GÜNDEM - 23 Şubat 2019 Cumartesi 15:57

Türkiye'de bir ilk !

A
A
A
Türkiye'de bir ilk !

Gaziantep'te yaklaşık 5 yıl önceki kuraklık ve çetin geçen kış mevsiminde üreticilerin yardım talebi üzerine başlatılan proje ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye'de ilk kez hayata geçirilen model ile üreticiye toplamda 7 milyon TL'lik destek sağlandı. Proje kapsamında son olarak 1000 çiftçiye 500 ton yem dağıtım törenine Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de katıldı.

Gaziantep'te 2014 yılında önce kurak geçen yaz mevsiminde çiftçiler, kış döneminde ise hayvan sahiplerinin zor anlar yaşaması üzerine Gaziantep Büyükşehir belediyesi Başkanı Fatma Şahinin talimatı ile Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı öncülüğü kuruldu. Türkiye'deki belediyeler arasında ilk kez uygulanan bir model ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 5 aşamalı kentteki hayvancılığı geliştirmek amacıyla bir program hazırlandı. Programda ise hayvan üreticilere ve çiftçilere destek verilen 5 aşamalı proje gerçekleştirildi.

Projenin ilk aşamasında kentteki üreticilere fih tohumu ve mısır tohumu dağıtılarak, kentte kaba yem üretimi sağlandı. İkinci aşamada ise meralarda hayvan içme suyu için sondajlar yapılarak, su temini gerçekleştirildi. Kentte toplam 12 adet depo ve yalak yapılırken güneş enerjisi ile çalışan pompalarla üreticinin hayvanlar için ihtiyacı olan suya en ucuz yolla ulaşılması sağlandı. Projenin üçüncü ayağında ise hayvan hastalıklarına karşı, özellikle yem değişikliğinden kaynaklanan hayvan ölümlerini önlemek için 250 bin anaç hayvana 500 bin doz enterotoksemi aşısı uygulandı. Projenin dördüncü adımında ise kentteki kadın çiftçilere 200 adet süt sağım makinesi dağıtıldı. Projenin son ayağında ise çiftçilere kesif yem dağıtımı gerçekleştiriliyor.

Türkiye'de bir ilk !

Dağıtım törenine Enerji Bakanı Dönmez de katıldı

Proje kapsamında Şahinbey ve Şehitkamil ilçelerinde bulunan 1000 çiftçilere, 500 ton yem dağıtımı düzenlenen törenle yapıldı. Törene Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile çok sayıda il protokolü ile çiftçi katıldı. Törende konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, hazırlanan destek programı ve projeler hakkında bilgi vererek, "Biz Gaziantep'te kader birliği modeli oluşturduk. Bu şehir sanayi, üretim şehriyse, en önemlisi toprağımız, bereketli hilal dediğimiz ana damarımızdır. Sanayi sektörü, gıdaya dayalı. Bu yüzden toprağımızı korumamız lazım. Artık kalkınma yerelde başlıyor. Artık şehirler yarışıyor. En büyük gücümüz toprağımız. Kıpkırmızı bir toprağımız var. Bize has, çok özel bereketimiz var. Alın teri ile evin ekonomisine destek veren eli nasırlı çiftçilerimiz var. Siz bizim ana damarımız, canımız ciğerimizsiniz.

İlk bu modeli kurduğumuz da çok şaşırmışlar. 5 seneden beri yapıyoruz. Çok güzel bir sistem kurduk. 2014 yılı, en kurak dönemimiz. Çiftçiler tohum desteği istedi. Onla başladık. O verdiğimiz desteği büyük bir berekete dönüştürdü. Bugün eğer uluslararasında gastronomi memleketi olduysak, yerel ürünlerimizi desteklediğimiz içindir. Bize düşen, sizlerin elinizi güçlendirmek. Tam mu mevsimde geldiler, oğlaklar ölüyor dediler. Süt yemi vermemiz gerekiyor. Bu desteği vermemiş olsak, oğlaklar erken doğum yapıyor ve ölüyor. Bu desteklere baktığımızda baktığımızda ise muhteşem bir sonuç elde ettik. Biz sizinle birlikte gönül belediyeciliğini yıllardır yapıyoruz. Gönlümüz birbirimizle, birbirimizi gerçekten çok seviyoruz. Çiftçilerimize verdiğimiz destek ile Gaziantep modelini oluşturduk" dedi.

