SAĞLIK - 16 Aralık 2017 Cumartesi 00:47

Türkiye’de 15 milyon kişi bu ağrıyı çekiyor

A
A
A
Türkiye’de 15 milyon kişi bu ağrıyı çekiyor

Kardiyovasküler Cerrahi ve Varis Uzmanı Opr. Dr. Arzu Ercan, dünyada 4 kişiden birinin varis rahatsızlığı çektiğini, bu sayının Türkiye’de 15 milyonu bulduğunu söyledi.

Günümüzde hayat şartlarının bizi daha çok oturmaya ve daha az yürümeye zorladığına dikkat çeken Acıbadem Bursa Hastanesi Doktorlarından Op. Dr. Arzu Ercan, “Varis çağın hastalığı olarak adlandırabiliriz. Dünyada 4 kişiden birinde varis rahatsızlığına rastlanmaktadır. Türkiye etkilediği düşünülen kişi sayısı ise 15 milyondur. Ailede varis olması riski gelecekte çocukları da etkilemektedir. Sadece annede varsa risk yüzde 50 iken, anne ve babada da varsa bu oran yüzde 70’lere kadar çıkmaktadır. Kadın olmak risk faktörlerinin başında gelmektedir. Çünkü her ay yaşanılan hormon değişiklikleri, gebelik, doğum kontrol hapı, topuklu ayakkabı, dar ve beli sıkan kıyafetler, korseler giyinmek riski artırmaktadır” dedi.

Her hastalıkta olduğu gibi variste de kiloların çok büyük önemli olduğuna işaret eden Ercan, “Uzun süre ayakta kalmak, sabit oturarak iş görmek, öğretmenler, cerrahlar, aşçılar, kuaförler, bankacılar gibi iş sahibi olanlar bu riski taşımaktalar. Kaplıca alışkanlığı olması veya sıcak suyla banyo alışkanlığı da varisleri tetiklemektedir. Özellikle yürümek, yüzmek, bisiklete binmek, doğru giysi seçimi ve 5 santimetreden yüksek topuklu ayakkabı giymemek varis oluşumunu engellemektedir. Ofis çalışanları için en az yarım saatte bir kalkıp hareket etmekte fayda var” diye konuştu.

Varis tedavisinde en güncel tedavinin endo venöz girişimler, yani damar içinden yapılan girişimler olduğunu ifade eden Opr. Dr. Arzu Ercan, “Bu yöntem US eşliğinde yapılır. Kateter damar içine yerleştirilir. Kaçak olan bölgeye gelinir. Radyo frekans veya yapıştırıcı ajanlarla kaçak kaynak kapatılarak varisin tedavisi sağlanır. Müdahaleden kısa süre sonra günlük yaşama dönmeniz mümkündür. Bacaklarda görülen yeşil veya mor damarlar cilt varisleridir. Bu da skleroterapi veya iğne tedavisi dediğimiz tedavi ile kurtulması mümkün olur. Bu varisleri yok etmek zararlı değil. Çünkü bu damarlar sağlam damarlar değil işlev yapmayan, bacağın asıl olan damar sistemine yük getiren ve onların hayatını riske atan damar konumundadır. Hastalıklı damarın içine çok ince bir iğne ile girilerek az miktarda damar kurutucu ilaç verilir. Kullanılan ilaçlar genellikle yüksek konsantrasyonlu tuzlardan oluşur. Bu çözeltiler hasta damarın iç cidarını bozarak damarın kapanmasına sebep olurlar. Estetik olarak varisli damar yok edilmiş olur” şeklinde ifade etti.

Cilt üzerinden uygulanan radyofrekans ile artık bacaklarımızın doğduğumuz gibi hem sağlıklı, hem estetik göründüğünü belirten Opr. Dr. Ercan, “Radyo frekans adıyla anılan bu cihaz ince ve orta kalınlıkta kılcal damar tedavisinde kullanılır. Deri üzerinden direk damara dokunularak uygulanır, cihazın ucu damara değdiği an varis yok olur. Çok pratiktir ve etkilidir. Uygulama genellikle tek seansta tamamlanır, ancak çok yaygın vakalarda seans gerekebilir. Kılcal varis tedavisinde en son gelinen noktalardan biridir” dedi. 

