MAGAZİN - 14 Ağustos 2014 Perşembe 16:06

Türk sinemasının efsanesi huzur evinde

A
A
A
Türk sinemasının efsanesi huzur evinde

Türk sinemasının sevilen karakterlerinden 'Şişko Nuri' lakaplı Sıtkı Sezgin, Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevi’nde yaşamını sürdürüyor.

Yeşilçam’ın emektar oyuncusu, yaşadığı olumsuzlukları Samsunspor sevdasıyla unutmaya çalışıyor. Küçük yaşta ailesini kaybetmesiyle zor günler yaşayan ve hayata tutunmak için o yıllarda bir taraftan tiyatro ile ilgilenen Sezgin, aynı zamanda Bakırköy’de minibüslerde mavin olarak çalışırken, 1968 yılında Ankara’ya giderek TRT’de Levent Kırca, Enis Fosforoğlu ve Tekin Akmansoy’un oynadığı çocuk programı “Bizim Sokak’ oyununda görev aldığını söyledi. Burada tanıştığı Orman Boran’ın kendisine “Şişko Nuri” Lakabını taktığını söyleyen Sezgin, İstanbul’da Bakırköy’de “Cici Katip” filmini çekmeye gelen Fatma Girik’i görmek için sete gittiğini, burada kendisine ilgi gösteren Girik’in “Seni filmlerde oynatalım” sözüyle Filiz Akın ve Orhan Günşüray’ın rol aldığı “Oğlum Oğlum” filmiyle sinemayla tanıştığını ifade etti.

YAKLAŞIK 300 FİLM

Adile Naşit ve Münir Özkul gibi pek çok sevilen sanatçı ile 300’e yakın filmde kamera karşısına geçen Şişko Nuri, 40 yıllık sanat hayatının Yeşilçam’ın ihtişamlı günlerini kaybetmesiyle sinemadan da uzaklaştıktan sonra yaşadığın zor günlerinde Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin kendisine sahip çıkarak huzurevine yerleştirmesiyle yeni bir hayata başladığını dile getirdi.

Şu anda Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevi’nde hayatını sürdüren Şişko Nuri, Samsunspor’un efsanevi sporcusu ve şu an kulüp başkanı olan Emin Kar’ın yakın ilgisiyle yaşadığı olumsuzlukları unutarak mutlu olmaya çalışıyor. Emir Kar’ı ve Samsunspor’u çok sevdiğini söyleyen Şişko Nuri, Samsunspor’un bir an önce Süper Lig’e çıkması için dua ediyor.

Türk sinemasının efsanesi huzur evinde
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kadın sağlığında kritik mesaj: Tek belirtiyle kanser kararı verilmez Kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı, tek bir belirtiyle kanser tanısı konulmasının doğru olmadığı, her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özel Adatıp Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Camuzcuoğlu, kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değindi. Camuzcuoğlu, bu hastalıkların her zaman belirgin bir şikayetle başlamayabileceğini belirterek, "Bazı kadınlarda hiçbir belirti olmazken, diğerlerinde çok hafif ve belirsiz şikayetler görülebilir. Bu sebeple kişinin kendi döngüsünü ve vücudunu takip etmesi önemlidir" dedi. "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir" Adet dışı kanama, cinsel ilişki sonrası kanama veya ağrı, pelvik bölgede uzun süreli rahatsızlık, karında şişlik veya baskı hissi, açıklanamayan kilo kaybı, gibi keşifler her zaman kanserle ilişkili olmadığını belirten Prof. Dr. Camuzcuoğlu, "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir. Her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmelidir. Her kadının risk faktörü ve sağlık geçmişi farklıdır. Bu sebeple değerlendirme süreci kişiye özel yapılmalıdır" diye konuştu.
Konya Karısını 22 bıçak darbesiyle öldüren zanlı, "Kolumda Ebru yazıyor" diye kendini savundu Konya’da özel ders vermeye gittiği sitenin önünde boşanma aşamasındaki öğretmen karısını öldüren zanlı, indirimsiz ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Yargılandığı davada son sözü sorulan katil zanlısı, "Bana iftira atıyorlar hatta kolumda ’Ebru’ yazıyor. Başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Kayınvalidem yüzünden yuvamız bozuldu" diye kendini savundu. Olay, 25 Ekim saat 18.30 sıralarında merkez Meram ilçesi Havzan Mahallesi Ebussuud Efendi Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Abdullah Küçüktaşdemir (47), boşanma aşamasındaki eşi özel bir eğitim kurumunda öğretmen olan Ebru Küçüktaşdemir’i (45) özel ders vereceği site önüne kadar takip etti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada Abdullah Küçüktaşdemir, yanında bulunan bıçakla Ebru Küçüktaşdemir’i vücudunun çeşitli yerlerinden 22 bıçak darbesiyle yaraladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri şüpheliyi etkisiz hale getirirken, olayda ağır yaralanan kadın ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Meram Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Gözaltına alınan zanlı koca, ifadesinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konya’yı terk et mesajı atmış Konya Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturmasını tamamlarken, tutuklu olan zanlı hakkında ’kadına karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Hazırlanan iddianamede katil zanlısı kocanın eğitim fakültesindeki eğitimini yarıda bırakmasına rağmen, yıllardır özel dershanede Türkçe öğretmenliği yaptığı belirtildi. Zanlının telefonunda yapılan inceleme sonrası olay günü Ebru Küçüktaşdemir’e, "Cezaevinden başka yer mi var, bugün bu iş bitecek. Bende her şey bitti. Aklın varsa Konya’yı terk et" şeklinde tehdit mesajları attığı ortaya çıkarken, olaydan yaklaşık 6 saat önce "Av bıçağı Konya" gibi aramalar yaptığı da iddianamede yer aldı. "Bana iftira atıyorlar, kolumda ’Ebru’ yazıyor" Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’eşe karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla dava açılan Abdullah Küçüktaşdemir’in yargılanmasında karar duruşması görüldü. Zanlı koca duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme heyetince son olarak söylemek istedikleri sorulan katil zanlısı, "Ben para pul düşkünü değilim, bana iftira atıyorlar. Kolumda ’Ebru’ yazıyor başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Ben eşimi sonsuzluğa göndermedim. Eşimin annesi yüzünden, yuvamız yıkıldı" diye konuştu. Mahkeme heyeti, Abdullah Küçüktaşdemir’e ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi.