Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) önderliğinde, tütün ürünleri tüketiminin ve tütün dumanına maruz kalmanın yol açtığı sağlık, sosyal, çevresel ve ekonomik sorunlara karşı yürütülen mücadele kapsamında tüm dünya ülkelerinde her yıl 31 Mayıs günü belirlenen tema kapsamında “Dünya Tütünsüz Günü” olarak kabul edilmektedir. Günümüzde her yıl dünya genelinde 5.4 milyon kişinin ölümüne neden olan ve oldukça yaygın olan tütün kullanımının küresel olarak sağlık üzerine etkilerine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır. Bilindiği gibi pek çok kanser hastalığının ve akciğer hastalığının kökeninde yaygın tütün kullanımının olduğu bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır.Kanser, günümüzde gittikçe önem kazanan ve ölüm nedenleri arasında 2. sırada olan bir hastalıktır. Sigara ve diğer tütün ürünleri, savaşılması gereken kanser nedenlerinin başında gelmektedir. Ağız, gırtlak, yemek borusu, mesane ve pankreas kanserlerine de yol açan sigaradan ve diğer tütün ürünlerinden uzak durulması gerekmektedir.
31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü nedeniyle Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, İstanbul'da bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıda tütün ve tütün ürünlerinin neden olduğu hastalıklar, Türkiye'deki akciğer kanseri verileri ve son gelişen tedavi yöntemleri konuşuldu. Toplantıya Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, basın mensupları ve davetliler katıldı. Dünya Tütünsüz Günü'nün öneminden bahseden Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, ''Tütün ve tütün ürünlerinin zararlarının özellikle dikkate edilmesi, sosyal, ekonomik ve sağlık açıdan zararlarına farkındalık sağlanması için seçilen gündür'' dedi.
Tütün, hem kanser hem de kanser dışı birçok hastalığın sebebi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uluç, ''Akciğer kanserlerinin yüzde 90 sebebidir. Tüm kanserlere bakarsak yüzde 30 sigara sebebiyle oluyor. Sigarayı kestiğimiz zaman kanseri ciddi oranda azaltabilme şansımız olacaktır. Kanser dışı kalp ve damar hastalıkları ve solunum sistemi ile ilgili birçok hastalığın sebebinde tütün ve tütün ürünleri ön planda''dedi.
''AKCİĞER KANSERİ EN ÇOK ERKEKLERDE GÖRÜLÜYOR''
Türkiye'de, akciğer kanserinin en sık erkeklerde görüldüğü bilgisini veren Prof. Dr. Uluç, ''Kadınlarda ise 5'inci sıklıkta görülen kanser türüdür. Akciğer kanseri önemli bir sorun. Bunun dışında mesane kanseri sigaraya ilişkin kanserler arasında yer alıyor. Erkeklerde 4'üncü sırada yer alıyor. Hastaneye yatan hastaların önemli bir bölümü sigara ilişkin hastalıklardan yatıyorlar. Buda ekonomiye ciddi bir yük getiriyor'' şeklinde konuştu.
''AKCİĞER KANSERİNDE TEDAVİLER DEĞİŞTİ''
Akciğer kanserinin tedavisi son yıllarda çok belirgin değiştiğine vurgu yapan Prof. Dr. Uluç, ''Eskiden akciğer kanserinde herkese aynı kemoterapiyi veriyorduk. Son yıllarda fark ettik ki, her akciğer kanseri farklı gende mutasyon sebebiyle olabiliyor. Biz o mutasyonu saptarsak direk onu hedefleyen ilaçlar verebiliyoruz. Biz buna hedefe yönelik ilaçlar diyoruz. Halk arasında akıllı ilaçlar diye biliniyor. Bu ilaçlar, kemoterapiye göre daha başarılı oluyor. Daha az yan etkisi oluyor. Bu bizim birinci umut verici tedavi yöntemimizdi. Diğeri immünoterapi yöntemidir. Vücudumuzun bağışıklık sistemini tümöre saldıracak şekilde aktive edebilmektir.
TEDAVİDE İMMÜNOTERAPİ YÖNTEMİ
Prof. Dr. Uluç, akciğer kanseri tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri olan immünoterapi hakkında şu bilgileri verdi: ''İmmü sistemimiz tümörü tanır ve sonra saldırır. Her bağışıklık sisteminin fren mekanizmaları var. İmmü sistem sadece kanser için aktifleşmiyor. Bakteri ve virüsler içinde de aktifleşiyor. Vücudumuzda başlamış bu immü sistemi bir noktadan sonra durdurmak istiyor.Zarar görmesin diye fren mekanizmaları var. Aynı durum kanserde olduğu zaman işler değişiyor. Kanserin ilerlemesine sebep oluyor.Bu fren mekanizmalarını tespit ettik. Fren yapmayı önlemek için ilaçlar kullanmaya başladık. Böylece kendi askerlerimiz ve kendi hücrelerimizi tümöre karşı saldırmak üzere programlıyoruz.''
Türkiye'deki sigara denetimi hakkında konuşan Prof. Dr. Uluç, ''Dumansız Hava Sahası, 2009 yılında başladı ve çok olumlu bir gelişme olarak devam ediyor. Türkiye'de sigara içme oranlarının azaldığını gördük. Yüzde 31'lerden yüzde 24'lere kadar gerilemiş durumda. Bu daha da azaltılmadır. Sıkı denetlenmelidir. Yeni kurallarla sınırlı hale gelmedir. Çok başarılı bir uygulamadır'' şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Uluç hastalara şu mesajı verdi : ''Akciğer kanseri umutsuz bir hastalık değildir. Çok yeni gelişmeler var. Yaşam kalitesi ve yaşam süreleri açısından çok iyi ilerlemeler almış durumdayız. Gelişmeye devam ediyor. Hastalarımız mutlu olsunlar.''
