GÜNDEM - 23 Ocak 2019 Çarşamba 10:28

Türk Donanmasının gururu 'TCG Sakarya'nın bir günlük yolcuğunu İHA görüntüledi

A
A
A
Türk Donanmasının gururu 'TCG Sakarya'nın bir günlük yolcuğunu İHA görüntüledi

Türk Silahlı Kuvvetlerine ait "TCG Sakarya S-354" denizaltısı, Karadeniz Uyum Harekatı'na katılmak için İstanbul Boğazı'ndan yunus balıkları eşliğinde geçti. Denizaltının bir günlük yolculuğunu ise İhlas Haber Ajansı (İHA) görüntüledi.

Türk Silahlı Kuvvetleri, havada, karada ve denizde düşmana göz açtırmıyor. Yaklaşık 140 yıl önce iki denizaltı ile ilk denizaltı faaliyetine başlayan Türk Donanması, bugün bölgesindeki en etkili güçlerden biri haline geldi. Karanlık sularda sessizliği ve atış gücüyle düşmana korku, dosta güven veren denizaltılar toplam 3 sınıftan oluşuyor. Deniz Kuvvetleri Denizaltı Filosu Komutanlığı, preveze sınıfı "TCG Sakarya S-354" isimli denizaltının kapılarını İhlas Haber Ajansı'na açtı. Karadeniz Uyum Harekatı'na iştirak etmek için İstanbul Boğazı'ndan geçen denizaltının bir günlük yolculuğu ve personelin çalışma alanları kameralara yansıdı. Denizaltı mürettebatı için gün, hava aydınlanmadan başlıyor. Gün ağarmadan seyre çıkan mürettebat, iskelede hareket hazırlığı yaparak son kontrolleri gerçekleştiriyor. Yapılan hazırlıkların ardından denizaltının sessiz ve derin yolculuğu başlıyor. Sessizliği ve atış gücü ile TSK bünyesinde yer alan "TCG Sakarya S-354" isimli denizaltı, limana uğramaksızın çok uzun süreler boyunca karanlık sularda görev yapıyor. Denizaltında komutan, subay, astsubay, uzman erbaş ve erlerden oluşan yaklaşık 40-45 personel görev yapıyor. Denizaltında görev yapacak personellere 1 yılı aşkın süre eğitim veriliyor. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan ve gerekli testlerden başarı ile geçen personel, denizaltında görev almaya hak kazanıyor. Denizaltı dizaynında harekat ve teknik ihtiyaçlar ön plana alınırken, personel yaşamına ilişkin ihtiyaçlar ise ikinci planda tutuluyor. Günlerce karaya çıkmadan denizin altında görev yapan mürettebat, sebze odası, et odası, kuru kumanya odasında stoklanan malzemelerle yaşamlarını idame ettiriyor. Ayrıca denizaltında cep telefonu, bilgisayar gibi kişisel iletişim araçlarını kullanmaya da izin verilmiyor. Fiziki şartlar nedeniyle de denizaltında bu araçların kullanılması imkansız. Bu nedenle personel, limana çıkana kadar yakınlarıyla iletişim kuramıyor.

Kırmızı ve beyaz ışık uygulaması 

Denizaltında çalışan personeller, vardiya sistemi ile çalışıyor. Mürettebatın bir kısmı istirahat ederken, bir kısmı görevini icra ediyor. Denizaltında bulunan mürettebata gece ve gündüz kavramını birbirinden ayırt etmesi için ışık uygulaması yapılıyor. Beyaz ışık yandığında gündüz, kırmızı ışık yandığında gece olduğu anlaşılıyor.
Komuta kontrol merkezinde görev yapan mürettebat, sonarlardan yani konsol üzerinden iz ve hedeflerle ilgili bilgi alma imkanı sunan sistem üzerinden gelen sinyalleri pür dikkat dinleyerek olası bir saldırıya karşı tetikte bekliyor.

“TCG Sakarya, limana uğramaksızın çok uzun sürelerle suyun altında harekat icra edebilmektedir” 

TCG Sakarya Komutanı Altan Tosun, “Adını zaferden, gücünü birliğinden alan TCG Sakarya denizaltımız, şuanda Karadeniz Uyum Harekatı'na iştirak etmek maksadıyla İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e doğru intikal etmektedir. Yaklaşık 45 personelimizle intikal ediyoruz. Geçişimiz 2 ile 2 buçuk saat sürecek. TCG Sakarya sahip olduğu teknolojik imkan ve kabiliyetleriyle limana uğramaksızın çok uzun sürelerle suyun altında harekat icra edebilmektedir” dedi.
"TCG Sakarya S-354" isimli denizaltı, Karadeniz Uyum Harekatı kapsamında İstanbul Boğazı’nı emniyet nedeniyle denizin üstünde seyrederek tamamladı. İstanbul Boğazı'ndan geçişini yaklaşık 2,5 saatte tamamlayan denizaltına yunus balıkları da eşlik etti. Denizaltının geçişi sırasında yunus balıkları ile birlikte oluşan görsel şölen ise havadan görüntülendi.  

