ASAYİŞ - 11 Nisan 2023 Salı 18:24

Tunceli’de taşkında mahsur kalan 11 vatandaş, karayolları ekipleri tarafından kurtarıldı

A
A
A
Tunceli’de taşkında mahsur kalan 11 vatandaş, karayolları ekipleri tarafından kurtarıldı

Tunceli-Ovacık karayolunda Munzur çayının taşması sonucu mahsur kalan 11 vatandaş, karayolları ekipleri tarafından kurtarıldı.

Tunceli-Ovacık karayolunda aşırı sağanak yağış nedeniyle Munzur çayı birden fazla noktada taştı. Valilik tarafından ikinci bir duyuruya kadar araç trafiğine kapatılan yolda, taşkın nedeniyle mahsur kalan 11 vatandaşın imdadına, Karayolları 86. Şube Şefliği ekipleri yetişti.
Ekipler, mahsur kalan vatandaşları iş makineleriyle taşkının olduğu bölgede alırken, vatandaşlara karayolunu kullanmamaları konusunda uyarılarda bulunuluyor.

Ercan Topaç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 80 yaşındaki depremzede kadın, yapımı tamamlanan yeni yuvasına taşınmanın mutluluğunu yaşıyor Depremin vurduğu Hatay’ın Payas ilçesinde yapımı tamamlanan TOKİ konutlarına taşınan afetzede Zeynep Öztürk, yeni yuvasında yaşamanın mutluluğunu yaşıyor. Asrın felaketinde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş, binlerce konut yerle bir olmuştu. Deprem sonrası bölgenin yeniden ayağa kalkması için çalışmalara kısa sürede başlanmıştı. TOKİ tarafından yapımına geçtiğimiz yıl depremin hemen ardından başlanan afet konutları, hak sahiplerine teslim edilmeye başlanmıştı. Payas ilçesinde çevre düzenlemeleri tamamlanan konutlarda vatandaşlar yaşamaya başladı. Afet konutlarının ilk sakinlerinden olan 80 yaşındaki Zeynep Öztürk, yeni evinin heyecanını yaşıyor. Yeni yuvasına kavuşmanın mutluluğunu dile getiren depremzede Zeynep Öztürk, yeni yuvasında komşularını beklediğini dile getirerek "Gece deprem oldu, onun için kalktım bir fırtına oldu sandım. Fırtına oldu sandım, çekyatın üstüne oturdum. Çekyatın üstüne oturunca, baktım ev birbirine değmeye başladı. Oturdum elimi açtım ve ettim. Çok rezil olduk, bahçelerde kaldık arabaların içinde yattık. Ne deyim gene var şükür Allah’ım Cumhurbaşkanımız var. Bir kuşa laf söylüyorum, bir çiçeklere varıyorum. Başka bir şey yok, kimse yok hiç kimse yok. Bir komşum işte bu var başka yok. İlk reçeli yaptım burada. Ya rabbi şükür yine kiradan iyi ama işte tekim. Onlardan Allah razı olsun, Allah hükümetimize kuvvet versin. Dünya durdukça dursunlar, ne deyim böyle anası babası varsa ahirette, onların Allah mekanını cennet etsin” ifadelerini kullandı.
İstanbul Boşanmada yeni dönem: 3 yıllık bekleme iptal edildi, yeni düzenleme nasıl olmalı Anayasa Mahkemesi (AYM), boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra 3 yıl boyunca ortak hayatı yeniden kuramayan çiftlerin, "evlilik birliğinin temelden sarsıldığı" kabulüyle boşanma davası açabilmesini öngören kuralı, taraflara katlanamayacakları bir külfet yüklediği gerekçesiyle iptal etmişti. İptal edilen hüküm sonrası düzenlemeye kadar ki süreçte kanun boşluğu olabileceğini söyleyen Dr. Ali Yaşar Çelikel, “Boşanma sebepleri ile soy bağı hukuku hükümleri yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca ortak hayatın yeniden kurulamaması şartı 1 ya da 2 yıla indirilmeli” dedi. Ankara 8. Aile Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun "evlilik birliğinin sarsılmasına" ilişkin düzenleme getiren 166. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla iptalini istedi. İptali istenen kuralda, "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü yer alıyordu. Başvurusunda, kuralda öngörülen 3 yıllık sürenin adil olmadığını belirten Aile Mahkemesi, eşlerin uzun sürelerin sonunda boşanabildiklerini, bu durumun da herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunu öngören anayasal hükümle bağdaşmadığını ifade etti. Kuralda öngörülen sürenin fazla olmasının evlilik dışı ilişki yaşanmasına neden olduğunu savunan mahkeme, kuralla kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının yanı sıra devletin aileyi koruma yükümlülüğünün de ihlal edildiğini öne sürdü ve başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle kuralın iptaline karar verdi. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptali kararı, kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 19 Nisan 2024 tarihinden dokuz ay sonra yürürlüğe girecek. Bu sebeple bu dokuz aylık süre zarfında mevcut hüküm geçerli olacak ve uygulanmaya devam edecek. “Yeni düzenlemeye kadar kanun boşluğu olacaktır” Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından dördüncüsü düzenlenen Medeni Hukukta Güncel Gelişmeler Sempozyumu’nda da uzmanlar iptal kararı verilen medeni kanun hükmünü ele aldı. Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ali Yaşar Çelikel, iptal edilen hüküm sonrası nasıl bir düzenleme getirilmesi gerektiğine dair yaptığı değerlendirmede iptal kararı yürürlüğe girdikten sonra yeni düzenleme yapılana kadarki süreçte kanun boşluğu olacağının altını çizdi ve “Yasa koyucu bu süre zarfında fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için yeni bir düzenleme getirmelidir” dedi. “Ortak hayatın yeniden kurulamaması şartı 1 ya da 2 yıla indirilmeli” Dr. Ali Yaşar Çelikel aynı zamanda yapılacak olan düzenlemede, İsviçre Medeni Kanunu ile diğer Kıta Avrupası hukuk sistemleri, öğretideki görüşler ve uygulamadaki sorunların ele alınması suretiyle yapılması gerektiğini de vurguladı. Çelikel ayrıca dava açılmış olma şartının kaldırılmasını ve 3 yıl olarak öngörülen ortak hayatın yeniden kurulamaması şartının da 1 ya da 2 yıla indirilmesine dair tavsiyede bulundu. “Boşanma sebepleri ile soy bağı hukuku hükümleri yeniden düzenlenmelidir” “Yasa koyucunun madde bazlı bir düzenleme yapmayı tercih etmek yerine, Türk Medeni Kanunu’nun Aile Hukuku Kitabı’na ilişkin sistematik bir düzenleme yapması uygun olacaktır” diyerek sözlerine devam eden Altınbaş Üniversitesi’nden Dr. Çelikel, “Bu doğrultuda aile hukukunun dinamik yapısı göz önünde bulundurularak ve çağdaş aile hukuku anlayışı temel alınarak boşanma sebepleri ile soy bağı hukuku hükümleri yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca önemle vurgulanmalıdır ki, aile hukuku kurallarının sistematik olarak düzenlenmesi sürecinde, son derece özenli hareket edilmeli ve kadın hakları, kadın-erkek eşitliği ve çocuğun üstün menfaati ilkesi odağa alınmalıdır” diyerek sözlerini sonlandırdı.