EKONOMİ - 06 Eylül 2019 Cuma 16:20

Türk Telekom’un CEO’su Ümit Önal, şirketin yeni dönem hedeflerini açıkladı

A
A
A
Türk Telekom’un CEO’su Ümit Önal, şirketin yeni dönem hedeflerini açıkladı

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, şirketin yeni döneme ilişkin hedeflerini paylaştı. Önal, "Türk Telekom olarak öncelikli ve en önemli hedefimiz, ülkenin her kesiminden mümkün olduğu kadar çok kişiyi internetle tanıştırmak ve sektörümüzdeki en iyi müşteri deneyimini sağlamak" dedi.

Türkiye’nin önemli bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Türk Telekom’da üç yıla yakın satış, pazarlama ve müşteri hizmetlerinden sorumlu genel müdür yardımcılığı görevlerini yürüten ve Temmuz ayı sonunda CEO görevine atanan Ümit Önal, basınla ilk buluşmasında Türk Telekom’un yeni döneme ilişkin hedeflerini paylaştı.

Türk Telekom’un, bugün 30 bini aşkın çalışanı, 47 milyona ulaşan abonesiyle operasyonel başarısı ve artan kârlılığı, sağlam likidite yönetimi, girişimlere desteği ve teknolojik yatırımlarıyla istihdama ve ekonomiye fayda sağlayarak Türkiye’ye değer katmaya devam ettiğini ifade eden Önal, yeni dönemdeki önceliklerini; internet penetrasyonunu arttırma, 5G’yi destekleyecek fiber altyapıyı yaygınlaştırma, daha iyi bir müşteri deneyimi ve mobil başta olmak üzere tüm alanlarda sürdürülebilir abone kazanımı olarak sıraladı.

"Hedeflerimize ulaşma konusunda vites büyütüyoruz"

Türk Telekom’un, 5G alanında geliştirdiği ürün ve teknolojilerin yanı sıra fiber altyapı yaygınlığı bakımından 5G’ye en hazır operatör olduğunu vurgulayan Önal, "Başarısı son iki buçuk yıldır kanıtlanan mevcut stratejimize tam bir konsantrasyonla odaklanırken hedeflerimize ulaşma konusunda vites büyütüyoruz. Yeni dönemde, müşteri deneyimi ve internet penetrasyonu odağından ayrılmayarak hedeflerine çok daha hızlı koşan, kurumsal büyüklüğüne rağmen bir start-up heyecanı ile çalışan, teknoloji üretiminde dünya ile yarışan bir Türk Telekom göreceğiz. Türkiye’nin en çok aboneye sahip entegre operatörü konumumuzu yeni abone kazanımlarıyla güçlendirirken, bir yandan da ülkemizin teknolojik ve dijital dönüşümüne odaklanıp yurdun dört bir yanındaki çalışanlarımızın yoğun gayretleriyle 5G ve onu destekleyecek fiber altyapıyı hızla yaygınlaştırmayı sürdüreceğiz" diye konuştu.

180 yıla yakın geçmişiyle Türk Telekom’un, köklü bir gelenekten gelen tecrübesini yenilikçi, genç ve girişimci bir ruhla harmanlamayı başardığını belirten Önal, bu yönüyle Türk Telekom’un, teknolojide Türkiye’nin hem hafızası hem pusulası olmayı başaran ülkenin nadide değerlerinden biri olduğunu söyledi.

