SAĞLIK - 07 Mart 2020 Cumartesi 18:46

Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Özsan: "Türkiye’nin donör hedefi 800 bin"

A
A
A
Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Özsan: "Türkiye’nin donör hedefi 800 bin"

Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, Türkiye’de şu anda 600 bin olan donör sayısının 800 bine çıkarılmasının hedeflendiğini açıkladı.

12’nci Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi Muğla’nın Dalaman ilçesinde 5-7 Mart tarihlerinde yapıldı. Ülkemizde düzenli olarak gerçekleştirilen en büyük organizasyon olması yanında yurt dışındaki benzerleri arasında da en önemli birkaç toplantıdan biri olma özelliğini koruyan ‘12. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi’nde, giderek artan kemik iliği transplantasyon merkezi ve nakil sayısı yanında, bu alanda katlanarak çoğalan bilgi birikimi ve araştırmalar kongrenin önemini daha da artırırken, iki gün boyunca alanlarında uzman ulusal ve uluslararası konuşmacılar kongrede yer aldı.

Kongrede, erişkin ve çocukta kök hücre nakli konuları her yönüyle tartışılırken, bilim insanları tarafından güncel veriler sunuldu. 14 bilimsel oturumun yer aldığı kongrede, 3 kurs, 86 sözlü sunumu ve bilimsel alt komite toplantıları yapıldı. Kongrede 118 oturum başkanı ve konuşmacı görev aldı. Kongreye 500’e yakın katılımcı geldi. Kongrenin ilk günü ‘Tartışmalı Konular’ ve ‘Zor Olgular Kursu’ ile başladı. Kemik iliği nakli ünitelerinin başarısında hekimlerin yanında hemşire ve diğer çalışanların eğitimi de önemli rol oynarken, bu kapsamda bu sene 6’ncı ‘Transplantasyon Koordinatörler Kursu’ ve ‘12’nci Kemik İliği Transplantasyon ve Aferez Hemşirelik Eğitim Programı’ düzenlendi.

Kök hücre bağışçısı olmak

Son zamanlarda lösemi, Akdeniz anemisi ve kemik iliği yetersizliği gibi önemli kan hastalıklarında tam bir iyileşme sağlayabildiği için kemik iliği naklinin dünyada gittikçe artan sıklıkta uygulandığı açıklanırken, başarılı bir kök hücre nakli için hastalara uygun bir gönüllü donör (verici) bulunması gerektiği ortaya konuldu. Türkiye’de donörlerin çoğu kardeşler arasından seçildiği, diğer ülkelere göre aile içi donörlerin daha kolay bulunabildiği, uygun donör bulunamadığı durumda akraba dışı donör seçeceği araştırıldığı açıklandı.

Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Özsan:

“Dolu dolu bir kongreyi geride bıraktık”

Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, “Bildiğiniz gibi ‘Kemik İliği Nakli Translaptasyonu ve Hücresel Tedaviler’ kongresinin 12’ncisini gerçekleştiriyoruz. Kongremizde yine ağırlık olarak otolog ve allojenik nakiller görüşüldü. Bunun yanı sıra hücresel tedaviler özellikle Car T hücre ve benzer tedaviler, başka hücresel tedavi yaklaşımları gözden geçirildi. Bu bağlamda güzel, zengin, dolu dolu bir kongreyi geride bıraktık. Bu kongrede gündemimizde entrasan bir konu daha vardı. Enfenksiyonlar bizim için her zaman önemlidir. Özellikle mantar enfeksiyonları bazı viral enfeksiyonlar. Ancak bu yıl özellikle son birkaç ay içerisinde yaşadığımız korona virüs nedeniyle Avrupa’da da yapacak olduğumuz ilik nakli kongresi de Ağustos ayına ötelendi. Demek ki Avrupa’da da bir endişe var. Hastalık İspanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de görüldü. Çok şükür şu anda ülkemizde yok. Ancak olmayacağı anlamını taşımaz” dedi.