Abdullah Çibir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa’nın tarihi ve doğası TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda renklendi Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda, Aliağa’nın tarihi ve doğal güzellikleri öğrenci projeleriyle buluştu. Fuarın açılışını, Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, İlçe Milli Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz ile Kurum Müdürü Pınar Kavuştu yaptı. Proje yürütücüsü Dr. Özlem Yıldız, fuarda kültürel miras, oyun ve oyunlaştırma, biyoçeşitlilik temalarında 14 projenin öğrencilerin yoğun emekleriyle hazırlandığını söyledi. Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz, fuarda sergilenen projeleri tek tek inceleyerek öğrencilerden bilgiler aldı. Aliağa tarihi, çini tabaklarda yaşadı Öğrenciler tarafından hazırlanan projeler arasında otsu bitkiler kataloğu, tıbbi aromatik bitkiler gibi projelerin yanı sıra Aliağa kenti ve tarihi ile ilgili birçok proje de yer aldı. Aliağa’nın antik kentlerine ait çini tabak tasarımları büyük ilgi gördü. Dijital oyun ve kutu oyunları gibi tasarım projeleri de fuarda öne çıkanlar arasındaydı. Görsel sanatlar atölyesi öğrencilerinin mitolojik simgeler içeren akrilik boya çalışmaları da sergilendi. Fuar kapsamında piyano eşliğinde doğaçlama müzik konseri de gerçekleştirildi. TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı, 2 gün boyunca Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde ziyarete açık olacak.
Antalya Üniversite öğrencileri, İsrail saldırılarını protesto etti AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Üniversite Birimi, Avrupa ve Amerika’da ki üniversitelerde başlatılan İsrail protestolarına destek açıklaması yaparak yürüyüş düzenledi. İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıların 209’uncu gününde devam ederken Türkiye’ni çeşitli illerinde üniversite öğrencileri Avrupa ve Amerika’daki üniversitelerde devam eden Filistin protestolarına destek amacıyla yürüyüş düzenledi. Antalya’da da AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Üniversite Birimi tarafından Akdeniz Üniversitesi’nde Gazze’de devam eden İsrail saldırılarına dikkat çekilerek kınandı. AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin’in de katıldığı yürüyüş öncesi Türkçe ve İngilizce olarak basın açıklaması yapıldı. ‘Kundaktaki bebekler bombalanıyor’ İsrail’in 1948’den buyana milyonlarca Filistinliyi göç ve kıtlık ile sınadığını belirten AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Mevlüt Emre Yavuz “İsrail yayılmacılığı, 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendirileceği bir soykırım halini almıştır. 209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır” dedi. ‘İnsani bir duruş sergileniyor’ Özellikle geçtiğimiz hafta ABD’nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi’nde öğrencilerin ve akademisyenlerin katılımıyla başlatılan İsrail protestolarının dünya genelinde bir başkaldırının fitilini ateşlediğini vurgulayan Yavuz, “İsrail barbarlığı dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan dinleri, ırkları, renkleri ve dilleri birbirinden farklı olan ancak vicdanı Gazze’deki çocuklar ve kadınlar için atan yürekli insanlar tarafından protesto edilmeye başlamıştır. ABD genelindeki onlarca kampüse yayılan ve bu insani duruşu derslerini iptal ettirmek, disiplin soruşturmasına sevk edilmek hatta tutuklanmak pahasına sergileyen, eylemlere katılan, sesini yükselten tüm kardeşlerimize AK Parti Gençlik Kollan Üniversiteler Teşkilatı olarak yürekten teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Erzurum Çığlık: “EİT 2025 Erzurum’a çok şeyler katacak” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü olarak atanan Muharrem Çığlık, 2025 Turizm Başkentliği süresince yürütülecek proje ve faaliyetlerle ilgili açıklamalar yaptı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 4. Turizm Bakanları Toplantısı’nda "2025 EİT Turizm Başkenti" olarak ilan edilen Erzurum’da kollar sıvandı. Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti seçilmesi ve diğer turizm hareketliliklerini değerlendirmek üzere oluşturulan çalışma geçtiğimiz aylarda başlatılmıştı. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, turizm sektörünün dünya genelinde sağladığı istihdam ve ulaştığı hacim ile dünyadaki en aktif sektörlerden biri olduğu dile getirerek, “Orta ve uzun vadede şehrimizde turizm sektörünün ekonomik büyümeyi yönlendirmesi ve iş imkânları oluşturması bakımından öncü sektörlerden olması beklenmektedir.” dedi. “Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi önemli” 2025 Erzurum Turizm başkenti süreci şehrin turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını dile getiren Çığlık, “Erzurum, coğrafi konumu itibariyle doğal güzellikleri, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına bağlı olarak tarihi ve kültürel zenginlikleri, zengin bitki örtüsü, gastronomisi, insanımızın sıcakkanlılığı ve misafirperverliği gibi birçok artısıyla ulusal ve uluslararası turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak potansiyele ve avantajlara sahiptir. İhtiyaç ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, potansiyelin avantaja dönüştürebilmesi, Erzurum gibi birçok turistik ürün çeşidini bünyesinde barındıran ve halen daha bakir sayılabilecek turizm bölgelerinde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine bağlıdır” şeklinde konuştu. “Şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimiz korunacak” Erzurum’un; tarihi geçmişi ve bulunduğu konum itibari ile olarak Türkiye’nin en zengin gastronomi, tarihi ve ticari geçiş güzergâhında bulunması sebebi ile sahip olduğunu anlatan EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, şöyle konuştu, “Zenginliklerin farkında olduklarını hatırlatan ve şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimizin korunarak ileriki dönemlere aktarılabilmesi için çalışmalarımızı ve planlamalarımızı bu doğrultuda yapmaya çalışıyoruz. 2025 Erzurum Turizm Başkenti hedefleri ve turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi doğrultusunda EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti ana komisyonu tarafından; EİT 2025 İstişare Kurulu, EİT 2025 Danışma Kurulu ve EİT 2025 Alt Komisyon Kurulu oluşturulmuştur. EİT 2025 Alt Komisyon grubu süreç içerisinde gerçekleştirdiği istişare ve değerlendirme toplantıları ile 2025 yılı içerisinde düzenlenmesi planlanan etkinlik ve organizasyonların takvimini oluşturmaya çalışmıştır.”