Türkiye'de bir ilk !

Hayvan otlatmaya çıktığım olmuştur"

Bakan Dönmez ise "Milletimin efendileri” diyerek başladığı konuşmasında, kendisinin de zaman zaman çobanlık yaptığını kaydetti. Dönmez, “Enerji bakanı yüksek tahlis yapmış diye düşenebilirsiniz ama rahmetli amcam, dedem çiftçiydi. Zaman zaman okulda, yaz tatillerinde, gidip köyde onlara yardımcı olurdum. Hayvan otlatmaya çıktığım da olmuştur. Çobanları dinlerken de hatıralar gözümün önünden geçti. Onurlu bir meslektir, hiç gocunmayın. Gururla yapmaya devam edin" ifadelerine yer verdi.

Antep fıstığı önerisi

Enerji Bakanı Dönmez, Antep fıstığının artık yurt dışında da tanınmaya başladığını belirterek, uluslararası arenada daha fazla tanıtılması önerisinde bulundu. Bakan Dönmez, "Antep fıstığını sadece Türkiye’dekiler değil, yurt dışındakiler de tanımaya başladılar. Daha fazla çalışmamız lazım, tanıtmamız lazım" ifadelerini kullandı.

Elektrik kesintilerine son

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Dönmez, elektrik kesintilerinde Gaziantep'te bir çok yeniliklere imza atıldığını da belirterek, "Yakın tarihe kadar elektriklerinizde sık sık kesinti oluyordu. 2 sebebi vardı. Bir enerjimiz yeterli değildi, yeteri kadar güç üretemiyorduk. Bunları aştık. Artık Türkiye’de elektrikte arz güvenliği sıkıntısı kalmadı. İkincisi elektrik şebekesinde sıkıntılar vardı, yenilenmesi gerekiyordu. Antep’te bunları da büyük oranda aştık. Enerji kesintilerimizde ciddi oranda iyileşme söz konusu" şeklinde konuştu.

Ülke nüfusunun yüzde 70'i doğalgaza erişebilir durumda

Bakan Dönmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Batıda ne varsa, doğuda da olacak" sözü üzerine 81 ilin tamamına doğalgaz götürdüklerini vurgulayarak, "Ülke nüfusumuzun yüzde 70’i doğalgaza erişebilir durumda. Yüzde 60’ı fiilen gaz kullanıyor. Şimdi artık köylülerimiz de, 'bize gazı ne zaman gaz getireceksiniz' diyerek, doğal gaz istemeye başladılar. Önce şehirleri bitireceğiz. Ondan sonra belki onlara da sıra gelir. Doğal gazı maalesef biz dışarıdan ithal ediyoruz. Dolayısıyla döviz ile getiriyoruz, cari açığına bu anlamda negatif etkisi var. Şehirlerimize niye getirdik. Çünkü hava kirliliği ile mücadele etmemiz gerekiyordu. Sağlık koşullarının iyileştirilmesi gerekiyordu, o nedenle getirdik" dedi. 

Köylere biogaz müjdesi

Bakan Dönmez, hayvansal atıklardan biogaz üreten mini reaktör üzerinde çalışma başlatıldığını da müjdeleyerek, "Köylere de bir başka müjdemiz var. Kendi gazını kendi üretecek ARGE çalışması başlattık. Doğalgaz değil biyogaz üretecekler. Özellikle hayvancılık yapan, çiftçilerimize müjdeliyoruz. Şuan ARGE çalışmalarımız devam ediyor. Çok kısa bir gelecekte, hayvansal atıklardan biogaz üreten mini reaktör üzerinde çalışmayı başlattık. Arkadaşlar ilk denemelerini yapıyorlar, yakın gelecekte gideceğim nezaret edeceğim. TEMSAN bizim milli kuruluşumuz. İnşallah orada ocağında kullandığı tüpgazın yerini alacak bir gaz üretmiş olacağız. Sıcak suyunu elde etmek için de o reaktörden istifade edilecek. Belki de ısınmada da bu reaktörden elden edilen gazı kullanma imkanına sahip olacak. Testler olumlu sonuç verdiğinde bunu çiftçilerimizle de paylaşacağız" dedi.

Hayvan sahiplerine elektrik müjdesi

Dönmez, hayvan sahiplerine de elektrik tarifelerinde yaklaşık yüzde 12 oranında indirim yapılacağı söyleyerek, "Elektrik tarifeleri ile ilgili bir müjdemiz var. Tarımsal sulama yapan çiftçilerimiz, elektrik kullanımında daha ucuz tarifeden elektrik alma imkanına sahipti. Sadece tarımsal sulamada değil, diğer hayvancılık faaliyetlerinde uğraşan çiftçi kardeşlerimiz de aynı tarife grubundan yararlanacaklar. Şuanda onlar ticarethane tarifesinden yararlanıyor. Kilowat saatine yaklaşık, yaklaşık 72 kuruş bir bedel ödüyorlar. Tarımsal sulama grubuna aldığımızda bu rakamı 63 kuruşa indirmiş olacağız. Yaklaşık yüzde 12 civarındaki indirimden en kısa süre içerisinde yararlanmaya başlayacaklar. Tarım bakanlığımızdaki çalışmalarda bir noktaya geldik. Önümüzdeki günlerde Enerji Piyasası Düzenleme kurulu, çalışmayı kurul gündemine almak suretiyle bitirmiş olacak. Şimdiden hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.

Fatma Şahin'e de övgüde bulunan Bakan Dönmez, "Gönüllere dokununca vatandaşımız 'sayın başkanım demiyor, benim başkanım' diyor. Bence bunu en çok hak eden başkanlarımızdan birisiniz. Ben bunu buradaki vatandaşlarımızın gözünden okumuş oldum" diye konuştu. Çiftçilere yemlerin dağıtıldığı programda, Başkan Fatma Şahin ve Bakan Fatih Dönmez'e de teşekkür plaketi verildi. 

Toplam destek 7 milyon TL'yi aştı

Yıl içerisinde devam edecek proje kapsamında il genelinde toplan 2 bin 700 çiftçiye toplam bin 350 ton koyun süt yemi dağıtılacak. Projenin başladığı 2015 yılından bugüne 4 bin 700 ton dağıtım yapıldı. Bu yıl ki dağıtımın ardından Gaziantep'te toplamda dağıtılan yem miktarı 6 bin tonu geçmiş olacak. Kişi başına düşen yemin maliyeti 800 TL olurken, bunun 700 TL'si Büyükşehir Belediyesi'nden karşılanıyor.Yem dağıtımında Büyükşehir Belediyesinin katkısı yaklaşık 2 milyon TL'yi buldu. Projelerin genelinde ise 5 yılda Gaziantep Büyükşehir Belediyesi üretici için yaptığı harcama toplamda 7 milyon TL'yi aştı. 

Hayvanların meralara salınamadığı, çiftçilerin gelirinin en az olduğu, ahırlarda beslendiği, hayvanlar gebe olduğu ve daha fazla yeme ve enerjiye ihtiyacı olduğu bir dönemde üreticiye destek vererek, kentteki hayvancılığa bir can suyu oluyor. Proje ile yavru atmalarını önleyerek, ekonomik kayıpların da önüne geçiliyor. Çiftçi gelirini de arttıran proje ile anaç hayvanların da süt üretiminin arttırılması hedefleniyor.

Türkiye'de bir ilk !

