POLİTİKA - 03 Ekim 2016 Pazartesi 19:29

'Türkiye, FETÖ liderinin tutuklanmasını istedi'

A
A
A
'Türkiye, FETÖ liderinin tutuklanmasını istedi'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Amerika’dan mahkeme kararını verene kadar Fethullah Gülen’in görüldüğü yerde tutuklanmasını istediğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplanan Bakanlar Kurulu sonrasında açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, FETÖ lideri Fethullah Gülen’in Amerikan yargısı tarafından karar verilene kadar bulunduğu yerde tutuklanmasını talep ettiklerini söyledi. Öğretmen ataması bekleyenlere de müjde veren Kurtulmuş, 9 Ekim’de 20 bin öğretmen alımı yapılacağını açıkladı.

TBMM’yi yeni yasama yılında yoğun çalışma günleri beklediğini söyleyen Numan Kurtulmuş, Yenikapı ruhuna değinerek, “15 Şubat tarihinden itibaren Türkiye’de oluşmaya başlayan Yenikapı ruhu dediğimiz milli birlik ve dayanışma ruhunun bu dönemde de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde artarak devam etmesi, siyasi partiler arasındaki görüş ayrılıklarına, fikir ayrılıklarına rağmen milli meselelerin çözümü noktasında ortak hareket edilebilmesi bakımından da önemli bir sınavı vereceğimizi düşünüyoruz. Dolayısıyla temennimiz milli birlik ve dayanışma ruhunun devam etmesidir. Yenikapı ruhunun yeni bir ruh olarak, demokrasi, milli birlik, memleketin sorunlarını diyalogla, müzakere ile çözme yanlısı yeni bir siyaset dili ve üslubunu ortaya koymasını temenni ediyoruz. Ayrıca bu dönemde TBMM’nin hayati önemde meselelerle karşı karşıya olduğunu da ifade etmek isterim. Türkiye bir taraftan terör örgütlerinin bütününe karşı mücadelesini sürdürecek, aynı zamanda Türkiye 2023 ve hatta 2053 hedeflerine ulaşabilmek için yeni bir atılım ruhu ile hareket edecek. Bu atılım ruhunun ortaya çıkacağı yer TBMM’dir. İktidar partisi ile muhalefetiyle, milletin temsilcisi olan 550 milletvekili arkadaşımızın tamamının büyük bir atılım ruhuyla hareket edeceğini ümit ediyoruz. Türkiye terör örgütleriyle mücadele ederken hem demokratik standartları yükseltme konusundaki kararlılığını sürdürecek hem Türkiye’nin ekonomik bakımdan daha ileriye gitmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirecektir. Bu bakımdan bu Meclis’in hedefi, özellikle bu yılki çalışmalarında hem terörü yok edecek ortamı sağlamak için katkı sunmak hem de güçlü, büyük Türkiye’nin kurulması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek olacaktır” dedi.

“EYLÜL AYININ 0’UNDA GÖNDERİLEN DOSYA İLGİLİ KİŞİNİN TUTUKLANMASI İLE İLGİLİ BİR TALEPTİR"

Bakanlar Kurulu toplantısında İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın sunum yaptıklarını kaydeden Kurtulmuş, “Bu sunumlar çerçevesinde bu 4 bakanlığımızı ilgilendiren, Türkiye’nin gündemini de ağırlıklı olarak işgal eden konular üzerinde çok detaylı konuşmalar, çok detaylı görüşmeler yapıldı. Bu çerçevede İçişleri Bakanlığımız FETÖ, PKK ve DAEŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede gelinen noktayı bütün teferruatıyla Bakanlar Kurulu’nda takdim etmiş oldu. Bu çerçevede bundan sonraki süreçte personel, teknoloji ve istihbarat bakımından gerekli düzenlemelerin neler olacağı konusundaki görüşlerini paylaştı ve atılacak adımlar üzerinde de Bakanlar Kurulumuzda karşılıklı görüş teatisinde bulunuldu, kararlar alındı. Adalet Bakanlığımız çeşitli konularla ilgili gelişmeleri Bakanlar Kurulu’na taşımıştır. Bunlardan birisi cezaevlerindeki son durumun gözden geçirilmesi, darbecilerin mahkeme süreçleri ile ilgili yargılama süreçleri ile ilgili gelişmelerin paylaşılması ve özellikle de FETÖ lideri Feto’nun Türkiye’ye iade edilmesi ile ilgili olarak bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar. 15 Temmuz öncesinde 4 dosya Amerika Birleşik Devletleri makamlarına Feto’nun iadesi ile ilgili sunulmuştu. 15 Temmuz’dan sonra da Feto’nun tutuklama talebi ile ilgili olarak hazırlanan dosya Amerikan makamlarına 10 Eylül 2016 tarihinde takdim edildi. Amerikan makamları, e-mail ortamında bu belgelerin alındığını, bu dosyanın alındığını 23 Eylül 2016 tarihinde Türkiye’ye bildirdi. Bizim FETÖ konusundaki tavrımız açıktır, bir kere daha tekrar etmek istiyorum. Türkiye 15 Temmuz’da büyük bir darbe teşebbüsü ile karşıya kalmıştır. Bu toprakların gördüğü en büyük ihanet ile karşı karşıya kalmıştır. Bu örgütünün başındaki kişi Amerika’da Pensilvanya eyaletinde 15 yıldır mukim olan Feto’dur. Bu kişinin Türkiye’ye iade edilmesi ile ilgili olarak Amerikan makamlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için ilgili görüşmeler yapılıyor, bu konudaki talepler gerçekleştiriliyor. Ama Amerika Birleşik Devletleri ile her alanda stratejik ortak olan bir ülke olarak ve özellikle Suçluların İadesi Anlaşması’nı yapmış olan bir ülke olarak bu karar Amerikan yargısı tarafından verilene kadar adı geçen kişinin Türkiye’ye iade edilmek üzere tutuklanmasını, bulunduğu yerde tutuklanmasını talep ediyoruz. Bu çerçevede son Eylül ayının 10’unda gönderilen dosya, ilgili kişinin tutuklanması ile ilgi bir taleptir ve bu da bizim Amerika Birleşik Devletleri ile Suçluların İadesi Anlaşması’nın 10. maddesinden kaynaklanan bir hakkımızdır. Bu başvurunun da en kısa zamanda karşılanacağını, başvuru ile ilgili olarak adımların atılacağını ümit ediyoruz” diye konuştu.

“PYD’NİN MUSUL VE RAKKA OPERASYONLARDA ESASUNSURLARDAN BİRİSİ OLARAK GÖRÜLMESİ TÜRKİYE TARAFINDAN KABUL EDİLEBİLİR BİR HUSUS DEĞİL"

Üçüncü sunumun Dışişleri Bakanlığı ile ilgili olduğunu vurgulayan Numan Kurtulmuş, “Fırat Kalkanı Operasyonu, Türkiye’nin Suriye’nin bütünlüğünün korunması, Türkiye topraklarının DAEŞ başta olmak üzere PYD ve benzeri terör örgütlerinin saldırılarından korunması ve Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridorunun oluşmasını önlemek için yaptığı, milli birlik ve menfaatlerimizi korumak üzere yaptığı, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak yaptığı bir operasyondur. Burada ÖSO’nun unsurlarına Türkiye destek vermektedir. Bu çerçevede operasyon bizim açımızdan başarılı bir şekilde devam etmektedir. Operasyonunun ilk günü söylediğimiz kırmızı çizgilerimizin tamamı devam etmektedir. Dolayısıyla Fırat Kalkanı ile ilgili sürdürmüş olduğumuz bu mücadele özellikle DAEŞ ile ilgili bir mücadeledir ve kararlılıkla sürdürülecektir. Bu bölgenin DAEŞ’ten temizlenmesi, bu bölgenin güvenli bölge haline gelmesi ve Cerablus halkının olduğu gibi diğer şehirlerin halklarının da kendi memleketlerinde güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlamak öncelikli hedeflerimizdendir. Ayrıca Suriye’de ve Irak’taki DAEŞ’e karşı sürdürülen operasyonlarda Musul ve Rakka ile ilgili muhtemel operasyonlar konusundaki pozisyonumuz da net ve açıktır. Türkiye DAEŞ’in Suriye ve Irak’taki siyasi istikrarsızlıkların ve dağınıklığın bir sonucu olduğunu, sebebi olmadığını başından beri ifade ediyor. Bunun için bu bölgenin bütünüyle terör örgütlerinden temizlenmesi için uluslararası koalisyonla işbirliği halinde her türlü adımı atmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Ancak bununla birlikte Türkiye’nin başından itibaren söylediği bir başka husus daha var, Suriye Suriye halkınındır. Bütün Suriye halkları kendi şehirlerinin esas sahipleridir, terör örgütlerinden temizleme bahanesiyle bir başka terör örgütüne bu şehirlerin peşkeş çekilmesini doğru olmadığını Türkiye defaatle dile getirmektedir. Yani Musul ve Rakka operasyonları yapılacaksa bu operasyonlarda mutlaka yerel unsurların o şehrin unsurlarından oluşan mukavemet birimlerinin sahada olması, uluslararası koalisyonun da bu mukavemete destek vermesi meselenin aslıdır. Türkiye bu çerçevede Rakka ve Musul operasyonları ve diğer operasyonların yürütülmesini düşünür ve bu çerçevede de oradan DAEŞ çıkarılırken oraların başka bir terör örgütüne bırakılmasını da asla kabul etmez. PYD’nin Musul ve Rakka operasyonlarında esas unsurlardan birisi olarak görülmesi Türkiye tarafından kabul edilebilir bir husus değildir. Türkiye’nin bu operasyonların içerisinde yer almasının temel şartlarından birisi PYD ve YPG unsurlarının bu operasyonlarda asla yer almamasıdır. Bu da ilgili muhataplarımıza bildirilmiştir” şeklinde konuştu.

“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞIMIZI EKİM AYININ 9’UNDA MÜLAKATLA 20 BİN ÖĞRETMEN DAHA ALACAK"

Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili de Bakanlar Kurulu’nda bir sunum gerçekleştirildiğinin altını çizen Kurtulmuş, “Milli Eğitim Bakanlığımızın Ekim ayının 9’unda mülakatla 20 bin öğretmeni daha alacağını burada bir ülke olarak ifade etmek isterim. Bu öğretmen kardeşlerimizin özellikle kalkınmada birinci derecede öncelikli bölgelere atanacağını söylemek isterim. Geçen yıl Şubat ayında 30 bin öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı’na alınmış ve onların geçiş süreçlerindeki eğitimleri tamamlanmıştır. 31 öğretmenimiz de bu ders yılı itibariyle Milli Eğitim’in esas kadrosuna geçmiştir. Böylece bu 20 bin kişiyle birlikte de 50 bin yeni öğretmenimizin Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna geçeceğini sizlerle paylaşmak isterim” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana "Deprem Sonrası Geleceği Kerpiçle İnşa Etmek" konulu sempozyum yapıldı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “Depreme dirençli Adana ve Türkiye için yaşananları unutmadan, bilimin ışığında çalışmalıyız" dedi. Adana Valiliği, Adana Büyükşehir Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Mersin Toros Üniversitesi ve Adana Ticaret Odası desteğiyle "Deprem Sonrası Geleceği Kerpiç İle İnşa Etmek Sempozyumu" düzenlendi. Adana Ticaret Odası Meclis Salonu’nda yapılan Sempozyuma katılan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ülkenin en önemli gündeminin depreme dirençli kentler oluşturmak olması gerektiğini belirtti ve bunun için yapılması gereken her şeyin acilen hayata geçirilmesinin önemine işaret etti. Karalar şunları söyledi: “Toplum olarak afet yaşandığında o noktaya odaklanıyoruz ama bir müddet sonra bunu unutuyoruz. Türkiye’nin dünyadaki en riskli deprem bölgelerinden biri olduğu gerçeğiyle hareket edip tedbirlerimizi almalıyız.” Sempozyumun; Türkiye’nin en önemli gereksinimlerinden olan enerji kullanımını azaltan kerpiçle ilgili olmasını da önemsediğini kaydeden Başkan Zeydan Karalar, “TMMOB’ne bağlı odalar, bir karşılık beklemeden, ülkenin problemleriyle ilgili proje üreten ve bunları anlatan kuruluşlar. Onların eleştirel yaklaşımına bakıp engellemeye çalışmak, ükemizde bilimin gelişmesinin önüne geçmek anlamına gelir” dedi. Türkiye’yi depreme dayanıklı hale getirmenin şart olduğunu vurgulayan Başkan Zeydan Karalar, ancak böylece hem insan kayıplarının, yaşanan acıların ve ekonomik yıkımın önlenebileceğini söyledi. 6 Şubat depremlerinin ardından gerçekleşen hasar sonucu Adana’da 7 binin üzerinde binanın, yıkılmasını gerektirecek denli hasar aldığını hatırlatan Başkan Zeydan Karalar; Adana’nın depreme dirençli bir şehir olması için Afet Koordinasyon Merkezi’ni hayata geçireceklerini, mikro bölgeleme çalışmaları yaptıklarını, tüm bunları ikinci dönemde uygulayarak, kentin depreme daha dirençli hale gelmesi için katkı sağlamaya devam edeceklerini bildirdi. Karalar, konuşmasını; sempozyumu gerçekleştirenlere ve katılımcılara teşekkür ederek tamamladı. Sempozyumda; kerpiç, yığma ve karma tekniklerle inşa edilmiş yapılar ile deprem ilişkisinin disiplinlerarası bir perspektiften ve çok yönlü olarak ele alınması ve toprağın yapı malzemesi olarak irdelenmesi konuları üzerinde duruldu. Sempozyumun ana başlıkları, Kültürel Miras ve Kerpiç, Modern Toprak Yapılar ve Yapısal Davranışlar oldu.
Mersin Mersin’de belediye ekipleri yağış dolayısıyla teyakkuza geçti Mersin Büyükşehir Belediyesi, Meteoroloji Müdürlüğü tarafından yapılan şiddetli rüzgar ve fırtına uyarısı sonrası şehir hayatının normal seyretmesi için alarma geçti. Kent genelinde yaşanabilecek olumsuz durumlara karşı MESKİ, İtfaiye, Park ve Bahçeler, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı bünyesindeki ekipler, gerekli uygun araç ve ekipmanla sahaya inerek olaylara anında müdahale etti. Mersin genelinde birçok noktada görev yapan ekipler, fırtına ve rüzgarın etkili olduğu lokasyonlarda mazgalların tıkanmaması için süpürge araçları ile çevre temizliği yaparken, olası bir ağaç devrilmesi ve çatıların uçma riskine karşılık teyakkuzda bekledi. ‘Alo 185’ veya ‘Teksin’ uygulaması üzerinden gelen ihbarları da değerlendiren ekipler, hava koşullarının neden olduğu zor durumlara karşı önlem alırken, sorunların büyümesine de engel oldu. “Kentte olumsuz bir durum yaşanmaması adına 7/24 teyakkuzdayız” Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Temizlik Şefi Danyal Güngör, Meteoroloji Müdürlüğünün hafta sonu için kent genelinde yapmış olduğu uyarıları dikkate alarak harekete geçtiklerini belirtti. Güngör, “Büyükşehir Belediyesi olarak Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli bölgelerimizde 110 personelimiz ve 11 adet 8 metreküp vakumlu yol süpürme araçlarımızla olası bir yağmur durumunda mazgalların tıkanmaması için ana caddelerde yer alan tüm mazgalları süpürge araçlarımızla temizleyerek mücadele ediyoruz. Ekiplerimiz de sahada süprüntü atıklarının tamamını topluyor. Vatandaşlarımız, olası bir kirlilik veya olumsuzluk gördüklerinde ’Teksin’ üzerinden bizlere ihbar bırakıyor. Biz de en kısa sürede olaylara müdahale ediyoruz” dedi. Kentte olumsuz bir durum yaşanmaması adına 7/24 teyakkuzda olduklarını ifade eden Güngör, “Vatandaşlarımız, herhangi bir olumsuz durumla karşılaştıklarında ‘Alo 185’ ve ‘Teksin’ uygulaması üzerinden bize ulaşmaları halinde en kısa sürede gerekli müdahalelerde bulunuyoruz” diye konuştu.