"Dijitalleşmeye giden yol penetrasyondan geçiyor"

Türkiye’nin 2023 vizyonu doğrultusunda hedeflediği kalkınma atağını gerçekleştirebilmesi ve ilk 10 ekonomi arasında yer alabilmesi için dijitalleşme ve internet kullanımının yaygınlaşmasının Türkiye adına büyük önem taşıdığını ifade eden Önal, şirket olarak öncelikli ve en önemli hedeflerinin, ayrım gözetmeksizin ülkenin her kesiminden mümkün olduğu kadar çok kişiyi internetle tanıştırmak ve Türkiye’de her kesimi gelişmiş ülkeler düzeyinde internet kullanan bir seviyeye çıkarmak olduğunu bildirdi.
Son beş yıl içinde, TÜİK verilerine göre Türkiye’deki internet kullanımının yüzde 48’den yüzde 72’ye ve BTK verilerine göre hane halkı internet penetrasyonunun yüzde 40’lardan yüzde 56’ya yükseldiğini aktaran Önal, "Yeni dönem yatırımlarımızın önceliği, dijitalleşmenin temel göstergelerinden biri olan bu oranı Avrupa ortalaması olan yüzde 70’ler seviyesinin de üzerine çıkarmak olacak" dedi.

"5G’ye en hazır operatör Türk Telekom"

Türk Telekom’un, Türkiye’nin fiber altyapısını oluşturmak üzere her yıl artan oranda kaynak ayırdığını ve üstlendiği sorumluluk gereği, sektörün diğer oyuncularına da rehberlik ettiğini kaydeden Önal, fiber yatırımlarla ilgili şunları söyledi: "Fiberi ülkenin her köşesine taşımayı kendimize vizyon olarak seçtik ve bu hedefe odaklanarak fiber altyapımızı son 10 yılda 2 kattan fazla artırdık; ülkedeki fiber altyapının yüzde 80’inde Türk Telekom imzası var. Sabit altyapımız, ülke hane halkının yüzde 90’dan fazlasını kapsıyor. Ülkenin en ücra köşelerine kadar uzanan 289 bin kilometre uzunluğundaki fiber ağımız bugün dünyanın etrafını 7 defadan fazla dolaşacak uzunlukta. 5G için kritik öneme sahip fiber altyapıyı Türkiye’nin dört bir tarafına ulaştırmış olmamız sayesinde 5G’ye en hazır operatör olduğumuzu rahatlıkla ifade edebilirim".

"Türkiye’nin fiberleşme oranı ABD ve Avrupa’nın pek çok ülkesinden daha ileri düzeyde"

Önal, Türkiye’nin fiber altyapısına değinirken, "Fiber hane erişimimizi rekor düzeyde 2,4 milyon yıllık artışla 2018 yılsonunda 18,6 milyon haneye; 2019 ilk yarısında ise 19,4 milyonun üzerine çıkardık. Özetle son bir buçuk yılda, 3,2 milyon yeni haneyi daha fiberle kapsadık. Türkiye’nin fiberleşmesi Türk Telekom’un öncülüğünde pek çok ülkeden daha ileri düzeye ulaşmış durumda. OECD tarafından açıklanan rapora göre Türkiye, coğrafi şartlarının zorluğuna rağmen abone fiberleşme oranlarında ABD, dahası AB bölgesindeki İtalya, İngiltere ve Almanya gibi pek çok ülkenin de önünde yer alıyor. Almanya’nın abone fiberleşme oranı yüzde 3, İngiltere’nin yüzde 2 iken Türkiye’de bu oran yüzde 20’ler seviyesinde ve biliyoruz ki Türk Telekom olarak bunun daha da artması için üzerimize düşeni yapacağız" dedi.

"Sabit ve mobilde altyapı paylaşımı 5G’nin önünü açacak"

Türk Telekom CEO’su Önal, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde 5G ve ötesi teknolojilere geçen ilk ülkeler arasında yer alması hedefiyle, 5G ile ilgili çalışmalarımıza hız verdik. Bir yandan 5G test şebeke altyapılarımızı hazırlarken, bir yandan da 5G Mükemmeliyet Merkezi’mizde yerli ve milli yeni nesil mobil haberleşme teknolojileri geliştiriyoruz. Yakın zamanda 5G alanında pek çok yeni teknolojiyi ilk defa deneyerek ülkemize kazandırma imkânımız oldu. 5G teknolojileri ve altyapıları konusundaki çalışmalarımız bilgi teknolojileri alanında değer üreten Argela ve Innova gibi iştiraklerimiz aracılığıyla tüm hızıyla devam ediyor. Kendi kaynaklarımızla 5G ve yeni nesil iletişim teknolojileri geliştirme konusunda Ar-Ge ve yakınsama teknolojileri şirketimiz Argela ile büyük ilerleme kaydetmiş bulunuyoruz. Ayrıca, 5G için son derece önem arz eden sabit ve mobil altyapı paylaşım modelleri üstünde çalışıyor, operatörlerle pilot projeler gerçekleştiriyoruz. Benzer paylaşım modellerinin daha yaygın olarak kullanılması, yatırım maliyetlerini düşürürken son kullanıcıya da daha kaliteli ve daha uygun hizmet olarak yansıyacak".