Abdülkadir Güneş - Said Vakkas Yağcı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Savaş arenasında modern saldırılar ile ilkel savunma stratejileri bir arada kullanılıyor Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşta modern saldırılar ile ilkel savunma stratejileri bir arada kullanılıyor. Savaş arenasında 300 dolarlık ev yapımı droneların saldırısına karşı çatı sacı gibi basit çözümler ile tankların sıra dışı kalkanı dikkat çekiyor. Rusya ile Ukrayna arasında iki yıldır devam eden savaş, sahada da çeşitli modernizasyonları beraberinde getiriyor. Her iki ülke de savaş meydanın en etkili silahlarından tankları ve konvansiyonel silahları ev yapımı FPV droneların (yarış droneları) saldırılarından korumak için çatı sacı gibi ilkel yöntemlerle ile önlem alıyor. Modern saldırılara ilkel çözümler Gelişen teknolojinin etkisiyle kamikaze saldırılarına karşı konvansiyonel silah sistemlerinin korunması için basit ancak etkili modernizasyonlar dikkat çekiyor. Özellikle tankları ve zırhlı araçları giderek artan kamikaze saldırı tehditlerine karşı korumak amacıyla çeşitli önlemler görülüyor. Bu önlemler arasında, araçların üzerine yerleştirilen çatı sacı gibi basit ancak etkili kalkanlar öne çıkıyor. Rusya’nın sahada kullandığı kalkanlar ilk bakışta gecekonduya benzetilse de basit ama etkili modernizasyon olarak şu an için mevcut tehditlere karşı önemli bir savunma sağlıyor. Ukrayna’da 300 dolara üretilen ev yapımı FPV dronelar ile elektronik savaşlar Son zamanlarda Ukrayna’nın mühimmat sıkıntısı yaşaması, yeni çözüm arayışlarını da beraberinde getirdi. Önceleri keşif için kullanılan bin dolarlık DJİ marka dronelar artık cephenin en ön saflarında saldırı için kullanılıyor. Yukarıdan bomba bırakmak için kullanılan DJİ dronelarının yerini düşük maliyetli ev yapımı FPV kamikaze dronelar aldı. Özellikle 2024 yılının başı itibariyle Ukrayna ordusu ev yapımı kamikaze drone saldırılarına ağırlık verdi. Her iki ülke askeri de düşük maliyetle üretilen FPV yarış dronelarını kamikazeye dönüştürerek 20 km uzaklıktaki tanklar ve diğer hedefleri yüksek hassasiyetle etkisiz hale getirebiliyorlar. Hız konusunda diğer dronelara oranla avantajlı olan FPV’ler ani manevralar yaparak düşman birliklerini hazırlıksız yakalayabilecek kadar küçük olması nedeniyle de tercih ediliyor. FPV dronelarının savaş meydanındaki etkisi ve üstünlüğü, her iki ülkenin bu yeni silahın ne kadar önemli olduğunu fark etmesine yol açtı. YouTube üzerinden savunma sanatı; halk teknolojiyi silahlaştırıyor Ukrayna’da halk, internet üzerinden parça sipariş vererek FPV droneler üretiyor ve bunları orduya bağışlıyor. Kamikaze droneları ortalama 300 dolara mal eden siviller, Youtube’da, dronelerın nasıl üretileceği ve nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda eğitim videoları paylaşarak geniş kitlelere ulaşıyor. Sahada yaşanan bu gelişmeler ise teknolojinin savaşta ve savunmada nasıl kullanılabileceği konusunu gözler önüne seriyor.