"Donör seçimi önemli”

Kemik iliği nakli kötü huylu hastalıklar için hematolojik ve hematolojik olmayan ve de iyi huylu hastalıklar için yaşam kurtarıcı bir tedavi şekli olduğunu belirten, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Can Boğa, “Ancak bu tip tedavilerde en temel hedef hücre ve doku nakilleri için temel prensip donör, hasta ve kök hücre güvenliğini sağlamaktır. Bunun için Avrupa Birliği bir takım prensipler, kurallar ortaya koydu. Mümkün olduğu kadar donör güvenliğini, hasta güvenliğini ve kök hücre ürün güvenliğini sağlayabilmek için bu kurallara dikkat etmeye çalışıyoruz. Bunların önemli bir kısmı bizim ulusal mevzuatımızda da yer alıyor. Bu vesile ile donörlerin seçiminde, donör adaylarının seçiminden itibaren diğer tüm aşamaları bazı kurallara dikkat etmemiz gerekiyor. Gerek aile içi, gerek aile dışı donörlerin seçiminde bir ön değerlendirme yapılması gerekiyor. Çünkü sağlık problemi olan donörler için önceden bu donörlerin elenmesi daha sonra ekonomik ve hayal kırıklıklarının önüne geçmiş oluyoruz” dedi.

“Türkiye’de donör hedefi 800 bin”

Türkiye’de şu anda 600 bin civarında donör bulunduğunu, önümüzdeki süreçte bu sayının 800 bin civarına ulaşmasının beklendiğini belirten Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, “Belli bir rakamdan sonra donörü çok arttırmanızın da artık çok anlam ifade etmediğini belirtmek istiyorum. Çünkü bundan sonra çok zor görülen doku grupları için gene bulma olasılığı düşük oluyor. 800 bin gibi bir donör iyi bir rakam. Gerçek donör olmak, vazgeçme oranlarının düşük olması önem taşıyor. Türkiye’de donör havuzuna baktığımız zaman aslında istenilen genç bir havuz var. Tercih edilebiliyor. Ancak beraberinde vazgeçmelerde özellikle aile yapımız gereği 25-30’lu yaşlara kadar ailenin söz sahibi olduğu durumlar var. Bazen aile ve eş kaynaklı olarak donörler vaz geçebiliyor” dedi

Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, “Hematolojik hastalıklar artık yavaş yavaş hematoloji dışındaki soyut organ tümörlerinde de denemeler yapılıyor. Avrupa’da 600, tüm dünyada 2 bin kadar hastaya ulaşılmış gözüküyor. Sadece bu hücresel tedaviler değil artık hücrelerin yüzeyindeki bir takım antijelleri bir takım proteinleri tanıyan ve onları bu sayede bu tümör hücrelerini bağışıklık sisteminin de tanımasını sağlayan ara moleküller ve ara ilaçlar var. Onların da bir kısmı ülkemizde var. Lösemiye karşı kullanılıyor” diye konuştu.

Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Özsan:

“Korona virüs hakkında bilgi kirliliği var”

Dünya’da yaşanan korona virüsün aslında bir fırsat olduğunu ileri süren Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, yeni çıkan bu virüse karşı en büyük sıkıntıların başında bilgi kirliliğinin geldiğini söyledi. Prof. Dr. Azap, “Burada her bir vatandaşa görev düşüyor. Bu fırsat penceresine dönüp de her bir vatandaş bu salgın hakkındaki en doğru bilgileri doğru kaynaklardan öğrenip hastalığın önlenmesi için şimdiden daha hastalık gelmeden yayılmaya başlamadan bir takım davranış değişikliklerini geliştirmesi gerekiyor. Öncelikle doğru kaynak meselesini net vurgu yapmak istiyorum. Çünkü çok ciddi bir bilgi kirliliği var. Özellikle sosyal medyada sürekli bir şeyler dönüyor. Ülkemizde görülmemesinin nedeni olarak bazı hipotezler geliştiriliyor. Mesela bizim genetik yapımızın farklı olduğu o yüzden bize hastalık tutunamayacağı gibi çok kirli bilgilere itibar etmemek gerekiyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.