"Kusursuz müşteri deneyimini hedefliyoruz"

Vatandaşların hayatını kolaylaştıran servis ve ürünler geliştirerek müşteri deneyimini her alanda daha da iyileştirmeyi hedefleyen bir şirket olarak, dijital servisler alanındaki çalışmaların da devam ettiğini belirten Önal, "Bu çerçevede kusuruz bir müşteri deneyimi hedefliyoruz. Ülkemizin geleceği gençlerimizi de çok önemsiyoruz. Gençleri anlamak, onların teknolojiyle örülü yeni yaşam biçimine uygun çözümler üretmek, üzerine eğildiğimiz başlıca konular arasında yer alıyor" şeklinde konuştu.

"Mobilde güçlü abone kazanımımızı sürdürüyoruz"

Türk Telekom'un mobildeki hızlı büyüme trendini sürdürdüğünü kaydeden Önal, "Yılın ilk altı ayında, 851 bin net mobil abone kazanımı ile toplam mobil abone sayımızı 22,4 milyona yükselttik. Mobilde kaliteli bir şebeke hizmetini yenilikçi paket ve tarifelerimizle birlikte rekabetçi fiyatlarla sunuyoruz. Müşterilerimiz de bu durumdan son derece memnun, bunu mobil abone sayımızdaki hızlı artış ve mobil numara taşıma rakamlarından net biçimde görebiliyoruz. Mobilde numara taşımanın başladığı 2008 yılından bu yana 7,4 milyon net abone kazanımı ile Türkiye’nin numara taşıma şampiyonu olmayı sürdürüyor olmamız ve de mobil pazar payımızı oldukça hızlı bir ivme ile son 12 yılda yüzde 15’ten yüzde 28’e artırmış olmamız bunun en önemli göstergeleri. Mobil pazarındaki hedeflerimize öngördüğümüzden çok daha çabuk bir zamanda ulaşacağımıza inanıyorum. Son iki yıl içinde abone kazanımından mobil numara taşımaya, satış gelirlerinden faaliyet kârlılığına rekor artışlarla tarihi başarılar elde ettik. 2019’un ilk yarısındaki başarılı performansımızı yılın geri kalanında da sergileyerek, belirlediğimiz hedeflere her zamankinden daha güçlü, sağlam ve emin adımlarla ilerleyeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Türk Telekom’de yepyeni enlere doğru"

