkiye’de büyükbaş hayvan sayısı son 22 yılda yüzde 69 artış gösterdi. 2002 yılında 9,8 milyona olan büyükbaş sayısı geçtiğimiz yıl 16,6 milyona yükseldi. Önceki yıllarda Avrupa’nın en geniş büyükbaş varlığına sahip ülkesi Fransa 16,4 milyon adetle Türkiye’yi takip etti. Almanya 10,95 milyon, İtalya 6 milyon, Polonya 6,44 milyon İspanya 6,29 milyon ve İspanya’da 3,72 milyon büyükbaş sayısıyla sıralamayı oluşturdu. 14 yılda Türkiye’den dikkat çeken atak 2010-2023 yılları arası dikkate alındığında Türkiye, büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde diğer ülkeleri geride bıraktı. 2010 yılında Fransa yaklaşık 20 milyon büyükbaş varlığıyla bu alanda Avrupa’da lider konumdayken, Almanya 13 milyon adetle ikinci sırada Türkiye ise 11,4 milyon sayısıyla üçüncü sırada yer alıyordu. Gelinen noktada Türkiye’de büyükbaş sayısı artış yakalarken Fransa ve Almanya gerileme gösterdi ve Türkiye ilk sıraya yükseldi. Bahsedilen yıllar arasında Türkiye’nin büyükbaş varlığı yüzde 45,61 artış gösterdi. Küçükbaş sayısında fark attı Türkiye 2010-2023 yıllarını kapsayan dönemde küçükbaş hayvan varlığında Avrupa ülkelerinden pozitif ayrıştı. 2023 yılında Türkiye’de keçi dahil küçükbaş sayısı 52,4 milyon olarak gerçekleşti. Son 14 yılda yüzde 78 artış yakalandı. Türkiye’nin ardından küçükbaş sayısı en yüksek ülke 13,6 milyon ile İspanya olurken üçüncü sırada 10,2 milyonla Romanya yer aldı. Koyun sayısında AB ülkelerinin toplamının yüzde 60’ına sahip Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden elde edilen bilgilere göre Türkiye’nin son 22 yılda koyun sayısında da önemli bir artış oranı yakaladığı görüldü. Türkiye’de koyun sayısı 22 yılda yüzde 40 arttı. 2002 yılında 25,2 milyon olan koyun sayısı geçtiğimiz yıl itibarıyla 42 milyonu aştı. Türkiye’nin koyun sayısı AB ülkelerindeki toplam koyun sayısının yüzde 60’ına denk geliyor. AB ülkelerinin toplamı yaklaşık 70 milyon koyun varlığına sahip. Öte yandan Türkiye’de et üretimi rakamlarına bakıldığında, 2002 yılında 620 bin 541 ton olan toplam et üretimi, 2023’te 2 milyon 384 bin 47 ton olarak hesaplandı.
Eskişehir Öğrencilerle buluşan iş insanları değerli tavsiyeler verdi Eskişehir’de çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği bir programda öğrencilerle buluşan gelen iş insanları, meslek hayatlarındaki tecrübelerini paylaşarak önemli tavsiyelerde bulundu. ’Eskişehir’de ticarete yön veren önemli iş insanları öğrencilerimizle buluşuyor’ isimli program Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirildi. Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı Ekrem Birsen’in destek ve katkılarıyla hazırlanan programda öğrencilere hitap eden iş insanları, meslek hayatlarındaki tecrübelerini paylaştılar. Öğrencilere zorluklar karşısında yılmamaları ve geleceğe umutla bakmaları gerektiği mesajını kendi yaşamış oldukları tecrübelerle birlikte aktaran konuşmacılar, iş dünyasında başarının kimseye altın tepside sunulmadığı gerçeğinin altını çizdi. Öğrencilere devamlı değişim ve gelişim halinde olmanın, günceli ve dünyayı iyi takip etmenin gerekliliklerinin anlatıldığı programda konuşmaların ardından öğrenciler ve iş insanları okul bahçesinde mehter gösterisi izleyip samimi bir ortamda sohbet imkanı buldu. Ahilik konulu resim sergisinin de gezildiği program, öğrenci, öğretmen ve konukların beğenisini kazanan ’Anadolu Bacıları’ isimli tiyatro gösterisinin ardından sona erdi. Düzenlenen programa Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın, Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Ersin Karakoç, Eskişehir Ticaret İl Müdürü Cemil Kürkçü, okul mezunlarından Ali Eldem ve Aydın Bandırma ile eğitim camiasından desteğini esirgemeyen Hasan Küpeli katılım gösterdi.