Zöhre Alagöz - Ahmet Faruk Sarıkoç - Mustafa Biçer - Serdal Altıntepe - İsmail Coşkun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir sanata doyacak İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirli sanatseverlere mayıs ayında yine renkli bir sanat programı sunuyor. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM) yazı müjdeleyen ay içinde birbirinden güzel konser ve sergilere ev sahipliği yapacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na özel konserlerin de yer aldığı programıyla mayıs ayında sanatseverlere dolu bir program hazırladı. İlk olarak Borusan Quartet (Esen Kıvrak “Keman”, Nilay Sancar “Keman”, Efdal Altun “Viyola”, Nil Kocamangil “Viyolonsel”) 2023-2024 sezonu İzmir programının dördüncü ve son konserini, 2 Mayıs Perşembe günü “Oda Müziğinde Alman Romantizmi” adıyla saat 20.00’de verecek. Işın Karaca 65 kişilik senfoni orkestrasıyla sahnede Türkiye’nin önemli vokallerinden Işın Karaca, herkesin kalbinde yer edinmiş parçalarını senfonik formatta dinleyicisiyle buluşturuyor. 4 Mayıs Cumartesi günü yapılacak konser, aranjmanların Can Yapıcıoğlu tarafından titizlikle yapıldığı The Best in Symphonic albümünün ilk konseri. Bu tarihi gecede Işın Karaca şarkılarını 65 kişilik senfoni orkestrasıyla söyleyecek. Barok Türküleri AASSM’de Arya Su Gülenç Piyano Resitali 7 Mayıs Salı günü saat 20.00`de yapılacak. Altı yaşında piyano eğitimine başlayan Arya Su Gülenç uluslararası piyano yarışmalarında birincilik kazandı. 9 Mayıs’ta saat 20.00’de ise Joanna Goodale (piyano), Sokratis Sinopoulos (kemençe) ve Derya Türkan’ın (kemençe) katılımıyla Barok Türküleri konseri var. Resitaller geçidi Ümit İşgörür (Çello) ve Özgür Aydın’ı (Piyano) dinleme fırsatı bulacağımız Çello Piyano Resitali, 14 Mayıs Salı günü saat 20.00`de gerçekleştirilecek. 15 Mayıs’ta ise AASSM, İlkhan Aydoğmuş Kontrbas Resitali’ne ev sahipliği yapacak. Gençler Sahne Sizin 14 Mayıs’ta Leyla Gencer’i Anma Konseri, 19 Mayıs’ta Gençler Sahne Sizin Etkinliği, 20-26 Mayıs’ta İzmir Uluslararası Çoksesli Korolar Festivali, 27 Mayıs’ta İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi Konseri, 28 Mayıs’ta Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesi Konseri, 29 Mayıs’ta TPKD İzmir Korolar Konseri yapılacak. 15 Mayıs’ta Olten Filarmoni Orkestrası konseri dinleyicilerle buluşacak. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, 3-10-17-24-31 Mayıs’ta AASSM konserleriyle sezonunu tamamlayacak. 3 önemli sergiye ev sahipliği AASSM, 3-26 Mayıs Ayşegül Güngören Mud-RA Seramik Sergisi’ne, 6 Mayıs-2 Haziran Karikatürcüler Derneği İzmir Temsilciliği Uluslararası Yaşar Kemal Portre Karikatürleri Sergisi’ne, 27 Mayıs-7 Haziran İzmir Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi Yıl Sonu Sergisi’ne kapılarını açacak.
Muğla Gelinler, ‘Gelincik’ tarlasına akın etti Muğla’da İlkbahar aylarının gelmesi ile Merkez ilçe Menteşe’nin Karaçayır ve Bademlik bölgesinde bulunan tarlalar Gelinciklerin açması ile kırmızıya boyandı. Nisan-Mayıs aylarında Menteşe Ova mevkiindeki boş ve ekili tarlalarda çıkan Gelincik çiçekleri, fotoğraf tutkunları, üniversite öğrencileri ve gelin-damatların en uğrak alanları oldu. Günün her saati kırmızı halıya benzeyen Gelincik tarlalarında fotoğraf çektiren, öz çekim yapan çok sayıda vatandaş ziyaret ederken, gelin ve damatlar da anılarına ekleyebilecekleri eşsiz ‘Gelincik Tarlası’ hatırası fotoğraf ve video çekimi yaptırıyor. Fotoğrafçı Saniye Musacalı, “Çiftlerimiz bize hep güzel yerleri soruyorlar. Nerelere gidebiliriz, nerede daha iyi çekimler yapabiliriz diye. Bizim aklımıza gelen en güzel ve en doğal yerlerden birisi de burası. Gelincikler bu mevsimde çok güzel oluyor. Biz buraya geldiğimizde çok güzel kareler yakalıyoruz. Fotoğrafçı Süleyman Dural, “Dış çekim videolarımızda çiftlerimizin en çok tercih ettiği mekanlar arasında yer alıyor böyle bahçeler. Görüntü konusunda bize çok yardımcı oluyor. Yani doğal plato burası” dedi. Damat Kemal Uçar, “Bugün nişan günümüz. Muğla’da güzel bir Gelincik bahçesinde güzel anılarımız olsun diye güzel bir doğada güzel bir gün seçtik. Muğla’nın her bir köşesi bir plato havası, doğal. Her köşesi cennet gibi Muğla’nın bu güzelliklerini değerlendiriyoruz” dedi. Gelin Gonca Şen, “Muğla’mızın doğal içeriklerini değerlendirmek, bu özel günümüzü böyle taçlandırmak bizim için çok güzel. Gelincik tarlasında iç içe olmak bizim ilk tercihimizdi. Teşekkür ederiz” dedi. Antik çağlarda gelincik, uykuyu ve ölümü temsil eden bir simge olarak kabul edilirken, çeşitli uygarlıklar tarafından ağrı kesici özellikleri için kullanılırdı. Eski Yunan, Roma ve Mısır kültürlerinde, gelincikler ölülerin dünyasına olan bağlantıyı ve ölümden sonraki yaşamı temsil ettiği inancı hakim olurken, genellikle gençlik, aşk ve ölümlülüğün geçici doğasını sembolize ettiği, bazı kültürlerde gelincik, başarı ve şansı ifade ediyor. Tarlalarda kolayca yetişen ve hızla çoğalan bu çiçeğin, bereket ve bolluğun bir sembolü olarak görülmesinin nedeni de budur.