Türk Telekom CEO'su Önal, sözlerini şöyle tamamladı: "Hükümetimizin çizdiği 2023 vizyonu paralelinde dünya standartlarını yakalayan, geçen ve son aşamada standartları oluşturan bir Türkiye hayalini gerçeğe dönüştürmek için bugüne kadar olduğu gibi, Türk Telekom olarak üzerimize düşeni bugünden sonra da yerine getireceğiz. Önümüzdeki dönemde, sektöründe en güçlü yatırımı yapan, ülkemizde fiber ağı en hızlı yaygınlaştıran, faaliyet gösterdiğimiz her hizmet alanında en ileri müşteri deneyimini sunan, kurumların dijital dönüşüm yolculuğunun en baş aktörü olan, en kaliteli şebeke ve altyapıyı sağlamaya devam eden, en yenilikçi dijital ürün ve hizmetleri geliştiren bir Türk Telekom göreceksiniz. Ülkemizin her türlü iletişim ve bilgi teknolojileri konusunda kimseye muhtaç olmadan kendi kendine yetecek seviyeye gelmesi için var gücüyle çalışarak 2023 hedeflerine ulaşma yolunda ülke ekonomisi için itici güç olmaya devam edeceğiz".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Tartışma sonrası evi ateşe verip 1 kişinin ölümüne neden olduğu iddia edilen sanığın yargılanmasına devam edildi Ankara’nın Mamak ilçesinde, konakladığı evde arkadaşlarıyla alkol aldıktan sonra çıkan tartışma sonucu koltuğu ateşe vererek 1 kişinin ölümüne neden olan tutuklu sanık Mustafa Yılmaz’ın yargılanmasına devam edildi. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Mustafa Yılmaz salonda hazır bulundu. Olay günü evde bulunan şikayetçi Adem E., SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Mahkeme başkanının söz vermesi üzerine konuşan Adem E., sanığı tanımadığını, arkadaşının talebi üzerine sanığın evinde kalmasına izin verdiğini ifade ederek, "Olaydan bir iki gün önce Mustafa’nın firari olduğunu öğrendim ve evden ayrılmasını istedim. Olay günü eve geldiğimde İzzet, Mustafa ve iki kadın vardı, kapının önünde mangal yakıyorlardı. ‘Beni rezil mi edeceksiniz’ dedim. Sanık Mustafa’ya firari olduğunu söyleyip gitmesini istedim. Tepki gösterdi, bıçak çekti. Ben de çıkmasını söyledim. Yaklaşık 20-25 dakika sonra giriş kapısı tarafında yoğun alevler yükseldi. Kanepeleri evin girişine dayayıp yakmış. Sanık giderken, ‘Bunu yanınıza bırakmam’ dedi. Kasıtlı olarak yaktığını düşünüyorum, benzin döküp tutuşturmuştur" dedi. Şikayetçi beyanının ardından söz alan sanık Yılmaz şunları söyledi: "Ben Adem’e bıçak çekmedim, o bana tüfek gösterip evden kovdu. Beyanlarını kabul etmiyorum. Ben suçsuzum, evi yakmadım. Gönül, Yeliz ve Adem yapmıştır. Uzun süredir tutukluyum, tahliyemi talep ediyorum." Şikayetçi ve sanık beyanlarının ardından mahkeme heyeti, keşif sonucunun beklenmesine karar vererek sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma, 26 Şubat’a ertelendi.
Antalya Ali Çandır: "Hedef sürdürülebilir büyüme olmalı" Antalya Ticaret Borsası Aralık Ayı Meclisi, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili üyelerin bilgilendirildiği toplantıda ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım, ülke ve Antalya ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dünya ekonomisinin 2025 yılını ortalama yüzde 3 büyüme ile tamamlamasının beklendiğini, Türkiye’nin büyüme performansının ise yaklaşık bu düzeyde gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü kaydeden Çandır, "Yılı dünya ekonomisiyle uyumlu bir büyüme oranıyla kapatmış olacağız. Ancak hepimizin bildiği gibi, ülkemizin potansiyel büyüme oranı yaklaşık yüzde 5 seviyesindedir. Asıl hedefimiz, bu potansiyel büyümeyi kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde yakalamak olmalıdır. Uzun yıllardır yüksek dalgalanmalar gösteren büyüme oranları hem ekonomiyi hem de reel sektörü ciddi biçimde zorlamakta ve yıpratmaktadır" dedi. Son yirmi yılda dünya ekonomisinin itici gücü olan küresel ticaretin büyümesi ve serbestleşmesi döneminin, 2025 yılında belirgin bir durgunluğa evrildiğini söyleyen Çandır, sonuç olarak küresel ticaret hacminin zayıfladığını, ekonomik büyümenin yavaşladığını kaydetti. The Economist, OECD, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların, 2025 yılında dünya ekonomisinin yavaşladığını ancak bir durgunluğa girmediğini ifade ettiğini belirten Çandır, şunları söyledi: "Bu kuruluşların 2026 yılına ilişkin büyüme tahminleri ise yüzde 2,4 ile yüzde 2,9 aralığında yer almaktadır. Yani 2026 yılında, 2025’e kıyasla daha yavaş bir küresel büyüme ile karşı karşıya olacağımız anlaşılmaktadır. Yapılan değerlendirmeler, Atlantik bölgesinde ekonomik yavaşlamanın süreceğini, Asya bölgesinde ise görece bir güçlenme yaşanacağını ortaya koymaktadır. Bu çerçevede dünya ekonomisinin toplam büyüklüğünün 2026 yılında yaklaşık 125 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Ülkemizin dünya ekonomisi içindeki yaklaşık yüzde 1,3’lük payı dikkate alındığında, 2026 yılında 1,6 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmamız mümkündür." Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2025 yılı üçüncü çeyrek büyüme verilerine göre Türkiye ekonomisinin yüzde 3,7 oranında büyüdüğünü, bu oranın piyasa beklentilerinin üzerinde olduğunu kaydeden Başkan Çandır, söz konusu büyümede özellikle inşaat sektörü, özel tüketim harcamaları, ithalat ve vergi gelirlerinin belirleyici olduğuna dikkat çekti. Tarım sektöründeki daralmanın net bir şekilde rakamlara yansıdığını vurgulayan Ali Çandır, şu değerlendirmede bulundu: "Tarım sektörüne hem idari hem de toplumsal açıdan özel bir hassasiyetle yaklaşmamız gerekmektedir" "Üçüncü çeyrekte tarım sektörü yüzde 12,7 oranında daralmıştır. Bu ölçekte bir küçülme, bugüne kadar hiçbir üçüncü çeyrekte yaşanmamıştır. Kuraklık ve don olayları bu daralmada etkili olmuştur. Ancak tek başına belirleyici değildir. Geçmişte de üçüncü çeyrekte daralmaların yaşandığını biliyoruz. Tarım sektöründeki küçülme, diğer sektörlerdeki daralmalardan çok daha geniş bir etki alanına sahiptir. Çünkü tarım, toplumun ve ekonominin her kesimini doğrudan etkileyen bir sektördür. Tarımın ekonomideki ileri ve geri bağlantıları son derece güçlüdür. Girdi tarafında birçok sanayi kolunu besler; çıktı tarafında ise gıda başta olmak üzere pek çok sektöre hayat verir. Tarımı küçülttüğünüzde, yalnızca bu sektörü değil, ona bağlı birçok sektörü de yavaşlatmış olursunuz. Bu nedenle ekonominin geneli, tarımdaki daralmadan daha büyük bir hız kaybı yaşar. Dolayısıyla tarım sektörüne hem idari hem de toplumsal açıdan özel bir hassasiyetle yaklaşmamız gerekmektedir. Tarıma adeta gözbebeğimiz gibi bakmalıyız." Tarım sektörünün yılı çift haneli bir daralma ile kapatacağını öngören Başkan Çandır, genel ekonomi için yüzde 3’ün üzerinde bir büyüme beklenirken, tarımda sert bir küçülme yaşanmasının 2026 yılından itibaren tarım kesimine pozitif ayrımcılık içeren politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyduğunu dile getirdi. Çandır, "Çünkü tarım sektörü üç çeyrek üst üste ve giderek derinleşen bir daralma dönemindedir. Benzer dönemleri 2001, 2007 ve 2016 yıllarında da yaşamıştık. Bu dönemleri izleyen yıllarda tarım sektörü toparlanmayı