Adana Annesi maganda kurşunuyla ölen hukuk fakültesi öğrencisi Burak: "Annem cübbe giydiğimi göremeyecek" Adana’da annesi maganda kurşunuyla hayatını kaybeden hukuk fakültesi öğrencisi Burak, "Annem, benim hep savcı olmamı isterdi. Cübbeyi giymemi annem göremeyecek ve bu gerçekten çok büyük bir boşluk. Adalete güveniyorum umarım yerini bulur" dedi. Olay, geçen Cumartesi saat 09.00 sıralarında merkez Seyhan ilçesi Mücahitler Caddesi’nde meydana geldi. 43 yaşındaki Hayriye Derin, otomobiliyle 12 yaşındaki oğlu Talha’yı yabancı dil kursuna bıraktıktan sonra yanındaki diğer oğlu 7 yaşındaki Kayra ile evine dönmek için yola çıktı. Maganda kurşunu ensesine isabet etti Derin, caddeden geçtiği sırada motosikletli 2 şüpheli, husumetli oldukları kişinin oto lastik tamiri yapılan iş yerine tabancalı saldırı düzenledi. Tabancadan çıkan kurşunlardan biri 01 ANK 092 plakalı otomobiliyle yolda giden Hayriye Derin’in ensesine isabet etti. Oğlu Kayra’nın gözleri önünde vurulan Derin, bilinci kapanınca karşı şeritten gelen yolcu minibüsüne çarptı. Saldırganlar ise motosikletle kaçtı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi yapılan Derin, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sağlık durumu ağır olan Derin, doktorların tüm müdahalesine rağmen Cumartesi akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Derin’in cenazesi Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verildi. Aile taziyeleri kabul etti Eşini kaybeden Ali Derin (47), evlatlarıyla birlikte taziyeleri Mücahitler Caddesi’nde bulunan evlerinde kabul ederken faillerin de hak ettiği cezayı almasını istedi. Hayriye Derin’in Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi oğlu Burak ise gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Bu organize bir olay, çete savaşı" Annesinin maganda kurşunu sonucu hayatını kaybettiğini anlatan ve hukuk fakültesini bitirmeden önce mağdur olduğunu söyleyen Derin, "Olay evimize çok yakın bir noktada oluyor. İlk duyumlarımıza göre iki grup arasında husumet olduğu söyleniyor. Fakat ben bu olayı basitleştirmiyorum. Daha organize bir olay. Yani çete savaşları gibi olduğunu düşünüyorum. Hukuk dünyasına giriş amacım mağdurların yanında olabilmekti. Maalesef bu olay sonrası mağdur olan taraf biz olduk. Her türlü hakkımızı arayacağız, bu olayın peşini bırakmayacağız" ifadelerini kullandı. "Katillerin bulunmasını istiyorum" Adalete güvendiğini ve annesinin katillerinin bir an önce bulunmasını istediğini aktaran Derin, "Maalesef giden geri gelmiyor. Türkiye Cumhuriyetinin adaletine, savcısına, hakimine, avukatına ve polisine güvenim sonsuz. Umarım adalet yerini bulacaktır. Failler belli ancak annemin katilleri hala bulunamadı. Annemin katillerinin bulunması için buradan herkese sesleniyorum. Her şeyin fazlasıyla yapılmasını istiyorum" diye konuştu. "Annem savcı olmamı isterdi" Hukuk fakültesini bitirdikten sonra giyeceği cübbeyi annesinin göremeyeceğini anlatan Burak Derin, "Annem, benim hep savcı olmamı isterdi ama ben de avukat olmak istediğimi söylerdim. Türkiye Cumhuriyeti adaletine ben güveniyorum. İnşallah bana gerek kalmadan bu olay çözülür. Cübbeyi giymemi annem göremeyecek ve bu gerçekten çok büyük bir boşluk. Olaydan sonra kardeşimin yanına gittiğimde buz kesmiş gibiydi. Acımız çok büyük, failler belli ve gerekenin yapılmasını istiyoruz" dedi.