İstanbul Kadıköy’de kanoya çarpan deniz taksi kaptanı adli kontrolle serbest Kadıköy Kalamış açıklarında deniz taksi ve kanonun çarpışması sonucu kanoda bulunan iki kadın da yaralanmıştı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan deniz taksi kaptanı, “Kano, radar reflektörü olmadığı için cihazımda temas olarak gözükmedi” dedi. Kadıköy Kalamış açıklarında 27 Nisan tarihinde iddiaya göre denizde seyir halinde olan deniz taksi ile, üzerinde iki kadının bulunduğu kano çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle iki kadın yaralanarak denize düştü. Yaralanan kadınlar hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından gözaltına alınan deniz taksi kaptanı Ahmet Özkan ise adliyeye sevk edildi. “Kano muhtemelen radar reflektörü olmadığı için cihazımda temas olarak gözükmedi” Şüpheli kaptan Ahmet Özkan savcılık ifadesinde, “ ‘SH-FLORYA’ isimli deniz takside kaptan olarak görev yapmaktayım. Çatışma anında mevcut radar ve harita sistemimiz çalışmaktadır. Fakat çatıştığımız kano suya yakın ve çok küçük olduğu için radarın çalışma prensibi nedeni ile kano muhtemelen radar reflektörü olmadığı için cihazımda temas olarak gözükmedi. Seyir esnasındaki hızımız ise 15 KTS olup çatışma anında 14 KTS’ dir. Çatışmayı yaşadığımız esnada bir gürültü duydum. Duyduğum gürültü üzerine arıza yaptığımı düşünerek makineyi boşa aldım ve kanoyu arka tarafımda tespit ettim. Denizde bulunan bir kano yolcusunu kurtarmak için 180 derece dönerek kurtarma manevramı yaptım. Onu kurtarırken 20-25 metre açıklarında bilinci kapalı ve can yeleği olmadığı için kafası su içinde ikinci bir kano yolcusu olduğunu fark ettim” dedi. “İlk yolcunun bir aciliyeti bulunmadığından tekneyi gemicime bırakarak denize atladım” Şüpheli Özkan ifadesinin devamında, “İlk yolcunun bir aciliyeti bulunmadığından tekneyi gemicime bırakarak denize atladım. Bilinci kapalı kano yolcusuna ulaşıp başını suyun üzerine çıkardım ve civardaki bir yattan yardım istedim. Bahsedilen mevkiinde genellikle yelkenliler mevcut olduğu için hali hazırda dikkatli ve emniyetli seyir yapıyorduk. Hava poyraz akıntı ve rüzgar sağ tarafımızdan geliyordu. Kuvvetle muhtemel kano akıntı, rüzgar ve kürek gücünün etkisiyle bordamızdan gelip arka tarafımızdan çıktı. Üstüme düşen her şeyi yaptım. Kanonun etrafında herhangi bir güvenlik botu bulunmamaktadır” dedi. Hakimlik, suçun niteliği, her ne kadar kuvvetli suç şüphesi mevcut ise de şüphelinin uzun süredir aynı adreste oturuyor olması ve delillerin büyük oranda toplanmış olması nedeniyle şüpheli Ahmet Özkan’ın ’Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
Ağrı ’Çilek Abla’ köy okulu öğrencilerini baharla süslenmiş çileklerle buluşturdu Daha önce hiç çilek tatmamış çocukları çilekle buluşturduğu için “Çilek Abla” lakabıyla tanınan Zeynep Taşdemir, Kocaeli’den Ağrı’ya iyilik köprüsü kurarak onlarca çocuğa unutamayacakları bir gün yaşattı. Köy okulu öğrencilerine yardım etmek amacıyla geçen yıl Ağrı’ya gelen ve burada gittikleri bir köy okulunda okuyan öğrencilerin daha önce hiç çilek yemediklerine şahit olan Zeynep Taşdemir, hem öğrencilere çilek tattırmak hem de onlara unutamayacakları bir gün yaşatmak için arkadaşlarıyla beraber Kocaeli’den Ağrı’ya doğru yola çıktı. Ağrı merkeze bağlı Doğutepe köyüne doğru yola çıkan gönüllüler, kasalar dolusu çileklerle çocuklara ulaştı. Çocukların kahkahalarının havada uçuştuğu etkinlikte pastalar kesildi, oyunlar oynanıp müzisyenler eşliğinde şarkılar söylendi. Etkinliğin sonunda çeşitli hediyeler alan öğrencilerin mutlulukları ise yüzlerinden okundu. Bütün çabasının çocuklara çileği tattırmak ve onlara unutamayacakları bir gün yaşatmak olduğunu söyleyen Zeynep Taşdemir, "Kocaeli’de yaşıyorum. Bugün buraya tekrar gelmemin nedeni çocukluktan hayalim olan ve geçen sene de katılım sağladığım köy okulunda çocukların hiç çilek yemediğini ya da pastaların içerisindeki çilekler için kavga ettiklerine şahit oldum. Bugün de bu hikaye ile tekrar buraya adım attım. Böyle büyük bir şenlik düzenlemek istedim. Bugün gelen misafirlerimin çoğu benim gibi Kocaeli’den, farklı şehirlerden gelen iyilik dostlarımızdı. Ve onlar da çocukların bire bir gözündeki ışıltıya şahitlik ettiler. Onların çocuklarıyla kendi çocukları kaynaştı. Böyle bir projede olduğum için ve yanımda destekçim oldukları için çok mutluyum. Bundan önce sosyal sorumluluk projelerinde de bulundular. Kitap çıkarttım bu alanda ve bu kitabı çıkarttığım zaman nasıl bir destek aldıysam şu anda da aynı destek devam ediyor. Bunlar her zaman benim içimi kıpır kıpır eder ve çocuklarınla mutluluğuna, o çilek abla demelerine şahit oluşum beni çok mutlu ediyor. Bunların da devamlılığı olması adına istiyorum, devam etsin her zaman farklı şehirlerde farklı yerlerde bu tarz etkinlikler olsun ve çocukların mutluluğuna orada şahitlik edelim. Bugün burada farklı keyifler yaptık, gelenekler köy şenliği gibi oldu aslında. Köydeki o güzel geçmişe dayalı oyunlar, şarkılar, türküler; müzisyen arkadaşlarımızla çocuklarla beraber söyledik ve bu çok güzel bir şeye şahitlik etti. Çocuklar gelip ’Abla ilk defa işte bu tarz şeylerle karşılaştık, ilk defa dron gördük’ diyen çocuklar oldu, bu beni çok mutlu etti. Bugün buraya gelen iyilik dostlarımızdan kimisi kadın girişimcilerdi ve bunlar kurabiyeler yapıp gelenler oldu, çilek sepetiyle gelenler oldu, oyuncaklarla gelen gelenler oldu ve bu beni çok mutlu etti. Hayalimdeki projeyi kendim yaptım ama beni yalnız bırakmayarak buraya gelip kendi çocuklarıyla okuldaki çocuklarla oynamalarına şahitlik etmek ekstra beni mutlu etti" diye konuştu.
Ankara Hak-İş Başkanı Arslan: “Türkiye, dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında dördüncü” Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye, dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında Meksika, Şili ve Kosta Rika’dan sonra dördüncü sırada” dedi. Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: “Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” başlıklı 13. Çalışma Meclisi Toplantısı Ankara’da düzenlendi. Toplantıya Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay katıldı. Gelişmiş ülkelerde asgari ücretin istisnai ücret olduğunu hatırlatan Hak-İş Başkanı Arslan, asgari ücrette çalışanlara Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal destek verildiğini söyledi. Türkiye’de asgari ücrette çalışma oranının toplam çalışanların yüze 40’ı olduğunu ifade eden Arslan Türkiye’de asgari ücretin genel bir geçim ücreti olduğunu söyledi. “Türkiye, dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında dördüncü” Gayrisafi milli hasıladan emeğin aldığı payın yüzde 24 olduğunu dile getiren Arslan, “Dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında Türkiye; Meksika, Şili ve Kostarika’dan sonra dördüncü sırada. Türkiye gibi büyümesi devam eden, gayrisafi milli hasılatı 3 kat artmış bir ülke gelir adaletsizliği ve eşitsizliği bakımdan dünyanın en sondan dördüncü ülkesi. Bu bize yakışmıyor. Gayrisafi milli hasıladan emeğin aldığı pay OECD ülkelerinde ortalama yüze 50-60 seviyesinde. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 60- 70. Türkiye’de ise yüzde yirmidört. Yazıktır” dedi. Stokçuluk yapanların merhametsiz olduğunu dile getiren Türk-İş Genel Başkanı Atalay, “Bizim ülkemizde asgari zamcıları var. Asgari ücret konuşulduğu zaman harekete geçiyorlar. Bu her zaman böyleydi. Adam stokçuluk yapıyor. Et yerine başka bir şey kesiyor. Şimdi kanun çalışmaları var. Bu suçu işleyenlere ceza vereceğiz. Bu işi yapanlar merhametsiz adamlar. İsteseniz kadar ceza verin. Onların parayla ilgili ilişkisine kesmezseniz merhametsizce zam yapmaya devam ederler” dedi. “Ekonominin kötü yönetimi var” Toplumun büyük bir bölümünde alım gücünün düştüğünü kaydeden Atalay, “Ekonominin kötü yönetimi var. Bunu bedelini emekli, çitçi ve işsiz ve asgari ücretli ödüyor. Öyle bir noktaya geldik ki kamuda 20 yıl çalışan işçiler asgari ücretin bir tık üzerinde ücret alacak seviyede. Önceden kamudaki işçi ücretleri özel sektöre örnek oluyordu” ifadelerini kullandı. “Kamuda 950 bin kişi, örgütlülüğün dışında” Türkiye’de yaklaşık 4 milyon kamu emekçisinin olduğunun altını çizen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Emeğin ve işin geleceği tartışılıyor. Onun için geleceği soyut normlar değil, somut olaylar denilecek. Esnek çalışmanı tartışıldığı bir zemindeyiz. İstihdamın konuşulduğu bir zemindeyiz. İşin ve emeğin geleceğini konuşacaksak bu konuyu yine emeğin bileşenleri, sendikalar, kamu ve eğitim kurumları olarak hep beraber bu konuları tartışmamız lazım. Bunun için de bu sosyal diyalog ortamını arttırmakta fayda görüyorum. Kamuda 4 milyona yaklaşık kamu emekçisi var. Memur emeklisi sayısı 2 milyon 300 binin üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla altı milyonu aşan geniş bir kitleden bahsediyoruz. Örgütlenme boyutuna baktığınız zaman kamuda 950 bin kişi, örgütlülüğün dışında duruyor. Örgütlülüğün kapsamının ve örgütlülük alanının genişletilmesine ihtiyaç var. Bu konuda yeniden tartışmaya ihtiyaç var” dedi.
Elazığ Elazığ’da ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ semineri verildi Elazığ genelinde hizmet veren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi çalışanlarına “kadına yönelik şiddetle mücadele” ve “erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele” eğitim semineri verildi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) koordinasyonunda İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı katkılarıyla il genelinde hizmet veren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi çalışanlarına yönelik seminer düzenlendi. Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenen seminerde sinevizyon gösterimi destekli ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ ve ‘erken yaşta ve zorla evlilikler ile mücadele’ konuları hakkında sunumlar gerçekleştirildi. Seminerde, şiddetin tanımı, türleri, yaygınlığı, şiddet mağduru kadınlara sunulan hizmetler, aile içi şiddetle mücadelede yasal mevzuat, erken yaşta ve zorla evliliklerde yasal mevzuat ve tedbir kararları ve elektronik kelepçe konuları anlatıldı. Öte yandan, kolluk kuvvetleri tarafından Kadın Destek Uygulaması (KADES) ile Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Eylem Planı ve 6284 sayılı kanun ile ilgili bilgilendirmelerde bulunarak broşür dağıtıldı. Gerçekleştirilen seminer hakkında bilgi veren Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler il Müdürü Ömer Faruk Ergün, “İlimiz 2022-2025 yılları kadına yönelik şiddetle mücadele il eylem planı çerçevesinde Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi çalışanlarına yönelik ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ ve ‘erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele’ farkındalık eğitim çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kadına yönelik şiddetin her türlüsünü önlemek amacıyla toplumun her alanına inebildiğimiz, gidebildiğimiz her alana ulaşmak için çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.