başarmıştır. Doğru politikalarla ve yerinde desteklerle, 2026 yılından itibaren tarım sektörünün yeniden güç kazanacağına inanıyorum" dedi. 2024 yılı sonunda meclis, meslek komiteleri ve üyelerin katılımıyla beklenti anketi yaptıklarını hatırlatan Çandır, ankette 2025 yılında ekonominin 2024 yılına benzer seyredeceğini düşünenlerle, daha kötü olacağını öngörenlerin oranlarının birbirine yakın olduğunu, yıl sonunda ortaya çıkan tablonun da bu beklentilerin büyük ölçüde doğru çıktığını gösterdiğini söyledi. Çandır, "Bu durum, camiamızın gerçekçi, tutarlı ve sağduyulu bir öngörüye sahip olduğunun açık bir göstergesidir. Yıl boyunca ticaret hacmi, maliyetler, stoklar, borçlanma ve alacak yönetimine ilişkin değerlendirmeler de bu beklentilerle uyumlu olmuştur. Sadece döviz kurunun enflasyon oranında artacağı yönündeki beklenti yıl sonunda gerçekleşmemiştir" diye konuştu. "Gerçek ihtiyaçlara odaklanılmalı" Faiz, döviz ve enflasyon arasındaki mevcut uyumsuzluğun 2026 yılında kademeli olarak giderileceğini ve daha dengeli bir yapıya kavuşacağını öngördüklerini dile getiren Çandır, "Böyle bir ortamda hem üreticilerimiz hem ihracatçılarımız hem de iç ticaretle uğraşan kesimler daha az zorlayıcı bir yıl geçirecektir. Bu nedenle, reel ekonomiyi önceleyen ve gerçek ihtiyaçlara odaklanan bir politika setinin hayata geçirilmesini bekliyoruz" dedi. Son üç yıldır enflasyonu kontrol altına almaya yönelik uygulanan politikalarla fiyat istikrarı konusunda önemli bir mesafe alındığını, enflasyon oranının yüzde 80’lerden yüzde 30’lara düştüğünü belirten Çandır, "Bu tablo, uygulanan politikaların kararlılıkla hayata geçirildiğini ve belirli ölçüde başarı sağlandığını göstermektedir. Bununla birlikte üretim, yatırım ve finansman şartları üzerindeki baskıların reel sektör açısından daha dikkatli gözetilmesi gereken bir noktaya gelindiği de açıktır. Enflasyonu yüzde 30’dan yüzde 15’lere indirmenin, önceki döneme kıyasla daha dengeli ve hassas adımlar gerektirdiğini hepimiz biliyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyonla uyumlu, öngörülebilir ve reel ekonominin üretim ile istihdam kapasitesini dikkate alan bir yaklaşımın esas alınması gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu. "Öncelikle tarıma odaklanılmalı" Reel sektörün ihtiyaçları bakımından ilk odaklanılması gereken sektörün en fazla tahribata uğrayan tarım olduğunu kaydeden Ali Çandır, şunları söyledi: "Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, tarımın stratejik ve hayati önemi. İkincisi ise, reel sektörler içinde yalnızca tarımın ürün fiyatlarını maliyetlerine göre belirleyememesidir. Tarımla uğraşanlar sezon sonunda elde edilen sonuca göre kar veya zarar hesabı yapar. Sezon boyunca üretim yapmak için maliyetlere katlanmak zorundadır. Fiyatlar ise arz ve talep şartlarına göre piyasada oluşur ve sezon içinde ciddi dalgalanmalar gösterebilir. Üstelik üretici, fiyat-maliyet dengesini beğenmediğinde üretimi kısma imkanına da sahip değildir. Diğer sektörlerde fiyat-maliyet dengesi bozulduğunda kapasite düşürülebilir ve bu durum doğal karşılanır. Tarımda ise böyle bir esneklik yoktur. Bu nedenle tarımı; sanayi, imalat ya da inşaatla aynı çerçevede değerlendirmek doğru değildir. Tarım kesimi için, kendine özgü yapısal özellikleri dikkate alan kapsayıcı bir modele ihtiyaç vardır. Bu modelde istihdamdan tedariğe, üretimden ticarete tam bir kapsayıcı yaklaşım uygulanmalıdır." Antalya, Türkiye ortalamasının altında Meclis’te Antalya ve Antalya ekonomisiyle ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Çandır, Antalya ekonomisi ve iş dünyasının 2025 yılını, birçok göstergede Türkiye ortalamasının altında bir performansla geçirdiğini söyledi. Antalya ekonomisinin dışa açık, fiyat rekabetine dayalı ve maliyetlere son derece hassas bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Çandır, kurulan şirket sayılarındaki azalma, ticari işlem hacmindeki reel gerileme ve ihracattaki zayıf seyirin kent ekonomisinin yıl boyunca ciddi bir baskı altında kaldığını gösterdiğini belirtti. Çandır, turizmde yüksek ziyaretçi sayısı ve uzayan sezona rağmen gelir artışı ve katma değerin aynı ölçüde artmadığına dikkat çekti. Çandır, "Kredi kullanımındaki artış ise bir canlılıktan ziyade, işletmelerimizin artan finansman ihtiyacının bir göstergesi olmuştur" dedi. "Borsada yoğun yıl" Antalya Ticaret Borsası olarak 2025 yılında tarımdan ticarete uzanan tüm zinciri kapsayan yoğun, çok boyutlu ve sonuç odaklı çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Çandır, Borsa’nın çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: "Hal mevzuatı ve yaş meyve-sebze piyasasına ilişkin tespit ve çözüm önerilerimizi raporlaştırarak ilgili kurumlara sunduk. Tarıma özgü bir sosyal güvenlik modeli için odak grup toplantıları gerçekleştirdik. Lisanslı depoculuk, ürün ihtisas borsacılığı ve organize tarım bölgesi çalışmalarıyla üreticinin finansmana erişimini güçlendirmeyi ve piyasa derinliğini artırmayı hedefledik. Bu kapsamda fizibilite çalışmalarımızı tamamladık, ancak uygun yer arayışımız devam etmektedir. Coğrafi işaretler, yeşil mutabakat, tarımsal veri ve fiyat endeksleri gibi alanlarda düzenli çalışmalarla sektörümüze rehberlik etmeyi sürdürdük. Üyelerimizin küresel pazarlardaki rekabet gücünü artırmak amacıyla Ar-Ge projeleri, uluslararası ticaret heyetleri ve sektörel analiz toplantılarına devam ettik. Kesme çiçekten zeytinyağına, hayvancılıktan yaş meyve-sebzeye kadar birçok alt sektörde sorunları tespit ederek çözüm önerilerini doğrudan karar vericilerin gündemine taşıdık. Kamu kurumları, üniversiteler, meslek kuruluşları ve uluslararası paydaşlarla kurduğumuz iş birlikleri sayesinde, sorunları yalnızca dile getiren değil, takibini yapan ve sonuç üretmeyi hedefleyen bir kurum olma sorumluluğumuzu kararlılıkla yerine getirdik." 2026 yılı hedefleriyle ilgili açıklamada da bulunan Başkan Ali Çandır, iklim değişikliği ve afet risklerini merkeze alan, su ve enerji verimliliğini artıran, tarımsal dijitalleşme ve yapay zeka uygulamalarını yaygınlaştıran, üretimi ve tarımı koruyan, finansmana erişimi kalıcı biçimde güçlendiren bir yaklaşımın savunucusu olma hedefini paylaştı. Çandır, "Antalya’nın tarım ve turizm eksenli yapısını daha dayanıklı hale getirecek, üretimi, ihracatı ve istihdamı birlikte gözetirken, veriye dayalı ve teknoloji destekli politikaların oluşmasına katkı sunmayı sürdüreceğiz" dedi. 2030 yılına kadar en çok ihtiyaç duyulacak beceriler arasında ilk sıralarda yapay zeka, bilişim ve siber teknolojilerinin yer aldığını, bunu düşünce, esneklik, dayanıklılık ve yaşam boyu öğrenmenin izlediğini kaydeden Ali Çandır, liderlik, analitik düşünme ve çevresel sorumluluğun öne çıktığını belirtti. Çandır, "İnsan kaynağımızı geleceğe hazırlarken bu gerçekleri mutlaka dikkate almalıyız" diye konuştu. Bütçe oybirliğiyle kabul edildi Meclis’te denk bütçe esasına göre hazırlanan 2026 yılı bütçesinin 95 milyon TL olarak belirlenmesi oybirliğiyle kabul edilirken Çandır, "Bütçemizin üyelerimize ve sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum" dedi. Ali Çandır, 2026 yılının sağlıklı, mutlu, başarılı ve bereketli bir yıl olmasını dilerken, Meclis üyeleri sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kayseri Başkan Özdoğan : "Hacılar, birlik ve dayanışmanın ilçesidir" AK Parti Hacılar İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen ’Ahde Vefa’ gecesinde, teşkilat mensupları ve partiye kurulduğu günden buyana hizmet eden isimleri bir araya getirdi. Programda, AK Parti teşkilatlarının kuruluşundan bugüne kadar emeği bulunan isimler onurlandırılırken; birlik, beraberlik ve vefa duygusu ön plana çıktı. AK Parti Hacılar İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen ’Ahde Vefa’ gecesinde teşkilat mensupları ve davaya gönül veren isimler bir araya geldi. Programa başta AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, ilçe belediye başkanları, önceki dönem belediye başkanları, ilçe başkanları, meclis üyeleri, teşkilat mensupları ve çok sayıda davetli katıldı. Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, programda yaptığı konuşmada teşkilat yapısının önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı; "Teşkilat vefadır, teşkilat çalışmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi teşkilat varsa zafer vardır. Teşkilatsız bir yapı, belediyecilikte de her zaman bir tarafı eksik kalmış olur. Biz bunun bilincindeyiz. Ne mutlu ki bugün burada sizlerle bir araya geliyoruz. Ne mutlu ki Rabbim bize bu güzelliği lütfetti." Başkan Özdoğan, Hacılar’da hayata geçirilen tüm hizmet ve projelerin arkasında güçlü bir teşkilat iradesi bulunduğunu vurgulayarak, bu birlikteliğin ilçenin gelişiminde belirleyici bir rol üstlendiğini ifade etti. AK Parti Hacılar İlçe Başkanı Fazilet Kahraman ise konuşmasında vefa kavramının Hacılar’ın karakterinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek şunları söyledi; "Emeğin, hasretin, kardeşliğin ve en çok da vefanın buluştuğu bir yerdeyiz. Hacılar’ın tarihine baktığımızda bu ilçenin her zaman birlikte durmayı, yan yana yürümeyi, kardeşliği ve dayanışmayı hayatının merkezine aldığını çok net görürüz." Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Hacılar’ın şehir ve bölge açısından taşıdığı öneme değinerek; "Erciyes’imizin hemen eteğinde yer alan, kayak merkeziyle de anılan Hacılar ilçemizin kendine özgü çok özel güzellikleri var. Her ilçemizin yeri ayrı ama Hacılar, ilk günden bu yana duruşuyla ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında net bir şekilde yer alışıyla gönüllerde taht kurmuştur" dedi. AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan da programın anlam ve önemine dikkat çekerek; "Bu güzel programı tertip eden İlçe Başkanımıza teşekkür ediyorum. AK Parti’nin 24 yıllık iktidar sürecinde Kayseri’de ilk kez bir hanımefendinin ilçe başkanı olarak görevlendirilmiş olması çok kıymetlidir. Biz biliyoruz ki bu dava, bugün bizdeyse yarın başka bir kardeşimizle, düşerek değil her zaman yükselerek yoluna devam edecektir" ifadelerini kullandı. Program sonunda, geçmişten bugüne teşkilata emek vermiş isimlere teşekkür edilirken; Hacılar’da teşkilat ruhunun ve vefa anlayışının aynı kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı. Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, katkı sunan tüm teşkilat mensuplarına ve programa katılan misafirlere teşekkür ederek, ilçede birlik ve beraberlik içerisinde çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.